Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...

İSLAMİ BİLGİ PAYLAŞIM SİTESİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Rahmet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
star
starPaz 28 Ekim 2012, 12:04
star
starÇarş. 14 Eyl. 2011, 21:58
star
starSalı 13 Eyl. 2011, 18:41
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:48
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:15
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:02
star
starPtsi 05 Eyl. 2011, 22:51
star
starPaz 04 Eyl. 2011, 13:51
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 16:06
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 15:45
Similar topics
  • » Leyl Suresi 4. Ayet Tefsiri
  • » İmamın Arkasında Fatiha Okumak

  • Fatiha Suresi 7. Ayet, Mağdublar, Daliller Ve Yahudileşme Temayülü

    Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
    Yazar Mesaj
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Fatiha Suresi 7. Ayet, Mağdublar, Daliller Ve Yahudileşme Temayülü Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Fatiha Suresi 7. Ayet, Mağdublar, Daliller Ve Yahudileşme Temayülü Fatiha Suresi 7. Ayet, Mağdublar, Daliller Ve Yahudileşme Temayülü Icon_minitimeSalı 10 Şub. 2009, 09:55

    Bu suredeki ğazaba uğrayanların Yahudiler, dalalete saplananların ise Hristiyalar olduğuna dair ayetler.[Ayet mealleri tefsirlidir.]

    5 Maide-60. Sözlerine devamla de ki: “Demek bunlara iman ettik diye bizi suçluyorsonuz, öyle mi? Peki, Allah katında bundan daha ağır bir cezayı kimlerin hak ettiğini size bildireyim mi? Onlar, kendileriyle övünerek izinden yürüdüğünüz atalarınızdır. Yani, isyankârlıklarından dolayı Allah’ın lânetlediği, Peygamberleri öldürdükleri için gazap ettiği, sözlerinden caydıkları için ahlâkî çöküntüye uğratıp doyumsuz maymunlara ve tepeden tırnağa pisliğe batmış domuzlara dönüştürdüğü ve böylece, Allah’ın buyruklarına başkaldıran azgın yönetimlere, yani tağutlara kul köle yaptığı kimselerdir!

    İşte, ilâhî ölçülere göre en kötü yerde bulunanlar ve doğru yoldan en çok sapmış olanlar bunlardır.

    Ayetin daha öncesinden kolayca anlaşılabileceği üzere burada yahudiler kasdedilmektir.

    Yine Cenab-ı Allah başka bir ayette şöyle buyuruyor:
    58 Mücadele-14. Ey mümin, gözlerini aç ve çevrende neler olup bittiğini anlamaya çalış. Mümin olduklarını iddia ettikleri hâlde, Allah’ın gazap ettiği Yahudi topluluğunu kendilerine dost ve müttefik edinen şu ikiyüzlüleri görmüyor musun? İyi bilin ki, onlar ne sizdendir, ne de dost göründükleri o Yahudilerden. Onlar ahlâken o kadar alçalmışlardır ki, bile bile yalan yere yemin etmekten de çekinmezler.


    Burada sözü edilenlerin Yahudileri dost edinen münafıklar olduğu tefsir alimlerinin sözbirliği ve bu ayetin daha öncesinin işareti ile sabittir.

    Başka bir ayette de şöyle buyuruluyor:

    3-Ali İmran 112. Onlar, Son Elçiye iman edeceklerine dair Allah’a verdikleri sözü yerine getirerek Allah’ın ipine ve müminlerle yaptıkları antlaşmalara sadık kalarak insanların ipine sarılmadıkları sürece, nerede olurlarsa olsunlar alçaklık ve zilletten kurtulamayacaklar. Zira Allah’ın gazabına uğrayarak perişanlık ve miskinlik altında ezilmeye mahkûm edilmişlerdir. Evet, böyle oldu; çünkü onlar Allah’ın ayetlerini inkâr ediyor ve haksız yere Peygamberleri öldürüyorlardı. Evet, böyle oldu; çünkü onlar ilâhî iradeye baş kaldırıyor, Allah’ın çizdiği sınırları aşarak iyice azgınlaşıyorlardı.
    [/b]


