[b]1.Bir kere ben burdaki hadisi bilmiyorum kaynağı nedir? [/b][b] 2.üstelik burdaki hadis doğru ise [u][color=red]bana göre [/color][/u]Ömer b Abdulaziz'dir(ranhum) bazı alimlere göre bu sonuncusu 5Raşid halifedir ama bu benim arada saydıklarımın halife olmadığını göstermez raşid olmadıklarını gösterir yani bu hadis doğruysa bile burdan şianın 12 imamına delil çıkmaz üstelik ben Resullerin bile günah işlediklerine ama kendilerine günah yazılmadığına hatta işledikleri ve işleyecekleri günahların peşin peşin affedilmiş olduğuna inanan birisiyim bu meyanda bırakın şianın 12 imamını ilk dört halife bile bana göre masum değildir yani verdiğiniz hadisten gene 12 imama delil çıkmaz[/b]
1Soru:Bu benim duşunçem:o hadis Buhari'de var, şahsen gördüm. Fakat benim anlamadığım nokta şu; hadiste 12 halife denilmekte , 12 imamların içinde Hz Ali(r.a) ve Hz Hasan(r.a) hariç kimse halife olmamıştır. Onun için ben herzaman şuna inanıyorum. Hz Ebubekir(r.a) Hz Ömer(r.a) Hz Osman(r.a) herzaman o hadisin kapsadığı 12 halife kapsamının içindedirler.?
2.Soru:Kardeşim diyor ki:siz halife sözünden sadece kral, tahta geçen kimseyi anlıyorsunuz. halife naib demektir. mesela Hz. Adem (a.s) Allahın yer yüzündeki halifesidir yani naibidir. ama Hz. Ademin (a.s) tahta geçtiği, emirlik yaptığını biz bilmiyoruz ve okumadık eğer elinizde böyle bir bilgi varsa paylaşın. aynı durum imamlar (a.s) içinde söz konusudur. onlar (a.s) Rasulullahın (s.a.a) halifeleridir. ancak, onların zahiri hilafetten yani tahta geçmekden mahrum olması onların halife olmadığı anlamına gelmez. mesela şöyle diyelim bize göre Ebu Bekir ve ondan başlayarak sizin son halife kabul ettiğiniz Osmanlı padişahına kadar geçenler bize göre sadece birer kraldı, halife değildi. Rasululllahın (s.a.a) halifesi Ali ibni Ebu Talipti (a.s). sadece Hz. imam Ali (a.s) zahiren halife olamadı ama bu onun halife olmadığı anlamına gelmez. şimdi siz bu 12 halifenin kim olduğunu açıklaya bilirmisiniz? oysa ki, sizin sayıma göre bilem kaç tane halife gelip geçti. tamam diyelim ki, siz bu kadar kişiden 12-i gerçek halife diyorsunuz. peki bize bu 12 kişiyi saya bilirmisiniz? tamam diyelim ki, 4-ü "raşidi halife", 5-si Hz. imam Hasan (a.s) hadi 6-cı da II Ömer (Ömer bin Abdulaziz) olsun. geriye kalan 6 kişiyi sayın (artık bu nasıl sayım olduysa).???
3.Soru:Akıl ve mantık çerçevesinde düşündüğün zaman bütün sahabenin adil olduğunu düşünmek o şekilde inanmak son derece yanlış.. Ne yani le ilahe illallah muhammedin resululllah diyen anında melek mi oldu.yılların vermiş olduğu alışkanlıklar huylar bir anda uçup gittimi..Nasıl olur hz Resulullahı bir ay gören ile 23 sene beraber olan onunla yatıp onunla kalkan biri aynı ölçüde adaletli olsun bunu mantık kabul edermi acaba. Ehlisünneti nasıl ikna etmişlerse malesef hepsini aynı değerde görüyorlar..Halbuki ehlisünnetin bu görüşünü kuranı kerim reddediyor.buna rağmen bu büyük hatadan geriye dönmüyorlar.yani kuran sahabenin içinde bir çok münafık olduğunu söylediği bildirdiği gibi,bununla yetinmeyip hz Resulullaha bir ayette hem kafirler ile hemde münafılarla savaşmasını emrediyor..ve bunların yerinin cehennemin en alt tabakasının olduğunu ayet bize açık ve net olarak söylüyor ALLAH ın hz Resulullaha savaşmasını emrettiği münafıklar onun etrafında olan münafık sahabelerdir.. 4.Soru:Sahabenin tamamının adil olduğunu kabul etmek,bir nevi kuran'a ve resulullahın söylemlerine uhalefet etmektir. hakkın karşısında batılı içtihad! ederek büyük fitnelerin ortaya çıkmasına sebep olmanın neresi adalettir? yani fitnecilikle adaletli olmak birarada olabilirmi? peygamberin ehlibeytine zulmedenler adaletli olabilirmi? heyhat!!!! Not:inşallah Bekliyorum cevabini!
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Cuma 29 Ocak 2010, 18:48
1soru:Zeyd bin Aliyi (a.s) imam olarak kabul etmiyorsunuz?2soru:Ebu Hanifenin Zeyd bin Alinin Emevilere karşı isyanına sıcak baktığı ve onu gerçek imam bildiği ifadesi vardı. ben ondan söyledim o sözleri. Emevilere karşı kıyam eden gerçek imam. açıktır ki, eğer Zeyd bin Ali isyanı başarlı olsa idi emevilerin hükumetini yıkacak ve devletin başına geçecekti (bizde ki, bazı hadislere göre O imamlar (a.s) için kıyam etmişti).?NOT:bu yazilanlari silmeyiniz emir kardeshimin misafiriyim!
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında C.tesi 30 Ocak 2010, 14:41
Azerbaycan kardeşim öncelikle çok fazla ve gereksiz soru soruyorsun yanlış anlama bundan rahatsız olduğum için değil
ama bir zamanlar ben de hep başkalarının yanlışını düzelteceğim diye sürekli aslında faydası olmayan konularda araştırma yapar bir sürü kitap ve yazı okurdum sonra da gider ve cedel yapardım ki inanki hiçbirinden hiçbir fayda görmediğim gibi sonradan namaz konusunda bir iki kitap okuyunca namazı bile yanlış kıldığımı gördüm.
yani benden sana tavsiye başkaları ile tartışacağım diye vakit kaybedeceğine kendin sana lazım olacak akide, Kur'ani hadis vb. konularda birşeyler öğrenmeye bak.
şimdi Zeyd b. Ali hakkında sana mumsemada cevap verdim ama galiba görmedin Aşağıdaki satıra tıkla:
Konu: Geri: Halifelik Hakkında C.tesi 30 Ocak 2010, 15:21
Kardeş Allahçün akşama kadar bakü sahatile 8,9,10 Türkiye sizin sahatla akşam 7.8yukaridaki sordugum tüm sorulara cevab yazarsaniz beni mütlü edeçeksiniz bunu kardeşime gostereceyim. Not:Kusura bakma bu benim sorum diyil kardeşimin.
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında C.tesi 30 Ocak 2010, 15:56
Alıntı :
1Soru:Bu benim duşunçem:o hadis Buhari'de var, şahsen gördüm. Fakat benim anlamadığım nokta şu; hadiste 12 halife denilmekte , 12 imamların içinde Hz Ali(r.a) ve Hz Hasan(r.a) hariç kimse halife olmamıştır. Onun için ben herzaman şuna inanıyorum. Hz Ebubekir(r.a) Hz Ömer(r.a) Hz Osman(r.a) herzaman o hadisin kapsadığı 12 halife kapsamının içindedirler.?
2.Soru:Kardeşim diyor ki:siz halife sözünden sadece kral, tahta geçen kimseyi anlıyorsunuz. halife naib demektir. mesela Hz. Adem (a.s) Allahın yer yüzündeki halifesidir yani naibidir. ama Hz. Ademin (a.s) tahta geçtiği, emirlik yaptığını biz bilmiyoruz ve okumadık eğer elinizde böyle bir bilgi varsa paylaşın. aynı durum imamlar (a.s) içinde söz konusudur. onlar (a.s) Rasulullahın (s.a.a) halifeleridir. ancak, onların zahiri hilafetten yani tahta geçmekden mahrum olması onların halife olmadığı anlamına gelmez. mesela şöyle diyelim bize göre Ebu Bekir ve ondan başlayarak sizin son halife kabul ettiğiniz Osmanlı padişahına kadar geçenler bize göre sadece birer kraldı, halife değildi. Rasululllahın (s.a.a) halifesi Ali ibni Ebu Talipti (a.s). sadece Hz. imam Ali (a.s) zahiren halife olamadı ama bu onun halife olmadığı anlamına gelmez.
Halife kelimesi kaç anlama geliyor bilmiyorum ama Resulullahın "Beden sonra 12 halife gelecektir" sözündeki halifeden kasıt ile "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" ayetindeki halife kelimeleri birbirinden farklıdırlar. Hadisteki yönetici, ayetteki sonradan gelen anlamlarına gelir.
