Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...

İSLAMİ BİLGİ PAYLAŞIM SİTESİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Rahmet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
star
starPaz 28 Ekim 2012, 12:04
star
starÇarş. 14 Eyl. 2011, 21:58
star
starSalı 13 Eyl. 2011, 18:41
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:48
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:15
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:02
star
starPtsi 05 Eyl. 2011, 22:51
star
starPaz 04 Eyl. 2011, 13:51
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 16:06
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 15:45

Evren Yokdan Var Edildi

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
e-mir
Admin
Admin
e-mir
Yaş :
Kayıt tarihi : 02/02/09
Mesaj Sayısı : 1596
Nerden :
Evren Yokdan Var Edildi Vide
http://www.rahmet.yetkin-forum.com
MesajKonu: Evren Yokdan Var Edildi Evren Yokdan Var Edildi Icon_minitimePtsi 24 Mayıs 2010, 23:21

Bilim Dünyasını Sarsan Gözlem

Evrenin başlangıcını oluşturan ve “Big Bang” olarak da adlandırılan Büyük Patlama'nın delilleri ortaya çıkana kadar birçok bilim adamı evrenin sonsuzdan beri var olduğunu iddia ediyordu. Evrenin sonsuzdan beri var olduğu ve varlığını da sonsuza kadar devam ettireceği iddiası “Sabit Durum Teorisi” olarak adlandırılıyordu. Ancak 1929 yılında Amerikalı astronom Edwin Hubble'ın California Mount Wilson gözlemevinde yaptığı bir gözlem, bilim dünyasına bomba gibi düştü. Bu, astronomi tarihinin en büyük eşiflerinden biriydi.

Hubble, kullandığı dev teleskopla gökyüzünü incelerken, yıldızların uzaklıklarına bağlı olarak kızıl renge doğru kayan bir ışık yaydıklarını saptadı. Bu buluş, o zamana kadar kabul gören evren anlayışını temelden sarsacaktı. Çünkü bilinen fizik kurallarına göre, gözlemin yapıldığı noktaya doğru hareket eden ışıkların tayfı mor yöne doğru, gözlemin yapıldığı noktadan uzaklaşan ışıkların tayfı da kızıl yöne doğru kayar. Bu durum bir gözlemciden uzaklaşmakta olan bir trenin düdük sesinin gittikçe incelmesi gibi düşünülebilir. Hubble'ın gözlemi ise, bu kanuna göre, gökcisimlerinin bizden uzaklaşmakta olduklarını gösteriyordu. Hubble, çok geçmeden çok önemli bir şeyi daha buldu; yıldızlar ve galaksiler sadece bizden değil, birbirlerinden de uzaklaşıyorlardı. Bilimsel gözlemler evrendeki her şeyin birbirinden uzaklaştığını ortaya koymuştu. Bu durum karşısında varılan tek sonuç, evrenin "genişlemekte" olduğuydu.

Hubble'ın ortaya koyduğu evrenin genişlediği gerçeği, materyalistlerin öngördüğü hareketsiz başlangıcı olmayan evren modelinin tam tersi bir durumu ortaya koyuyordu. Evren adeta şişirilen bir balon gibi genişliyor ve gök cisimleri de balonun üzerindeki noktalar gibi birbirlerinden uzaklaşıyorlardı.



Evren Sonsuz Değildir; Bir Başlangıcı Vardır

Evren genişlediğine göre, zamanda geriye doğru gidildiğinde çok daha küçük bir evren, daha da geriye gittiğimizde ise "tek bir nokta" ortaya çıkıyordu. Yapılan hesaplamalar, evrenin tüm maddesini içinde barındıran bu "tek nokta"nın, muazzam çekim gücü nedeniyle "sıfır hacme" sahip olacağını gösterdi. Evren, sıfır hacme sahip bu noktanın patlamasıyla ortaya çıkmıştı. Bu patlamaya "Big Bang" (Büyük Patlama) dendi ve teori de aynı isimle bilindi.

Big Bang'in gösterdiği önemli bir gerçek vardı: Sıfır hacim "yokluk" anlamına geldiğine göre, evren "yok" iken "var" hale gelmişti. Bu ise, evrenin bir başlangıcı olduğu anlamına geliyor ve böylece materyalizmin "evren sonsuzdan beri vardır" varsayımını geçersiz kılıyordu.


...


