Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...

İSLAMİ BİLGİ PAYLAŞIM SİTESİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Rahmet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
star
starPaz 28 Ekim 2012, 12:04
star
starÇarş. 14 Eyl. 2011, 21:58
star
starSalı 13 Eyl. 2011, 18:41
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:48
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:15
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:02
star
starPtsi 05 Eyl. 2011, 22:51
star
starPaz 04 Eyl. 2011, 13:51
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 16:06
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 15:45
Similar topics
  • » İstihare namazı ???
  • » Peygamberin as cenaze namazi

  • Namazı Vaktinde Kılmamak Hakkında

    Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
    Yazar Mesaj
    seyf
    Yeni Üye
    Yeni Üye
    seyf
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 10
    Nerden :
    Namazı Vaktinde Kılmamak Hakkında Vide
    MesajKonu: Namazı Vaktinde Kılmamak Hakkında Namazı Vaktinde Kılmamak Hakkında Icon_minitimePerş. 07 Mayıs 2009, 23:21

    19-Meryem-59 — Ama onların ardından namazı bırakan, şehvetlerine uyan bir nesil geldi. Onlar bu azgınlıklarının karşılığını göreceklerdir.

    19-Meryem-60 — Ancak tevbe edip imân ederek salih amel işleyenler müstesnadır. Onlar, hiç bir haksızlığa uğratılmadan cennete girerler.