Ayetteki anlamıyla yeryüzünde bulunan her insan halifedir. Hadisteki anlamı ile ise Resulullah'tan sonra ümmetin başına geçen ve ümmetin işlerini Resulullah'ın sünnetine göre idare eden her devlet başkanı halifedir.
Bu anlamda olarak ümmetin başına geçemeyen hiç kimse Resulullah'ın halifesi olmadığı gibi, ümmetin başına geçen ama ümmeti sünnete göre idare etmeyen kişiler de halife değildir. Onlar hakkında Resulullah'ın "ısırıcı melikler" tabirini kullandığı iddia edilmektedir. Yani kardeşiniz başa geçen herkesin halife olmadığı noktasında haklı, fakat başa geçememiş 12 imamın halife olduğu konusunda haksızdır.
Kardeşinizin Adem (as)'ın tahta çıkmadığı yolundaki iddiasına gelince, Bazı İsraili haberlere göre Adem (as) kendi tebaasının yöneticisidir. Onlar aralarındaki anlaşmazlıkları Adem (as)a getirilerdi O da çözerdi. Nitekim Habil ile Kabil arasındaki anlaşmazlıkta o her ikisinin de kurban kesmesini istemiş, gökten inecek ateş kimin kurbanının yakarsa onun haklı olduğunu hükme bağlamıştır.
Hatta ayetlerden ve hadislerden anladığımız kadarı ile, ümmeti, Adem (as)'a danışmayınca, ölen bir kişinin cesedini dahi ne yapacağını bilemeyecek ve bunu ancak bir kargadan öğrenebilecek kadar aciz idi.
Yani Adem (as) hem sonradan gelen anlamında hem de ümmetin idarecisi anlamında halife idi.
sahabilerin adaleti hakkında ise öncelikle sahabi tanımı alimden alime değişir bazıları Resulullah'ı gören ve ona iman eden herkesi sahabi sayarken bazıları ona iman etse de, Resulullah'la birkaç ay sohbet etmeyen, ondan hadis rivayet etmeyen ve tanınmayan hiç kimseyi sahabi saymazlar
ilk grubun tarifine göre sahabi sayısı 110 000'den fazla iken ikinci grubun tarifine göre sahabi sayısı 2000 civarındadır.
Ama her iki tarife göre de hiçbir sahabi münafık değildir. Hiçbir münafık da sahabi değildir.
Şimdi tüm sahabileri tadil edenler zannedersem ikinci gruptakilerdir.
Kaldı ki adalet sadece müminlerde olur diye bir kaide de yoktur. Bir kafir de pekala adil olabilir. Adeletin ölçüsünü mümin olmaya ya da kardeşinizin yaptığı gibi peygamberle görüşmenin uzunluğuna bağlamak yanlıştır.
Alıntı :
Nasıl olur hz Resulullahı bir ay gören ile 23 sene beraber olan onunla yatıp onunla kalkan biri aynı ölçüde adaletli olsun bunu mantık kabul edermi acaba.
kerdeşinizin bu cümlesine göre 12 imamın Resulullah ile görüşen ilk bir iki tanesi haricinde hiçbir Ebu Bekir ve Ömer kadar adil değil demektir. Zira hiçbiri Resulullah'ı o iki sahabiden daha uzun görmemiştir.
Kaldı ki Ebu Bekir, Resulullah (sav)'i Ali'den daha uzun zaman görmüştür. Yok "Ali daha önce müslüman oldu" denirse ben de "Resulullah peygamber olmadan önce de adildi ve Ebu Bekir ile arkadaştı. Üstelik ikisi de hanif idi. Ali ile de hemen hemen aynı zamanda müslüman oldu.Dolayısı ile o Aliden de Hasandan da Hüseyinden de daha adildir. Ömerin Resulullahla geçirdiği süre de Hasan ve Hüseyinden fazladır." derim.
Ama dediğim gibi adeletin ölçüsü Resulullahla geçirilen sürenin uzunluğu ya da kısalığı değildir.
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında C.tesi 30 Ocak 2010, 17:47
Ashabı tadil eden ayetlere örnekler de var
48 Fetih 18- Andolsun ki o ağacın altında sana biat ederlerken Allah, o müminlerden razı olmuştur. Kalplerinde olanı bilmiş, onlara güven duygusu vermiş ve onları pek yakın bir fetihle ödüllendirmiştir.
9 Tevbe 100- Öne geçen ilk muhacirler ve ensar ile onlara güzellikle tabi olanlar var ya, işte Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. Allah onlara, içinde ebedi kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük kurtuluştur.
8 Enfal 64- Ey Peygamber! Sana ve sana uyan müminlere Allah yeter.
59 Haşr 9- Daha önceden Medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
10- Bunların arkasından gelenler şöyle derler: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin!
Bence bu son ayet bile yetip de artmalı ashaba dil uzatanlara.
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında C.tesi 30 Ocak 2010, 18:00
Ashabın adil oluşuyla ilgili olarak bir de şunu buldum: Onların adil oluşundan kasıt Resulullah'tan duymadıklarını "duydum" demeyecekleri anlamındadır.
Hadis No: 4802 Tanim: Ali (ra) dedi ki: "Ben size Resulullah (sav)'dan bir hadis söyleyince, Allah'a yemin olsun Aleyhisselatu vesselam'ın söylemediği bir şeyi söylemektense gökten atılmayı tercih ederim. Ancak benimle sizin aranızda cereyan eden şeyler hakkında konusunca, bilesiniz harp hiledir...
Enes b. Malik, kendisine sorulan rivayetlerinin hepsini Resulullah'tan alıp almadığı yönündeki soruya kızarak şu cevabı vermiştir: Hayır. Vallahi bizim naklettiğimiz hadislerin tamamı bizzat Resulullah'tan duyduklarımız değildir. Velakin biz birbirimizi (yalancılıkla) itham etmezdik.
Onların arasında kan dökülmesine sebeb olacak bazı ihtilaflar da çıkmış fakat hiçbiri bir diğerini yalancılıkla ve ihanetle suçlamamıştır. Aksine yeri gelince muhaliflerinin faziletini ikrar etmişlerdir.
Ahmed bin Hanbelin kayıtladıgı bir Hadisi Şerifte Peygamberimiz mealen şöyle buyurmaktadır: ** Ashabım hakkında Allahtan korkun, ashabım hakkında Allahtan korkun. Benden sonra onları kendinize hedef hâline getirip düşmanlık etmeyin. Kim onları severse bana olan sevgisinden dolayı sever. Kim de onlara kin beslerse bana olan kini dolayısıyla böyle yapar. Kim onlara eziyet ederse bana eziyet etmiş olur. Kim bana eziyet ederse Allaha eziyet etmiş demektir. Her kim de Allaha eziyet ederse çok geçmeden Allah onun belasını verir...** Müsned, 5/57
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Paz 31 Ocak 2010, 12:47
Kod:
[b]Halife kelimesi kaç anlama geliyor bilmiyorum ama Resulullahın "Beden sonra 12 halife gelecektir" sözündeki halifeden kasıt ile "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" ayetindeki halife kelimeleri birbirinden farklıdırlar. Hadisteki yönetici, ayetteki sonradan gelen anlamlarına gelir.[/b]
öncelikle kendinden arapça keşf etme! halife sözünün yönetici anlamı yoktur. ikinci olarak ayette geçen halife sözünün "sonradan gelen" olduğunu söylemişsin buda yeni bir arapça keşf. halife sözünün anlamı naib/canişindir. hadisde geçen halifeden kasıtda budur.
Kod:
Ayetteki anlamıyla yeryüzünde bulunan her insan halifedir. Hadisteki anlamı ile ise Resulullah'tan sonra ümmetin başına geçen ve ümmetin işlerini Resulullah'ın sünnetine göre idare eden her devlet başkanı halifedir.
dediğim gibi "halife" sözünün devlet başkanı anlamıda yoktur. sadece Rasulullah (s.a.a) ümmetin imamı/önderi olduğundan onun halifesi/naibi de bu görevdedir ve bu anlamda yöneticidir.
Alıntı :
Bu anlamda olarak ümmetin başına geçemeyen hiç kimse Resulullah'ın halifesi olmadığı gibi, ümmetin başına geçen ama ümmeti sünnete göre idare etmeyen kişiler de halife değildir. Onlar hakkında Resulullah'ın "ısırıcı melikler" tabirini kullandığı iddia edilmektedir. Yani kardeşiniz başa geçen herkesin halife olmadığı noktasında haklı, fakat başa geçememiş 12 imamın halife olduğu konusunda haksızdır.
halife sözü arapçadır anlamı naibdir. müslümanların imamı/önderi aynı zamanda müslümanlara Rasulullahın (s.a.a) halifesidir/naibidir. bu naibde Rasulullahın (s.a.a) tayini ile Hz. imam Alidir (a.s). Rasulullahın (s.a.a) halifesi/naibi olan Hz. imam Ali (a.s) aynı zamanda da müslümanların imamı/önderidir. bazı kimselerin bu makamı gasp etmesi onun bu makamda olmadığı anlamına gelmez.