    2-Bakara 61-..................... Böylece o zalimler, Allah’ın gazabına uğrayarak aşağılık ve perişanlığa mahkûm edildiler. Çünkü Allah’ın ayetlerini sözleri ve davranışlarıyla inkâr ediyor, haksız yere Peygamberleri öldürüyorlardı. Kendilerini ilâhî hükümlere çağıran Peygamberlere ve onların izinden giden davetçilere hayat hakkı tanımıyor, onların toplumdaki saygınlık ve etkinliklerini yok etmeye çalışıyorlardı. Bunun da sebebi, isyan etmeleri ve azgınlıkta pek aşırı gitmeleriydi.
    2-Bakara-90. Allah’ın, kullarından lâyık gördüğüne sonsuz lütfundan bahşetmesini, yani Araplardan bir yetime kitap ve Peygamberlik vermesini çekemeyerek O’nun indirdiği Kur’an ayetlerini inkâr etmekle, benliklerini ne alçak bir şey karşılığında sattılar da, gazap üstüne gazaba uğradılar!

    İnkâr edenler için, alçaltıcı bir azap vardır!

    Bu ayetler Yahudilerin "gazaba uğramışlar" olduklarını açıkça belirtmektedirler. Öte yandan Cenab-ı Allah (c.c.) Hristiyanlar hakkında da şöyle buyuruyor:
    5-Maide-73-77-

    73. Hiç kuşku yok ki, “Allah üçün üçüncüsüdür!” diyenler de kâfir olmuşlardır! Yani, “Baba bir ilâh, Kutsal Ruh bir ilâh, Oğul İsa bir ilâhtır; fakat hiç biri tek başına Allah değildir. Allah, ancak birbirlerini tamamlayan bu üç unsurun kendisinde birleştiği Tanrıdır.” diyen Hristiyanlar da [b]kâfir olmuşlardır. Oysa Allah birdir, bir tek İlâh olan Allah’tan başka ilâh yoktur!

    Şayet onlar bu çirkin iddialarından vazgeçmeyecek olurlarsa, içlerinden inkârda diretenlere kesinlikle can yakıcı bir azap dokunacaktır!


    Şu hâlde, insaf ve vicdan sahibi olan Yahudi ve Hristiyanlar daha ne bekliyorlar?

    74. Hâlâ pişmanlık ve gözyaşlarıyla Allah’a yönelip O’ndan af dilemeyecekler mi? Zira O’nun rahmetinden asla ümit kesilmez. Çünkü Allah çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.

    İsa Mesih ile ilgili işin doğrusuna gelince:

    75. Meryem oğlu İsa Mesih ne Tanrıdır, ne de Tanrının oğlu! O sadece Allah’ın gönderdiği diğer Peygamberler gibi bir Peygamberdir. Nitekim ondan önce de nice Peygamberler gelip geçmişti. Mesela Allah, İsa Mesih’in eliyle ölülere can verdiği gibi, daha önce Musa’nın eliyle asaya can vererek kuru bir sopayı yılana dönüştürmüştü. Yine Allah Mesih’i babasız yarattığı gibi, daha önce Âdem’i hem babasız hem annesiz olarak yaratmıştı ki, bu daha enteresan bir yaratılıştır. Demek ki, İsa bir ilâh veya ilâhî özellikler taşıyan bir varlık değil, diğer Peygamberler gibi bir Peygamber ve ölümlü bir beşerdir.

    Annesi Meryem ise, son derece dürüst ve tertemiz bir kadındı. Fakat bu üstün özelliklerine rağmen, onlar da sizin gibi birer insandı. Örneğin, ikisi de her fâni insan gibi acıkır, susar ve yiyip içerlerdi. Bunlar, yaratılmışlara mahsus özelliklerdir. Oysa Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir.

    Bak, onlara ayetlerimizi nasıl açıkça bildiriyoruz, onlarsa nasıl da göz göre göre hakikatten yüz çevirip dönüyorlar!

