Konu: İslam Tarihi Kitapları Akidede Delil Değildir Perş. 28 Ocak 2010, 15:25
Son zamanlarda bazı forumlarda bazı İslam tarihi kitaplarından alıntılar yapıp, bu kitapların yazarlarının büyük İslam alimleri oldukları, dolayısı ile yazdıklarının doğru olup, dinde hüccet olarak kabul edilmesi gerektiği şeklinde bazı hezeyanlara kapılanlara denk gelmekteyiz. Bu kişilere tarih kitaplarının edillei şer'iyye'den olmadıklarını, içlerinin bir çok uydurma dolu olduğunu hatırlatsak da gruplarının haklılığını isbatlayacak bir delilden mahrum olmamak adına hem tarih kitaplarında buldukları bilgilere sıkı sıkıya yapışmakta hem de bu bilgilerden hüküm çıkararak kendi çarpık din anlayışlarını haklı çıkarmaya çalışmaktadırlar.
Peki bu kişiler bunu yapmakta ne kadar isabetliler? Buyrun rivayet tefsirlerinin en muteberlerinden birisi olan Taberi'nin yazdığı tarih kitabının ön sözüne bakalım. O demiş ki: Bu kitabımda gelen bazı haberler onu okuyan kişiyi onları inkar etmeye, duyan kimseyi de sıradan görmeye yöneltecek mahiyettedir. Çünkü onu okuyan ve duyan kimseye göre bu haberlerin sıhhat yönünden bir vechi bilinmemektedir, bunların hakikatte bir anlamları yoktur. Ancak bu insan iyi bilsin ki bu haberler bizim tarafımızdan icad olunmamıştır. Ancak bazı raviler tarafından bize ulaştırıldı. Şübhesiz biz de, bize ulaştırıldığı haliyle onları nakletmekteyiz.
Akla şöyle bir soru gelmektedir. Peki o zaman Taberi bunları hüccet olması için mi zikretti? Buyrun cevabı: Bu kitabımızla hüccet olarak gösterilecek bir eser ortaya koymayı amaçlamadık."
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu, Kur'an ve Bağlam, Şule Yayınları, shf.129 vd.
Bakın yine bir rivayet tefsiri sahibi olan ibni Kesir tarihinin ön sözünde ne demiş: Biz, israîliyat haberlerinden, ancak Allah'ın kitabına ve Rasûlü'nün sünnetine muhalif olmayıp, şeriat sahibi tarafından nakline izin verilenleri nakledeceğiz ki, bunlar da ne yalanlanan ne de doğrulanan israiliyat haberleridir. Bunlarda bizde/İlamiyette muhtasar/özet olan hususlar, ayrıntılı bir şekilde açıklanmaktadır. Ya da belirsiz hususlar, belirginlik kazanacaktır. Gerçi bunları belirlemede de fazla bir fayda yoktur, ancak biz ihtiyaç duyduğumuzdan veya delil saydığımızdan değil de konuyu süslemek bakımından bu haberlere başvuracağız. Aslında dayanılacak yer, Allah'ın kitabı ile Rasûlullah'ın sünnetidir. Sünnetten de nakli sahih veya hasen olanları nakledeceğiz. Zayıf olanlara da dikkat çekeceğiz.
Konu hakkında ayrıca https://rahmet.yetkin-forum.com/tefsir-f18/uc-eyin-asl-yoktur-t717.htm linkine ve bu linkte verilen diğer linklere de bakarsanız, aslında bu durumun /hüccet olmamanın sadece tarih kitapları için değil, rivayet ve hatta dirayet tefsirleri için de geçerli olduğunu görebilirsiniz.