Konu: Şakku'l-Kamer Hakkında Çarş. 25 Kas. 2009, 00:36
Peygamberimiz zamanında hicretten beş sene evvel Mekke’de bir akşam vakti dolunay halindeki ayın ikiye bölündüğü rivayeti Buhari, Müslim, Tirmizi, Ahmed b. Hanbel, Ebu Davud, Beyhaki ve daha bir çok kaynak tarafından nakledilmiştir. Olayın sahabe arasındaki ravileri ise Enes b. Malik, Abdullah b. Mesud, Abdullah b. Ömer, Cübeyr b. Mut’im, Abdullah b. Abbas ve Ali’dir.
Buhari’nin konuyla ilgili olarak Kitabı’na aldığı rivayetlerini beraber okuyalım:
1 - “Müsedded …İbni Mesud’tan: Dedi ki (İbni Mes’ud), Rasulullah zamanında ay iki parçaya ayrıldı. Bir parça dağın üst tarafında, bir kısmı da diğer tarafında idi. Rasulullah ‘şahid olunuz’ dedi.”
2 - “Ali (îbni Abdillah) …Abdullah’dan (İbni Mcs’ud olmalı): Biz Rasulullahla beraberdik, ay yarıldı ve iki parça oldu. Bize ‘şahid olun’ buyurdu.”
3 - “Yahya b. Bükeyr …İbni Abbas’dan: Ay Rasulullah zamanında yarıldı.”
4 - “Abdullah b. Muhammed …Enes’den: Ay iki fırkaya ayrıldı.” Buhari, Sahih, Kitabut Tefsir, Kamer suresi. Buharinin hadislerinin hepsi bu kadar.
Olayın hicretten beş sene önce gerçekleştiği, yukarıda Abdullah b. Muhammed’in Enes’den yaptığı rivayete göre, müşriklerin Peygamber’den mucize istedikleri, bunun üzcrine gerçekleştiği, diğer rivayetlerde ise böyle bir talebin bulunmadığı anlaşılıyor. Yine bazı rivayetlerde olayın Mina’da gerçekleştiği, ayrıca Müslim’in İbni Mes’ud’dan ve Ahmed’in Enes’den yaptığı rivayetlere göre de iki defa bölünme olayının olduğu bildirilmektedir.
Yine bu rivayetlere bakılırsa, ay yarıldığında müşrikler, “bu İbni Ebi Kebşe’nin (Peygamberimiz kastediliyor) büyüsüdür” demişler. Sonra, Muhammed bizi büyülese dahi tüm insanları büyüleyemez ya, dışarıdan gelenleri bekleyelim ve bir de onlara soralım demişler, seferden gelenler olayı doğrulamışlar. İbn Kesir, Hadislerle Kuran Tefsiri, C. 14, S. 7583
Şimdi bu olay yukardaki alıntıyı yaptığım site de dahil birçok yerde yalanlanmaktadır. Olayı reddeden bazı kişilerden"Eğer böyle önemli bir olay oldu ise neden bize dünyanın başka yerlerindeki uygarlıklardan bu olayla ilgili hiçbir veri ulaşmamış?" itirazını işitmekteyiz.
Onlara sorum şudur: 571 yılında Mekke'de Muhammed b. Abdullah (SAV) adında birinin doğduğunu, 610 yılında peygamberliğini ilan ettiğini, 622'de Medine'ye hicret edip, 629'da Mekke'yi fethettiğini ve 632'de vefat ettiğini zikreden Rasulullah'a muasır kaç kaynak gösterebilirler? Bu konudaki kaynakların yokluğu ya da azlığı tarihte Muhammed b. Abdullah (SAV) isimli bir peygamberin aslında hiç var olmadığı anlamına gelir mi?
Ay'ın dünyanın her yerinde aynı anda görülüp görülmediğini ise ayrıca araştırmak gerekmektedir.
Yaş :
Konu: Geri: Şakku'l-Kamer Hakkında Salı 06 Eyl. 2011, 19:48
Geçenlerde okuduğum Mustafa Öztürk'ün Kıssaların Dili adlı kitabının 252 ve 253. sayfalarında bazı Batılı düşünürlerin bir zamanlar İsa (as) diye bir insanın yaşadığından dahi şüphe ettiklerini, bu şüphelerine miladi tarihin başlangıç dönemine aid hiçbir kaynakta İsa adlı birinden ve onun peygamberlik davasından bahsedilmeyişini delil olarak kullandıklarını gördüm. Demek ki birşeyin muasır kaynaklarda yer almaması her zaman o şeyin aslında var olmadığı anlamına gelmez. NOT: Bahsettiğim kitap birçok Kur'anî gerçeği bazen imaen bazen de direkt olarak inkar etmektedir. Okuncaksa dikkatle okunmalıdır.