    Sonradan Gelen Nesiller
    Allah Teâlâ önce mes'ûd kimseleri zikreder. Bunlar peygamberler ile onlara tâbi olan, Allah'ın hadlerini ve emirlerini yerine getiren, Allah'ın farzlarını edâ eden ve Allah'ın yasakladıklarını terk eden kimselerdir. İşte Allah Teâlâ bunlardan sonra onların ardından namazı bırakan bir nesil geldiğini zikreder. Onlar namazı terkettiklerine göre, onun dışındaki vâcibleri elbette daha çok zayi' edip terkedeceklerdir. Zîrâ namaz dinin direği, kulların amellerinin en hayırlısıdır. Bu durumda onlar; dünya şehvetlerine ve lezzetlerine yönelecekler, dünya hayatından hoşnûd olup onunla mutmain olacaklardır. İşte bunlar, bu azgınlıklarının cezasını kıyamet gününde göreceklerdir. Burada namazı zayi' etmekten maksadın ne olduğunda ihtilâf edilmiştir. Bazıları namazın zayi' edilmesinden onun bütünüyle terkedilmesinin kasdedil-diğini söylemişlerdir. Muhammed îbn Kâ'b el-Kurazî, İbn Zeyd tbn Eşlem ve Süddî böyle söylemiş olup, îbn Cerîr bu görüşü tercih eder. Bu sebeple selef ve halef âlimleriyle imamlardan —ki İmâm Ahmedden rivayet edilen meşhur görüş ile Şafiî'den rivayet edilen bir kavil bunlardandır— bazıları namazı terk edenin tekfir edileceğine zâhib olmuşlardır. Bunda delilleri: Kul ile şirk arasında namazı terk etme vardır, hadîsidir. Bu görüşte olanların diğer bir delilleri ise : Bizimle onların arasındaki ahid namazdır. Kim onu (inkârla) terk ederse küfre düşmüş olur, hadîsidir. Elbette burası bu meselenin genişçe anlatılacağı bir yeı değildir. Evzaî'nin Mûsâ îbn Süleyman'dan, onun da Kasım îbn Muhaymira'dan «Ama onların ardından namazı bırakan bir nesil geldi.» âyeti hakkında rivayetine göre o, şöyle demiş : Onlar sâdece namazın vakitlerini bırakmışlardır (namaz vakitlerine riâyet etmemişlerdir.) şayet namazı terk olsaydı, bu küfür olurdu. Vekî'nin Mes'ûdî kanalıyla... İbn Mes'ûd'dan rivayetine göre ona : Şüphesiz Allah Teâlâ Kur'an'da namazı çok zikrediyor. O : «Ki onlar kıldıkları namazdan gafildirler.» (Mâûn, 5), «Onlar ki namazlarında dâimdirler.», «Ve onlar ki, namazlarını muhafaza ederler.» (Meâric, 23, 34) buyurmaktadır, denilmişti. İbn Mes'ûd ; Burada kasdedilen; namazları vakitlerinde eda etmek, vakitlerine riayet etmektir, dedi. Biz bunun namazı terk etmekle ilgili olduğunu sanıyorduk, dediler de; bu küfürdür, dedi. Mesrûk der ki: Beş vakit namazı kim muhafaza etmez (devamlı kılmaz) ise gafillerden yazılır. Onlarda İfrata gitmede ise helak olma vardır. Onlardaki ifrat; onları vakitlerinde eda etmemek, bırakmaktır. Evzaî'nin İbrahim İbn Yezîd'den rivayetine göre Ömer İbn Abdülazîz «Ama onların ardından namazı bırakan, şehvetlerine uyan bir nesil geldi. Onlar bu azgınlıklarının karşılığını göreceklerdir.» âyetini okunup sonra şöyle dedi: Onların namazı bırakmaları namazı terk etme değildir. Fakat onlar, vakitlere riâyet etmemişlerdir, tbn Ebu Necîh'in Mücâhid'den rivayetine göre o, «Ama onların ardından namazı bırakan, şehvetlerine uyan bir nesil geldi. Onlar bu azgınlıklarının karşılığını göreceklerdir.» âyetini okuyup sonra şöyle dedi: Onların namazı bırakmaları namazı terk etme değildir. Fakat onlar, vakitlere riâyet etmemişlerdir. îbn Ebu Necîh'in Mücâhid'den rivayetine göre o, «Ama onların ardından namazı bırakan, şehvetlerine uyan bir nesil geldi...» âyeti hakkında şöyle demiştir: Kıyamet kopacağı sırada ve Muham-med ümmetinin sâlihleri gittiği esnada kalanlar sokaklarda birbirlerinin üzerine aşacaklardır. İbn Güreye de bu açıklamanın bir benzerini Mücâhid'den rivayet eder. Câbir el-Cufî'nin Mücâhid, İkrime ve Atâ İbn Ebu Rebâh'tan