Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...

İSLAMİ BİLGİ PAYLAŞIM SİTESİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Rahmet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
star
starPaz 28 Ekim 2012, 12:04
star
starÇarş. 14 Eyl. 2011, 21:58
star
starSalı 13 Eyl. 2011, 18:41
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:48
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:15
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:02
star
starPtsi 05 Eyl. 2011, 22:51
star
starPaz 04 Eyl. 2011, 13:51
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 16:06
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 15:45
Similar topics
  • » İbadet Hakkında
  • » Sihir Hakkında

  • Cerh Ve Tadil Hakkında

    Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
    Yazar Mesaj
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Cerh Ve Tadil Hakkında Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Cerh Ve Tadil Hakkında Cerh Ve Tadil Hakkında Icon_minitimeC.tesi 08 Ağus. 2009, 11:27

    CERH VE TA'DİL

    CERH TA'DİL: Hadis rivayet eden ravilerin bu konunun uzmanları tarafından tevsiki (güvenilir sayılması) ve tecrihidir (güvenilmez sayılması).

    Cerh; râvinin, rivayetinin reddedilmesini gereken bir nitelige sahip oldugunu tesbit etmek yahut kabul edilmesini gerektiren bir nitelige sahip olmadigini belirterek, rivayetinin reddedilmesini gerektirecek sekilde söz konusu edilmesidir. Râvi hakkinda: O kezzâbtir (çok yalancidir), fasiktir, zayiftir, sika degildir, muteber değildir ya da hadisi yazılmaz, demek gibi.

    Cerh mutlak ve mukayyed olmak üzere iki kısma ayrılır:

    Mutlak: Ravinin herhangi bir kayıt sözkonusu edilmeden cerh edildiğini belirtmek. Bu her halükârda onun rivayetinin reddedilmesini gerektirir.

    Mukayyed: Ravinin şeyh (hoca) ya da taife ya da buna benzer muayyen bir şeye nisbetle cerhedildiğinin sözkonusu edilmesi. Bu o muayyen şey, hakkındaki rivayetinin reddedilmesini gerektiren bir illet olur, başka hususlar için olmaz.

    Mesela: İbn Hacer, et-Takrib'de Zeyd b. el-Humam hakkında: "Ondan Muslim de rivayet etmiştir" demiştir. O doğru sözlüdür. Fakat es-Sevrî yoluyla gelen hadiste hata eder. Bu durumda onun es-Sevrî'den rivayet ettiği hadisleri zayıf olur, başkaları olmaz. Hulâsa müellifinin İsmail b. Ayyâş hakkındaki: Ahmed, İbn Maîn’in ve Buhârî Şam ehlinden yaptığı rivayetlerde sika olduğunu fakat Hicazlılardan yaptığı rivayette zayıf olduğunu belirtmişlerdir. Bu durumda onun Hicazlılardan rivayet ettiği hadisleri zayıf, Şamlılardan rivayetleri zayıf değildir. Yine eğer mesela, Allah'ın sıfatları ile ilgili hadisler de zayıftır, denilecek olursa, diğer hususlara dair hadisler de zayıf olmaz.

    Fakat cerhin kayıtlı olarak sözkonusu edilmesinden kasıt, onun bu kayıtlı konuda sika olduğu iddiasını bertaraf etmek ise, başka hususlarda zayıf olmasına da engel değildir.

    Cerhin birtakım mertebeleri vardır:

    En yüksek mertebe, bu hususta en ileri noktaya ulaşıldığına delâlet eden ifadelerdir. İnsanlar arasında en yalancı kişidir, yalancılık ta bir rükündür ifadeleri gibi.

    Bundan sonra mübalağaya delâlet eden ifadeler gelir. O kezzabtır (çok yalancıdır), vaddâ’dır (çok hadis uydurur) ve deccaldir ifadeleri gibi. En hafifleri ise o leyyin (yumuşak, gevşek), hıfzı kötü ya da hakkında ileri geri konuşulmuştur, anlamındaki tabirlerdir.

    Bunlar arasında ise bilinen çeşitli mertebeler vardır.

