İmam Birgivi'ye göre alim, idarecilerle sıkı fıkı olmayan, onların dünyasından uzak duran, vakfedilmiş malı almaktan çekinen, Allah'ın kendisine takdir ettiğine kanaat edip, daha fazla mal toplama hevesinde olmayan ve insanların ellerindeki nimetlere tamah etmeyen kişidir. O, makamı ile övünmeyen, ilminden dolayı kendini beğenmeyen, kendini kontrol etmesini bilen, azalarını muhafaza eden, halinde ve kalinde [sözünde] sadık olup dosdoğru davranan... öğretim işini sadece Allah rızası için yaparak bununla riya, gösteriş, maaş ve mevkisinin yükselmesi yahud da hürmet görme amaçlarını taşımayandır.
Dr. Huriye Martı, Birgivi Mehmed Efendi, TDV Yayınları, shf. 55
Alimin amacı ancak ilmi yaymak, dini anlayanların sayısını artırarak cahilleri azaltmak ve Allah'ın dinini apaçık ortaya koyup, Rasulullah (SAV)'in sünnetini ayakta tutmak olmalıdır. O, helal ile haramı birbirinden ayırarak İslam kaidelerini yaşatmaya çalışan, bu konuda halis niyet taşıyarak ahiret kazancını arzulayan, Allah Teala'nın ilmiyle amil alimlere ahirette vermeyi va'dettiği sevabı yakinen bilerek bu sevabı uman ve O'nun cezalandırmasından korkan bir kişi olmalıdır. a.g.e. shf. 122
[Ne yazık ki geçmişte olduğu gibi günümüzde de ilmi, yöneticilere yaranmak, onların Allah'a isyan olan her ameline şer'i bir kılıf bulmak için kullananlar da olmuştur. Üstelik günümüzde bırakın cahillerin sayısını azaltmaya çalışmayı, bilakis onların sayılarını arttırmak için tefsir, meal ve hadis okunmaması gerektiğini, hadis ile amel etmenin dalalet, ilmihal kitaplarındaki kaynağı belli olmayan fetvalar ile amel etmenin hidayet olduğunu savunan sapıklar da türedi. e-mir.]
Adil yöneticiye övgüler ile başlayıp zalim yöneticiye yergiler ile devam eden 'Risale fi Medhi's-Sultani'l-Adil ve Zemmi's-Sultani'z-Zalim' isimli risalesinde Birgili, zalim yöneticiye yaranmak için ona "Adilsiniz efendim." demenin, haraç mallarının sultanın mülkü olduğunu iddia etmenin küfrü gerektirdiğini açıkça belirtmektedir.