rivayetine göre onlar, bu ümmetten olup âhir zamanlarda olanları kasdedilmektedir. îbn Cerîr'in İbn Haris kanalıyla... Mücâhid'den rivayetine göre o: «Ama onların ardından namazı bırakan, şehvetlerine uyan bir nesil geldi.» âyeti hakkında şöyle demiştir: «Onlar bu ümmet içindedirler. Hayvanların ve eşeklerin yollarda birbirleri üzerine aştıkları gibi birbirlerinin üzerine bineceklerdir. Gökte Allah'tan korkmayacaklar, yeryüzünde insanlardan utanmayacaklar. İbn Ebu Hatim der ki: Bize Ahmed İbn Sinan el-Vâsıti'-nin... Ebu Saîd el-Hudrî'den rivayetine göre; o, şöyle dermiş: Allah Rasülü (s.a.) nü şöyle buyururken İşittim: Altmış sene sonra öyle bir nesil gelecek ki, onlar namazı bırakıp şehvetlerine uyacaklar ve bu azgınlıklarının cezasını görecekler. Sonra öyle bir nesil gelecek ki onlar Kur'an'ı okuyacaklar ve fakat Kur'an hançerelerinden aşağıya geçmeyecek. Kur'an'ı üç kişi okuyacak : Mü'min, münafık ve günahkâr. Be-şîr der ki: Velîd'e; bu üç grup kimlerdir? diye sordum da şöyle dedi: Mü'min ona inanandır. Münafık onu inkâr edendir. Günahkâr ise onunla yiyen (onunla, onun sayesinde karnını doyuran) dır. İmâm Ahmed de bu hadîsi Ebu Abdurrahmân el-Mukrî'den rivayet etmiştir. Yine Ebu Hâtim'in babası kanalıyla.,. Ebu Rical'den rivayetine göre Hz. Âişe, Suffe ehline sadaka gönderir ve : Bundan Berberi erkek ve kadınlara vermeyiniz. Allah Rasûlü (s.a.) nü şöyle buyururken işittim: Onlar Allah Teâlâ'nın haklarında «Ama onların ardından namazı bırakan bir nesil geldi.» buyurmuş olduğu bir nesildir, dermiş. Bu da garîb bir hadîstir. Yine İbn Ebu Hatim der ki: Bana babam'ın... Muhammed îbn Kâ'b el-Kurazî'den rivayetine göre; o, «Ama onların ardından namazı bırakan bir nesil geldi.» âyeti hakkında şöyle dermiş: Onlar batılılardır. Mülk sahibi olanların en kötüleri oldukları halde mülke sâhib olacaklardır. Kâ'b el-Ahbar: Allah'a yemîn ederim ki ben, münafıkların niteliklerini Allah Teâlâ'nın kitabında şöyle bulmaktayım : Çok içki içen, namazları çokça terk eden, topuklarla çok oynayan, yatsı namazlarını kılma yerine uyuyarak onu çokça terk eden, sabah namazlarında çok kusurlu olan, cemâati terk eden. Sonra Kâ'b, «Ama onların ardından namazı bırakan, şehvetlerine uyan bir nesil geldi. Onlar, bu azgınlıklarının karşılığını göreceklerdir...» âyetini okumuştur. Hasan el-Basrî ise şöyle diyor : Onlar mescidleri boş bırakıp işlerine güçlerine, arazîlerine sarılırlar.. Ebu'l-Eşheb el-Utâridî der ki: Allah Teâlâ Hz. Davud'a şöyle vahyetti: Ey Dâvûd, ashabını çok sevdikleri şeyleri yemekten sakındır ve korkut. Şüphesiz kalbleri dünya şehvetlerine bağlı olanların akılları Benden men'edilmişlerdir. Kullarımdan bir kula şehvetlerinden herhangi birisini tercih ettikleri zaman yapacaklarımın Bana en kolay geleni, ona Bana itaati haram kılmam, onu bundan mahrum etmemdir. İmâm Ahmed'in Zeyd İbn Hubâb kanalıyla... Ukbe İbn Âmir'den rivayetine göre Allah Rasûlü (s.a.) şöyle buyurmuştur : Ümmetim için iki şeyden korkuyorum : Kur'an ve süt. Süte gelince; onlar ekini bol yerlere, köylere giderler, şehvetlere uyarlar ve namazlarını terk ederler. Kur'an'a gelince; onu münafıklar Öğrenir de İnananlarla bununla mücâdele ve münâkaşa ederler. İmâm Ahmed, hadîsi Hasan İbn Mûsâ kanalıyla... Ukbe'den merfû' olarak yukarda-kine benzer şekilde rivayet etmiş olup hadîsi rivayette İmâm Ahmed tek kalmıştır.