Peki o zaman Big Bang'den önce ne vardı ve "yok" olan evreni büyük bir patlama ile "var" hale getiren güç neydi? Elbette ki bu sorunun cevabı, materyalistlerin de hoşuna gitmeyen gerçeği, yani bir Yaratıcı'nın varlığını göstermektedir. 81 yaşına kadar ateist olan ancak yakın bir dönemde ateizm düşüncesini terk ettiğini ve evrenin yaratılmış olduğunu kabul ettiğini açıklayan ünlü felsefeci Anthony Flew bu konuda şunları söylüyordu:

“İtiraflarda bulunmanın insan ruhuna iyi geldiğini söylerler. Ben de bir itirafta bulunacağım: Big Bang modeli, bir ateist açısından oldukça sıkıntı vericidir. Çünkü bilim,
dini kaynaklar tarafından savunulan bir iddiayı ispat etmiştir: Evrenin bir başlangıcı olduğu iddiasını.” (Henry Margenau, Roy Abraham Vargesse. Cosmos, Bios, Theos. La Salle IL: Open Court Publishing, 1992, s. 241)

Anthony Flew doğru söylüyordu, bilimin 20. yüzyılda fark ettiği bu olay bundan çok önce Kuran'da bildirilmekteydi, evreni sonsuz güç sahibi olan Yüce Allah yoktan yaratmıştır:

O Allah gökleri ve yeri yoktan var edendir. (Enam Suresi, 101)


Big Bang'deki Denge

Big Bang'de gerçekten de şaşırtıcı derecede hassas bir düzenleme vardır. Bu düzenlemenin ilk basamağı, patlamanın hızıdır. Big Bang'le birlikte var olan madde, elbette etrafa korkunç bir hızla yayılmaya başlamıştır. Ama burada bir noktaya dikkat etmek gerekir. Patlamanın bu ilk anında, şiddetli bir çekim gücü vardır. Evrenin tümünü bir noktada toplayabilecek kadar büyük bir çekimdir bu. Dolayısıyla Big Bang'in ilk anında birbirine zıt olan iki güçten söz etmek gerekir: Patlamanın gücü ve bu patlamaya direnen, maddeyi yeniden bir araya toplamaya çalışan çekim gücü. Bu iki güç arasında bir denge oluştuğu için evren ortaya çıkmıştır. Eğer ilk anda çekim gücü patlama gücüne baskın çıksa, o zaman evren genişleyemeden tekrar içine çökecekti. Eğer bunun tersi gerçekleşse ve patlama gücü çok fazla olsa, bu kez de madde birbiriyle bir daha asla birleşmeyecek şekilde savrulacaktı.

Peki bu denge ne kadar hassastı? İki güç arasında ne kadarlık bir oranda farklılığa izin verilebilirdi? Avustralya'daki Adelaide Üniversitesi'nden ünlü matematiksel fizik profesörü Paul Davies, bu soruyu cevaplamak için uzun hesaplamalar yaparak şöyle bir sonuca ulaştı:

“Hesaplamalar, evrenin genişleme hızının çok kritik bir noktada seyrettiğini göstermektedir. Eğer evren biraz bile daha yavaş genişlese çekim gücü nedeniyle içine çökecek, biraz daha hızlı genişlese kozmik materyal tamamen dağılıp gidecekti. Eğer patlama hızının belirli hale geldiği zamanda, bu hız gerçek hızından sadece 10–18 kadar bile farklılaşsaydı, bu gerekli dengeyi yok etmeye yetecekti. Dolayısıyla evrenin patlama hızı inanılmayacak kadar hassas bir kesinlikle belirlenmiştir. Bu nedenle Big Bang herhangi bir patlama değil, her yönüyle çok iyi hesaplanmış ve düzenlenmiş bir oluşumdur.


...

Penrose'un da ortaya açıkça koyduğu gibi evrenin tesadüfen oluşma ihtimali hiç yoktur. Ne var ki bu gerçeği görmezden gelmeye çalışanlar hala mevcuttur. Montreal Üniversitesi Psikiyatristi Karl Stern, bu kişiler hakkında şöyle bir değerlendirme yapmaktadır:

“Evrenin şu anki yapısının tümüyle bir tesadüf eseri olabileceği düşüncesi, tamamıyla delice bir düşüncedir. Delilik kavramını argovari bir hakaret niyetiyle değil, tamamen psikolojideki teknik anlamıyla kullanıyorum. Gerçekte bu tür bir düşünce ile şizofrenik düşünce tarzı arasında büyük benzerlikler vardır.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Evren Yokdan Var Edildi

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun... :: DİNİ KONULAR :: Serbest Kürsü -