Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...

İSLAMİ BİLGİ PAYLAŞIM SİTESİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Rahmet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
star
starPaz 28 Ekim 2012, 12:04
star
starÇarş. 14 Eyl. 2011, 21:58
star
starSalı 13 Eyl. 2011, 18:41
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:48
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:15
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:02
star
starPtsi 05 Eyl. 2011, 22:51
star
starPaz 04 Eyl. 2011, 13:51
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 16:06
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 15:45
Similar topics
  • » Vahyüşşeytan'a Örnekler
  • » Ashabın Metin Tenkidi - Sünnetin Sünnete Arzı

  • Aişe Validemizin (ra) Metin Tenkidine Örnekler

    Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
    Yazar Mesaj
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Aişe Validemizin (ra) Metin Tenkidine Örnekler Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Aişe Validemizin (ra) Metin Tenkidine Örnekler Aişe Validemizin (ra) Metin Tenkidine Örnekler Icon_minitimeC.tesi 02 Ocak 2010, 19:23

    Âişe validemizin (ra) bazı hadisleri tenkit amacıyla içtihatta bulunduğuna, hadis metinlerini uyumlu kılmak ve ihtilafları ortadan kaldırmak için yorumlar yaptığına dair birçok örnek bulunmakta olup, bir kısmı şunlardır: [1]

    a. Şiir Ezberlenmesi

    Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre Peygamber:
    "Sizden birinin karnının irin ve kan ile dolması, şiir ile dolmasından daha hayırlıdır" demiştir. Âişe, Ebu Hureyre'nin hadisi doğru hatırlamadığını, halbuki Peygamber'in:
    "Sizden birinin karnının irin ve kan ile dolması, hicvolunduğum şiirlerle dolmasından daha hayırlıdır" [2] buyurduğunu beyan etmiştir.


    Burada Âişe, Ebu Hureyre'nin Resulullah'ın sözünü ezberinde tam olarak tutamadığını ileri sürerek yasak edilen şiiri Peygamber'i hicveden şiirlere tahsis etmektedir. Çünkü Peygamber, Mescid-i Nebevî'de şiir okuyan şairleri dinlemiş, onlara dua etmiş ve hatta birine hırkasını giydirmişti. Peygamber'in bilinen tutumu bu olunca, söz konusu hadisi, yerilen ve övülen bütün şiirleri kapsayacak şekilde umumî bir anlamda nasıl söylemiş olabilir? Ebu Hureyrenin rivayeti, Resulullah'ın açıkça bilinen sünnetine uygun düşmüyor. Bu durumda Âişe'nin dediği gibi râvî Resulullah'ın sözünü aynen muhafaza edememiştir. Halbuki Peygamber'in sözü İslâm'ı, onun Peygamberini ve ashabı hicveden şiirlerle ilgilidir. Ravî, Resûlullah'ın sözünün söz konusu sebebini muhafaza edemeyince içerdiği kapalı kısımları zikretmeksizin sadece duyduklarını rivayet etmiştir. Âişe ise, Peygamber'in maksadına uygun olarak, yerilmiş olan şiirin Peygamber'in hicvedildiği şiirler olduğunu beyan etmiştir. [3]


    b. Hz. Peygamber'in Yaptığı Umrelerin Sayısı

    Mücahid'in rivayetine göre, Urve b. Zübeyr ile mescide gitmişler, Abdullah b. Ömer'i Âişe'nin hücresinin duvarına yaslanmış olarak oturur vaziyette görmüşler, insanlar ise bu esnada mescitte kuşluk namazı kılmakta imişler. Mücahid ona bu insanların kıldıkları namazı sorduklarını, "bid'at" diye cevap verdiğini, Urve ise:
    Ey Ebu Abdurrahman! Peygamber kaç defa umre yaptı?" diye sorduğunu, "dört defa, onlardan biri Recep ayındadır" dediğini, onu yalanlamayı ve cevap vermeyi istemediklerini, ancak bu anda hücrede Âişe'nin misvakıandığını duyduklarını, Urve'nin Âişe'ye seslenerek:
    Ey müminlerin annesi! Ebu Abdurrahman'ın söylediklerini duyuyor musun? Dediğini, Âişe'nin "Ne diyor?" diye sorduğunu, "Peygamber, biri Recep ayında olmak üzere dört defa umre yapmıştır" dediğini kaydetmektedir. Bunun üzerine Aişe:
    Allah Ebu Abdurrahman'a merhamet etsin! Hz. Peygamber'in yaptığı umrelerin hepsinde beraber idim ve Recep ayında kesinlikle umre yapmadı" demiştir.


    Bir rivayette ise:
    İbn Ömer'in bunları işittiği ancak "hayır" veya "evet" demeyip sükût ettiği kaydedilmektedir [4].