[/b]
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Paz 31 Ocak 2010, 12:51
Kod:
[b]Halife kelimesi kaç anlama geliyor bilmiyorum ama Resulullahın "Beden sonra 12 halife gelecektir" sözündeki halifeden kasıt ile "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" ayetindeki halife kelimeleri birbirinden farklıdırlar. Hadisteki yönetici, ayetteki sonradan gelen anlamlarına gelir.
Ayetteki anlamıyla yeryüzünde bulunan her insan halifedir. Hadisteki anlamı ile ise Resulullah'tan sonra ümmetin başına geçen ve ümmetin işlerini Resulullah'ın sünnetine göre idare eden her devlet başkanı halifedir.
Bu anlamda olarak ümmetin başına geçemeyen hiç kimse Resulullah'ın halifesi olmadığı gibi, ümmetin başına geçen ama ümmeti sünnete göre idare etmeyen kişiler de halife değildir. Onlar hakkında Resulullah'ın "ısırıcı melikler" tabirini kullandığı iddia edilmektedir. Yani kardeşiniz başa geçen herkesin halife olmadığı noktasında haklı, fakat başa geçememiş 12 imamın halife olduğu konusunda haksızdır. [/b]
İşte o halde başa geçmiş halifelerden iki tanesinin dışında kimse peygamberin sünnetine riayet etmedi. Senin mantığınla düşünürsek o halde 12 halife nerede kalıyor? 2 halife var peygamberin sunnetine uymuş ve başa geçmiş ya diğer 10 halife nerede?
12 İmamlardan başka hiçbir kimse peygamberin makamına oturamazdı. Oturanlar da o makamı gasp ettiler. Ve isimleri tarihe lanetli gasipler olarak kaydoldu. 12 İmamlardan başkasının peygamberin halifesi olmaya yetkisi yoktur. Delil yoktur 12 İmam as'dan başkası için. Bu forumlarda ve onca kitapalrda belirtilen yığınla delile rağmen Ali as'ın Ehl-i Beyt'in hakkını gasp edip onlara zulmedenler nasıl oluyor da bahsolunan hadisin muhatabı olabiliyor. Kimi kimin önüne getirdiğinize dikkat edin! bundan hesap sorulacak. Masum imamların önüne getirdikleriniz ile masum imamları mukayese bile edemezsiniz. Önce onları tanıyın. Tanıyın ki farkı fark edin. Dünya malına tapanlardan, Peygamber'in evini yakanlara, Ali as'ın hakkını gas edenlerden peygamber torununu doğmadan şehit edenlere kadar ne kadar Allahın kitabına ve Resuşün sunnetine düşman varsa Emevi zihniyeti onları dokunulmazlık yasası kapsamına aldı, yüceltti de yüceltti. Yazık ki birileri bu oyunların bozuk anlayışların esiri durumunda hâlâ!
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Paz 31 Ocak 2010, 12:54
Alıntı :
öncelikle sahabi tanımı alimden alime değişir bazıları Resulullah'ı gören ve ona iman eden herkesi sahabi sayarken bazıları ona iman etse de, Resulullah'la birkaç ay sohbet etmeyen, ondan hadis rivayet etmeyen ve tanınmayan hiç kimseyi sahabi saymazlar
ilk grubun tarifine göre sahabi sayısı 110 000'den fazla iken ikinci grubun tarifine göre sahabi sayısı 2000 civarındadır.
Ama her iki tarife göre de hiçbir sahabi münafık değildir. Hiçbir münafık da sahabi değildir.
Şimdi tüm sahabileri tadil edenler zannedersem ikinci gruptakilerdir.
Kaldı ki adalet sadece müminlerde olur diye bir kaide de yoktur. Bir kafir de pekala adil olabilir. Adeletin ölçüsünü mümin olmaya ya da kardeşinizin yaptığı gibi peygamberle görüşmenin uzunluğuna bağlamak yanlıştır
Peygamber'i gören ve inandım diyen herkesi sahabe sanmak ahmaklıktır, Kuran'a aykırılıktır. Zira onlar hakkında bir sürü munafık konulu ayet gelmiştir. Sahabe sanılan herkesi adil ve kurtuluş vesilesi sanmak ise ayrıca bir düşüncesizliktir. Temelsiz, mesnetsiz dayatmacı despot bir anlayışın ifadesidir böyle bir anlayış!
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Paz 31 Ocak 2010, 13:21
Alıntı :
öncelikle kendinden arapça keşf etme! halife sözünün yönetici anlamı yoktur. ikinci olarak ayette geçen halife sözünün "sonradan gelen" olduğunu söylemişsin buda yeni bir arapça keşf. halife sözünün anlamı naib/canişindir. hadisde geçen halifeden kasıtda budur.
her kelimenin bir sözlük bir de ıstılahi manası vardır kemer kelimesini terziye söylesen belindeki kemeri anlar mimara söylesen binalardaki bir mimari yapıyı anlar.
halife kelimesinin sözlük anlamı sonradan gelen/ ardından gelen/birinin yerine ondan sonra geçen demektir istediğin arapça sözlükten bakabilirsin halife kelimesinin ıstılahi manası da "Resulullah öldükten sonra ümmetin işlerini çekip çevirmesi için ümmetin/ islam devletinin başına geçen demektir.
Alıntı :
bu naibde Rasulullahın (s.a.a) tayini ile Hz. imam Alidir (a.s). Rasulullahın (s.a.a) halifesi/naibi olan Hz. imam Ali (a.s) aynı zamanda da müslümanların imamı/önderidir. bazı kimselerin bu makamı gasp etmesi onun bu makamda olmadığı anlamına gelmez.
bana kelime uydurduğumu söylüyorsun ama şiilere hadis uydurmamalarını, var olan hadislerin anlamlarını çarpıtmamalarını da söylüyor musun? Eğer halifelik Resulullah tarafından Ali'ye verildi ve diğerleri bunu gasbetti ise Ali'nin Emevilere karşı ayaklanan torunları kadar şerefi yok demektir. Nasıl olur da torunları dedelerinin hakkını ararken dedeleri olan Ali, hakkının gasb edilmesine sessiz kalmış olabilir?
Alıntı :
İşte o halde başa geçmiş halifelerden iki tanesinin dışında kimse peygamberin sünnetine riayet etmedi. Senin mantığınla düşünürsek o halde 12 halife nerede kalıyor? 2 halife var peygamberin sunnetine uymuş ve başa geçmiş ya diğer 10 halife nerede?
12 İmamlardan başka hiçbir kimse peygamberin makamına oturamazdı. Oturanlar da o makamı gasp ettiler. Ve isimleri tarihe lanetli gasipler olarak kaydoldu. 12 İmamlardan başkasının peygamberin halifesi olmaya yetkisi yoktur.
kimmiş sana göre o iki tanesi? Ashabın derece bakımından en küçüğüne dahi lanetli diyen lanetlinin ta kendisidir.
Alıntı :
Peygamber'i gören ve inandım diyen herkesi sahabe sanmak ahmaklıktır, Kuran'a aykırılıktır. Zira onlar hakkında bir sürü munafık konulu ayet gelmiştir. Sahabe sanılan herkesi adil ve kurtuluş vesilesi sanmak ise ayrıca bir düşüncesizliktir. Temelsiz, mesnetsiz dayatmacı despot bir anlayışın ifadesidir böyle bir anlayış!
sen haikikaten hiç anlamıyorsun ben "inandım diyen herkes sahabidir" demedim "Peygamberi gören ve iman eden herkes bazı alimlere göre sahabidir" dedim
Yoksa inandım diyenlerin bir kısmının münafık olduklarını biz de biliyoruz Ama onların yani münafıkların, Ömer, Ebu Bekir vb ashabın büyüklerinden bazıları olduğunu iddia eden de salağın önde gidenidir. Zira kur'an bize bu sahabilerin çalışmları ile geldi onların münafık olduğunu iddia etmek, onların Kur'an'ı değiştirebileceğini de iddia etmektir. sahi sen ve kardeşin Kur'an hakkında ne düşünüyorsunuz? birkaç ayet verdim beyat edenler ve hicret edenler hakkında içlerinde ömer ve ebu bekir de var
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Paz 31 Ocak 2010, 15:34
Kod:
[b]her kelimenin bir sözlük bir de ıstılahi manası vardır kemer kelimesini terziye söylesen belindeki kemeri anlar mimara söylesen binalardaki bir mimari yapıyı anlar.[/b]
ben gayet iyi biliyorum ama siz ehli sünnettce ıstilahi manayı kullandın. şiaya göre asla öyle değil
Alıntı :
[b]bana kelime uydurduğumu söylüyorsun ama şiilere hadis uydurmamalarını, var olan hadislerin anlamlarını çarpıtmamalarını da söylüyor musun?
