Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...

İSLAMİ BİLGİ PAYLAŞIM SİTESİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Rahmet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
star
starPaz 28 Ekim 2012, 12:04
star
starÇarş. 14 Eyl. 2011, 21:58
star
starSalı 13 Eyl. 2011, 18:41
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:48
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:15
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:02
star
starPtsi 05 Eyl. 2011, 22:51
star
starPaz 04 Eyl. 2011, 13:51
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 16:06
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 15:45
Similar topics
  • » Namazın Ümmete Farz Edilişi

  • Cemaatle Namazın Fazileti

    Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
    Yazar Mesaj
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Cemaatle Namazın Fazileti Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Cemaatle Namazın Fazileti Cemaatle Namazın Fazileti Icon_minitimePaz 22 Şub. 2009, 19:39

    Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Kişinin bir kimseyle beraber kıldığı namaz, yalnız başına kıldığı namazdan daha güzeldir. İki kişiyle kıldığı namaz, bir kişiyle kıldığı namazdan daha güzeldir. Daha fazla cemaatle kıldığı ise Allah’a daha sevimlidir.”[1]

    Cemaatle namaz: Allah’ın her mükellef Müslüman’a farz kıldığı beş vakit namazı kılmak için namaz kılanların toplanarak kıldığı namazdır. Namazda cemaat sayısı arttıkça Allah daha çok sever. Bu yüzden Allah’ın en çok sevdiği yer mescitlerdir. Zira çok sayıda insan namaz için orada bir araya gelir. Bundan dolayı Allah Azze ve Celle cemaatle kılınan namazı tek başına kılınan namazdan yirmi beş derece üstün kılmıştır. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuştur ki:
    “Cemaatle kılınan namaz tek başına kılınan namazdan yirmi beş derece üstündür.”[2]

    Nitekim Allah Azze ve Celle mescitlere yürüyerek gidip gelmeye, orada namazı beklemeye, ilk safa durmaya ve bunun gibi şeylere bol sevap tayin etmiştir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuştur ki:
    “Şüphesiz namazdan en çok sevap kazanacak insanlar, uzak mesafelerden camiye yürüyerek gelenlerdir. Namazı imamla birlikte kılmak için bekleyen kimsenin sevabı, namazı tek başına kılıp sonra uyuyan kimseden daha büyüktür.”[3]

    Yine şöyle buyurmuştur: “Bir kimse evinde güzelce temizlenir, sonra Allah’ın farzlarından bir farzı yerine getirmek için Allah’ın evlerinden birine giderse, attığı adımlardan her biri bir günahı silip yok eder; diğer adımı da onu bir derece yükseltir.”[4]

    Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem diğer bir hadiste şöyle buyurmuştur: “Bir kimse evinde farz bir namaza gitmek için güzelce temizlenirse onun ecri; ihramlı hacının ecri gibidir.”[5]

    Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Karanlık gecelerde mescitlere yürüyerek giden kimselere, kıyamet gününde tam bir nura kavuşacaklarını müjdeleyiniz.”[6]

    Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “İnsanlar ezan okumada ve namazda birinci safta bulunmada ne (kadar fazilet) olduğunu bilselerdi, sonra bunları yapabilmek için kur’a çekmek zorunda kalsalardı kur’a çekerlerdi.”[7]

    Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Sizden biriniz, abdestini bozmadan namaz kıldığı yerde oturduğu müddetçe, melekler kendisine: “Allah’ım! Bunu bağışla, buna merhamet et” diye dua ederler. Sizden biriniz, namaz kendisini yerinde tuttuğu sürece ve ailesine dönmesine sadece namaz engel olduğu sürece, o kişi namazda bulunmaya devam eder.”[8]

    Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bize mescitlerde namazdan özellikle de sabah ve yatsı namazlarından ancak münafıkların geri kalacağını açıklamıştır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem namaza gelmeyenlerin evlerini yakmayı düşünmüştür. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuştur ki:
    “Münafıklara sabah ve yatsı namazından daha ağır gelen hiçbir namaz yoktur. İnsanlar bu iki namazda ne (kadar fazilet) olduğunu bilselerdi, sürünerek de olsa cemaate gelirlerdi.İçimden öyle geçiyor ki, namazı emredeyim, ezan okunsun. Daha sonra bir adama cemaate imam olmasını emredeyim. Sonra da bir ateş şulesi alayım, namaza gelmeyen adamların evlerini yakayım”[9]

    Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında cemaat ile namazdan ancak nifakı bilinen münafıklar veya hasta olan geri kalırdı. Hatta hasta olanlar bile iki kişinin omuzlarına dayanarak namaz için mescide gelirdi.

