İbni Münzir, "İlim ehli, namaza başlarken Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'in ellerini kaldırdığında ihtilaf etmemiştir," dedi. Hafız İbn Hacer; "namaza başlarken elleri kaldırmayı elli kadar sahabî rivayet etti," demiştir. Cennetle müjdelenmiş sahabiler de bunlar arasındadır. Beyhakî, Hakîm'den rivayet ederek şöyle demiştir: "Bu sünnetten başka, Rasûlüllah ile dört halifenin, cennetle müjdelenmiş on kişinin ve diğer sahabelerden bir çoğunun (etrafa dağılmış olmalarına rağmen) birleştikleri bir sünnet bilmiyoruz." Beyhaki; "Hocamız Ebû Abdullah böyle demiştir," der.
a- Elleri Kaldırmanın Şekli
Elleri kaldırmanın şekli hakkında birkaç rivayet gelmiştir. Cumhurun kabul ettiği görüşe göre elleri, parmak uçları kulakların üst kısmına, avuçlar kulak yumuşaklarına gelecek şekilde avuçlarını omuz hizasına kaldırmaktır. Ncvevî; "Şafiî rivayetlerin arasını cem'ederek bu görüşe varmış, herkes de bu görüşü beğenmiştir," demiştir. Elleri kaldırırken parmakları uzatmak müstehabdir.
Ebû Hüreyre'dcn rivayeten; "Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem namaza kalktığı zaman ellerini açarak kaldırırdı." (Hadisi Buharı, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî rivayet elmiştir.)
b- Ellleri Kaldırmanın Zamanı
Eleri kaldırmanın iftitah tekbirine yakın veya önce olması gerekir. Nafi'den rivayeten: "İbn Ömer namaza girdiği zaman tekbir alır, ellerini kaldırır ve bu durumu Rasûlüliah'dan naklederdi" (Hadîsi Buharî ve Nesâî rivayet etmiştir.)
Ebû Dâvûd, yine Nafi'den rivayeten şöyle demiştir: "Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem tekbir aldığı zaman omuz hizasına veya buna yakın olacak şekilde ellerini kaldırırdı." (Hadisi Ahmed ve diğerleri rivayet etmiştir.) İftitah tekbirinden Önce elleri kaldırmak hakkında îbn Ömer'den Şu rivayet gelmiştir: "Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem namaza kalktığı zaman ellerini kaldırır, omuz hizasına kadar getirir, sonra tekbir alırdı." (Hadîsi Buharî, Müslim rivayet etmiştir.) Malik bin Huveyris'den gelen hadîsde ise; "Tekbir alır sonra ellerini kaldırırdı," şeklindedir. (Hadîsi Müslim rivayet etmiştir.) Bu hadis, tekbirin elleri kaldırmaktan önce olduğunu daha çok göstermektedir. Fakat Hafız İbn Hacer; "Tekbirin elleri kaldırmaktan önce olduğunu söyleyen hiç bir kimse bilmiyorum," demiştir.
Elleri Kaldırmanın İkinci ve Üçüncü Zamanı
Rüku'a giderken ve kalkarken elleri kaldırmak müstehabdır. Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'in böyle yaptığını yirmi iki sahabe rivayet etmiştir. îbn Ömer'den rivayeten: "Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem namaza kalktığı zaman ellerini omuz hizasına gelinceye kadar kaldırır, sonra tekbir alırdı. Rüku edeceği zaman aynı şekilde ellerini kaldırırdı. Rüku'dan kalktığı zaman yine ellerini kaldırır "semi'allahu limen ha-mideh". "Rabbena veleke'l-hamd" derdi." (Hadîsi Buharî, Müslim, Beyhakî, rivayet etmiştir.)