Yalan söyledikleri için onlara elem verici azap vardır." (Bakara suresi 10-cu ayet)hamd olsun, bizim hadis uydurmaya ihtiyacımız yok! zaten kitaplarınız
Kod:
[color=blue][color=#000000]Ehli Beytin (a.s) faziletlerine dair hadislerle dolup taşıyor ama siz bu konuda [/color][/color] [color=blue][color=#000000]Eğer halifelik Resulullah tarafından Ali'ye verildi ve diğerleri bunu gasbetti ise Ali'nin Emevilere karşı ayaklanan torunları kadar şerefi yok demektir. Nasıl olur da torunları dedelerinin hakkını ararken dedeleri olan Ali, hakkının gasb edilmesine sessiz kalmış olabilir? [/color][/color]
çünkü Ali (a.s) din için, dinin yaşması için savaşıyordu. Hz. imam Ali (a.s) Ebu Bekir, Ömer ve Osman devrinde kıyam etmedi, hakkı için savaşmadı sebebi ise İslamın yaşaması, "la ilahe illellah, Muhammeden rasulullah" sözünün dillerden düşmemesi idi. Ali (a.s) kıyam etmedi, çünkü o devirde zaten İslam karşısında 4 cepe vardı: Hristiyanlar, Yahudiler, Meccusiler ve munafıklar (bugünkü vehabilerin ataları). eğer bu 4 tehlike karşısında Alide (a.s) bir bayrak kaldırsaydı, hükumeti ele alsa bile geriye İslamdan başka bir şey kalmayacaktı. eğer "zaten hilafeti gasp ettiklerinden gerçek İslam kalmadı" denilirse "doğru, ama bu sayede azda olsa gerçek İslamın yaşama şansı kaldı" diye cevap verilir. Hz. imam Hüseyinin (a.s) kıyam etmesine gelince, o devirde her şey farklı idi, İslam için önceki ciddi tehlikeler kalmamıştı, İran (meccusiler) dağılmış, Bizans (hristiyanlar) çökmüştü.
[/b]
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Paz 31 Ocak 2010, 16:16
Alıntı :
şiaya göre asla öyle değil [b]
şiadan bana ne sana ne? halife bir kelimedir ve her kelime aid olduğu dildeki anlamı ile kullanılmalıdır biz ise Kur'an ve sünnette geçen halife kelimeleri hakkında konuşmuyor muyuz? Kur'an ve hadisler de Arapça değil midir? dolayısı ile ayet ve hadislerdeki halife kelimesinin ne anlama geldiğini anlamak için şianın ya da sünnilerin sözlüklerine değil Arapların sözlüklerine bakmak gerekir.
Alıntı :
Yalan söyledikleri için onlara elem verici azap vardır."
bunu bana "vallahi billahi ben şii değilim" diyen mi söylüyor bir başkası mı?
Alıntı :
Ali (a.s) kıyam etmedi, çünkü o devirde zaten İslam karşısında 4 cepe vardı: Hristiyanlar, Yahudiler, Meccusiler ve munafıklar (bugünkü vehabilerin ataları). eğer bu 4 tehlike karşısında Alide (a.s) bir bayrak kaldırsaydı, hükumeti ele alsa bile geriye İslamdan başka bir şey kalmayacaktı. eğer "zaten hilafeti gasp ettiklerinden gerçek İslam kalmadı" denilirse "doğru, ama bu sayede azda olsa gerçek İslamın yaşama şansı kaldı" diye cevap verilir. Hz. imam Hüseyinin (a.s) kıyam etmesine gelince, o devirde her şey farklı idi, İslam için önceki ciddi tehlikeler kalmamıştı, İran (meccusiler) dağılmış, Bizans (hristiyanlar) çökmüştü.
tamamen heva ve hevesle söylenmiş üstelik kendi içinde çelişkili sözler Ali zamanında Hristiyanlar, Yahudiler, Meccusiler ve munafıklar vardı diyorsun bir kere Ali zamanında Arabistanda hristiyanlar ve Yahudilerin siyasi bir gücü de yoktu nüfus gücü de yoktu Hüseyin ve torunları zamanında ise saydığın bu güçlere Türkler, Emeviler ve Abbasiler ve kim bilir daha kimler eklenmişti.
Alıntı :
İran (meccusiler) dağılmış, Bizans (hristiyanlar) çökmüştü.
sayıca az olan yahudileri bir güç sayıyorsun da devletleri yeni yıkılmış ve şianın ataları olan mecusileri neden bir güç saymıyorsun? üstelik Bizans çökmemiş, İranın çökmesi ile nisbeten güçlenmiş de sayılırdı. Bizans 1071'den sonra aşırı zayıflayıp 1453'te çöktü
Alıntı :
imam Ali (a.s) Ebu Bekir, Ömer ve Osman devrinde kıyam etmedi, hakkı için savaşmadı sebebi ise İslamın yaşaması, "la ilahe illellah, Muhammeden rasulullah" sözünün dillerden düşmemesi idi.
şimdi ümmeti dört bir yandan düşmanları sıkıştırmışken siz neden 1400 yıl önce olmuş bitmiş bir olayı gündeme getiriyorsunuz? neden geçmişte Moğolları Haçlıları Osmanlıya karşı Avrupayı desteklediniz şimdi de Amerikayı destekliyorsunuz? ümmete yardım edecek şerefiniz yoksa Ali gibi köşenize çekilin
ben yine de diyorum ki siz Ali hakkı olan hilafet için savaşmadı diyerek ona "korkak bir alçaktır." demiş oluyorsunuz. eğer dediğiniz doğru ise -ki değil- "Vallahi Resulullah'a verdikleri bir keçi yularını bana da vermezlerse onlarla savaşacağım." diyen Ebu Bekir hilafete ondan daha layıktır.
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Paz 31 Ocak 2010, 18:08
Kardeş ben onun kardeshimin acisindan söyliyorum ben şia falan diyilim Vallahi billahi
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Paz 31 Ocak 2010, 19:36
Alıntı :
halife bir kelimedir ve her kelime aid olduğu dildeki anlamı ile kullanılmalıdır biz ise Kur'an ve sünnette geçen halife kelimeleri hakkında konuşmuyor muyuz? Kur'an ve hadisler de Arapça değil midir? dolayısı ile ayet ve hadislerdeki halife elimesinin ne anlama geldiğini anlamak için şianın ya da sünnilerin sözlüklerine değil Arapların sözlüklerine bakmak gerekir.
gelelim halife sözüne, sen bu sözün kendi kafanda bir yerlerde, devlet başkanı olduğunu düşüne bilirsin ama asla öyle değil. zira Ebu Bekir, Ömer, Osman ve diğerleri (Emeviler, Abbasiler, Osmanlılar) aynı anda iki lakap taşıyorlardı. bir: Rasulullahın halifesi. iki: müminlerin emiri (osmanlıda padişah). onlarda halife sözünden bunu anlıyorlardı. istersen bunu sana bizzat Ebu Bekir, Ömer ve Emevilerden olan bazı şahısların sözleri ile açıklarım.
Alıntı :
tamamen heva ve hevesle söylenmiş üstelik kendi içinde çelişkili. bir kere Ali zamanında Arabistanda hristiyanlar ve Yahudilerin siyasi bir gücü de yoktu nüfus gücü de yoktu Hüseyin ve torunları zamanında ise saydığın bu güçlere Türkler, Emeviler ve Abbasiler ve kim bilir daha kimler eklenmişti.
.Ebu Bekir ve Ömer devrinde hristiyanlarla (Bizansla) ve meccusilerle (İranla) savaşlar gittiğini her hangi bir tarih kitabından öğrene bilirsin. ayrıca Hz. Peygamber hayatta iken, tüm devletlere elçiler yollladı, İsama davet etti. davet ettiği şahıslardan biri, meccusi (İran) şahı II Hüsrev bu tebliği kabul etmedi aksine Yemendeki valisine müslümanlara karşı harekete geçme emri verdi, hristiyanlara (Bizansa) gelince, müslümanlar onlarla zaten savaş halinde idi Mute gazvesini okursan bu konuda bilgi ala bilirsin, sırf hristiyanlar müslümanlar için tehlike olduğundan dolayı Hz. Peygamber (s.a.a) hasta olduğu halde Usame bin Zeyd (r.a) komutasında bir ordu kurdu ve onlara Şam üzerine yürüme emri verdi. orduyu harekete geçirirken "Allah Usamenin ordusundan ayrılana lanet etsin" dedi ama ne hikmetse Ebu Bekir ve Ömer bu ordudan ayrıldı. aç istediğin her hangi bir tarih kitabı oku. şimdi İslam için hangi tehlikenin olduğunu bildinmi? Hz. imam Hüseyin (a.s) devrine gelince, sen yani bu iki devir (Hz. imam Ali ve Hz. Hüseyin (a.s) devirlri) arasındakı farkı görmeyecek kadarmı bilmiyormusunuz?
