Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...

İSLAMİ BİLGİ PAYLAŞIM SİTESİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Rahmet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
star
starPaz 28 Ekim 2012, 12:04
star
starÇarş. 14 Eyl. 2011, 21:58
star
starSalı 13 Eyl. 2011, 18:41
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:48
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:15
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:02
star
starPtsi 05 Eyl. 2011, 22:51
star
starPaz 04 Eyl. 2011, 13:51
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 16:06
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 15:45
Similar topics
  • » Bedil İslami Gariben (İslam Garip Başladı)
  • » Forumumuz Hayırlı Olsun

  • Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun?

    Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
    Yazar Mesaj
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun? Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun? Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun? Icon_minitimeCuma 03 Tem. 2009, 12:55

    Hicretin 9. senesi Muharrem ayı idi. Medine'ye gelen heyetlerden biri de on kişilik Benî Esed Kabilesi idi. Müslüman olduklarını Resûl-i Ekrem Efendimize arzettikten sonra şöyle dediler:

    "Yâ Resûlallah! Herkes kıtlık ve kuraklık içinde sıkıntıdan kıvranırken, biz kendi rızamızla kalkıp geldik. Başka kabileler gibi seninle harp etmeden Müslüman olduk."1

    Bu sözleriyle Peygamber Efendimizin, Müslüman olduklarından dolayı kendilerine minnettâr kalması gerektiğini ifade etmek istiyorlardı. Bu minnettarlık sebebiyle de bol ihsana mazhar olmayı ümit ediyorlardı. Henüz Müslüman olduklarından ve İslâmın engin ruhuna vakıf bulunmadıklarından dolayı bu tarz bir tavır takındıkları muhakkaktı.

    Halbuki, iman etmekle ancak kendilerine fayda temin etmiş oluyorlardı. Bu sayede ebedî hayatlarını mahvolmaktan kurtarmış oluyorlardı. İman etmekle Resûl-i Ekremin şahsına elbette bir fayda temin etmiş değillerdi. Bu sebeple bu tarz davranışları son derece yersizdi ve İslâm ruhuna uygun değildi. Nâzil olan âyet-i kerime bunu açıkça ortaya koydu:

    "Onlar İslâma girmekle seni minnet altında bırakmak istiyorlar. De ki: Müslümanlığınızı başıma kakmayın. Eğer îmânınızda sâdıksanız, sizi îmâna kavuşturduğu için asıl sizin Allah'a minnetar olmanız gerekir."2

    1. Tabakât, 1:292; İbn-i Kesîr, 4:170
    2. Hucûrat Sûresi, 17.


    Benî Esed Heyetinin Uyarılışı

    Benî Esed heyetinden bazılarının kendiliklerinden gelip savaşsız Müslüman olduklarını Peygamberimiz Aleyhisselamın başına kakmaları "Biz kılıçsız Müslüman olduk, cenkle olmadık, bize namaz, zekat ve sadaka olmasın." demeleri Allah tarafından hoş karşılanmamış, kendileri şöyle uyarılmışlardır:

    "Onlar, İslâm'a girdiklerini senin başına kakıyorlar! Onlara de ki: 'Müslümanlığınızı benim başıma kakmayınız! Bilakis, sizi imana muvaffak kıldığı için, Allah sizi minnet altında bırakır; eğer siz 'İnandık!' demenizde sadık kişiler iseniz!" Hucurât: 17
    M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 7/202-203.
    Tarih-i Taberi Tercemesi cild 2, shf.490


    Kaynaklar
    www.sorularlaislamiyet.com
    www.darulkitap.com
    Milli Din Arayışı ve Türk Müslümanlığı, Ramazan Yazçiçek, Ekin Yayınları


    En son e-mir tarafından Cuma 03 Tem. 2009, 13:22 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun? Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Geri: Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun? Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun? Icon_minitimeCuma 03 Tem. 2009, 13:06

    BAşka bir kabilenin kendilerine has bir islam yaşamak için Rasulullahtan izin istemeleri

    Sakîf Temsilcilerinin Rabbe (Lât Putu) Hakkındaki Dilekleri

    Sakîf temsilcileri; barış ve yazı işleri tamamlandığı zaman, Rabbe (Lât putu)'nun üç yıl müddetle yıkılmayıp geri bırakılmasını Peygamberimiz Aleyhisselamdan istediler.

