Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...

İSLAMİ BİLGİ PAYLAŞIM SİTESİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Rahmet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
star
starPaz 28 Ekim 2012, 12:04
star
starÇarş. 14 Eyl. 2011, 21:58
star
starSalı 13 Eyl. 2011, 18:41
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:48
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:15
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:02
star
starPtsi 05 Eyl. 2011, 22:51
star
starPaz 04 Eyl. 2011, 13:51
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 16:06
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 15:45
Similar topics
  • » Kelime-i Tevhid'in Faydası
  • » Allah razı olsun inşaAllah denir mi?

  • Müşriklerin Razı Olmadığı Tevhid, Dışa Yansıyan Tevhiddir

    Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
    Yazar Mesaj
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Müşriklerin Razı Olmadığı Tevhid, Dışa Yansıyan Tevhiddir Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Müşriklerin Razı Olmadığı Tevhid, Dışa Yansıyan Tevhiddir Müşriklerin Razı Olmadığı Tevhid, Dışa Yansıyan Tevhiddir Icon_minitimePtsi 20 Nis. 2009, 08:30

    Alak Suresi'nin "Bir kulu namazdan men edeni gördün mü?" ayetini okurken aklıma şu soru takılmıştı:
    Rasulullah'tan önce de Mekke'de hanifler vardı. Onlar da putlara tapmaz ve Kabe'de namaza benzer bir ibadet yaparlardı. Peki neden Ebu cehil vb. tağutlar bu haniflere düşmanlık etmediler de Rasulullah'a düşmanlıkta bu kadar ileri gittiler? Hatta tefsirlerde geçtiği üzere Ebu Cehil'in Rasulullah'a düşmanlığı, Firavn'ın Musa'ya olan düşmalığından daha şiddetli imiş. Bunların sebebi ne olabilir?

    Sonra surenin tefsirini araştırıken Razi'nin tefsirinde şu ifadeleri buldum ve cevabımı da almış oldum:

    Burada şöyle bir soru sorulabilir: Birinci ayette, yani "Bir kulu namaz kılarken men edeni gördün mü?" ayetinde, namazdan bahsedilmektedir. Bu ayette ise, kulun ameli iki şey olarak zikredilmiş: Birincisi "ya o kul hidayet üzere ise" ifadesi ki bu, "Ya o kul namaz kılıyorsa" demektir. Peki bu namaza daha niçin, ikinci olarak bir diğer şeyi yani, "Yahut takvayı emrediyorsa" ifadesini katmıştır?

    Buna şöyle bir kaç şekilde cevap verebiliriz:
    1) Hz. Peygamber (s.a.s)´in işlerinden, Ebû Cehîl´e en zor geleni iki şeydir, namaz kılması ve Allah´a davet etmesidir. İşte hiç şüphesiz Cenâb-ı Hak bunları, bundan ötürü burada zikretmiştir.

    2) Hz. Peygamber (s.a.s), hep şu iki şeyi yapmaya gayret etmiştir:
    a) Kendini ıslaha... ki bunu namaz kılarak yapmıştır.
    b) Başkalarını ıslaha... ki bunu da takvayı emrederek yapmıştır.

    3) Hz. Peygamber (s.a.s) namaz kılarken de hidayet üzere ve takva emri üzere idi. Çünkü onu namaz kılarken görenin kalbi rikkate kavuşuyor, böylece de imana yöneliyordu. Bu sebeple Hz. Peygamber (s.a.s)´in namaz kılması lisan-ı hal ile bizzat İslâm´a davet olmuş olur. Bu dil ile olan davetten daha güçlüdür.

    [İşte galiba Ebu Cehil'i kudurtan bu son maddede yazılı olan durumdu. Rasulullah öyle bir namaz kılıyordu ki görenlerin kimi ona imreniyor, kimi kıskanıyor ve kimi de sinirinden çatlıyordu. e-mir.]
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Müşriklerin Razı Olmadığı Tevhid, Dışa Yansıyan Tevhiddir Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Geri: Müşriklerin Razı Olmadığı Tevhid, Dışa Yansıyan Tevhiddir Müşriklerin Razı Olmadığı Tevhid, Dışa Yansıyan Tevhiddir Icon_minitimePtsi 20 Nis. 2009, 09:52

    Konuyla ilgili olarak buna da bakınız.