    Cerhin kabul edilmesi için beş şart aranır:

    1- Cerh yapanın adaletli olması gerekir. Fâsıkın cerhi kabul edilmez.
    2- Uyanık birisi tarafından yapılmalıdır. Gafleti bulunanın (yanılan birisinin) cerhi kabul edilmez.
    3- Cerhin sebeplerini bilen birisi tarafından yapılmalıdır. Cerh ve tenkid sebeplerini bilmeyenin cerhi kabul edilmez.
    4- Cerhin sebebini açıklamalıdır. Müphem ifadelerle cerh kabul edilmez. Mesela: Zayıftır demek ya da hadisi reddolunur demekle yetinilmez. Ayrıca bunun sebebini de açıklaması gerekir. Çünkü cerhedilmesini gerektirmeyen bir sebeple onu cerhetmeye kalkışmış olabilir. Meşhur olan görüş bu cerhin kabul edilmesidir. İbn Hacer de müphem cerhin -âdil olduğu bilinen kimseler dışında- kabul edilmesini tercih etmiştir. Adil olduğu bilinen kimseler hakkında ise sebebi açıklanmadıkça cerhi kabul etmez.Tercihe değer olan görüş de budur. Özellikle cerh yapan kişi bu alanın imamlarından (önder alimlerinden) birisi ise.
    5- Adaleti mütevatir, imameti meşhur kimse hakkında yapılmamalıdır. Nafi, Şu'be, Malik ve Buhârî gibi. Bu ve benzerleri hakkındaki cerh ifadeleri kabul edilmez.

    Ta’dîl: Ravinin rivayetinin kabul edilmesini gerektiren bir sıfata sahip olduğunun, rivayetinin de reddedilmesini gerektiren bir niteliğinin bulunmadığının belirtilmesi suretiyle ravinin sözkonusu edilmesidir. O sikadır, o sağlam birisidir, onda bir beis yoktur ya da hadisi reddolunmaz denilmesi gibi.

    Mutlak ve mukayyed olmak üzere iki kısma ayrılır:

    1- Mutlak: Ravinin herhangi bir kayıt sözkonusu edilmeden adalet ile anılmasıdır. Bu onun her durumda sika olduğunun belirtilmesi demektir.

    2- Mukayyed: Ravinin şeyh, taife ya da buna benzer muayyen bir şeye nisbetle âdil olduğunun belirtilmesidir. O vakit bu, o muayyen şeye nisbetle sika olduğunu -başka hususlarda böyle olmadığını-ifade etmek olur.

    "Felan kişi, ez-Zührî'den rivayet ettiği hadisleriyle yahut Hicazlılardan rivayet ettiği hadisleriyle sika birisidir." denilmesi gibi. Onun, kendilerinden rivayet yapması halinde sika olduğu belirtilen hadis rivayetleri dışında sika kabul edilmez. Ancak bundan maksat bu kimselerden yaptığı rivayetinin zayıf olduğu iddiasını bertaraf etmek ise, o takdirde bunların dışındakilerden yaptığı rivayetlerde de sika olmasına engel değildir.

    Tadilin mertebeleri vardır: En üstün mertebe, bu hususta en ileri noktada olduğuna delâlet eden ifadelerdir. İnsanların en sikasıdır, sağlam rivayet etmekte en ileri nokta odur, gibi.

    Sonra bir ya da iki sıfat ile pekiştirilen sikalıktır. Mesela sikadır, sikadır yahut sikadır, sebt (sağlam)dır ya da buna benzer ifadeler.

    En alt mertebesi ise en hafif cerhe yakın olduğunu hissettiren ifadelerdir. Salihtir yahut mukaribdir ya da hadisi rivayet edilir yahut buna benzer ifadeler gibi. Bunun arasında ise bilinen daha başka mertebeler de vardır.

    Tadilin kabul edilmesi için dört şart aranır:

    1- Tadil yapanın adaletli olması gerekir, fâsık bir kimsenin tadili kabul edilmez.
    2- Uyanık olması gerekir. Dış görünüşe aldanan gafil kimsenin tadili kabul edilmez.
    3- Tadil sebeplerini bilen bir kimse tarafından yapılmalıdır. Kabul ve red sıfatlarını bilmeyenin tadili kabul edilmez.
    4- Rivayetinin reddedilmesini gereken yalancılık, açık fasıklık ya da buna benzer bir husus ile ün salmış bir kimse hakkında yapılmamış olmalıdır.

    Cerh ve Ta’dîl Teâruz Ederse (Çatışırsa):

    Cerh ve tadilin teâruzu: Ravinin, hem rivayetinin reddedilmesini gerektiren hem de kabul edilmesini gerektiren bir şekilde sözkonusu edilmesidir. Kimi ilim adamları onun hakkında o sikadır derken kimilerinin de o zayıftır demesi gibi.

