Konu: İslam Hobi Değildir C.tesi 30 Ocak 2010, 23:33
El- cevap: İslamı bir hobi olarak gördüklerinden.
Bakın Muhammed Emin el-Mısri, İzzetli ve Korkusuzca Yaşamak adlı eserinde bu konu hakkında ne demiş: İslami faaliyet; boş zamanlarında uğraşacağın, onun için bir saat ayıracağın aktivitelerden değildir… Asla!! İslami faaliyet, bundan daha büyük ve bundan daha yücedir. Bu nedenle İslam; öğrenmeyi istediğin, öğrenmeyi tamamladığında ise bırakacağın kültürel, sportif ya da araştırma aktivitelerinden biri değildir.
Aklını dağıtmak için uğraşacağın, evlendikten sonra bırakacağın, işinden sonra vakit ayıracağın, ticarethane veya danışma bürosu açtığında ya da özel dersler ile ilgilendiğinde bırakıp ihmal edeceğin bir aktivite değildir… Hayır, asla!! İslami faaliyet bu değildir. Polen Yayınları, shf.38
Yıllar önce bir arkadaşım evlenen arkadaşların yüzünü bir daha göremediğimiz söyleyince aklıma bir keferenin şu sözü gelmişti: "Yirmisinde komunist olmayanın vicdanı yoktur, kırkında hala komunist olanın aklı yoktur." Evet ne yazık ki bizim arkadaşlarımız İslam'ı, gençliğin verdiği heyecanı deşarj etmek için bir hobi olarak görüyorlar, bu heyecanı başka bir noktaya kanalize ettikleri anda da ne yazık ki bazen namaz da dahil hemen her şeyi boş veriyorlar.
Yukarda zikrettiğim eserin 40.sayfasında şunlar yazıyor: İslam için çalışma olayı, önemli bir olaydır… Maalesef, üniversitede İslam için çalışan kardeşlere katılanlardan bazı imanı zayıf kimseler; bu olaya, bu kardeşler ile birlikte yaptıkları ticari bir faaliyet gözüyle bakıyorlar. Eğitim yıllarını geçirmek için onunla oyalanıyor ya da mezun olmakla bitecek bir meslektaşlık ve arkadaşlık süresi zannediyorlar!
Ben bu kişilerin imanlarının zayıf olduğunu söylüyorum. Çünkü bu durum; genellikle imanın zayıflığından, kalbin hastalıklarından, azmin bitkinliğinden ve imanın kalpte değil, akılda kökleşmesinden doğar. Hata genellikle (hatta daima) akılda değil, kalptedir. Hata; ilim eksikliği değil, iman eksikliğidir. Şüphe yönünden değil, heva yönündendir. Bilinç azlığından değil, dünya sevgisindendir. Kim tedaviye yönelirse; kirini yok etmek için kalplere yönelsin, kalbinin hastalığını ve derdini tedavi etsin.
Ancak bu zamanda doktorlar azalmıştır. Tabii ki, doktorlarla kalp doktorlarını kastediyorum. Beden doktorları ise oldukça fazladır ve onlardan da çoğu zaten hastadır!
Öğrendikten sonra haktan dönen kimse; fani bir lezzeti ve geçici bir şehveti tercih etmiş, bir saatlik rahatlığı ebedi keder ile değişmiş, kendisini günah kuyusuna atmış, yüce isteklerden, fani ve aşağılık amaçlara yönelmiştir… Kalıcı bir şekilde şeytanın esiri olmuş, şaşkınlık vadilerinde zihni karışmış, heva hapishanesinde tutuklu kalmıştır…
Kişisel tecrübelerim ile, onlardan çoğunun Müslümanların avamından daha kötü olduğunu gördüm! Belki de bu, Allahu Teala’nın onlara olan cezalarındandır.