    Abdullah b. Mesud radıyallahu anh diyor ki: “Kim yarın Allah ile Müslüman olarak karşılaşmaktan mutluluk duyarsa ezan okunduğunda şu beş vakit namaza devam etsin. Zira o hidayet sünnetlerindendir. Şüphesiz Allah peygamberiniz için hidayet sünnetleri koymuştur. Şayet hepiniz namazı evlerinizde kılsanız, peygamberinizin sünnetini terk etmiş olursunuz. Peygamberinizin sünnetini terk ettiğiniz zaman da mutlaka saparsınız. Herhangi bir kimse güzelce temizlenir, sonra şu mescitlerden birine doğru çıkarsa mutlaka Allah onun her adımına bir iyilik yazar, bir derecesini yükseltir ve bir de kötülüğünü siler. Biz cemaatle namazdan geri kalanların, ancak nifakı bilinen münafıklardan olduğunu görürdük. Vallahi insan iki kişi arasında; bacakları yerde sürünerek getirilir de safa durdurulurdu”[10]

    ________________________________________
    [1] Sahihu Süneni Ebi Davud (518)
    [2] Buhari; Kitabu’l-Ezan
    [3] Buhari; Kitabu’l-Ezan
    [4] Müslim; Kitabu’l-Mesacid
    [5] Sahihu Süneni Ebi Davud (522)
    [6] Sahihu Süneni Ebi Davud (525)
    [7] Buhari; Kitabu’l-Ezan
    [8] Buhari: Kitabu’l-Ezan
    [9] Buhari; Kitabu’l-Ezan
    [10] Müslim; Kitabu’l-Mesacid
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Cemaatle Namazın Fazileti Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Geri: Cemaatle Namazın Fazileti Cemaatle Namazın Fazileti Icon_minitimePaz 22 Şub. 2009, 19:58

    Hamd, yalnızca Allah'adır.
    Mikrofonsuz olarak normal bir insanın sesiyle okunan ezanı işiten kimsenin, ezanı işittiği mescit veya câmide namazı cemaatle kılması gerekir.
    Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:
    “Her kim, ezanı işitir de ona icâbet edip mescide gelmezse, onun namazı yoktur. Ancak özür sahibi olan bundan müstesnâdır.” İbn-i Mâce, Dârekutnî, İbn-i Hibbân ve Hâkim sahih bir senedle rivâyet etmişlerdir.

    Nitekim İbn-i Abbas’a -Allah ondan ve babasından râzı olsun- hadiste geçen özür hakkında sorulduğunda o şöyle demiştir.:
    “Düşman korkusu veya hastalıktır”
    Ebû Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, şöyle demiştir:
    "Gözleri görmeyen bir adam, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e gelerek: Ey Allah’ın elçisi! Beni mescide götürecek kimsem yoktur. Evimde namaz kılmama izin var mı? diye sordu.
    Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- önce izin verdi. Sonra onu çağırıp: “Ezânı işitiyor musun?” diye sordu. Âmâ adam: “Evet” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: “O halde icâbet et (cemaate gel).” Müslim

    Başka bir rivâyette ise İbn-i Ümmi Mektûm şöyle demiştir:
    "Ey Allah'ın elçisi! Ben gözleri görmeyen, evi mescide uzak olan ve beni mescide götürecek kimsesi olmayan birisiyim. Namazı evimde kılmama bir ruhsat (izin) bulabilir misin? dedim. Buyurdu ki: Ezânı işitiyor musun? o da : Evet, dedi. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: Senin için bir ruhsat bulamıyorum, dedi." İmam Ahmed ve Ebu Dâvûd

    Abdullah b. Mes'ud'ddan -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:
    “Kıyamet günü müslüman olarak Allah’a kavuşmak isteyen, nerede ezân okunursa namazları orada kılsın. Şüphesiz ki Allah, Peygamberinize hidâyet yollarını meşrû kılmıştır. Bu namazlar da hidâyet yollarından birisidir. Şayet siz, cemaatten geri kalan şu adam gibi namazları evinizde kılarsanız.Peygamberinizin yolunu terketmiş olursunuz. Peygamberinizin yolunu terkederseniz, işte o zaman sapıtırsınız.Her kim, güzel bir şekilde abdest alır, sonra da bu mescitlerden birisine giderse, attığı her adım için, Allah ona bir sevâp yazar, derecesini bir kat yükseltir ve bir günahını da siler. Bizim zamanımızda namazdan ancak münâfıklığı belli olan kimse geri kalırdı. Hasta olan kimse, iki kişi tarafından koltuklanarak namaza getirilir ve safta durdurulurdu” Müslim