Kod:
şianın ataları olan mecusileri
."Yalan söyledikleri için onlara elem verici azap vardır." (Bakara suresi 10-cu ayet)
Alıntı :
şimdi ümmeti dört bir yandan düşmanları sıkıştırmışken siz neden 1400 yıl önce olmuş bitmiş bir olayı gündeme getiriyorsunuz?
,bende bu mantıkla sana "niye yahudi ve hristiynalarla 1400 yıl önce yaşanmış olup bitmiş konuları konuşalım" diye sora bilirim ama senin cevabın bu: "çünkü hakka davet etmek, üzde müslüman görünen yezit yavrularına karşı savaşmak, iyiliği emr edip, kötülükden sakındırmak her zaman için vaciptir"
Alıntı :
neden geçmişte Moğolları Haçlıları Osmanlıya karşı Avrupayı desteklediniz
,Yalan söyledikleri için onlara elem verici azap vardır." (Bakara suresi 10-cu ayet)
Alıntı :
şimdi de Amerikayı destekliyorsunuz? ümmete yardım edecek şerefiniz yoksa Ali gibi köşenize çekilin
,"Yalan söyledikleri için onlara elem verici azap vardır." (Bakara suresi 10-cu ayet) Amerikayı ve İsarili kimin desteklediği gözler önünde ve Amerikayla İsraile kimin düşman olduğuda gözler önünde. ne demişler "görünen köy kılavuz istemez". Suud hükumetinin İrak-Amerika savaşında kimi desteklediğini her kes biliyor, İsraile kimin yardım ettiğini de her kes çok iyi biliyor. bugün Suud İsraile yardım ederken İsraile karşı sadece Hizbullah, Hamas ve İran var. bunun akabine İrakda şii halka terör uygulayan El Kaide var.
Kod:
ben yine de diyorum ki siz Ali hakkı olan hilafet için savaşmadı diyerek ona korkak bir alçaktır." demiş oluyorsunuz. eğer dediğiniz doğru ise -ki değil-"Vallahi Resulullah'a verdikleri bir keçi yularını bana da vermezlerse onlarla savaşacağım." diyen Ebu Bekir hilafete ondan daha layıktır.
,bizim Ali (a.s) için ne dediğimizi dünya biliyor. bilmiyorsan sende bil "Esedullah, Seyfullah, Sıddık, Faruk" ve yine bil ki Ali (a.s) kendisi "Sıddıkı Ekber benim bunu benden başka idda eden yalancıdır" dedi (Süneni ibni Mace, Mukaddime, hz. Alinin fazileti babı; imam Nesai "Hasaisul Aleviyye"). Hz. imam Alinin (a.s) neden onlara karşı savaşmadığı konusunda yeterli sözleri söyledik.
NOT:Bu kardeşimin sorudur aziz kardesim
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Paz 31 Ocak 2010, 21:10
dört halife döneminde yahudi ve hristiyanların arap yarımadası üzerinde hiçbir siyasi güçleri yoktu onların zamanında arabistan dışında iran ve bizansla yapılan savaşlar bunun aksini isbatlamaz Ama eğer onları dört halife devrinde arabistanda etkin bir siyasi güç sayacaksanız ben de derim ki hüseyin zamanında arabistanda etkin olan güçler bundan daha fazla idi zira mecusiler ve türkler islam şehirlerine yayılmış ele geçirilen topraklarla ülkedeki zimmi hristiyanların sayısı artmış ve bir de araplar kendi aralarında emevi abbasi harici alevi sünni diye parçalara ayrılmışlardı
şiilerin hep kefirlerle işbirliği yaptığına gelince tarih bunun onlarca örneği ile doludur belirli bir tarihten sonra osmanlının avrupaya her saldırışında osmanlıya saldırmadınız mı şimdi afaganistan ve ırakta amerikaya yardım etmiyor musunuz? sizin amerika ile aranızdaki göstermelik savaş bir akide savaşı değildir milliyetçilik savaşıdır eğer aranızdaki savaş akidevi olsa idi ırakta onlara yardım etmezdiniz ırakta amerikaya karşı savaşan bir iki arap milliyetçisi şii var iran yanlısı şii çoğunluk ise amerika ile işbirliği içindedir ne de olsa "düşmanınızın düşmanı dostunuzdur" değil mi? ne de olsa tüm sünniler yezid yavrusu değil mi? yezidden nefret ettiğinizin yarısı kadar Allah'tan korksaydınız ve Resulünü sevseydiniz siz de Alinin sustuğu gibi susardınız -ki Alinin sustuğu ve hakkının alınmasına sessiz kaldığı sizin iddianızdır.
Bakara Suresi 10. ayet ise bir bütünün parçasıdır o sayfayı baştan aşağı okusun kardeşin sonra da vehhabilere attığı münafıkların soyu iftirasından dolayı bu ayeti üzerine alınsın sonra da yukarda verdiğim ayetleri okuyun hicret eden ve ağaç altında beyat edenlerle ilgili ayetleri kast ediyorum o ayetlerin övdüğü müminlere ebu bekir ömer ve osman dahil mi değil mi onu söyleyin yok usamenin ordusundan ayrılmışlarmış usamenin ordusunu kim gönderdi Resulullah'ın verdiği görev ile? onun ordusundan ayrılanların melun olduğu nerde yazıyor?
eğer Ali ümmetin maslahatı için sustu diyorsanız ümmetin maslahatı için siz de susun tebliğinizi biraz da ırakta kol kola gezdiğiniz amerikalılara yapın
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Paz 31 Ocak 2010, 21:25
Azerbaycan bunları bırak sen kendinin ve kardeşinin akidesini düzeltmeye bak bak hadis kitaplarında akidesi sağlam olan ama salih ameli az olan insanların cennete gideceği ile ilgili bir sürü hadis var köpeğe su veren fahişe kadın örneğinde olduğu gibi
kardeşinin sorduğu sorular 1400 yıldır çözülemedi ve iki taraftan biri tamamen yok olana kadar da çözülmeyecek zeyd b ali ile ilgili konuda Alinin torunlarına asıl kimin ihanet ettiğini onu yezidin ordusunun kucağına kimlerin attığını yazdım
geçmişte şiiler yezidle pasif işbirliği yaptılar şimdi de amerika ile ırakta aktif işbirliği yapıyorlar
ama dediğim gibi bu konular asla konuşularak çözülmeyecek sen örnek bir yaşantı uygularsan belki onlardan bir ikisini düzeltebilirisin gerçi sahih islami bir akideye sahip olduktan sonra bir insanın şii olmasında da bir sakınca yoktur hatta ashaba tan etmedikten sonra hilafetin Alinin hakkı olduğunu iddia etmesinde de bir sakınca olacağını sanmıyorum yani ebu Bekir Ömer ve Osmana ve diğerlerine hakaret etmemek şartıyla
sen onlara bu adını saydığım ve saymadığım sahabiler hakkında Allah'tan korkmasını ve Alinin söylemediklerini söylememesini tenbih eyle bu kin ve düşmanlıkla Kur'an ve sahih sünnette ilk dört halifenin fazileti ile ilgili onlarca ayet ve hadis varken hala kalbinde onlara karşı bu kadar nefret dolu olan bir insan hiçbir laftan anlamaz boşuna anlatmaya çalışma dediğin gibi onlar ibni sebacıların soyu ise kalbleri yahudilerinki gibi kaskatı olmuş demektir.
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Ptsi 01 Şub. 2010, 10:20
Alıntı :
dört halife döneminde yahudi ve hristiyanların arap yarımadası üzerinde hiçbir siyasi güçleri yoktu onların zamanında arabistan dışında iran ve bizansla yapılan savaşlar bunun aksini isbatlamaz Ama eğer onları dört halife devrinde arabistanda etkin bir siyasi güç sayacaksanız ben de derim ki hüseyin zamanında arabistanda etkin olan güçler bundan daha fazla idi zira mecusiler ve türkler islam şehirlerine yayılmış ele geçirilen topraklarla ülkedeki zimmi hristiyanların sayısı artmış ve bir de araplar kendi aralarında emevi abbasi harici alevi sünni diye parçalara ayrılmışlardı
,bu sözleri hiç bir yerde söyleme. ibni Kesirden bi şeyler oku.