    Teâruzun dört hali sözkonusudur:

    1. Hal: Cerhin de, tadilin de müphem bırakılmış olması: Yani her ikisinde de cerh ya da tadil sebebinin açıklanmamış olmasıdır.

    Eğer müphem cerhin kabul edilmeyeceği görüşünü benimsiyor isek o zaman tadil edenlerin görüşü kabul edilir. Çünkü vakıada onunla teâruz eden bir husus yoktur.

    Eğer kabul edileceği görüşünü benimsersek -ki tercihe değer olan budur- o takdirde teâruz sözkonusu olur. Bu durumda ikisinden tercih edilmeye değer olan kabul edilir. Ya o görüşü söyleyenin adaleti ya da şahsın durumunu bilmek hakkındaki görüş ya da cerh ve tadilin sebepleri ya da sayıca çokluk bakımından tercihe değer görülen kabul edilir.

    2. Hal: Her ikisinin de açıklanmış olması yani her ikisinde de cerh ve tadilin sebeplerinin beyan edilmiş olması. Bu durumda cerh kabul edilir. Çünkü cerhi söyleyen fazladan bir şeyler bilmektedir. Ancak tadilde bulunan kimsenin: "Ben kendisi sebebiyle raviyi cerhettiği hususu daha iyi biliyorum. O husus ortadan kalkmış bulunmaktadır." demesi hali müstesnadır. O vakit tadil görüşü kabul edilir. Çünkü bu görüşü belirtenin fazladan bir bildiği vardır.

    3. Hal: Tadil müphem, cerh açıklanmış ise bu durumda cerh kabul edilir çünkü cerhi kabul edenin fazladan bir bildiği vardır.

    4. Hal: Cerhin müphem, tadilin ise açıklanmış olması hali. Bu durumda, tercih edilmeye değer olduğundan ötürü tadil kabul edilir.

    Buna göre cerh ve ta’dil ilmi; rivayetlerin kabulü veya reddi konusunda ravilerin hallerinden bahseden bir ilimdir.

    Cerh ve Ta'dil sahabe döneminden başlayarak hadis kitaplarının tedvin edilmesi dönemine kadar devam etmiş ve tedvin dönemiyle son bulmuştur. (Sahabenin müteahhirun ulemasına kadar sürmüştür.)


    En son e-mir tarafından C.tesi 08 Ağus. 2009, 11:36 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Cerh Ve Tadil Hakkında Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Geri: Cerh Ve Tadil Hakkında Cerh Ve Tadil Hakkında Icon_minitimeC.tesi 08 Ağus. 2009, 11:28

    Bu konunun uzmanları ravilerin hallerini yaptıkları işlere, tavır-davranışlarına, mezhep-cemaat bağlantılarına göre (bağlılığının şiddetine göre) değerlendirerek o ravi hakkında bilgi vermişlerdir.

    Ravinin güvenilirliğini veya güvenilmezliğini ifade eden kelime ve lafızlar çoğunlukla bellidir.

    Yalnız Cerh Ta'dil âlimlerinin olayları değerlendirirken kendi değer yargılarını da göz önünde bulundurmak lazımdır. Bu da onlardan sonra gelen âlimler tarafından yapılmış ve Cerh Ta'dil âlimleri üç gruba ayrılmışlardır.

    MÜTEŞEDDİD: Çok küçük şeylerle ravileri tecrih eden âlimler

    MÜTESAHİL: Önemli kusurları bile görmezden gelen âlimler

    MÜTEVASSIT: Yukarıdaki iki grubun ortasında bir yol tutan âlimler:

    CERH TA'DİLDE SADECE BİR ÂLİMİN KANAATİ ALINMAZ. Kanaatlerin genelinden bir değerlendirme yapılmalıdır.

    Cerh Ta'dil âlimlerinin sınıflarına göre isimleri şöyledir:

    A-MÜTEŞEDDİD ÂLİMLER:

    1-Ebu’l-Ferec İbnü’l-Cevzî
    2-Dârekutnî
    3-Nesâî
    4-İbn Abdilber
    5-Ali b. el-Medînî
    6-Iclî
    7-Ezdî
    8-Ukaylî
    9-İbn Râhûye
    10-Fudayl b. Süleyman en-Nümeyrî
    11-İbn Hazm
    12-Elbânî

    B-MÜTESÂHİL ÂLİMLER:

