Bazı tarikat ehli kendilerini Allah'tan başkasına kul olmamaya çağıran bizlere aşağıdaki akıl yürütme ile cevap vermeye çalışmaktadırlar.
Müftülükte bir müftü ile görüşmek istesen araya bir kapıcının girmesi, bir kişinin seni müftüye takdim etmesi gerekir. Araya kimse girmeden bir yetkiliyle, bir bakanla pat diye görüşebilir misin? işte Şeyh Efendi de bizimle Allah arasında bir vesile, bir vasıta olmaktadır.
Abdulaziz Bayındır'ın bazı kitaplarında geçmekte olan bu sözde bir mantık hatası bulunmaktadır. Şöyle ki bu sözü delil olarak getiren kişiler müfti ile onunla görüşmek isteyen kişinin arasına giren aracının kim olduğunu ve onu bu aracılık işine kimin ne amaçla aldığını idrak edememişleridir.
Evet müfti veya diğer bazı üst makamlardaki kişiler ile aramızda sekreter, odacı vs bazı kişiler olduğu doğrudur. Fakat bu kişileri araya sokanlar bizzat o yetkililer değil midir? Bu yetkililerin bu kişileri araya sokmasının sebebi de onların bu aracılar olmadan iş yapamayacak durumda olmaları değil midir? Yani aslında bu aracılar bu yetkililerin yardımcıları değil midir? Bir başbakan, bakanları, milletvekilleri, sekreterleri, odacıları, kapıcıları, korumaları vs. olmazsa her isteyenin onunla görüşmesi önünde hiçbir engel kalmayacağı için tek bir iş yapabilir mi? Bırakın iş yapmayı başını kaşıyacak vakti dahi kalmaz. Dolayısı ile tüm yetkililer tebası ile aralarına aracı koymaya mecburdurlar.
Ama Allah böyle midir? Haşa. O canlı ya da cansız hiç kimseye ya da hiçbir şeye muhtac değildir. O'nun emri 'Ol!' demesinden ibarettir. Kullarının sorunları ile ilgilenmek, onların dularını dinlemek ve isteklerine cevap vermek için bir yardımcıya ihtiyacı yoktur.
Bu durumda kulun araya aracı koymasına gerek kalmadığı gibi, araya aracı koyması Allah'a eksiklik izafe etmek demek olur. Zira kul araya birilerini koyarak Allah'a şöyle demiş olmaktadır: Allah'ım! Sen'in çok işin var. Bu kadar işin arasında beni duyamaz, göremezsin diye düşündüm. Sen beni tanımazsın ama ben onun tanıdığıyım. O da Sen'in tanıdığın. O yüzden araya senin yanına girip çıkmakta zorlanmayan bu kulunu koydum. Senin tanıdıklarının işlerini yapmaktan başını kaşıyacak zamanın bile olmadığını biliyorum. Önemli işlerinin çokluğunu da biliyorum. Tüm bu işlerin içinde sıranın bana gelmesini bekleyecek vaktim de yok. Sen şu tanıdığının hatırına benim şu işime bi el atıver.
Evet. trajikomik olmakla beraber Allah ile arasına aracı koyan bir kişi lisanı hal ile aynen bunları demiş oluyor. Zira o yukardaki örneği vererek Allah'ı bir müdür, bakan vs. bir kuluna benzetmiş olmaktadır da farkında değildir.
Allah'a eksiklik izafe etmekten Allah'a sığınırız. O'nun eşi dengi ve benzeri hiçbir şey yoktur.