    Bu örnek, ulemanın aralarında yaşça daha büyük ve hürmete lâyık olanlar bulunmasına rağmen İbn Ömer'e cevap vermek istememeleri suretiyle sahabeye karşı hürmetlerini ortaya koyar. Sanki İbn Ömer onlara "Resûlullah'ı ben sizden daha iyi tanıyorum" diyor; onlar da konuyu, Efendimiz'i herkesten daha iyi bilen Âişe validemize iletiyorlar ve o da Peygamber'in Recep ayında kesinlikle umre yapmadığını, aksine hac ile beraber yaptığı dışındaki bütün umreleri Zilkade ayında yaptığını beyan ediyor. Nitekim Müslim'de geçen Enes b. Mâlik hadisinde de hu şekilde kaydedilmektedir [5].

    c. Kişinin Ölüm Anındaki Elbisesi İle Dirîltileceği

    Ebu Saîd el-Hudrî'den rivayet edildiğine göre, o öleceği sırada yeni bir elbise istemiş, onu giymiş ve şöyle demiştir:
    Peygamber'den:
    "Kişi, içinde öldüğü elbise ile diriltilir" [6] dediğini duydum.

    Rivayete göre:
    Bu söz Âişe'ye ulaşınca bunu ondan yadırgadığını belirterek:
    Allah, Ebu Saîd'e merhamet etsin! Peygamber bu söz ile ölüm anındaki amelini kastetmiştir. Nitekim o: “İnsanlar başı açık, çıplak ayak ve sünnetsiz olarak haşrolunurlar" buyurmaktadır [7] demiştir.


    Bu rivayette Âişe, Ebu Saîd'den duyduğu hadisi, herkesin bildiği "insanlar yalın ayak, başı açık ve sünnetsiz olarak haşrolunurlar" hadisine arzetmektedir. Âişe, Ebu Saîd'i Peygamber'den yanlış duymakla itham etmiş, fakat hadisten anladığının yanlış olduğunu; zira onun hadisin zahirini alarak, Peygamber'in elbise ile son anındaki amelini kastettiğini kavrayamadığını söylemiştir.

    Âişe'nin bu yöntemi, uyulması en uygun olan bir yöntemdir. Hiçbir kimse, sahih bir hadisi, aralarını cemetme imkanı varken, başka bir hadisin manasına uymuyor diye reddetmeye kalkışmamalıdır. Aksine, Âişe'nin yaptığı gibi zahirî ihtilaftan kurtulmak için birini bir şekilde diğerini ise başka bir şekilde yorumlanmalıdır.

    Âişe'nin, hadis tenkidi ve yorumu noktasında ashabın çoğundan daha ileride olduğu görülmektedir. Nitekim daha önce onun bu konumuna uygun düşen "Aile fertlerinin ağlaması sebebiyle ölüye azap edileceği", "zina yoluyla doğan çocuğun üç şerliden biri olduğu", "Peygamber'in Allah Teâlâ'yı gördüğü" ve "üç şeyde uğursuzluğun bulunduğu" hadislerini örnek vermiştik.

    Bu, onun ilminin çokluğuna, anlayışının derinliğine, bütün rivayetleri dikkatli bir nazarla gözetleyen, hatalı taraflarını açıklayan, uygun şekilde yorumlayan tutumuna delalet eder. Allah ondan razı olsun.

    Böylece hadis metinlerini tenkit konusunda sahabenin ölçülerinin, bu konudaki metotlarının sonuna gelmiş bulunuyoruz. Âişe'nin söz konusu metodu hadis tenkidi yaparken bütün âlimlerin örnek alması gereken bir ölçüdür. [8]




    [1] Misfir B. Gurmullah Ed-Dümeyni, Hadiste Metin Tenkidi Metodları, Kitabevi Yayınları, İstanbul 1997: 91-92.
    [2] Zerkeşî, el-İcâbe, s. 122.
    [3] Misfir B. Gurmullah Ed-Dümeyni, Hadiste Metin Tenkidi Metodları, Kitabevi Yayınları, İstanbul 1997: 92-93.
    [4] Müslim, Hac, 220.
    [5] Müslim, Hac, 220. Misfir B. Gurmullah Ed-Dümeyni, Hadiste Metin Tenkidi Metodları, Kitabevi Yayınları, İstanbul 1997: 93-94.
    [6] Ebu Davud, Cenaiz, 18.
    [7] Zerkeşî, el-İcabe, s. 132.
    [8] Misfir B. Gurmullah Ed-Dümeyni, Hadiste Metin Tenkidi Metodları, Kitabevi Yayınları, İstanbul 1997: 94-95.
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    Aişe Validemizin (ra) Metin Tenkidine Örnekler

    Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
    1 sayfadaki 1 sayfası

    Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
    Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun... :: DİNİ KONULAR :: Hadis :: Hadis Müdafaası -