Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...

İSLAMİ BİLGİ PAYLAŞIM SİTESİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Rahmet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
star
starPaz 28 Ekim 2012, 12:04
star
starÇarş. 14 Eyl. 2011, 21:58
star
starSalı 13 Eyl. 2011, 18:41
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:48
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:15
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:02
star
starPtsi 05 Eyl. 2011, 22:51
star
starPaz 04 Eyl. 2011, 13:51
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 16:06
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 15:45

Dilenciyi Boş Çevirmemek

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
e-mir
Admin
Admin
e-mir
Yaş :
Kayıt tarihi : 02/02/09
Mesaj Sayısı : 1596
Nerden :
Dilenciyi Boş Çevirmemek Vide
http://www.rahmet.yetkin-forum.com
MesajKonu: Dilenciyi Boş Çevirmemek Dilenciyi Boş Çevirmemek Icon_minitimeÇarş. 04 Mart 2009, 22:56

«Sâil» kelimesi sıfat olup,' «isteyen», «dilenen», «soran» gibi manâla­ra delâlet eder.

İslâm Dini, dilenciliği hoş görmediği gibi, ihtiyacından dolayı dilenmek zorunda kalan fakir ve yoksulları eli boş çevirmeyi de tasvip etmemiştir. O bakımdan müslüman cemaate yakışan odur ki, muhtaç oldukları halde yüzsuyu dökmeyi insanî ve dinî vakar ve terbiyesine yediremiyen fakirleri ve muhtaçları bulup onlara yardım elini uzatsınlar. Aynı zamanda ihtiyacın­dan dolayı mecbur kalıp kapı kapı dolaşan fakirleri de güler yüzle, yumu­şak, tatlı dille karşılayıp imkânları elverdiği nisbette boş çevirmesinler.

Nitekim Resûlüllah (A.S.) şöyle buyurmuştur:

«Yarım hurmayla da olsa miskini boş olarak geri çevirme!»Tirmizi, Zühd: 37.

«Dilenciyi, yanık hayvan tırnağıyla da olsa (bir şey verip öylece) çe­virin.»Nesai, Zekat: 70-76; Ebu Davud, Zekat: 3; Tirmizi, Zekat: 29; Ahmed: 4/70, 5/381, 6/381, 6/382, 383, 424, 438.

Şüphesiz bu emir ve tavsiyeler, dilenciliği tasvîp ve teşvîk için değil, dilenmek zorunda kalanlara yardımcı olmanın, âlicenap davranmanın se­vap ve faydasını hatırlatmak içindir.

Ünlü veli İbrahim b. Edhem ne güzel söylemiştir: «Dilenciler iyi dostlarımızdır ki, bizim azığımızı alıp âhirete taşırlar!» İbrahim en-Nahaî de şöyle demiştir:

«Dilenci, âhiret postacısıdır. Birimizin kapısına gelir de «Yakınlarını­za ve dostlarınıza göndereceğiniz bir şeyiniz var mıdır?» diye sorar..»

Dilencinin ısrarla istemesine gelince : Kur'ân ve Hadîs'te bu davranış yerilmiş ve asla hoş karşılanmamıştır. Çünkü ısrarlı istemede, kendini faz­la acındırma, dilenmeyi sanat edinme ve müslümanı huzursuz etme anlam ve işareti vardır.

Cenâb-ı Hak, muhtaçlardan söz ederken şöyle buyurmaktadır: «(Sadakalarınızı) kendilerini Allah yoluna adayıp yeryüzünde (el açıp) dolaşmayan (kapı kapı gezmeyen) fakirlere (verin) ki, onlar yüzsuyu dök­mediklerinden durumlarını bilmeyen onları zengin sanır. Onları -siz Allah yolunda olanlar- çehrelerinden tanırsınız. İnsanlardan, yüzsüzlük ederek istemezler.»Bakara: 2/273.

Peygamber (sav)'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Dilenciyi ya kolayı­nıza gelen bir şeyi karşılıksız vererek yahut güzel bir söz söyleyerek geri çe­viriniz. Çünkü insanlardan da, cinlerden de olmayan kimseler size gelir ve Allah'ın size ihsan ettiği şeyler hususunda nasıl tasarruf ettiğinize bakarlar."
[Bu lafızlarla hadisi tespit edemedik. Ancak, değeri oldukça az şeylerle de olsa dilen­ciye birçeyler vermeyi teşvike dair bazı rivayetler için hk.: Nesai, V, 81; İbn Ebi Şey­he, Musannef, II, 353, 392; Müsned, IV, 70, V, 3H1, VI, 3Ü3, VI, 383, 435.]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
e-mir
Admin
Admin
e-mir
Yaş :
Kayıt tarihi : 02/02/09
Mesaj Sayısı : 1596
Nerden :
Dilenciyi Boş Çevirmemek Vide
http://www.rahmet.yetkin-forum.com
MesajKonu: Geri: Dilenciyi Boş Çevirmemek Dilenciyi Boş Çevirmemek Icon_minitimeÇarş. 04 Mart 2009, 23:43