Alıntı :
şiilerin hep kefirlerle işbirliği yaptığına gelince tarih bunun onlarca örneği ile doludur
Yalanı, yalnızca Allah'ın ayetlerine inanmayanlar uydurur. İşte onlar, yalancıların ta kendileridirler." (Nahl suresi 105) bu ayetin seni ne kadar kapsadığı açık. eğer Allahın ayetlerine azacık inansaydın yalanın büyük bir azaba sebep olacağından dolayı yalan konuşmazdın
Alıntı :
belirli bir tarihten sonra osmanlının avrupaya her saldırışında osmanlıya saldırmadınız mı
"Yalanı, yalnızca Allah'ın ayetlerine inanmayanlar uydurur. İşte onlar, yalancıların ta kendileridirler."(Nahl suresi 105)
bunu ıspatlamazsan alçaksın! ama unutma Azerbeycan (ister Akkoyunlu, ister Safevi devri olsun) üzerine yürüyen ve buraları işgal etmek isteyen Osmanlı idi. sırf bu yüzden iki sünni hanedan olan Osmanlı ve Akkoyunlular yüz yüze geldi
Alıntı :
şimdi afaganistan ve ırakta amerikaya yardım etmiyor musunuz? sizin amerika ile aranızdaki göstermelik savaş bir akide savaşı değildir milliyetçilik savaşıdır
"Yalanı, yalnızca Allah'ın ayetlerine inanmayanlar uydurur. İşte onlar, yalancıların ta kendileridirler."(Nahl suresi 105)
dediğim gibi görünen köy kılavuz istemez.
İrak-ABD savaşı: Suud ABD tarafında yer aldı Filistin-İsrail savaşı: Suud İsrail tarafında, halen de böyle Suud-Yemen savaşı: Suud ABD-den yardım alarak şiilere sadırıyor El Kaide: İraktakı şii müslümanları hedef almış durumda
"görünen köy kılavuz istemez"
Alıntı :
aranızdaki savaş akidevi olsa idi ırakta onlara yardım etmezdiniz ırakta amerikaya karşı savaşan bir iki arap milliyetçisi şii var iran yanlısı şii çoğunluk ise amerika ile işbirliği içindedir
"Yalanı, yalnızca Allah'ın ayetlerine inanmayanlar uydurur. İşte onlar, yalancıların ta kendileridirler."(Nahl suresi 105)
Kod:
ne de olsa "düşmanınızın düşmanı dostunuzdur" değil mi? ne de olsa tüm sünniler yezid yavrusu değil mi? yezidden nefret ettiğinizin yarısı kadar Allah'tan korksaydınız ve Resulünü sevseydiniz siz de Alinin sustuğu gibi susardınız -ki Alinin sustuğu ve hakkının alınmasına sessiz kaldığı sizin iddianızdır.
düşmanın düşmanını bilmiyorum ama munafıklar, hristiyanlar, yahudiler bizim düşmanımızdır.ne çabuk Yezidi savunmaya başladın?bizim ne kadar Allahtan korkduğumuzu ve ne kadarda Rasulu (s.a.a) sevdiğimizi Allah biliyor sen meraklanma. ama eğer siz bugün vahdet isteseydiniz, İslamın yaşamasını isteseydiniz İrakda şiilere terör uygulamazdınız, şii alimlerine (r.a) iftira atmazdınız, kitaplarından sahifeleri kopyalayıp yalan yanlış çevirmezdiniz, Filistine saldıran İsraile arka çıkmazdınız, bazılarınız (Mısır ve b.) İsraille işbirliği edip Gazzeyi aç bırakmazdınız, Hamasa yardım eden Hizbullah ve İrana saldırmazdınız... sayayımmı daha. ama hiç merak etme tilkinin dönüp dolandığı yer kürcü dükkanıdır. imam (a.s) ve Hz. İsa (a.s) zuhur edince tüm munafık ve kafirlerin kökünü keseceğiz.
Kod:
yok usamenin ordusundan ayrılmışlarmış usamenin ordusunu kim gönderdi Resulullah'ın verdiği görev ile? onun ordusundan ayrılanların melun olduğu nerde yazıyor?
Allah rasulu(sas)hastaligi sirasinda döşeginde söyle söylemişdi:Üsame ordusun donatin.geri kalana Allah lanet etsin.Bunun uzerine bir topluluq şöyle dedi:ONUN emrinin yerine getirmek lazim.(Siretun nebeviyye.4/218,224)
Alıntı :
eğer Ali ümmetin maslahatı için sustu diyorsanız ümmetin maslahatı için siz de susun tebliğinizi biraz da ırakta kol kola gezdiğiniz amerikalılara yapın
dediğim gibi kimin amerika ile kardeş olduğu açık ve ortada. ama size bir tavsiye, gidin terörö eylemlerini silah alarak şiilere saldırdığını amerika üsslerine yapın.
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Ptsi 01 Şub. 2010, 10:22
Kardesh ona kardeshime cavab vermeyecegmiyiz?>insallah yine guzel cevablarini bekliyorum birde lutfen bu usame ordusun ediyi menbeyi arasdirin.bide alinti sekilinde yaz bi yerde yazma lutfen
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Ptsi 01 Şub. 2010, 10:28
Kod:
[b]sen haikikaten hiç anlamıyorsun ben [color=red]"inandım diyen herkes sahabidir"[/color] demedim "Peygamberi gören ve iman eden herkes bazı alimlere göre sahabidir" dedim
Yoksa inandım diyenlerin bir kısmının münafık olduklarını biz de biliyoruz Ama onların yani münafıkların, Ömer, Ebu Bekir vb ashabın büyüklerinden bazıları olduğunu iddia eden de salağın önde gidenidir. Zira kur'an bize bu sahabilerin çalışmları ile geldi onların münafık olduğunu iddia etmek, onların Kur'an'ı değiştirebileceğini de iddia etmektir. sahi Kur'an hakkında ne düşünüyorsunuz? birkaç ayet verdim beyat edenler ve hicret edenler hakkında içlerinde ömer ve ebu bekir de var[/b]
Delilli kaynaklı. Emevicilik gözünüzü öyle bürümüşki görmüyorsunuz görmek istemiyorsunuz. Aklınızı çalıştırmıyorsunuz. Allah hz Fatıma'nın katline peygamber'in katiline ve İmam Ali as'ın hakkını Gadiri Hum'u bile bile gaspedenlere lanet etmiştir. Hz Fatıma sa yı incitene Allah lanet etmiştir. Bunlar gibi birçok alçaklıkta bulunmuş olanlar munafık değil midir? Peygamber'i saçmalamakla itham edenler, Peygamber'in cenazesi kaldırılmamışken makam mevkii derdine düşüp sakifede toplananlar munafık değil midir?
Şimdi peygamberi gören ve inandım diyen herkesi sahabe kabul etme hatasından döndüğünüze göre sizi tebrik etmek lazım. Bu büyük bir yanılgıydı zira.
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Ptsi 01 Şub. 2010, 10:31
Kod:
[b]Ashabı adil eden ayetlere örnekler de var
48 Fetih 18- Andolsun ki o ağacın altında sana biat ederlerken Allah, o müminlerden razı olmuştur. Kalplerinde olanı bilmiş, onlara güven duygusu vermiş ve onları pek yakın bir fetihle ödüllendirmiştir.
9 Tevbe 100- Öne geçen ilk muhacirler ve ensar ile onlara güzellikle tabi olanlar var ya, işte Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. Allah onlara, içinde ebedi kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük kurtuluştur.
8 Enfal 64- Ey Peygamber! Sana ve sana uyan müminlere Allah yeter.
59 Haşr 9- Daha önceden Medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
10- Bunların arkasından gelenler şöyle derler: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin!
Bence bu son ayet bile yetip de artmalı ashaba dil uzatanlara. Ashabın adil oluşuyla ilgili olarak bir de şunu oku: Onların adil oluşundan kasıt Resulullah'tan duymadıklarını "duydum" demeyecekleri anlamındadır.
Hadis No: 4802 Tanim: Ali (ra) dedi ki: "Ben size Resulullah (sav)'dan bir hadis söyleyince, Allah'a yemin olsun Aleyhisselatu vesselam'ın söylemediği bir şeyi söylemektense gökten atılmayı tercih ederim. Ancak benimle sizin aranızda cereyan eden şeyler hakkında konusunca, bilesiniz harp hiledir...
Onların arasında kan dökülmesine sebeb olacak bazı ihtilaflar da çıkmış fakat hiçbiri bir diğerini yalancılıkla ve ihanetle suçlamamıştır. Aksine yeri gelince muhaliflerinin faziletini ikrar etmişlerdir.