    1-Hâkim en-Neysâbûrî
    2-Suyûtî
    3-İbn Mâce
    4-İbn Hıbbân
    5-Ahmed Muhammed Şâkir
    6-Yahya b. Maîn
    7-Hatîb el-Bağdâdî
    8-Ebû Hâtim er-Râzî
    9-Cûzecânî
    10-Tirmizî
    11-Heysemî

    C-MÜTEVASSIT ÂLİMLER:

    1-Buhârî
    2-Müslim
    3-Ahmed b. Hanbel
    4-Ebû Dâvûd
    5-Bûsırî
    6-Yahya el-Kattân
    7-İbn Hacer
    8-Zeynüddîn el-Irâkî
    9-Zeylaî
    10-Ebû Zür’a er-Râzî
    11-İbn Adiy
    12-Zehebî
    13-Muhammed Zâhid el-Kevserî
    14-Ebû Ğudde

    Bu konuda şunu söylemek gerekir ki müteşeddid alimler ravileri çok küçük şeylerle tercih ettiklerinden bu alimlerin zayıf dedikleri hadislerde başka hadis alimlerinin yorumlarına bakmalıyız. (Ravileri küçük şeylerle tecrih ettiklerinden hadisi hemen zayıf olarak nitelendirebiliyorlar.) Mütesahil alimler de önemli kusurları bile görmeden ravileri tadil ettiklerinden bu alimlerin de sahih dedikleri hadislerde yine başka hadis alimlerinin yorumlarına bakılır. (Bunlar da ravilerin önemli özelliklerini bile görmezden geldiklerinden hadislere hemen sahih hükmü verebiliyorlar.) Bu konuda en uygun davrananlar mütevassıt alimlerdir.

    CERH VE TA'DİL'DE BAZI KRİTERLER

    Adaletin tanımı şöyledir: "Sahibin takva ve kişiliğe sarılmaya sevk eden bir meziyettir. Burada takvadan maksat şirk, fısk ve bid'at gibi kötü işlerden sakınmaktır. Bu hususta küçük günahlardan sakınmak takva için şart değildir; fakat küçük günahlarda ısrar da büyük günahtır. Kişilikten maksat ise sokakta yemek-içmek, yollara bevletmek gibi düşük işlerden sakınmaktır. Şunu da belirtmek gerekir ki ravilerde aranan adalet şahitlikte aranan adaletten daha umumidir."

    Muhaddislerin adalet için ileri sürdükleri şartlar ittifakla şunlardır :

    a. Müslüman olmak
    b. Büluğa ermiş olmak
    c. Akıllı olmak
    d. Fısktan ve mürüvvete muhalif davranışlardan uzak olmak. (Tedribürravi, cilt 1, sahife 163)

    Adalete eleştiri sebebi olabilecek hususlar :

    a. Ravinin yalan söylemesi
    b. Ravinin yalan söylemekle itham edilmesi
    c. Ravinin fasık oluşu
    d. Ravinin bilinmemesi
    e. Ravinin bid'at ehli olması.


    Zabt da ravinin işittiği ve rivayet ettiği hadisi dilediğinde okuyabilecek derecede unutmaktan ve karıştırmaktan muhafaza etmesidir. Zabt iki türlüdür. Zabtı sadr;hadisi unutmaktan korumak ve hatırda tutmaktır. Zabtı Kitabet; hadisleri not aldığı bir defter sayesinde rivayet edeceği vakte kadar yanında saklamasıyla olur.

    Zabta yönelik tenkit sebeplerine gelince bunlar şunlardır :

    a. Aşırı dalgınlık
    b. Çok yanılmak
    c. Sikalara (güvenilir ravilere) muhalefet
    d. Evham sahibi olmak
    e. Kötü hafızalı olmak


    CERH VE TA'DÎL KONULU KİTAPLAR

    Bu çeşit eserlerin ortaya çıkışının temelinde râvîlerin haberlerinin kabul edilmesi veya edilmemesi hususunda münekkitlerin yapmış oldukları çalışmalar ve onların bu konudaki çabaları yatmaktadır. Bu ilim dalında eser veren âlimler farklı farklı metotlar kullanmışlardır. Kimisi eserinde sadece yalancılara ve zayıflara yer verirken, diğer bazı kimseler ise bunlara ilavelerde bulunmuş ve bazı mevzu hadisleri de zikretmiştir. Ayrıca bazıları, sadece sikalar hakkında eser vermişken diğer bazıları hem sika ve hem de zayıfları birlikte ele almışlardır.