    76. Allah’tan başka ilâhlar edinen ve O’nun birliğini doğrudan veya dolaylı olarak reddeden tüm kâfirlere seslenerek de ki: “Siz hâlâ Allah’ın yanı sıra, O dilemedikçe size en ufak bir zarar veya fayda veremeyecek olan aciz varlıklara mı kulluk edeceksiniz? Hâlbuki her şeyi işiten ve her şeyi bilen, yalnızca Allah’tır!

    77. De ki: “Ey Kitap Ehli denilen Yahudi Hristiyanlar! Sakın dininizde olmayan bidat ve hurafeleri ona ekleyerek inancınızda aşırılıklara dalmayın! Son Elçi gönderilmeden önce hem kendileri sapmış, hem de diğer birçoklarını saptırmış ve hâlen de doğru yoldan sapmakta olan sözde din adamları ve kilise topluluğunun saçma iddialarını körü körüne taklit edip de, onların arzu ve heveslerine uymayın!”

    Bu ayetler sözün gelişinden kolayca anlaşılacağı üzere hristiyanlara sesleniyor. Görüldüğü gibi Cenab-ı Allah onları aşırılıktan, yanı sınırı aşmaktan sakınmaya çağırıyor. Nitekim aynı çağrı aşağıdaki ayette de tekrarlanıyor:

    4-Nisa-171-
    Ey İsa’ya ve İncil’e inandığını iddia eden Kitap Ehli! Sakın İsa Peygamberi ilâhlık mertebesine yüceltip de dininizde taşkınlık etmeyin! Allah hakkında, “O çocuk edinmiştir!” veya “İsa’nın suretinde yeryüzüne inmiştir!” gibi gerçek dışı iddialarda bulunmayın! Çünkü Meryem oğlu İsa Mesih ne Allah’tır, ne de Allah’ın oğlu; o ancak, Allah’ın diğer elçileri gibi bir elçisi, Meryem’e “Ol!” emriyle ilettiği kelimesi ve diğer bütün insanlar gibi O’nun tarafından yaratılmış olan bir can, bir ruhtur. Şu hâlde, ey Hristiyanlar! Allah’a ve bütün elçilerine iman edin; “Allah üç ayrı unsurdan oluşan bir bütündür” demeyin, kendi iyiliğiniz için gelin bu teslis (üçleme) inancından vazgeçin! Allah, ancak tek bir ilâhtır! Çocuk edinmek O’nun yüceliğine yakışmaz! Çünkü göklerde ve yerde ne varsa zaten hepsi O’nundur. Öyleyse, bir tek Allah’a iman edin ve sadece O’na güvenin. Zira her konuda güvenilir bir vekil olarak, Allah yeter!

    Buna göre Yahudiler hakkın (gerçeğin) gerisinde berisinde kalanlar, Hritiyanlar da gerçek çizgisini aşanlar, ötesine taşanlardır.
    Sözün kısası, yahudilerin kafirliği, bildiklerini uygulamamalarından ileri gelir. Onlar gerçeği bildikleri halde kimi zaman ya söz ya da davranışları ile kimi zaman da hem söz ve hem de davranışları ile buna uymamaktadırlar. Bunun yanında Hristiyanların kafirliği ilme dayalı olmayan amelleri yüzündendir. Çünkü onlar, Allah katından gelen bir şeriatın kılavuzluğuna bağlı olmadan bir çok ibadetler yapıyor ve Allah ile ilgili aslını bilmedikleri çeşitli iddialar ileri sürüyorlar.

    Alıntıdır.Devamını okuyunuz.

