Muâz b. Cebel’den[1] -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in bindiği Ufeyr adındaki merkebin arkasına ben de binmiştim.
Bana:
- Ey Muâz! Allah’ın kulları üzerinde (yerine getirilmesi gereken) hakkının,[2][kulların da Allah’ın üzerindeki hakkının neler olduğunu biliyor musun?[3] dedi.
Ben:
- Allah ve Rasûlü daha iyisini bilirler’ dedim.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-:
- Allah’ın kulları üzerinde (yerine getirilmesi gereken) hakkının; yalnızca O’na ibâdet etmeleri ve hiçbir şeyi O’na ortak koşmamalarıdır.Kulların da Allah’ın (fazl-u ihsanıyla kendi nefsine farz kıldığı) üzerindeki hakkının O’na hiçbir şeyi ortak koşmamış olanlara Allah’ın azap etmemesidir, buyurdu.
Muâz b. Cebel:
- Ey Allah’ın Rasûlü! Sevinmeleri için insanlara bu sözü, müjdeleyeyim mi? dedim.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-:
- Hayır, onlara müjdeleme. Çünkü (sâlih amellerde yarışmayı terkederek) bu müjdeye tevekkül edip otururlar, buyurdu.”[4]
[1] Muâz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Ka’b. B. Amr el-Huzâî’dir.Ensârdan olup sahâbenin tanınmış ileri gelenlerindendir. İlim, ahkâm ve Kur’an konusunda derya gibi bir bilgiye sahipti.Bedir savaşıyla diğer savaşlara katılmıştır.Mekke’nin fethinden sonra Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Mekke halkına dînlerini öğretmesi için onu Mekke’de bırakmış ve daha sonra hem kadı, hem de öğretmen olarak onu Yemen’e göndermiştir. Hicrî 18 yılında, 38 yaşında iken Şam diyârında tâûn (vebâ) hastalığından vefât etmiştir. Allah ondan râzı olsun.
[2] Bu hak, Allah Teâlâ'nın kulları üzerindeki farz olan hakkıdır. Zirâ Kur’an ve Sünnet, bu hakkı açıklamak için gelmiş; hatta bütün peygamberler Allah Teâlâ'nın kulları üzerindeki en büyük hakkının bu olduğunu belirtmek için gönderilmişlerdir.
[3] Bu hak, ilim ehlinin ittifakıyla Allah-azze ve celle-’nin lütuf ve ihsanıyla kendi nefsine gerekli kıldığı haktır. Allah Teâlâ'nın bir kudsî hadîste: “Zulmü nefsime haram kıldım.” buyurduğu gibi, hikmeti gereği dilediği şeyi kendi nefsine haram, dilediğini de farz kılar.