    Peygamberimiz Aleyhisselam, onların bu dileklerini kabul etmedi.

    Sakîf temsilcileri:

    "İki yıl geri bırak!" dediler.

    Peygamberimiz Aleyhisselam yine kabul etmedi.

    Sakîf temsilcileri:

    "Bir yıl geri bırak!" dediler.

    Peygamberimiz Aleyhisselam yine kabul etmedi.

    Sakîf temsilcileri:

    "Taife vardıktan bir ay sonraya olsun bırak!" dediler.

    Peygamberimiz Aleyhisselam Rabbe'yi yıkmak için bir vakit tayinine yanaşmadı.

    Sakîf temsilcilerinin böyle yıkım işinin geri bırakılmasını ısrarla istemeleri, Sakîf halkının kıt akıllı takımlarıyla kadınları ve çocuklarından korktukları içindi. [130]

    Onlar kavimlerini Müslüman oluncaya kadar[131] Rabbe (Lât putu)'nun yıkımıyla heyecana ve korkuya düşürmeyi uygun görmüyorlardı. Çaresiz kalınca, putlarını hiç olmazsa kendi elleriyle yıkmak­tan affedilmelerini istediler[132] ve:

    "Biz onu hiçbir zaman yıkamayız! Onun yıkım işini sen üzerine al!" dediler. [133]

    Peygamberimiz Aleyhisselam:

    "Olur! Ben onu kırmayı ashabıma emrederim.
    Ebu Süfyan b. Harb ile Muğîre b. Şubeyi onu yıkmak için gönderirim. [134] Putunuzu kendi elinizle yıkmaktan sizi affediyoruz" buyurdu. [135]



    Rabbe (Lât) ve Bakıcısı


    Kureyş müşrikleri put olarak Uzzâyı kendilerine tahsis ettikleri gibi, Sakîfler de Rabbe (Lât) putunu kendilerine tahsis etmişlerdi. Kureyş müşrikleri, putlardan en çok Uzzâ'ya, sonra Lâfa, daha sonra Menat'a tazim ederlerdi. [136]

    Lât, Taif'te dörtköşe, beyaz ve düz bir kaya olup; Taif mescidinin sol minaresinin bulunduğu yerde idi.

    Önceleri bir Yahudi, Lât kayasının üzerinde sevık karar, [137] hacılara yağ ve süt satardı.

    Rivayete göre; Lât, Sakîflerden bir adam olup, öldüğü zaman Amr b. Luhayy:

    "O, ölmemiş, fakat kayanın içine girmiştir!" dedi ve ona tapmayı ve üzerine bir de bina yapmayı Sakîflere emretti.

    "Rabbiniz şu kayanın içine girdi!" dedi.

    Sakîflerin tapmaları için onun üzerine bir de put dikti. [138]

    Lâfın bakıcısı, Sakîflerden Attâb b. Malik oğullarındandı. [139]




    [130] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre,c.4, s. 184-185, Vâki d f, M egâzf, c. 3, s. 967, 968, Taberî, Târih, c. 3, s. 141.

    [131] İbn İshak,c.4,s. 185, Taberî, c. 3, s. 141.

    [132] İbn İshak, c. 4, s. 185, Vâkıdî, c. 3, s. 968, Taberî, c. 3, s. 141.

    [133] Bevhakf, Delâilü'n-nübüvve, c. 5, s. 302, İbn Kayvım, Zâdu'l-mead, c. 3, s. 32.

    [134] Vâkıdı, c. 3, s. 968.

    [135] İbn İshak. c. 4. s. 185. Taben. c. 3. s. 141.