Ebû Hureyre (Allah Ondan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’in şöyle dediğini işitmişimdir: “İsrailoğulları arasında biri ala tenli, biri kel, biri de kör üç kişi vardı. Allah onları sınamak istedi ve kendilerine bir melek gönderdi. Melek ala tenliye geldi: Ençok istediğin şey nedir? dedi. Ala tenli: Güzel bir renk, güzel bir ten ve insanların beni çirkin gördüğü ve iğrendiği şu halin benden giderilmesidir dedi. Melek onu sıvazladı ve alaca tenlilik ondan gitti, rengi güzelleşti. Melek ona: Hangi malı daha çok seviyorsun? dedi. Alaca tenli adam da: Deve yahut sığırdır dedi. Allah ona gebe bir deve verdi. Melek Allah sana bu deveyi bereketli kılsın diye dua etti.

Melek sonra kel olan adama gelerek: En çok ne isterdin? dedi. Kel de: Güzel bir saç ve insanların benden uzaklaştıkları şu kelliğin benden giderilmesidir dedi. Melek de onu sıvazladı, kelliği yok oldu, kendisine gür ve güzel bir saç verildi. Melek sordu: En çok hangi malı seversin? Adam da: İnek dedi. Allah tarafından ona gebe bir inek verildi. Melek Allah sana bunu bereketli kılsın diye dua ettikten sonra körün yanına geldi ve:
En çok ne isterdin? diye sordu. Kör de Allah’ın gözlerimi geri vermesini ve insanları görmeyi çok istiyorum dedi. Melek onun gözlerini sıvazladı ve geri verdi. Bu defa melek: Mallardan en çok hangisini seversin? dedi. O da: Koyun dedi. Allah ona doğurgan bir koyun verdi.
Bir müddet sonra deve ve sığır sâhiplerinin devesi ve sığırı yavruladı. Koyun sâhibinin de koyunu kuzuladı. Sonunda birinin vadi dolusu develeri, diğerinin vadi dolusu sığırları, ötekinin de vadi dolusu koyun sürüsü oldu.

Daha sonra melek ala tenliye onun eski kıyafetine bürünerek geldi ve: Fakirim, yoluma devam edecek imkanım kalmadı gitmek istediğim yere önce Allah, sonra senin yapacağın yardım sayesinde ulaşabilirim. Rengini ve cildini güzelleştiren sana mal veren Allah adına senden yolculuğumu tamamlayabileceğim bir deve istiyorum dedi. Adam: İyi amma hak sahipleri (isteyen fakirler) çoktur dedi. Melek de: Ben seni tanıyor gibiyim. Sen insanların kendisinden iğrendikleri, fakirken Allah’ın zengin ettiği alaca tenli değil misin? dedi. Adam da: Hayır, ben bu mala atadan ataya intikal ederek varis oldum dedi. Melek: Eğer yalan söylüyorsan Allah seni eski haline çevirsin dedi.

Sonra Melek kel olan adamın eski kılığına girip onun yanına geldi, ona da ötekine söylediği gibi söyledi. Kel de alaca tenli gibi cevap verdi. Melek de ona: Yalan söylüyorsan Allah da seni eski haline çevirsin dedi.

Melek körün eski kılığına girip onun yanına gitti: Fakir ve yolcuyum, yola devam edecek imkanım kalmadı. Bu gün önce Allah’ın, sonra senin sayende yoluma devam edebileceğim, sana gözlerini veren Allah aşkına senden bir koyun istiyorum ki, onunla yoluma devam edebileyim. Bunun üzerine o eski kör adam: Ben gerçekten kördüm, Allah gözlerimi bana iade etti. Şu gördüğün mallardan istediğini al istediğini bırak Allah’a yemin ederim ki, Allah rızası için bugün alacağın hiç birşeyde sana zorluk çıkarmayacağım dedi. Melek: Malın senin olsun, bu sizin için bir imtihandı. Allah senden razı oldu, arkadaşlarına gazab etti cevabını vererek ayrılıp gitti.” (Buhârî, Enbiyâ 51; Müslim, Zühd 10)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Dilenciyi Boş Çevirmemek

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun... :: DİNİ KONULAR :: Fıkıh :: Salih Ameller -