Buharî'de şu da vardır: "Secde yapacağı zaman ve secdeden başını kaldırdığında ellerini kaldırmazdı." Müslim ise; "secdeden kalktığı zaman bunu yapmazdı," yine Müslim'de; "iki secde arasında ellerini kaldırmazdı," şeklinde rivayet olunmuştur. Beyhakî'de şu da vardır: "Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem Allah'a kavuşuncaya kadar bu şekilde kılmaya devam elti. İbn Medâyinî şöyle demiştir: "Bu hadis bence halkın uyması gereken bir delildir. Bu hadisi işiten kimsenin onunla amel etmesi gerekir. Çünkü senedinde zayıflık yoktur." Buharî bu meseleyi ayrı bir kitapta toplamıştır. Bu konuda Hasan ve Humeyd bin Hilâl'den şu rivayet olunmaktadır: "Ashab üç yerde ellerini kaldırmaktaydı." Hasan, ashabtan hiç kimseyi istisna etmemiştir.
Hancfiler'in, İbn Mes'ud'un hadisini delil getirerek; "iftitah tekbirinden başka yerde elleri kaldırmak meşrû değildir" demelerine gelince; İbn Mes'ud; "size Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'in namaz kıldığı gibi namaz kıldıracağım." demiş ve namaz kılarak ellerini bir defadan fazla kaldırmamıştır. Fakat bu kuvvetli bir görüş değildir. Çünkü hadis imamlarından çoğu bu hadise taan etmişlerdir, İbn Hibbân ise, hadîs hakkında; "bu en iyi haberdir," demiştir.
Küfe ehli, namazda ruku'a giderken ve rüku'dan kalkarken elleri kaldırmamayı uygun görmüşlerdir. Bu ise üzerinde dönüp durdukları zayıf bir görüştür. Çünkü sahih olduğu faraziyesine teslim olsak bile, bu görüşü iptal eden illetler vardır. Tirmizî açıkça, "bu haber meşhur hadis hududuna yanaşmış olsa bile, sahih hadisle çelişecek güçte değildir," demiştir. "Tenkîh" sahibi, İbn Mes'ud'un, başka şeyleri unuttuğu gibi bu el kaldırma konusunu da unutmuş olabileceğini caiz görmüştür.
Zeyia'î, "Nasb'ur-Râye" isimli kitabında "Tenkîh" sahibi Sa'dru'ş-Şeria'dan naklen şöyle demiştir: "İbn Mes'ud'un tekbir mevzuunu unutmasında bir tuhaflık yoktur. Çünkü İbn Mes'ud, Kur'ân'dan müslümanların ihtilaf etmediği "Felak" ve "Nâs" surelerini unutmuştur. Alimlerin neshedildiğinde ittifak ettikleri bazı meseleleri de unutmuştur (tatbik gibi). Yine imamın arkasında iki kişinin nasıl duracağını, Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'in Arafat'da namazları nasıl cemettiğini unutmuştur. Alimler ihtilaf etmediği halde, secde halinde dirsek ve kolları yere koymayı ve Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'in "ve mâ halega'z-zekera ve'l-ünsâ" ayetini nasıl okuduğunu unutmuştur. Namazdaki bu durumları unutan İbn Mes'ud'un rüku'a giderken ve kalkarken elleri kaldırmayı unutması normaldir."
Elleri Kaldırmanın Dördüncü Zamanı
Nafi'; "İbn Ömer ikinci rek'attan kalktığı zaman ellerini kaldırır ve bunu Rasûlüllah'a nispet ederdi," demiştir. (Hadisi Buharî, Ebû Dâvud ve Nesâî rivayet etmiştir.)
Ali (r.a.), Rasulûllah sallallahu aleyhi ve sellem'in namazını tarif ederken demiştir ki: "İki secdeden sonra kalktığı zaman ellerini omuz hizasına kaldırır ve lekbir alırdı (Hadisi Ebu Dâvûd, Ahmed, Tirmizî rivayet etmiş, Tirmizî hadisi sahihlemiştir.) "İki secdeden sonra" demek iki rek'atten sonra kalkmak demektir.
c- El Kaldırma Sünnetinde Kadın ve Erkeklerin Eşit Olduğu
Şevkâni; "Bildiğime göre bu sünnet erkek ve kadınlarda müşterektir. Aralarında fark olduğuna dair bir delil gelmemiştir. Yine kaldırma miktarında erkek ve kadın arasmda fark olduğuna dair bir delil gelmemiştir."