    M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 7/394-395.
    www.darulkitap.com adresinden alınmıştır.
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun? Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Geri: Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun? Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun? Icon_minitimeCuma 03 Tem. 2009, 13:19

    Cu'fi kabilesi heyeti de iman etmek üzere Rasulullaha gelirler. Kendilerinin yürek eti yemediklerini, bunu haram saydıklarını, bu konuda kendilerine müdahale edilmemesini ve bundan sonra da yürek eti yememek üzere iman edebileceklerini söylerler. Bunun üzerine Rasulullah onların yürek eti yemelerini emreder. Emri üzerine hemen bir hayvan kesilir ve hayvanın yüreği kızartılarak önce reislerinin önüne konulur. Bununla da adeta iman etmiş olmalarının yürek eti yemeye bağlı olduğu anlatılmış olur.

    Aslında normalde yürek eti yemek ya da yememek insanı kafir ya da müslüman yapmaz. Ama Cu'fi kabilesinin bu talebi aslında kendilerine özgü bir Cu'fi müslümanlığıdır ve bu asla kabul edilemez. Dinde neyin haram neyin ise helal olduğunu belirleme konusunda ne Cu'fi ne de Kureyş kabilesinin bir yetkisi yoktur. Böyle bir taleb Allahın hududunu ihlaldir ve kişiyi kafir yapar.

    İbni Kesir, el-bidaye ve'n-nihaye. c.5 s.211
    Milli Din Arayışı ve Türk Müslümanlığı, Ramazan Yazçiçek, Ekin Yayınları
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun? Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Geri: Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun? Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun? Icon_minitimeCuma 03 Tem. 2009, 13:41

    Hucurat Suresi-6. Ayet-
    Ey o iman etmiş olanlar, bir fâsık size bir haber getirdiği zaman onu iyice araştırın...

    Müfessirlerden birçoğu bu âyet-i kerimenin el-Velîd ibn Ukbe ibn Ebî Muayt hakkında nazil olduğunu zikrederler.

    İbn İshâk der ki: Mustalikoğulları Müslüman olduktan sonra Rasûlullah (sa), zekâtlarını toplamak (teslim almak) üzere el-Velîd ibn Ukbe ibn Ebî Muayt'ı gönderdi. Velîd'in kendilerine zekât memuru olarak gelmekte olduğunu duyunca onu karşılamaya çıktılar. Velîd, karşısına atlılar çıkınca kendisini öldürmeye geliyorlar diye korkup geri döndü ve Rasûlullah (sa)'a geldi. Mustalik oğullarının kendisini öldürmeye kalkıştıklarını, vermeleri gereken zekâtı da vermediklerini haber verdi. Müslümanlar zekâtı men'eden ve zekât memurunu öldürmeye kalkışan Mustalikoğulları ile savaş konusunu çokça konuşmaya başladılar da bu düşünce müslümanlar arasında yayıldı ve hattâ Rasûlullah bile onlar üzerine bir gazveye çıkmaya niyyetlenmişti ki Mustalik oğullarından bir elçi hey'eti Medine'ye çıkageldi ve: "Ey Allah'ın elçisi, bize göndermiş olduğun elçinin gelmekte olduğunu duyunca onu karşılamaya çıktık. Niyyetimiz ona ikramda bulunmak ve zekâtımızı kendisine vermekti. Bizi görünce geri dönUp hızla kaçtı. Bize gelen habere göre Allah'ın Rasûlü'ne, kendisini öldürmek üzere karşı çıktığımızı söylemiş. Allah'a yemin ederiz ki onu öldürmek için gelmedik." dediler. Allah Tealâ onun hakkında ve bunlar (Mustalikoğulları) hakkında "Ey İman edenler, bir fâsık size bir haber getirdiği zaman onu iyice araştırın..." âyet-i kerimesini indirdi.[18]