    En son e-mir tarafından Salı 10 Şub. 2009, 21:55 tarihinde değiştirildi, toplamda 4 kere değiştirildi
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Fatiha Suresi 7. Ayet, Mağdublar, Daliller Ve Yahudileşme Temayülü Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Geri: Fatiha Suresi 7. Ayet, Mağdublar, Daliller Ve Yahudileşme Temayülü Fatiha Suresi 7. Ayet, Mağdublar, Daliller Ve Yahudileşme Temayülü Icon_minitimeSalı 10 Şub. 2009, 11:13

    Konuyla ilgili bir hadis de şöyledir:

    Sahabilerden Adiy b. Hatem [1] (r.a.) diyor kî:

    "Bir gün Rasulullah'ın (s.a.v.) yanma girdim. O sırada mescidde oturuyordu. Yanındakiler kendisine:
    "Bu Adiy b. Hatim'dir." dediler. Elimde ne emanname ve de bir tavsiye mektubu vardı.
    Yanına götürüldüğümde elimi tuttu. -Daha Önce bir defasında benim için:
    "Allah'dan onun elini benim elime koymasını dilerim" demişti. Elimi tutarak ayağa kalktı, birlikte Mescidden çıktık. Yolda önüne bir kadınla bir çocuk çıktı. Kadın:
    "Sen'den bir dileğimiz var" dedi. Bunun üzerine elimi bırakıp onların yanına gitti ve dileklerini yerine getirdi.
    Arkasından yine elimden tutarak beni evine götürdü. Cariyesi Velide'nin getirdiği bir yer minderi üzerine oturdu. Ben de karşısında oturdum Allah'a hamd-ü sena ettikten sonra bana:
    "Lailahe İllallah (Allah'tan başka ilah yoktur) demekten mi kaçınıyorsun? Yoksa Allah'tan başka ilah olduğuna dair bir bildiğin mi var?" diye sordu. Kendisine:
    "Hayır, yok" diye cevap verdim. Bu cevabım üzerine bir süre konuştuktan sonra bir ara yine bana dönerek:
    "Allahu ekber (Allah en büyüktür) demekten mi kaçınıyorsun? Yoksa Allah'tan daha büyük bir şey olduğuna dair bir bildiğin mi var?" diye sordu. Ben kendisine yine:
    "Hayır, böyle bir bilgim yok" diye karşılık verince sözlerine:
    "Yahudiler, gazaba uğramışlar ve Hristiyanlar da dalalete uğrayanlardır/sapıtanlardır." diye devam etti.
    Ben kendisine:
    "Ben dosdoğru yolu benimsemiş (Hanif) bir müslümanım" deyince yüzünün sevinçle parladığını gördüm."
    Daha da uzun olan bu hadis Tirmizi'de yer almış ve "Hasen" ve "Garib" olarak nitelenmiştir.[2]
    ..................
    [1] Sahabi'nin büyüklerinden olan Adiy bin Hatem'in asıl adı, Adi bin Hatem bin Abdullah bin Sa'd el-Tai'dir. Cahiliye döneminde iyilik ve cömertliğiyle ünlüydü. H. 10. yılında müslüman oldu. Cahiliye döneminde de müslüman olduktan sonra da kabilesinin lideriydi. Riddet günü,-İslam'dan dönmelerin olduğu dönem- müslüman kaldı. Irak ve diğer ülkelerin fethinde bulundu. Daha sonra Kufe'de hayatını sürdürdü, Sıffiyn olayında Ali'nin (r.a.) yanında yer aldı. H. 68'dc 121) yaşında öldü. Bkz. el-İsabe, Fi Temyiz el-Sahabe, c. 2, sh. 468-469.)

    [2] Sünen e3-Tirmizi, Kitab'u Tefsir el-Kur'an, Fatiha Suresinin Açıklaması Babı, H. No: 2953, c. 5, s. 202, 203, 204. Tirmizi, hadisin "Hasen" ve "Garib" olduğunu, Simak bin Harb'den başkasının rivayet ettiğini bilmediğini söylüyor. Hadisin başka tarikleri ve çoğu kısaltılmış diğer bîr takım rivayet yolları da vardır. Bkz. Ahmed'in Müsned'i, c. 4, s. 378.)
    Alıntıdır. Devamını okuyunuz.


