HAsen-i Basri dedi ki: Birgün insanlar Muaviye'nin (RA) yanında konuşuyorlardı. Ahnef b. Kays ise susuyordu. Muaviye ona "Sen neden konuşmuyorsun?" dediğinde, "Yalan söyleyecek olursam Allah'tan, doğruyu söyleyecek olursam da senden korkarım." diye cevap verdi.
Sözler dört kısımdır: Zararlı olanlar, yararlı olanlar, hem zararlı hem yararlı olanlar ve zararı da yararı da olmayanlar. Zararlı olan ve zararı yararından fazla olan sözleri söylememek gerekir. Zararı ve faydası bulunmayanlar ise nefesi boşa harcamaktır. Yararlı sözlerde de riya, yapmacık konuşma, gıybet, nefsi temize çıkarma, bilmeden boş konuşma gibi riskler vardır.
İmam Gazali, Dilimize Nasıl Sahip Çıkabiliriz? Polen Yayınları, shf. 12-13
Enes (RA) dedi ki: Uhud Savaşı'nda bizden bir genç şehid olmuştu. Açlıktan karnına taş bağlamıştı. Annesi yüzündeki toprakları silerken, "Müjde! Senin için cennet var." dedi. Bunun üzerine Resulullah (SAV), " Ne biliyorsun? Belki hayatında boş sözler söylemiş kendisine zararı bulunmayan şeyleri engellemiştir." buyurdu.
Tirmizi, Enes'ten nakletmiş ve garib olduğunu belirtmiştir. İbn Ebi'd-Dünya da hadisi zayıf bir senetle rivayet etmiştir.
Birgün Resulullah Ka'b bin Malik'i göremeyince onun hasta olduğu haberini almış ve ziyaretine gitmişti. İçeri girdiğinde "Müjdeler olsun Ey Ka'b!" dedi. Bunun üzerine Ka'b'ın annesi "Cennetle müjdelendin." dedi. Resulullah (SAV) de " Ne biliyorsun Ey Ka'b'ın Annesi! belki oğlun Ka'b faydasız sözler söylemiştir. Ya da ihtiyacı olmayan bir şeyi, esirgemiştir." dedi.
İbn Ebi'd-Dünya sağlam bir senedle nakletmiştir. Fakat rivayet halkasında bir kopukluk olduğu görülmektedir.
İmam Gazali, Dilimize Nasıl Sahip Çıkabiliriz? Polen Yayınları, shf. 15