    «Onlar, bu-azgınlıklarının karşılığını göreceklerdir.» Ali İbn Ebu Talha'nın İbn Abbâs'tan rivayetine göre; bu karşılık, hüsrandır. Ka-tâde ise karşılığın kötülük olduğunu söyler. Süfyân es-Sevri Şu'be ve Muhammed İbn İshâk'ın Ebu tshâk es-SübeyTden, onun Ebu Ubey-de'den, onun da Abdullah İbn Mes'ûd'dan rivayetine göre, âyetteki ( U ) kelimesi; cehennemde bir vadinin adı olup çok derindir ve tadı" da çirkindir. A'meş'in Ziyâd'dan, onun da Ebu İyâz'dan «Onlar bu azgınlıklarının karşılığını göreceklerdir.» âyeti hakkında rivayetinde şöyle demiş : O, cehennemde kan ve irinden bir vadidir. İmâm Ebu Cft'fer İbn Cerîr der ki: Bana Abbâs İbn Ebu Tâlib'in... Lokman İbn Âmir el-Huzâî'den rivayetinde o, şöyle anlatmış : Ebu Ümâme Su-dayy İbn Aclân el-Bâhilî'ye geldim ve : Bana Allah Rasûlü (s.a.) nden işitmiş olduğun bir hadîs rivayet et, dedim. Yemek istedi, sonra şöyle dedi: Allah Rasûlü (s.a.) buyurdu ki: Şayet on ukkıye ağırlığında bir kaya cehennemin kenarından atılmış olsaydı, elli senede dibine ulaşamazdı. Sonra da Ğayy ve Esâm'a ulaşırdı. Ben : Ğayy ve Esâm nedir? dedim de şöyle dedi: Cehennemin en altında iki kuyudur. Orada cehennem ehlinin kan ve irinleri akar. Allah Teâlâ'nın kitabında: «Ama onların ardından namazı bırakan, şehvetlerine uyan bir nesil geldi. Onlar, bu azgınlıklarının karşılığını göreceklerdir.» âyeti ile Furkân Süresindeki: «Zina etmezler. Kim de bunları yaparsa cezaya çarpar.» (Furkân, 68) âyetlerinde zikredilen iki cezalandırılma yeri bunlardır. Bu, garîb bir hadîs olup Allah Rasûlüne ulaştırılması ise münkerdir.
    «Ancak tevbe edip sâlih ameller işleyenler müstesnadır.» Namazı bırakma ve şehvetlere uymaktan vazgeçenler bu hüküm dışındadır. Şüphesiz Allah Teâlâ o kimselerin tevbesini kabul buyuracak, akıbetlerini güzel yapacak ve onları Naîm cennetlerine vâris olanlardan kılacaktır. Bu sebeple : «Onlar, hiç bir haksızlığa uğratılmadan cennete girerler.» buyurmuştur. Zîrâ tevbe, kendinden öncekileri kapatır. Diğer bir hadîste: Günâhtan tevbe eden hiç günâhı olmayan gibidir, buyrulur. Bu sebeple tevbe edenlerin işlemiş oldukları amellerden hiç bir şey eksiltilmeyecek, daha önce işlemiş olduklarının karşılığı verilerek tevbeden sonra işlemiş olduklarından hiç bir şey eksiltilmeyecektir. Zîrâ Kerîm olan Allah'ın keremi ve Halîm olan Allah'ın hilmi ile bunlar (tevbeden Önce işlemiş oldukları günâhlar) yok sayılmıştır. Allah Teâlâ'nın «Ancak tevbe edip îmân ederek sâlih amel işleyenler müstesnadır.» âyetindeki istisna Furkân Süresindeki şu âyetteki istisna gibidir: «Onlar ki, Allah ile beraber başfca bir tanrıya tapmazlar. Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar. Zina etmezler. Kim de bunları yaparsa, cezaya çarpar. Kıyamet günü azabı kat kat olur ve orada alçaltılarak temelli bırakılır. Ancak tevbe eden, İnanıp sâlih amel işleyenlerin; AUah işte onların, kötülüklerini iyiliklere çevirir. Ve Allah Gafur, Rahîm olandır.» (Furkân, 68-70).
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Namazı Vaktinde Kılmamak Hakkında Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Geri: Namazı Vaktinde Kılmamak Hakkında Namazı Vaktinde Kılmamak Hakkında Icon_minitimeC.tesi 09 Mayıs 2009, 13:52

    namazı vaktinde kılmamayı alışkalık haline getirmek
    ya da bunun caiz olduğunu iddia etmek bu kadar tehlikeli ise
    hiç kılmamanın cezası kim bilir nedir?
    Allah namazlarını hakkı ile eda eden kullarından eylesin cümlemizi
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    Namazı Vaktinde Kılmamak Hakkında

    Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
    1 sayfadaki 1 sayfası

    Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
    Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun... :: DİNİ KONULAR :: Fıkıh -