    En son e-mir tarafından Salı 10 Şub. 2009, 21:24 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Fatiha Suresi 7. Ayet, Mağdublar, Daliller Ve Yahudileşme Temayülü Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Konunun Yahudileşme Temayülü İle Alakası Fatiha Suresi 7. Ayet, Mağdublar, Daliller Ve Yahudileşme Temayülü Icon_minitimeSalı 10 Şub. 2009, 20:29

    Süfyan b. Uyeyne'nin[1] de bulunduğu bazı islam büyükleri şöyle demişlerdir"Alimlerimiz arasında kim yoldan çıkarsa bazı bakımlarından Yahudilere banzemiş, buna karşılık abidlerimizden yoldan çıkanlar da kısmen Hristiyanlara benzemiş demektir."

    Cenab-ı Allah (c.c.) bizleri yahudilerle hristiyanlara özenmeyelim, onların peşlerine takılmayalım diye uyardığı halde bu konudaki takdiri geçerli olmaktan geri kalmamış ve ezeli bilgisinin kavramış olduğu bu takdiri vaktiyle Peygamberimize (s.a.v.) bildirmiştir. Nitekim Ebu Said-i Hudri'nin rivayet ettiğine göre Rasurullah bir gün sahabilere:Sizden öncekilerin geleneklerine kılı kılına kesinlikle uyacaksınız. Öyle ki, onlar kertenkele deliğine girse siz de (mutlaka bir hikmeti vardır) diyerek oraya gireceksiniz"[2] buyurunca sahabiler:
    "Ya Rasulallah, bizden öncekilerden kasdınız Yahudilerle Hristiyanlar mıdır?" diye sordular. Peygamberimiz de kendilerine:"Başka kimler olabilir" diye karşılık vermiştir.Diğer yandan Buhari'nin Ebu Hureyre'den[3] Allah ondan razı olsun- rivayet ederek kaydettiği bir hadise göre Peygamberimiz (s.a.v.) bir defasında:
    "Ümmetim karış karış ve kulaç kulaç eski devirlerin adet ve geleneklerini benimsemedikçe kıyamet kopmayacaktır." buyurmuş ve sahabilerin:"Ya Rasulallah, Bizans ve Pers , devirlerini mi kasdediyorsunuz?" şeklindeki sorularına:"Onlardan başka kim olabilir ki ?" diye cevap vermiştir.[4]

    Görülüyor ki, Peygamberimiz (s.a.v.) hem ehli kitap olan Yahudiler ile Hristiyanlara ve hem de Bizanslılar ile eski İranlılar'a benzeyeceklerini, onların hayat tarzlarına özeneceklerini vaktiyle açık açık bildirmiştir. Bu yüzden Peygamberimiz hayatı boyunca Müslümanlar'a hem berikilere ve hem de ötekilere benzemeye kalkışmayı kesinlikle yasaklamıştır.Yalnız Peygamberimizin (s.a.v.) çok önceden haber verdiği bu tehlike ümmetin tümünü kapsamaz. Çünkü bu hadisler yanında O'nun şöyle buyurduğunu da biliyoruz:
    "Kıyamet gününe kadar ümmetim arasında hakkı tutup destekleyenler her zaman varolacaktır."[5]
    Şu hadisler de aynı anlamdadır:
    "Hiç şüphesiz Allah bu ümmeti sapıklıkta birleştirmez."[6]
    "Hiç şüphesiz Allah her dönemde bu dinin toprağına yeni fidanlar diker ve onları kendisine ibadet etmeye yöneltir."[7]
    Demek ki, Peygamberimizin verdiği doğruluğu kesin bu haberlerden açıkça anlaşılıyor ki bu ümmetin bir kesimi onun katıksız islam dini demek olan rehberliğine sımsıkı bağlı kalırken, diğer bir kesimi Yahudi dininin bazı unsurlarına başka bir kesimi de hristiyan dininin bazı geleneklerine sapacaklardır.
    Her ne kadar kimi durumlarda insan bu sapma yüzünden kafir, hatta fasık (günahkar mümin) olmasa bile, bazan bu sapma, sahibini kafirlik veya fasiklığa sürükler. Bazan bu sapma günah ve bazan da hata niteliği taşır.Bu sapma insan tabiatının hoşuna giden ve şeytan tarafından göze alımlı gösterilen bir hastalıktır. Bu yüzdendir ki, Cenab-ı Allah (c.c.) kullarından bizleri ne Yahudiliğe ve ne de Hristiyanlığa hiçbir şekilde sapmayan dosdoğru yola iletmesi için kendisine dua etmemizi istemiştir.[8]


