Allah….Allah…. hu….hu….diyerek zikretmek dinde var mıdır ?
Şüphesiz ki Allah'ı O’na yakışır tarzda Kur’an’ın ve Sünnetin emrettiği şekilde zikretmek en güzel ibadetlerdendir…
Allah c.c kitabında kullarına zatını en güzel isim ve sıfatlarıyla tanıtmıştır. O’nu, Kur'an'ın ve sünnetin tarif ettiği lafızlarla zikretmek gerekir. Çünkü zikir bir ibadet çeşididir ve tevkifidir, - yani Kur’an ve Sünnettin emrettiği lafızlarla olmalıdır -
Dolayısiyla biz O’nun bizden istediği ve emrettiği şekilde ibadet etmekle ve zikretmekle emrolunduk….. Heva ve arzumuzdan, aklımızdan veya çevremizden öğrendiğimiz, gördüğümüz lafızlarla O’nu zikretmek ve O’nun adını yüceltmek doğru değildir.
Sorunun cevabına gelince, Allah….Allah…. hu….hu…. veya … Hayy …. Hayy … diyerek zikrin meşruluğuna dair, Kur’anın ve Sünnetin temiz sayfalarında bir delil bulunmamaktadır.
Bu lafızlarla zikretmek konusunda Ayet ve Hadis de yoktur…. Kur’an ve Sünnet çizgisinde yetişen ve bu iki kaynağı en iyi şekilde bilen sahabe ve onlara ittiba eden tabiin hayatında da böyle bir zikir yapıldığına dair delil bulunmamaktadır…. Onlar ki dini en iyi şekilde bilenler, onu hakkıyla uygulayanlar ve yine ona en iyi şekilde davet edenlerdi.
Değerli Müslümanlar ! Bununla beraber yine bilinmesi gereken hususlardan birisi de ; Allah… .Allah…. hu….hu…. veya … Hayy … Hayy… diyerek zikretmek Arap dili açısından da anlam ifade etmez. Çünkü Arapçada müfid cümle - yani anlamlı cümle - ancak Elhamdulillah, Subhanallah, Allahu Ekber gibi lafızlardır….
Araplar Allah… Allah… hu… hu … Hayy … Hayy diyerek Allah’ı zikretmezler…. Neden ? … Çünkü bu ifadeler bir anlam ifade etmezler. Bu kelimelerle yapılan zikir Allah’ı övmediği gibi, Kur’an ve Sünnette de böyle bir tarif yoktur.
Bu nedenle, Müslümanların farkında olmadan veya anlamını kavramadan, hu , hu derken, veya hay hay derken daha sonra şeytanın süslemesi ve saptırmasıyla he he veya hav hav gibi ifadeler ağızlarından çıkmaya başlıyor….. Bu ifadeler inanın abartılı ifadeler falan değildir… Bu gibi manzaralara bir Müslüman olarak – hatta bir zamanlar bir tasavvufçu olarak – şahit olduğum şeylerdir.....[Aşağıdaki mesaja bakınız. e-mir.]
Bu ise şeytan ve avanelerinin aldatması ve müslümanları eğlenceye alması demektir…. Böylesi bir amel neticesinde, şeytanın inananları saptırarak dil hatalarına düşürdüğü açıktır…. Dolayısıyla bu türden yalan yanlış uygulamaların akideye verdiği zararı da göz önünde bulundurursak, akıl ve basiret sahibi bir Müslümanın bu şekildeki bir ameli meşru görmesi düşünülemez.
Hulasa kardeşlerim ; bu lafızlarla Allah’ı zikretmek bidattir ve asla caiz değildir… Bu şeytanın bir aldatmasıdır… Ve unutmayın ki şeytan, inananların apaçık düşmandır…. Dolayısıyla düşmana karşı Kur’anın ve Sünnetin sağlam kalesine sığınmak lazımdır..