    Hadise en ayrıntılı biçimde İmam Ahmed'in müsned'indedir. Ayrıca Mustalikoğulları reisi Haris ibn Dırâr el-Huzâî'den nakledilmiş olmakla rivayetlerin en sahih olanıdır. Bu Haris ibn Dırâr aynı zamanda Hz. Peygamber (sa)'in hanımlarından Cüveyriyye'nin babası olan Hâris'tir. Bu rivayette Haris şöyle anlatıyor:

    Allah'ın Rasûlü (sa)'ne geldim. Beni İslâm'a davet etti, İslâm'a girdim ve ikrar eyledim. Beni zekât vermeye davet etti, kabul ettim ve: "Ey Allah'ın elçisi, kavmime döneyim, onları İslâm'a ve zekât vermeye davet edeyim. Onlardan her kim davetime icabet ederse zekâtını toplıyayım. Allah'ın Rasûlü (sa) bana, falan zamanda bir elçi göndersin de toplamış olduğum zekâtı getirsin." dedim. Olayın bundan sonrasını ravi şöyle anlatır: Haris, davetine icabet edenlerden zekâtı toplayıp da Rasûlullah (sa)'ın kendisine zekâtı götürecek birisini göndermesi zamanı gelince Hâris'e elçi gelmedi. Haris zannetti ki kendisi hakkında Allah'tan ve Rasûlü'nden bir öfke hasıl olmuştur. Kavminin eşrafını davet edip onlara: "Şüphesiz ki Allah'ın elçisi bana bir vakit tayin etmişti. O vakitte yanımdaki zekâtı almak üzere bir elçi gönderecekti. Allah'ın Rasûlü (sa) sözünden dönmez. O'nun elçisinin gelmemesinin bir tek sebebi Rasûlullah'ın öfkelenmiş olmasıdır. Gidelim, Rasûlullah'a varalım." dedi.

    Rasûlullah (sa), Haris'in yanında toplanmış olan zekâtı almak üzere el-Velîd ibn Ukbe'yi göndermişti. Velîd yola çıkıp yolun bir kısmında iken korkmuş, geri dönmüş ve Rasûlullah (sa)'a gelip: "Ey Allah'ın elçisi, Haris, zekâtını bana vermedi ve beni öldürmek istedi." demiş; Rasûlullah (sa) da Hâris'e bir hey'et göndermişti. Bu arada Haris de ashabı ile birlikte Rasûlullah (sa)'a gelmekteydi. İşte Rasûlullah (sa)'ın göndermiş olduğu hey'et yola çıkıp Medine'den ayrıldıklarında Haris onlarla karşılaştı. Hey'ettekiler: "İşte şu gelen Hâris'tir." dediler. Karşı karşıya geldiklerinde Haris onlara: "Kime gönderildiniz?" diye sordu. Hey'ettekiler: "Sana gönderildik." diye cevapladılar. Haris: "Niçin?" diye sordu. Onlar: "Rasûlullah (sa) sana el-Velîd ibn Ukbe'yi göndermişti. O, senin, kendisine zekâtı vermediğini ve onu öldürmek istediğini iddia ediyor." dediler. Haris: "Hayır, Muhammed'i hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki onu görmedim, bana gelmedi." dedi. Hep birlikte dönüp Medine-i Münevvere'ye, Rasûlullah (sa)'ın huzuruna geldiklerinde Allah'ın rasûlü (sa): "Zekâtı vermedin ve elçimi öldürmek istedin, öyle mi?" diye sordu. Haris: "Hayır, seni hak ile gönderene yemin ederim ki onu görmedim ve bana gelmedi. Rasûlullah'ın elçisinin bana gelmemesi durumu karşısında O'na yönelip gelmemin bir tek sebebi vardır ki o da Allah'tan ve Rasûlü'nden bir öfkenin sadır olmasından korkmuş olmamdır." dedi.

