İbnu'l-Kayyım el-Cevziyye, İğâsetü'l-Lehfân min Mesâidü'ş-Şeytân (1/125) adlı eserinde şöyle der: "İnsanlara aynı görünüşün, aynı kıyafet, aynı görüş ve düşüncenin, belirli bir şeyhin, icad edilen bir tarikatın ve belirli bir mezhebin gerekliliğini emretmesi şeytanın hilelerindendir. Bunun farzların gerekliliği gibi onlara gerekli birşey olduğunu emreder. Onlar o mezhepten çıkamazlar ve çıkanı da tenkit ederler. Belli bir mezhebi taklid edenler ve Nakşibendi, Kadiriyye, Sühreverdiyye, Ticaniyye gibi çeşitli tasavvufi fırkaların müntesipleri onları kötülerler.
Taassupçuluk ve taklidçiliği zemmedenlerden şiddetle sakınmalarını isterler. Bunlar dinin ve hakikatin kalıntılarıyla meşgul oldular. Bid'at kalıntılarıyla dine vakıf oldular. Ne [gerçek] fıkıh âlimleriyle ne de [gerçek] tasavvuf ehliyle birlikte oldular. Rasûlullah'ın sünnetini düşünen, onun bunların hareket ve davranışlarıyla tezat olduğunu görür. Rasûlullah (s.a.v.)'in sünneti Rabb'inin emrettiğinin dışında bir şeye bağlanmamayı emreder. Rasûlullah (s.a.v.)'ın davranışlarıyla bunların davranışı arasında uzak bir mesafe vardır." (82)
82) Bakınız: İğâsetü'l-Lehfân min Mesâidı'ş-Şeytân, müellif ibni Kayyım el-Cevziyye, sayfa, 2/266-268.
İslam’da Mezhep, Muhammed Sultan el-Mâsumî www.musluman.biz adresinden alınmıştır.