Allah resulü s.a.v’in sünneti seyiyesinde bu konuda binlerce hadis varken, heva ve arzularımıza uygun olarak icadettiğimiz zikir çeşitleriyle Allah’ı zikretmek ne derece doğrudur?… Halbuki Allah’u azze ve celle her konuda olduğu gibi bu konuda da Resulü s.a.v’de güzel bir örnek olduğunu bizlere bildirmektedir…
“ Biz hiçbir Resulü Allah'ın izniyle itaat edilmekten başka bir amaçla göndermedik…“NİSA: 64
“ Eğer ona itaat ederseniz doğru yolu bulursunuz “ NUR: 54
“ Andolsunki Allah ın Resulünde sizin için, Allah’ı ve Ahiret gününü umar olanlar ve Allah’ı çok zikreden kimseler için pek güzel bir örnek vardır. “AHZAB: 21
“..… Resul size neyi verdiyse ,onu alın;sizi neden nehyetti ise, ondan da sakının. Allah’tan korkun, şüphesiz Allah ın azabı çok çetindir.“ HAŞR: 7
“ Deki :Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah’ta sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah Ğafur'dur, Rahim’dir.“ALİ İMRAN: 31
“ Allah ın davetçisine icabet edin ve ona iman edin ki Allah, sizin için günahlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi o acı azaptan korusun. “AHKAF: 31
“ Ey iman edenler ! Sizi, size hayat verecek şeylere çağırdığı zaman Allah ve Resulünün çağrısına uyun.” ENFAL : 24
“ … Ebu said el-Hudri r.a'dan. : Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : ” Ey insanlar! Size iki ağırlık bıraktım. Bunlar, Allah'ın kitabı Kur'an ve benim sünnetim…......." Bağdadi : El-Fakih : 1.C.94 Malik Muvatta – Albani sahih der
Hulasa değerli Müslümanlar ; Allah Resulü s.a.v’in de dediği gibi :
“ Kim bir amel işler de o amel bizim emrimizin dışında olursa, o merduttur. – yani reddolunur – “ Müslim : 5.C.1718.N – İbni Hibban : 1 / 26 – 27 – Darekutni : 3.C.4457
En son e-mir tarafından Çarş. 17 Şub. 2010, 00:28 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Yaş :
Konu: Geri: Hu Çekmek Hakkında Salı 16 Şub. 2010, 23:58
Ferid Aydın'ın "Tarikatta Rabıta ve Nakşibendilik" adlı eserinden.
Silsile-i Sadat'ın 31.si
Sıbğatullah Arvâsî: (Öl. H. 1287/M. 1870) .................................................. Küfrevîler'e, pahalıya mal olan bu sürgünün nedeni ise vaktiyle Ağrı'da cereyan etmiş bulunan çok ilginç bir olaydır. 1900'lerin başında uzun süre «Doğu halkı»'nı meşgul eden bu hadise, ancak ağızdan ağıza nakledildiği için bütün ayrıntılarıyla bilinmemektedir. Rivâyetlerden saptanabildiği kadarıyla olay özet olarak şudur:
Halîfe Bekko adındaki fanatik bir mürîd, (tarîkatta cezbe diye anılan -sözde- mistik bir coşkuya kapılarak) bir gün aniden havlamaya başlar, ancak bu garip davranış, tepki ve tiksinti ile karşılanacağına, tam tersine, aileye bağlı geniş çevreyi oluşturan binlerce insan üzerinde aynı duyguları körükleyici bir etki yaparak onların da havlamasına neden olur ve bu durum günlerce sürer. Bu ürkütücü olayı dehşetler içinde seyreden bölgenin yetkilileri, İstanbul Hükümeti'ni durumdan haberdar edince bu cemaatin rûhâni lideri olduğu gerekçesiyle müteveffa Muhammed Küfrevî'nin oğulları Fizan'a sürülürler.
Bu toplu havlama olayında râbıtanın, kalabalık mürîd toplulukları üzerindeki korkunç şartlandırıcı etkisini unutmamak gerekir.