    1-Lisanül Mizan (İbn Hacer el-Askalani)
    2-el-Cerh ve't-Ta'dil (İmam Ahmed b. Muhammed b. Hanbel)
    3-Ed-Du'afâ (Muhammed b. Abdullah b. Abdurrahîm el-Berkî ez-Zührî)
    4-el-Cerh ve't-Ta'dü ve Ed-Du'afâ (Ebû İshâk İbrahim b. Ya'kûb es-Sa'dî el-Cûzecânî)
    5-Ed-Du'afâ (Muhammed b. İsmail el-Buhârî)
    6-et-Tarih fi's-Sikât ve'd-Du'afâ (Ahmed b. Ebî Hayseme en-Nesâî el-Bağdâdî)
    7-Taribu'd-Du'afâ ve'l-Metrûkîn (Ebû Abdurrahmân Ahmed b. Ali en-Nesâî)
    8-el-Cerh ve't-Ta'dil (Abdurrahmân b. Ebî Hatim b. İdrîs el-Hanzelî er-Râzî)
    9-es-Sikât (Ebu Hatim b. Hibban el-Busti)
    10-el-Kamil fi Ma’rifeti Du’afail Muhaddisin ve ileli’l Hadis (Ebu Ahmed Abdullah b. Muhammed İbn Adiyy el-Cürcani)
    11-Medhal (el-Hâkim Ebû Abdullah Muhammed b. Abdullah en-Nîsâbûrî)
    12-Ed-Du'afâ ve'l-Metrûkin (Ebu'l-Ferec Abdurrahmân b. Ali İbnu'l-Cevzî)
    13-Mizanu’l-îtidâl (Şemsuddin Muhammed b. Ahmed ez-Zehebî)
    14-el-İğtibât bi-Ma'rifeti Men Rumiye bi’l-İhtilât ( Burhanuddin İbrahim b. Muhammed el-Halebî)

    ----------------------------------------------------------------------------------------------------------

    KAYNAKLAR

    1-İ'laü's-Sünne, Zafer Ahmed et-Tehanevi, Yeni Usulü Hadis, İbrahim Canan
    2-el-Menaru'l Münif, İbni Kayyım Cevziyye, Cantaş Yay.
    3-Mevzu Hadisler, M.Yaşar Kandemir,D.İ.B.
    4-Akıl Vahiy Açısından Sünnet, Dr. Mehmet Erdoğan, İFAV
    5-el-Muvafakat, Şatıbi, İz Yay.
    6-Kur'an Sünnet Bütünlüğü, Necati Kara, İhtar Yay.
    7-Mevzu Hadisler, Abdulfettah Ebu Gudde, İnsan Yay.
    8-Sünneti Anlamada Yöntem, Yusuf el-Kardavi, Rey Yay.
    9-Usûlü hadis, Muhammed b. Ali el-Birgivi, Yasin Yay.
    10-Hadis usûlüne giriş, Muhammed Salih el-Useymin, Guraba Yay.

    Çalışmak bizden; başarı Allah'tandır...

    Adem İNCE

    www.fukaha.com adresinden alınmıştır.
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Cerh Ve Tadil Hakkında Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Geri: Cerh Ve Tadil Hakkında Cerh Ve Tadil Hakkında Icon_minitimePerş. 20 Ağus. 2009, 13:03

    Ravileri tenkid bilgisi demek olan cerh ve tadil ilmi kapsamında, sahabe devrinden başlamak üzere Hicri 4. asra kadar 20 000 kadar kişiyi incelenmiştir. Bu kişiler, güvenilir (sika), zayıf (duafa), terk edilmiş (metruk), uydurmacıalr (vazzaun), ve yalancı (kezzab) bibi sınıflara ayrılmışlardır.

    Meşhur münekkid Yahya b. said el-Kattan'a; "Sen, cerh ettiğin kişilerin kıyamet günü hasım olarak karşına çıkmasından endişe etmiyor musun?" diye sorulduğunda, "Hadislerini savunmadığım için Rasulullah (sav)'ın düşmanlığı ile karşılaşacağıma bunların düşmanlığı ile karşılaşmayı tercih ederim." demiştir.

    Prof. Dr. İsmail L. Çakan, Anahatlarıyla Hadis, Ensar Neşriyat, shf. 214
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    Cerh Ve Tadil Hakkında

    Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
    1 sayfadaki 1 sayfası

    Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
    Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun... :: DİNİ KONULAR :: Hadis :: Hadis Müdafaası -