    Râvî der ki: İşte bunun üzerine "Ve Allah Alîm'dir, Hakîm'dir."e kadar olmak üzere "Ey iman etmiş olanlar, eğer bir fasık size bir haber getirirse onu iyice araştırın..." âyet-i kerimeleri nazil oldu.[19]

    [18] İbn Hişâm, es-Sîretü'n-Nebeviyye, Mısır 1375/1955,11,296.

    [19] Ahmed ibn Hanbd, MUsned, rv,279.

    www.darulkitap.com, tefsir külliyatı, esbabı nüzul

    [Burada da gene bir kavmin zekatsız bir islam isteğinde bulunması zannı ve bunun Rasulullah ve ashab tarafından şiddetle reddedilmesi durumu szö konusudur. e-mir.]
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun? Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Geri: Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun? Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun? Icon_minitimeCuma 03 Tem. 2009, 14:11

    Ridde olayları ile ilgili olarak önce şu bilgiyi okuyalım:

    İrtidat hareketlerinin başlamasıyla başkent Medine her taraftan düşmanlarla kuşatılmış bir duruma geldi. Öte taraftan Yahudi ve Hristiyanlar, ortaya çıkacak fırsatları değerlendirmek için müslümanların durumunu izlemeye başladılar. Tarihçiler müslümanların o zaman içinde bulundukları dehşet verici durumu; "Müslümanlar, peygamberlerini kaybetmeleri ve azlıkları ve düşmanlarının çokluğu yüzünden sanki şiddetli soğuk, yağmurlu karanlık bir gecede sahrada kaybolmuş koyun sürüsüsün durumunu andırıyordu" şeklinde ifade etmektedirler. (Taberî, Tarih, Beyrut ty, III, 225; İbnül-Esir, Tarih, Beyrut 1979, II, 333)

    İşte böylesi bir durumda bir kabile, Havazin kabilesi, ise zekâtlarını ödemeyeceklerini bildirdi. Böylesi bir durumda Ömer ve ashabın bir kısmı Ebu Bekir'e bu zekatlarını vermeyen kabileleri kendi haline bırakmasını belli bir zaman sonra bu kişilerin kalbleri islama iyice ısınınca kendiliklerinden zekat verecekleri söylediler. Aslında ordu az düşman ise binlerce iken bu teklif makul gözükse de hatta Ömer'in söylemiş olduğu " Bu kişiler 'La ilahe İllallah' dedikleri halde sadece zekatlarını vermediler diye nasıl onlarla savaşırsın?" ictihadı da kullanılabilecekken -Ömer'in de daha sonradan hak verdiği üzere- bu kişiler de mürted sayıldı ve kendilerine savaş ilan edildi.
    ibni kesir el bidaye ven nihaye cild 6 s. 442

    Bu kadar zor şartlar altında dahi Hevazinlilerin bir Hevazin İslamı yaşamasına izin verilmemiş, kelimei tevhid gibi, namaz gibi ortak paydalarda buluşalım, Rasulullahı hatta Kur'an'ı reddeden ortak düşmanlarımıza karşı bir itifak oluşturalım mantığı da güdülmemiştir. Aksine mevcud düşmanlara bir yenisinin daha eklenmesi riski göze alınmış ve kendilerine saldırılmıştır.
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun? Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Geri: Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun? Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun? Icon_minitimeCuma 03 Tem. 2009, 14:15

    Sözün özü İslamda ne Cu'fi Müslümanlığı, ne Beni Esed Müslümanlığı, ne Benu Mustalik Müslümanlığı ve ne de Taif Müslümanlığı olmadığı gibi Türk Müslümanlığı da yoktur. Aslında ne yazık ki vardır ama bu Türk veya diğer kabileci ve bölgeci tip İslamların tüm müntesibleri kafir hükmündedir?

    Aslolan atalara değil, Kuran ve hadis'e uygun olarak yaşanan Müslümanlıktır.
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    Arap İslamı Var Mı Ki Türk İslamı Da Olsun?

    Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
    1 sayfadaki 1 sayfası

    Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
    Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun... :: DİNİ KONULAR :: Akaid -