Konu: RAMAZAN GECELERİNİ İHYA ETMEK Perş. 26 Ağus. 2010, 00:28
Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle diyor: "Rasulullah Ramazan gecelerini ihya etmeğe teşvik eder, fakat kesin olarak emretmezdi. Ve şöyle buyururdu: 'Her kim inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan’ı ihya ederse geçmiş günahları bağışlanır."
"... Ancak kesin olarak emretmezdi" ifadesinde Ramazan'ı ihya etmenin farz olmadığı hususu açıklanmıştır. İmam Nevevî diyor ki: "Bunun mânası şudur: Ramazanı ihya etmeyi onlara vacip kılmadı ve kesin bir şekilde emretmedi, fakat mendup ve teşvik olarak emretti". Nevevî sonra da şunu ilâve ediyor: "Ramazan'ı ihya etmenin vacip değil mendup olduğu hususunda islâm ümmeti görüş birliğine varmıştır."
"Her kim Ramazan'ı ihya ederse" ifadesinin mânâsı "namaz kılarak ihya ederse" şeklinde anlaşılmalıdır. Bu da gece namazı denebilecek mutlak namazla gerçekleşmiş olur. Bütün geceyi namazla geçirmek şart değildir. Nevevî, "Ramazan'ı ihya etmek teravih namazı kılmakla hasıl olur" diyor.
Konu: Geri: RAMAZAN GECELERİNİ İHYA ETMEK Perş. 26 Ağus. 2010, 01:13
Ramazan geceleri ile diğer gecelerde kılınan namazlarda okunan kıraat:
Ramazan gecelerindeki kılınan namaz (Terâvih namazı) ile diğer gecelerde kılınan namazlarda okunan kıraata gelince, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bunu, ne az, ne de çok olacak şekilde herhangi bir şeyle sınırlandırmamıştır.Aksine Peygamber - sallallahu aleyhi ve sellem-'in gece namazlarındaki kıraatı uzunluk ve kısalık bakımından farklılık arz ederdi. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- kimi zaman her rekâtta 20 âyet olan "Müzzemmil" sûresini okurdu. Kimi zaman elli âyet kadar okurdu.
Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur: "Kim, bir gecede yüz âyetle namaz kılarsa, adı gâfiller zümresine yazılmaz.Kim de bir gecede ikiyüz âyetle namaz kılarsa, Allah nezdinde, gece namaz kılan, ihlasa erdirilmiş kullar zümresinden yazılır. "
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-, hasta olduğu halde bir gece namazında Bakara, Âl-i İmrân, Nisâ, Mâide, En'âm, A'râf ve Tevbe sûrelerini okumuştur. Huzeyfe b. Yemân'ın Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in arkasında namaz kıldığı kıssada Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bir rekâtta önce Bakara sûresini, sonra Nisâ sûresini, daha sonra da Âl-i İmrân sûresini tertili ve yavaş yavaş okuyordu.
En sahih isnadla sâbit olduğuna göre, Ömer b. Hattab -Allah ondan râzı olsun-, Ubeyy b. Ka'b'i, Ramazan'da insanlara terâvih namazını onbir rekât kıldırmasını emrettiği zaman Ubeyy -Allah ondan râzı olsun-, namazda âyet sayısı yüzün üzerinde olan sûreleri okurdu. Öyle ki onun arkasında namaz kılanlar, uzun süre ayakta kalmaktan dolayı değnek ve bastonlara yaslanırlar, buna rağmen arkasında namaz kılanlar, fecrin ilk vakitlerine kadar namazdan ayrılmazlardı!!!!
Yine, Ömer b. Hattab'tan -Allah ondan râzı olsun- sahih olarak haber verildiğine göre o, Ramazan'da Kur'an okuyanları (Kurrâ'yı) çağırmış ve içlerinden en hızlı okuyana (namaz kıldırırken bir rekâtta) otuz âyet okumasını, orta hızla okuyana yirmi beş âyet okumasını, yavaş okuyana ise yirmi âyet okumasını emretmiştir.
Buna göre bir kimse, kendi başına namaz kılıyorsa dilediği şekilde kıraatını uzun tutabilir (uzun okuyabilir). Aynı şekilde arkasında namaz kılan ve uzun okumasına onay verenler varsa, bu şekilde uzun okuyabilir. Namazda ne kadar uzun okunursa, o kadar fazîletlidir. Fakat gecenin tamamını ihyâ etmek için kıraatı uzun tutmada aşırıya gitmemeli, bunu nâdir olarak yapmalıdır.Bu konuda Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şu sözüne uymalıdır: "Yolların en hayırlısı, Muhammed'in yoludur."
Fakat bir kimse imam ise, arkasında namaz kılanlara zorluk verecek şekilde kıraatını uzatmamalıdır. Çünkü Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur: "Biriniz insanlara namaz kıldırdığı zaman namazını hafif tutsun.Çünkü onların arasında küçükler ve yaşça büyük olan vardır.Yine onlar arasında bünyesi zayıf olan, hasta ve ihtiyaç sahibi olan vardır.Biriniz tek başına namaz kıldığı zaman, namazını dilediği kadar uzun tutsun."