Ahmed bin Hanbelin kayıtladıgı bir Hadisi Şerifte Peygamberimiz mealen şöyle buyurmaktadır: ** Ashabım hakkında Allahtan korkun, ashabım hakkında Allahtan korkun. Benden sonra onları kendinize hedef hâline getirip düşmanlık etmeyin. Kim onları severse bana olan sevgisinden dolayı sever. Kim de onlara kin beslerse bana olan kini dolayısıyla böyle yapar. Kim onlara eziyet ederse bana eziyet etmiş olur. Kim bana eziyet ederse Allaha eziyet etmiş demektir. Her kim de Allaha eziyet ederse çok geçmeden Allah onun belasını verir...** Müsned, 5/57 [/b]
Muhterem kardeşim, bir ayeti yorumlarken bir taraftan ayette bulunan karineler dikkate alınmalı, diğer taraftan yapılan yorumun kesin kabullere ve akli ölçülere ters düşmemesine dikkat edilmelidir. Ehlisünnet ön kabulleri olan "Sahabenin hepsinin istisnasız adil olduğu" görüşüne gerçi bazı ayetleri de delil olarak göstermektedirler. Ama maalesef bu ayetleri yorumlarken hem ayetteki bazı karineleri görmezden geliyorlar, hem de bunların bir çok kesin kabullere ve akli ölçülere ters düştüğüne dikkat etmiyorlar. Mesela delil olarak gösterdikleri ayetlerden birisi sizin de değindiğiniz Rıdvân biatiyle ilgili Fetih Suresi'nin 18. ayetidir. Ayetin metni şöyledir:
"Andolsun o ağacın altında sana biat ederlerken ALLAH, müminlerden razı olmuştur. Kalplerinde olanı bilmiş onlara güven indirmiş ve onları pek yakın bir fetih ile mükâfatlandırmıştır." (Fetih, 18)
Onlar, bu ayete dayanarak ağaç altında ALLAH Resulü'yle biat eden her kesin Hakk'ın rızasına mahzar olduklarını iddia etmektedirler. Oysa eğer dikkat edilirse, ayetin içindeki "mu'min" kavramı bunu yeteri kadar açıklamaktadır. Evet biz de gerçek anlamda mu'min olan ve bu imanlarını sonuna kadar devam ettiren sahabeden razı olduğunu kabul ediyoruz. Aksi de düşünülemez zaten. Ancak orada bulunup, hatta zahirde biat bile eden, ama batında bu sıfata (iman) sahip olmayan kimseleri kapsaması ne şer'an ve ne de alken mümkün değildir. Tarihler bize nifakları hemen herkes tarafından bilinen Abdullah İbn-i Ubeyy gibi bazıları da oradaydı ve zahirde biat bile ettiler! Oysa hiçbir insaf ve iz'an sahibi olan, onların ayette zikredilen razı olunanlardan olduğunu söyleyemez.
Tevbe suresinin 100. ayetinde de durum farklı değildir. Önce ayetin metnini görelim:
"Muhacir ve Ensar'dan İslâm'a ilk önce girenlerin başta gelenleri ve iyi amellerle onlara tâbi olanlar var ya, işte ALLAH onlardan razı oldu, onlar da ALLAH'dan razı oldular ve onlara, altlarında ırmaklar akan cennetler hazırladı ki, içlerinde ebedi kalacaklar. İşte büyük ve muhteşem kurtuluş budur." (Tevbe, 100)
Yine bu ayetin zahirine dayanarak ve maalesef ayetteki karineleri, kesin kabulleri ve akli ölçüleri dikkate almadan sahabenin hepsinin adil ve cennetlik olduğuna hükmetmişlerdir.
Örneğin MUHAMMED b. Ka'b-i Karzî'ye "Resulullah'ın ashabı hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye sorulduğunda, "Resulullah'ın ashabının hepsi istisnasız cennetliktir; ister iyilik ehli olmuş olsunlar, isterse kötülük!!" diye cevap vermiştir. "Peki neye dayanarak bunu söylüyorsunuz?" denildiğinde de söz konusu ayeti (Tevbe, 100) delil olarak göstermiş ve şartsız bir şekilde Sahabe'den razı olduğunu beyan etmiştir. Oysa devamında tabiîlerden bahsederken yanına şart koşmuş ve "İyilikle (veya iyi bir şekilde) onlara tâbi olanlar.." tabirini kullanmıştır. Yani sahabeye tabii olanlar ancak, iyi amellerle onlara tabi olur veya iyi bir şekilde onara tabi olurlarsa, ALLAH'ın rızasına mazhar olabilirler!" (El-Menar ve Fahr-i Râzî Tefsirleri, Tevbe Suresi'nin100. ayetinin tefsirinde)
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Ptsi 01 Şub. 2010, 12:41
kardeşinin niyeti hakkı arayıp bulmak değil ki onun gözünü kin ve nefret bürümüş o kadar ki ya söylediklerimi anlamıyor ya da bile bile çarpıtıyor mesela ben
Alıntı :
öncelikle sahabi tanımı alimden alime değişir bazıları Resulullah'ı gören ve ona iman eden herkesi sahabi sayarken
dedim o
Alıntı :
Peygamber'i gören ve inandım diyen herkesi sahabe sanmak
diyerek benim Resulullah zamanında yaşayan ve beş vakit namaz kılan herkesi sahabi sandığımı iddia ediyor iman ettim demek ayrı iman etmek ayrıdır bu iki cümle arasındaki farkı anlamıyorsa kardeşinle boşuna konuşma cedeli terk etmekle ilgili de bir sürü hadis var kardeşin hakka ulaşmaya değil cedel yapmaya çalışıyor sonra bir de kalkıyor
Alıntı :
Şimdi peygamberi gören ve inandım diyen herkesi sahabe kabul etme hatasından döndüğünüze göre
diyor ben ne zaman bu hataya düşmüşüm ne zaman dönmüşüm? isbatlasın
Alıntı :
bunu ıspatlamazsan alçaksın! ama unutma Azerbeycan (ister Akkoyunlu, ister Safevi devri olsun) üzerine yürüyen ve buraları işgal etmek isteyen Osmanlı idi. sırf bu yüzden iki sünni hanedan olan Osmanlı ve Akkoyunlular yüz yüze geldi
isbatlasam ne olacak bunlar tarihi olaylardır senin inandığın tarih kitaplarında ayrı benim inandığım tarih kitaplarında ayrı yazacaktır Şah İsmailin adamları Osmanlıya bağlı şehirlerde vergi toplamaya başlayıncaya kadar Osmanlı ile İran arasında sorun yoktu. Bizim tarih kitaplarımızda böyle yazar.
Al kardeşinin olayları nasıl çarpıttığına bir delil daha
Alıntı :
Usame bin Zeyd (r.a) komutasında bir ordu kurdu ve onlara Şam üzerine yürüme emri verdi. orduyu harekete geçirirken "Allah Usamenin ordusundan ayrılana lanet etsin" dedi ama ne hikmetse Ebu Bekir ve Ömer bu ordudan ayrıldı. aç istediğin her hangi bir tarih kitabı oku.
bu alıntıda Resulullah "Usamenin ordusundan ayrılana lanet etti. Ebu Bekir ve Ömer ayrıldı." diyordu. şimdi ise
Alıntı :
Allah rasulu(sas)hastaligi sirasinda döşeginde söyle söylemişdi:Üsame ordusun donatin.geri kalana Allah lanet etsin.Bunun uzerine bir topluluq şöyle dedi:ONUN emrinin yerine getirmek lazim.(Siretun nebeviyye.4/218,224)
diyor Resulullah'ın emri orduyu donatmakmış, orduya katılmak değil peki bu orduyu donatarak gönderen Ebu Bekir değil midir? Ebu Bekir bu ordunun güvenliği sağlamak için Medine'de tutulması gerektiği teklifini yapanlara karşı "Resulullah'ın gönderdiği orduyu ben geri çevirmem.vb" sözler ederek bu orduyu göndermedi mi?
kardeşin neden olayları işine geldiği gibi çarpıtıyor?
Alıntı :
Peygamber'i saçmalamakla itham edenler, Peygamber'in cenazesi kaldırılmamışken makam mevkii derdine düşüp sakifede toplananlar munafık değil midir?
münafığın alameti üçtür yalan söylemek, emanete ihanet ve sözünde durmamak cenaze kaldırmak farzı kifayedir ümmetin maslahatını sağlamak ise farzı ayn Resulullah da torunlarından birisinin cenazesine ya da ölümüne ancak Fatıma tarafından ikinci defa yalvar yakar çağrılınca gitmiştir yani devlet işleri cenaze kaldırmaktan daha önemlidir cenazenin kime ait olduğu da fark etmez onu defneden küçük bir topluluğun olması yeter
hem sakifede hilafet toplantısını başlatanlar ebu Bekir ve Ömer midir? eğer o toplantıyı başlatanlar münafık ise -ki değildir- Ebu Bekir ve Ömer o toplantıya müdahale ederek ümmetin idaresinin münafıkların -haşa-eline geçmesine mani oldular diye tebrik etmek gerekir
sahabe ile ilgili ayetlere gelince kardeşin önce şii gözlüklerini takıyor ayetlere ondan sonra bakıyor dün Alinin fazileti ile ilgili verdiği ibn Macenin sünenine baktım Aliden önce diğer ashbaın fazileti ile ilgili bölümler de var ama kardeşin sadece işine gelen kısımları görüyor
Tüm bunlardan sonra artık kardeşinin ve senin tarihe mal olmuş olaylar hakkındaki sorularınıza cevap vermeyeceğim zira benim ve Resulullahın sözlerini nasıl çarpıttığını isbatladığım gibi tarih kitaplarının akidede delil olamayacağına dair hem bu forumda hem de mumsema da konu açtım gerçekliğine kesin emin olamadığımız kitaplardaki bilgileri bile çarpıtarak aktaran bir kişiyle konuşmak boştur dediğim gibi cedeli terk etmekle ilgili de bir sürü hadis var
varsa akide ile ilgili sorularınız cevaplamaya çalışayım
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Ptsi 01 Şub. 2010, 16:45
emir sen diyorsun ki,sbatlasam ne olacak bunlar tarihi olaylardır senin inandığın tarih kitaplarında ayrı benim inandığım tarih kitaplarında ayrı yazacaktır Şah İsmailin adamları Osmanlıya bağlı şehirlerde vergi toplamaya başlayıncaya kadar Osmanlı ile İran arasında sorun yoktu. Bizim tarih kitaplarımızda böyle yazar.cevabim:"Yalanı, yalnızca Allah'ın ayetlerine inanmayanlar uydurur. İşte onlar, yalancıların ta kendileridirler." (Nahl suresi 105)
ilk önce: diyelim ki, bu durumda suç Şah İsmailde idi peki Osmanlı Akkoyunlu savaşına ne diyelim? Osmanlı Timur savaşına ne diyelim? ikinci olarak Şah İsmailin adamlarının Osmanlı topraklarından vergi toplattığını kanıtlamazsan
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Ptsi 01 Şub. 2010, 16:51
Kod:
Al olayları nasıl çarpıttığına bir delil daha bu alıntıda Resulullah "Usamenin ordusundan ayrılana lanet etti. Ebu Bekir ve Ömer ayrıldı." diyordu şimdi ise Resulullah'ın emri orduyu donatmakmış, orduya katılmak değil peki bu orduyu donatarak gönderen Ebu Bekir değil midir?