    Ayrıca ümmet üzerindeki bazı Yahudileşme belirtileri için bkz: https://rahmet.yetkin-forum.com/tefsir-f18/ummet-uzerindeki-baz-yahudileme-belirtileri-t201.htm
    ...........................................................................

    [1] Selef imamlarından olan Süfyan bin Uyeyne'nin asıl adı, Süfyan bin Uyeyne bin Ebi İmran'dır.107 h'de Kufe'de doğdu. Rivayet ettiği hadislerin bir çoğu delil olabileceği kanıtlanmış Sika (sağlam) bir ravidir. Mekke'de yaşadığı dönemde Hicaz'ın Muhaddisi (hadisçisi)ydi. İmam Şafii, onun hakkında, "Eğer İmam Malik ve Süfyan olmasaydı, Hicaz'da ilim yok olurdu." der. Mekke'de yaşadı ve orada vefat etti. (198. H)
    [2] Bu hadis, yaygın sahih hadis kitaplarında (Buhari Müslim) Sünen'lerde (Süneni Ebu Davud, Süneni Tİrmizi, Süneni Nesai, Süneni îbn Mace) ve Müsned'lerde (Ahmed îbn Hanbel'in müsnedi) nakledilmiştir. Buhari, Müslim, hadisi bir takım yollardan rivayet ediyorlar. Neki, orada "Hazvel kuzzeti bil-kuzze" ibaresine rastlanılmadı. Sahihayn'in (Buhari-Müslim) söz birliğiyle rivayet ettikleri sözcükler Ebu Said el-Hudri'nin rivayetidir. O da "Le tetbe anne sünene men kane kabieküm şibran bi şibrin ve zira'an bi zirain..."-Yani, "Sizden öncekilerin geleneklerine karış karış adım adım uyacaksınız" kelimelerini içeren rivayettir.Bkz. sahih el-Buharİ, Kitab el-İ'tisam, Peygamberin: "Sizden öncekilerin geleneklerine mutlaka uyacaksınız" hadisi babı, H. No: 7320; Feth'ul-Bari, c. 3, s. 200; Müslim, kitab el-İlim, Yahudi ve Hristiyanların Yollarına Uyma Babı. H. No: 2669, c. 4, s. 2054.Hadisi yukarıda geçen metniyle Ahmed bin Hanbel Müsned'in de 4, s. 125'de tahriç etti. Aynı sözcüklerle İbn el-Esir, Cami el-usul isimli eseri, c. 10, s. 34'de anlatmış.)
    [3] Büyük Sahabilerden olan Ebu Hureyre'nin asıl adı, Abdurrahman bin Sahra el-Dusi'dir. Hicretin yedinci yılında müslüman oldu. Çoğunlukla Rasulullah'la birlikte olduğu ve onun hizmetinde bulunduğu için çok hadis rivayet etti. Ayrıca Ashab-ı Suffa'dandı.Hz. Ömer (r.a.) onu Bahreyn'e gönderdi. Oradan döndükten sonra Medine'de yaşadı ve orada öldü. (H. 59).
    [4] Sahih el-Buhari, Kitab el-İ'tisam, "Sizden öncekilerin yollarına mutlaka uyacaksınız" Bölümü, H. No: 7319,Feth'ul-Bari, c.3, s. 300.
    [5] Bu hadis, ünlü hadis kitaplarının hemen hepsinde naklediliyor.Biz burada sadece Sahihayn'ın yani, Buhari ve Müslim'in rivayetlerine değinmekle yetineceğiz. Buhari hadisi, Kitab el-Menakıb, bab, 27, H. No: 3640'da tahriç ediyor. Bkz. Feth'ul-Bari, c. 6, s. 632 H. No: 7311. Aynı hadis 7459 numara ile Muğire bin Şu,'be'den rivayet ediyor. Muaviye'den de başka sözcüklerle tahriç etmektetir. Fethu'l-Bari, H. No: 3641. Müslim bu hadisi Kitab el-îmare, Peygamber'in "Ümmetimden bir topluluk..." sözü babında naklediyor. Hadis numaraları, 1920, Sev-ban'dan, 1921. Muğire'den, 1037, Muaviye'den.