    Ebu Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun- sâbit olduğuna göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
    “Nefsim elinde olan Allah'a yemîn olsun ki, içimden şöyle yapmaya kasdettim. Odun toplanmasını emretmeyi, sonra namazın kılınması için ezan okunmasını, daha sonra da birisinin mü’minlere namaz kıldırmasını emredeyim. Ardindan namaza gelmeyen erkeklere arkalarından gelip onlar evlerindeyken evlerini ateşe vereyim. Nefsim elinde olan Allah'a yemîn olsun ki, namaza gelmeyenlerden birisi, üzerinde et bulunan bir kemik veya koyunun toynağının arasındaki azıcık bir et bulacağını bilse, yatsı namazına gelirdi.” Buhârî ve Müslim [Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bununla, o kimsenin değersiz ve hakir bir şeyi elde etmek için gayret edeceğini belirtmek istemiştir. ]

    Yine, Ebu Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun- sâbit olduğuna göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
    “Şüphe yok ki münâfıklara en ağrı gelen namaz, yatsı namazı ile sabah namazıdır. Şayet münâfıklar yatsı ve sabah namazındaki ecir ve fazîleti bilmiş olsalardı, emekleyerek de olsa bu iki namaza gelirlerdi. Şüphe yok ki içimden şöyle yapmaya azmettim: Namazın kılınmasını emredip, sonra kâmet getirilmesini, sonra da birisinin mü’minlere namaz kıldırmasını emredeyim.Ardından da ellerinde odun bağları bulunan adamlarla birlikte gidip, namaza gelmeyenlerin evlerini onlar evlerindeyken ateşe vereyim.” Buhârî ve Müslim

    Namazın şanının ne kadar büyük olduğu ve namazın câmi veya mescitlerde edâ edilmesinin teşvik edilmesi konusundaki hadisler, pek çoktur. Bu sebeple bütün müslümanların, namazları câmi ve mescitlerde kılmaya devam etmeleri, bunu birbirlerine tavsiye etmeleri ve konuda birbirleriyle yardımlaşmaları gerekir.
    Mescide uzak olan ve ezanı ancak mikrofonla işiten kimseye gelince, bu kimsenin mescide gitmesi gerekmez. Yukarıda zikredilen hadis gereği, kendisi ile aynı yerde kalan kimselerle birlikte ayrı bir cemaat oluşturarak namazlarını kılarlar.Zorluğa katlanıp cemaatle birlikte uzak oluşları sebebiyle ezanı ancak mikrofonla işittikleri mescide gelirler ve burada cemaatle namazlarını kılarlarsa, sevapları daha büyük olur.
    Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:
    “Namaz konusunda insanlar içerisinde sevabı en büyük olan kimse, evi mescide en uzak olan ve adımı daha fazla olan kimsedir. Namazı, imam ile birlikte kılıncaya kadar bekleyen kimsenin sevabı, (evde veya mescitte) namazını kıldıktan sonra yatan kimseden daha büyüktür." Buhârî ve Müslim

    Câmi ve mescitlere yaya olarak gitmenin fazîleti ve bunu teşvik etmenin hakkındaki hadisler pek çoktur.
    Başarı, Allah'tandır." Mecmû'u Fetâvâ İbn-i Baz, cilt: 12, sayfa: 58-61

    Ezanı işitmenin ölçüsünün nasıl olması gerektiği konusundaki İslâm âlimlerinin görüşleri:
    İmam Şâfiî -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir:
    "Ezanı okuyan kimsenin sesi gür, ezanı işiten kimse de sağır değil, ortalık sessiz olur ve rüzgâr da esmiyor ise, bu takdirde mescide gelmesi ve namazını cemaatle kılması gerekir. Yok eğer ezan okuyan kimsenin sesi gür değil ve ezanı işiten kimse de gâfil ve sesler geliyorsa, bu takdirde ezanı pek az insan işitir." İmam Şâfiî, "el-Um", cilt: 1, sayfa: 221

    İmam Nevevî -Allah ona rahmet etsin- de şöyle demiştir:
    "Ezanı işitme konusunda şuna bakılır: Bir kimse, yaşadığı beldenin dışında durur, ortalık sessiz olur, rüzgâr esmez ve kendisi de ezanı işitirse, bu takdirde mescide gelip namazını cemaatle kılması gerekir. Ezanı işitmezse, namazını mescitte kılması gerekmez."
    el-Mecmû' Şerhu'l-Muhezzeb, cilt: 4, sayfa: 353

    İbn-i Kudâme -Allah ona rahmet etsin- ise şöyle demiştir:
    "Ezanın genellikle işitildiği yer, eğer ezan okuyan kimse sesi gür ve yüksekçe bir yerde bulunuyor, rüzgâr esmiyor, ortalık sessiz ve ezanı işiten kimse de dalgın ve ilgisiz değil ise, takdirde mescide gelip namazını cemaatle kılması gerekir."el-Muğnî, cilt: 2, sayfa: 107


    İbn-i Kudame
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    Cemaatle Namazın Fazileti

    Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
    1 sayfadaki 1 sayfası

    Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
    Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun... :: DİNİ KONULAR :: Fıkıh :: Salih Ameller -