Yaş :
Konu: Geri: Hu Çekmek Hakkında Perş. 14 Tem. 2011, 18:49
Şeyhul İslam İbni Teymiye’nin sözlerine şunu da eklemek gerekir; Enes r.a.’ın rivayet ettiği hadiste; “Yeryüzünde Allah Allah diyen kaldıkça kıyamet kopmayacaktır” buyrulmuştur.(Müslim(234) Hadisin diğer bir metni şöyledir; “Allah Allah diyen hiçbir kimsenin üzerine kıyamet kopmaz.” Bu hadisler İbni Teymiye’nin söylediklerine zıt değildir. Zira bu rivayetlerde lafzatullah mansub (son harfinin harekesi üstündür) olarak gelmiştir. Bu takdirde nasba amil olan fiil muzmerdir, ismin tekrarı, fiil yerini tutmuştur. Buna nahiv ilminde “tahzir” derler ki, mef’ulün bih çeşitlerindendir. Tahzir, bir şeyden sakındırmak demektir. O halde; “Allahe Allahe” cümlesindeki muzmer fiil de; “ihzer” yani; “sakın” fiilidir. Böylece cümlenin manası; “Allah’tan sakın diyen hiçbir kimsenin üzerine kıyamet kopmaz.” Demektir. İmam Müslim bu hadisi rivayet ederken merfu (ötreli) okumuştur. Bu takdirde de cümle mübteda ve haber olur. İbni Ca’fer bu hadisi “La ilahe illallah” tevhidi olarak rivayet etmiştir ki, “Allah Allah” lafzıyla gelen rivayetin tefsiridir.( Ahmed Davudoğlu Sahihu Müslim Şerhi(2/26)
Yaş :
Konu: Geri: Hu Çekmek Hakkında Paz 31 Tem. 2011, 23:39
İslamda Allah Allah Hu Hu vs tek kelimelik zikirlerin meşru olduğunu iddia edenler delil olarak şu vb ayetleri veriyorlar
Hak Teala şöyle der: ,,Rabb’inin ismini zikret!” (Müzzemmil, 8)
“Vezkürisme Rabbike- Rabbinin ismini zikret” (Ala-15)
“Rabbinin adını zikret ve bütün gönlünle O’na yönel” (Müzemmil-8)
Halbuki bu ayetler tek kelimelik zikrin meşru olduğuna hele de Hu Hu gibi o o demekten başka hiçbir anlamı olmayan kelimeleri tekrarlamanın meşru olduğuna delil olmadığı gibi bu tip zikirlerin gayri meşru olduğuna dahi delildir zira bu vb ayetler inzal olduğunda Resulullah bidatçilerin iddialarının akisne tek kelimelik zikirde bulunmamış ashabına da bunu tavsiye etmemiştir
Mesela 87 - Ala Suresi 1 Ayet - Sebbihisme rabbike-l-a’lâ Meali - Yüce Rabbinin adını tespih et Şimdi mübtedilere göre bu vb ayetler "Allah Allah, Hu Hu" diye tek kelimelik zikrin meşru olduğuna delilmiş Peki bu doğru ise Resulullah bu ayet inince ne yapmalı idi? es-Subhan es- Subhan, er-Rabb er-Rabb ya da el-Aliyy el-Aliyy veya el-Ala el-Ala diye defalarca zikretmeliydi değil mi? peki Resulullah ne yapmış? Ukbe bin Amir el-Cüheynî'den rivayet olunan bir hadise göre, Rasullah bu ayet nazil olduktan sonra, secde ederken "Subhane rabbiye a'lâ" denmesini istemiştir (Müsned-i Ahmet, Ebu Davud, İbni Mace, İbn Hayyan, Hakim, İbn Munzir)
56 - Vakıa Suresi - 96 Ayet - Fesebbih bismi rabbike-l’azîm Meali - Öyleyse yüce Rabbinin adını tesbih et mübtedilerin saptırmasına göre bu ayet de Allah'ı tek kelimeler ile zikretmeye delilmiş eğer bu doğru olsaydı Resulullah SAV bu ayetin inişinden sonra es-Subhan es- Subhan, er-Rabb er-Rabb ve bir de el-Azim el-Azim diye sürekli zikretmeli idi peki böyle mi olmuş? tabii ki hayır ya ne olmuş? buyrun cevabı: Ukbe bin Amir Cüheyni'nin rivayet ettiğine göre bu ayet nazil olduğunda Peygamber (sa) rükûda "Subhane rabbiye'l-azim" denilmesini emretmiştir (Müsned-i Ahmed, Ebu Davud, İbn Mace, İbn Hibban, Hakim)