    [6] Hadisi Tirmizi İbn Ömer'den naklediyor. Rasulullah (s.a.v.) buyurdu:<BR>"Kuşkusuz Allah ümmetimi -ya da Muhammed ümmetini- sapıklık üzerine birleştirmez. Allah'ın eli toplulukla birliktedir. Kim topluluktan (cemaat) ayrılırsa ateşe yaklaşır." Bkz. Tirmizi, Kitap el-Fiten, Cemaatin Gerekliliği babı, H. No: 2167, c. 4, s. 466. Tirmizi, hadis bu yönüyle "gariptir" diyor. Hakim'in Müstedrek'inde hadisin başka ravileri de vardır. Ebu Zer şöyle anlatıyor; Peygamber'den:
    "Kuşkusuz Allah Azze ve Celle kesinlikle ümmetimi hidayetten başka bir şeyde toplamaz." Müsned c. 5, s. 145. Sünen el-Daremi, c. 1, s. 29. Giriş kısmında, Peygamber'e Verilen Üstünlükler Babı. Burada: "Onlar sapıklık üzerine birleşmezler" ibaresi kaydedilmiş.
    [7] İbn Mace hadisi, eserine giriş kısmında tahriç ediyor. Bkz. Süneni İbn Mace, Rasulullah'ın Sünnetine Uyma Babı, H. No: 8, c. 1, s. 5.<BR>Ebi Unbe el-Havlani -Allah ondan razı olsun- anlatıyor: Rasulullah'tan şöyle duydum:
    "Allah her zaman bu dinîn toprağında, kendisine itaatte kullanacağı fidanlar diker (yetiştirir).
    "Ahmed'in Müsned'inde aynı raviden, buna benzer bir şekilde rivayet ediliyor. el-Müsned, c. 4, s. 200. Hadisten söz eden imamlara rastlanmadı. Ancak hadisin ravileri, hadisi reddedecek ölçüde zayıf değillerdir.
    [8] Bkz. Fatiha Suresi Ayet 6,7.
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Fatiha Suresi 7. Ayet, Mağdublar, Daliller Ve Yahudileşme Temayülü Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Geri: Fatiha Suresi 7. Ayet, Mağdublar, Daliller Ve Yahudileşme Temayülü Fatiha Suresi 7. Ayet, Mağdublar, Daliller Ve Yahudileşme Temayülü Icon_minitimeCuma 05 Şub. 2010, 19:35

    "Yahudiler ve Hristiyanlar ehli kitap olduklarından müşrik ve diğer din mensuplarından daha ehvendirler. İslam'a zıd olsalar da diğerlerine nazaran İslam'a daha yakındırlar. Artık İslam'ın zıddı karibinden (yakın zıddından/ehli kitaptan) kaçınılması emredildiğine göre, zıddı baidi (uzak zıddı/müşrik) olanlardan kaçınılması daha kesin bir emir olarak algılanmalıdır.

    İsmail cerrahoğlu'nun Tefsri Tarihi kitabından, Prof. Dr. Halis Albayrak, Kur'an'ın Bütünlüğü Üzerine, Şule Yayınları, shf.143

    [Tarafımdan sadeleştirilmiş ve biraz da özetlenmiştir. e-mir.]
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    Fatiha Suresi 7. Ayet, Mağdublar, Daliller Ve Yahudileşme Temayülü

    Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
    1 sayfadaki 1 sayfası

    Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
    Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun... :: DİNİ KONULAR :: Kur'an :: Tefsir -