Konu: Üç Şeyin Aslı Yoktur Perş. 28 Ocak 2010, 14:53
Toplanılan tüm bilgilerin kayıt altına alınarak sonraki nesillere ulaştırılması gayreti sonucunda tefsir kitapları birçok uydurmalarla dolmuş, bunun doğal sonucu olarak tefsir rivayetleri tenkid edilmeye başlanmıştır. Hatta İmam Ahmed b. Hanbel bu rivayetleri toptan eleştirerek "Üç şeyin aslı yoktur: Tefsir, Melahim/Kıyamete yakın gerçekleşecek büyük savaşlar ve Meğazi/Asrı saadetin savaşları." demek zorunda kalmıştır. İmamın muhakkik ashabı onun bu sözünü "bu ilimlerde gelen rivayetlerin hemen hepsinin itibar olunacak sahih senetleri yoktur. Eğer olsalardı kabul edilirlerdi." şeklinde yorumlamışlardır.
İbni Teymiyye de bu konuda İmama katılmakta ve "Tefsirlerdeki rivayetlerin çoğunun Meğazi ve Melahim kitaplarında nakledilenler gibi olduğu bilinmektedir. Yani bunların bir dayanağı yoktur ve asılsızdırlar. Birçoğu mürsel rivayetlere dayanmaktadırlar." demektedir.
Tefsir rivayetlerini eserlerinde nakleden müfessirlerimizin birçoğu ilmi yeterliliklerine, salah ve takva ehli olmalarına rağmen zayıf, garib, münker ve iraili birçok hadis zikretmişlerdir. Hatta mevzu hadis dahi naklettikleri olmuştur. O halde alimlerimizin tefsire dair bir haberi eserlerine almış olması, o rivayetin sahih kabul edilmesine sebeb olmamalıdır.
Halbu ki bu müfessirler, yukarıda da açıkladığımız üzere kendilerine ulaşan tüm rivayetleri kaybolmasın diye kitaplarına almış, bunların tetkikini sonraki nesillere bırakmışlardır. Üstelik onlar, bunu yaparken kendilerinden sonra gelen kuşakları da bu haberleri kabul etmekle mükellef tutmamışlardır.
İmam Ahmed'in tefsir rivayetlerini, Melahim ve Meğazi rivayetleri ile aynı kefeye koymasının gerekçesi senedszi olarak rivayet edilmiş olmalarıdır.
Prof. Dr. Ahmet nedim Serinsu, Kur'an ve bağlam, Şule Yayınları shf.123 ve devamı. Ayrıca bakınız: İbni Teymiyye, Tefsir Üzerine, Pınar Yayınları, shf.62
En son e-mir tarafından Cuma 29 Ocak 2010, 01:24 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Yaş :
Konu: Geri: Üç Şeyin Aslı Yoktur Cuma 29 Ocak 2010, 01:21
Bakın Zahid el-Kevseri bu konuda ne demiş: Müfessirlerin bir çoğunun fayda umarak birçok rivayetleri kaydettiğini görürsün. Onlar, bu haberleri, bu haberlerin getirdiği problemleri kendilerinden sonra gelen kuşaklara bırakarak, Kur'an'ın mücmelini açıklamak için nakletmişlerdi. Fakat Müslümanların nazarında bu rivayetlerin, sıhhatine inanılan ve iyice incelemeden bütün illetleri ile hüccet olarak alınan birer gerçeklik olmasını amaç edinmemişlerdir.
Süleyman b. Abdülkaviyy et-Tufi'ye göre müfessirler, kendilerinden sonrakiler bu haberleri kabul etsinler diye değil, kaybolmasın diye nakletmişlerdir. İncelenmesini ise sonraki kuşaklara bırakmışlardır.
Bu açıklamaların devamında Zahid el-Kevseri, Kurtubi vb bazı müfessirlerin hiçbir sahih senedi bulunmayan Salebe kıssasını tefsirlerine alması ile alakalı olarak aynen şunları söylemiş: Hadis tenkidi salih (yani mutasavvıf) adamın işi değildir.
Bu bakımdan bu gibi tefsirlerde nakledilen rivayetlere, hadis kaynaklarına müracaat edilmeden itimad edilmemelidir. Çünkü bu kitaplarda sahih, zayıf ve mevzu yani uydurma hadisler birarada bulunmaktadır.
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu, Kur'an ve Bağlam, Şule Yayınları, shf.283 vd.
Yaş :
Konu: Geri: Üç Şeyin Aslı Yoktur Salı 16 Şub. 2010, 00:54
Ayrıca Razi tefsirindeki bir hadis hakkında Alusi şunu söylemiştir: «Bu hadisi İmam Fahreddin Razi zikretmiştir Hayatımla yemin ederim, Fahreddin Razi, hadis alimleri katındaş güvenilmeyen, aslı astarı olmayan hadisleri nakletmek hususunda imamdır. Sakın ona uyma ve bu hadisin doğruluğuna da inanma.» Ali Arslan, Asr Suresi tefsirinde.
Paz 28 Ekim 2012, 12:04
Konu: Üç Şeyin Aslı Yoktur 
Perş. 28 Ocak 2010, 14:53