olayları çarpıtan, böyle bir niyeti olan (bu iki şıkka sen dahilsin) . ikici olarak zaten Ebu Bekir ve Ömer orduda idiÜsame ile birlikde ebu bekir ile omerin bulundugunu basgosterdi.koyulmasini emr edib:Allah peygamberlerinin namaz kilacak yer edinenlere lanet etsin diye buyurdu.usame yola cikib asgerlerle el curf denilen yere konakladi ve her kes agirdan almaya basladi."Usamenin ordusunu donatın, geri kalana Allah lanet etsin" Rasulullah (s.a.a) zaten orduyu donattı Ebu Bekir ve Ömerede orduda yer verdi. ama az çok tarihden haberi olan bilir ki, Ömer Medineden hiç çıkmadı, Ebu Bekir ise Orduyla birlikte Medineden çıktı, Rasulullahın (s.a.a) ölüm haberini alır almaz Medineye döndü. netice olarak Ömer daha başından, Ebu Bekir ise ordudan ayrıldığından ikiside lanete uğradılar.
Kod:
[b][color=#000000]Ebu Bekir bu ordunun güvenliği sağlamak için Medine'de tutulması gerektiği teklifini yapanlara karşı "Resulullah'ın gönderdiği orduyu ben geri çevirmem.vb" sözler ederek bu orduyu göndermedi mi? [/u] [/color][/b][b][color=#000000]neden olayları işine geldiği gibi çarpıtıyorsun?[/color][/b]
[/color][/bcevabim:böyle giderse sen Sezarıda mümin ilan ediceksin.
En son Azerbaycan tarafından Salı 02 Şub. 2010, 14:24 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Ptsi 01 Şub. 2010, 21:34
Kod:
yani devlet işleri cenaze kaldırmaktan daha önemlidir cenazenin kime ait olduğu da fark etmez onu defneden küçük bir topluluğun olması yeter
,Onlar hangi ha hangi delil üzere devlet işlerinden kendilerini sorumlu tutuyorlardı. Bu derece makam düşkünü olmak ve bu düşkünlüğü bu şekilde savunmak gerçekten de vahhabi zihniyetinin ürünüdür. Söz konusu herhangi biri değil 14 bin aleme rahmet peygamber efendimizdir. Sizin peygambere olan saygınızı da buradan anlamış olduk. Gasiplerin batıllıklarını haklı çıkarmak için bu kadar alçalan birisiyle ne paylaşılabiir ki?
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Perş. 04 Şub. 2010, 17:25
Alıntı :
Onlar hangi ha hangi delil üzere devlet işlerinden kendilerini sorumlu tutuyorlardı. Bu derece makam düşkünü olmak ve bu düşkünlüğü bu şekilde savunmak gerçekten de vahhabi zihniyetinin ürünüdür. Söz konusu herhangi biri değil 14 bin aleme rahmet peygamber efendimizdir. Sizin peygambere olan saygınızı da buradan anlamış olduk. Gasiplerin batıllıklarını haklı çıkarmak için bu kadar alçalan birisiyle ne paylaşılabiir ki?
sen gerçekten kuş beyinlisin değil mi? Gerçek bir yahudi kalbi taşıyorsun üstelik. hem orduyla gitmediler diye Ebu Bekir ve Ömer'e sövüyorsun, hem de cenazenin tekfinine katılmadılar diye sövüyorsun. Ebu Bekir ve Ömer orduyla gitse ve Ali Resulullah'ı tekfinle uğraşırken ensar Benî Sâide'nin sakifesinde Sa'd b. Ubâde'yi halife yapsaydı siz yine Ömer'e küfretmekten geri kalmazdınız. Bu seferde "Resulullah'ın cenazesine katılmak duruken orduyla hareket etti." diye söverdiniz. Aslında siz şiilerin Ömer'e asıl sövme sebebiniz onun sizin atalarınızın mecusi dinini ve sasani devletini ortadan kaldırmasıdır değil mi?
En son e-mir tarafından Perş. 04 Şub. 2010, 18:35 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Perş. 04 Şub. 2010, 18:20
Kod:
sen gerçekten kuş beyinlisin değil mi? Gerçek bir yahudi kalbi taşıyorsun üstelik. hem orduyla gitmediler diye Ebu Bekir ve Ömer'e sövüyorsun, hem de cenazenin tekfinine katılmadılar diye sövüyorsun. Ebu Bekir ve Ömer orduyla gitse ve Ali Resulullah'ı tekfinle uğraşırken ensar Benî Sâide'nin sakifesinde Sa'd b. Ubâde'yi halife yapsaydı siz yine Ömer'e küfretmekten geri kalmazdınız. Bu seferde "Resulullah'ın cenazesine katılmak duruken orduyla hareket etti." diye söverdiniz. Aslında siz şiilerin Ömer'e asıl sövme sebebiniz onun sizin atalarınızın mecusi dinini ve sasani devletini ortadan kaldırmasıdır değil mi?
Senin yolunu sürdüğün gasipler, batıllığını haklılığa çıkarmaya çalıştığın gasipler de Ehl-i Beyt'in evne saldırmışlardı. Sahibi olmadığınız evde bu şekilde mi davranırsınız. Siz bu tavrı gasiplerden mi öğrendiniz?
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Perş. 04 Şub. 2010, 18:34
Alıntı :
Kod: sen gerçekten kuş beyinlisin değil mi? Gerçek bir yahudi kalbi taşıyorsun üstelik. hem orduyla gitmediler diye Ebu Bekir ve Ömer'e sövüyorsun, hem de cenazenin tekfinine katılmadılar diye sövüyorsun. Ebu Bekir ve Ömer orduyla gitse ve Ali Resulullah'ı tekfinle uğraşırken ensar Benî Sâide'nin sakifesinde Sa'd b. Ubâde'yi halife yapsaydı siz yine Ömer'e küfretmekten geri kalmazdınız. Bu seferde "Resulullah'ın cenazesine katılmak duruken orduyla hareket etti." diye söverdiniz. Aslında siz şiilerin Ömer'e asıl sövme sebebiniz onun sizin atalarınızın mecusi dinini ve sasani devletini ortadan kaldırmasıdır değil mi?
Senin yolunu sürdüğün gasipler, batıllığını haklılığa çıkarmaya çalıştığın gasipler de Ehl-i Beyt'in evne saldırmışlardı. Sahibi olmadığınız evde bu şekilde mi davranırsınız. Siz bu tavrı gasiplerden mi öğrendiniz?
bu cevap soruma dolaylı yoldan verilmiş bir evet cevabıdır. Yani cevapta hem ehli beyte hem de sasanilere saldırdınız denmek istenmektedir.
Yaş :
Konu: Geri: Halifelik Hakkında Cuma 05 Şub. 2010, 14:07
Şurasını her zaman merak etmişimdir. Ehli sünnetin en önemli mezhep imamı farstır. İmam Azam Ebu Hanife. Ehli Sünnetin Hadis kitapları kütübü sittenin müellfilerinin tamamı Farstır. İranlıdır. Ehli Sünnetin Müfessirlerin büyüklerinin de yüzde doksanı yine Fars ve İranlıdır.
Üstelik şiilerin çoğu araptır ve farslar sonradan müslüman olmuşlardır ve bu gün bile farsların tamamı şii değildir. Tacikistan fars bir ülkedir ve sünnidir.
O halde şiayı farslılığa İranlılığa bağlayarak o millete nefret duymanın mantığı nedir anlamış değiliz.