    Buhâride nakledilen bu olay şudur: Hz. Âişe validemiz anlatıyor: Aklım erdiğinden bu yana anne ve babam devamlı İslâm üzere idiler ve her gün sabah akşam Rasûlullah bize gelirdi. Müslümanlar işkencelere maruz kaldıklarında Ebû Bekir de Habeşistan'a doğru hicret etmek üzere yola çıktı. Berk'ül-Ğımad'a geldiğinde oradaki kâre kabilesinin reisi İbnüd'dağinne ile karşılaştı. (Berk'ül-Ğımad, Yemen yolu üzerinde Mekke'ye beş konak mesafede bir yerdir. Dağinne: Duğine ve Dağine şeklinde de telaffuz edilmiştir. Kâre ise savaşcı bir kabile idi.) İbnüd'dağinne Hz. Ebû Bekir'e: Ey Ebû Bekir! Nereye gitmek istiyorsun? dedi. O, da: Kavmim beni Mekke'den çıkardı. Yeryüzünde dolaşıp Rabbime serbestçe ibâdet etmek istiyorum, dedi. Bunun üzerine İbnüd'dağinne: "Ey Ebû Bekir! Senin gibi bir kimse yurdundan ne çıkmalı ne de çıkarılmalı. Çünkü sen yoksulun gönlünü kazanır, akraba ile ilişkiyi sürdürür, bakıma muhtaçları himaye eder, misafiri ağırlar, hak yolunda karşılaşılan sıkıntıları giderme de yardımcı olursun." (Bu meziyetler Hz. Hatice validemiz tarafından Hıra dönüşünde Hz. Peygamber Efendimiz için de sayılmıştır. Bunlar Araplar tarafından en faziletli kimseler için kullanılan sıfatlardır.) Dolayısıyla ben seni himayeme aldım. Sen dön ve ülkende Rabbine ibadet et." dedi. Ebû Bekir Mekke'ye göndü. Beraberinde İbnüd'dağinne de vardı. Gece Kureyş'in ileri gelenlerini dolaştı ve "Şüphesiz Ebû Bekir gibi birisi Mekke'den ne çıkmalı, ne de çıkarılmalı. Yoksulun gönlünü kazanan, akraba ile ilişkiyi sürdüren, bakıma muhtaçları himaye eden, misafiri ağırlayan, hak yolunda karşılaşılan sıkıntıdan gidermede yardımcı olan bir kimseyi Mekke'den kovuyor musunuz? dedi. Kureyşliler İbnüd-dağinne'nin himâyesine karşı çıkmadılar ve ona şunu tenbih ettiler:

    "Ebû Bekir'e söyle, Rabbine ibadeti evinde yapsın. Orada namaz kılsın, dilediği kadar Kur'ân okusun. Böyle yapması bize sıkıntı vermez. Yalnız ibadetini âşikar yapmasın. Çünkü biz kadınlarımızı ve çocuklarımızı dinlerinden döndürmesinden endişe ediyoruz." dediler.

    İbnüd-dağinne de bunları Ebû Bekir'e söyledi. Ebû Bekir bir süre evinde Rabbine ibadet etti. Namazını açıkta kılmadı. Evinin dışında Kur'ân okumadı. Sonra Ebû Bekir'in aklına bir fikir geldi. Evinin avlusunda bir mescid (namazgah) yaptı. Burada namaz kılar, Kur'ân okurdu.

    Bunun üzerine müşriklerin kadınları ve çocukları buraya koşuştular. Ebû Bekir'e çok ilgi duyuyorlar, onu seyre dalıyorlardı. Ebû Bekir yufka yürekli ve çok ağlayan bir kimse idi. Kur'ân okuduğunda göz yaşlarını tutamazdı. *

    Bu durum Kureyşin ileri gelenlerini ürküttü. Bu yüzden İbnüd'dağinne'ye haber salıp çağırttılar. O da Kureyşlilerin yanına geldi. Kureyşliler: "Biz sana, Ebû Bekir'i himayene almanı, kendisinin evinde Rabbine ibadet etmesi karşılığında kabul etmiştik. Fakat o bunu çiğnedi ve evinin avlusunda mescid yaptı, burada açıkça namaz kılıp Kur'ân okudu. Şüphesiz biz, kadın ve çocuklarımızın dinlerinden dönmelerinden endişe ettik. Onu bu tutumundan alıkoy. Rabbine ibadeti evinde yapmak istiyorsa yapsın. Böyle yapmayıpta açıktan ibadet yapacaksa kendisine verdiğin himayeyi iade etmesini iste. Yoksa biz senin himaye sözünü çiğnemek istemeyiz, ama Ebû Bekir'in de açıktan ibadet etmesini istemeyiz." dediler.

    Bunun üzerine İbnüd'dağinne Ebû Bekir'e gelip: "Seninle ilgili müşriklere verdiğim sözü biliyorsun. Ya bu sözleşmeye bağlı kalır, evinde ibadet edersin. Ya da sana verdiğim himayeyi geri verirsin. Değilse ben kendisini himayeye aldığım kimse üzerindeki sözümün çiğnendiğini araplardan duymak istemem" dedi: Bunun üzerine Ebû Bekir: Ben senin himayeni geri veriyorum. Aziz ve Celil olan ALLAH'ın himayesine razıyım." dedi. (Tecrid-i Sarih, Hadis no, 1589)


    * (Hz. Peygamber (s.a.), vefatına yakın hastalandığından dolayı namaz kıldırmaya güç yetiremeyince: Ebû Bekir'e söyleyiniz, insanlara namazı kıldırsın demiş. Hz. Âişe de "Ya Rasûlallah! Ebû Bekir yufka yürekli, Kur'ân okurken çok ağlayan bir kimsedir. Ağlamaktan sesini insanlara işittiremez. Senin makamında durup da insanlara namaz kıldırmaya dayanamaz, demişti.)

    Alıntıdır.
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Müşriklerin Razı Olmadığı Tevhid, Dışa Yansıyan Tevhiddir Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Geri: Müşriklerin Razı Olmadığı Tevhid, Dışa Yansıyan Tevhiddir Müşriklerin Razı Olmadığı Tevhid, Dışa Yansıyan Tevhiddir Icon_minitimePtsi 20 Nis. 2009, 09:56

    Nimetullah Yurt Hoca'nın da hiç dil bilmemesine rağmen Japonya'nın park ve sokaklarında namaz kılarak onlarca Japon'un hidayetine vesile olduğunu okumuştum ama bulamadım.
    Sonra bulursam kopyalarım İnşaallah.
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    Müşriklerin Razı Olmadığı Tevhid, Dışa Yansıyan Tevhiddir

    Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
    1 sayfadaki 1 sayfası

    Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
    Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun... :: DİNİ KONULAR :: Fıkıh :: Salih Ameller -