Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...

İSLAMİ BİLGİ PAYLAŞIM SİTESİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Rahmet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
star
starPaz 28 Ekim 2012, 12:04
star
starÇarş. 14 Eyl. 2011, 21:58
star
starSalı 13 Eyl. 2011, 18:41
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:48
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:15
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:02
star
starPtsi 05 Eyl. 2011, 22:51
star
starPaz 04 Eyl. 2011, 13:51
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 16:06
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 15:45
Similar topics
  • » Kur'an'da Allah Hakkında "Biz" Kelimesinin Kullanılmasının Sebebi

  • Klasik Ve Modern Arapça'da Ma Kelimesinin Kullanımı

    Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
    Yazar Mesaj
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Klasik Ve Modern Arapça'da Ma Kelimesinin Kullanımı Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Klasik Ve Modern Arapça'da Ma Kelimesinin Kullanımı Klasik Ve Modern Arapça'da Ma Kelimesinin Kullanımı Icon_minitimePaz 08 Şub. 2009, 21:52

    Kur`an’ın indiği dönemde bugünkü Arapça dil bilgisi kuralları henüz belirlenmemişti. O zamanlar Arapların ellerinde birkaç şairin şiirlerinden başka yazılı metin yoktu. Sözlü kültür devam edip geliyordu. Kur`an işte böyle bir dönemde nazil olmaya başladı ve o günün Arapça`sının yapısına ve kullanımına uygun olarak geldi.

    Arapça`ya ait bu günkü dil bilgisi kuralları Kur`an`ın inişinden yaklaşık 150-200 sene sonra Sibeveyh, Ahfeş (ölümü H. 177 M.793), Kisâî, İsa b. Ömer, Yunus b. Habib ve Ebu Ubeyde Ma`mer b. Müsenna gibi bilginlerce oluşturuldu. Aynen Türkçe dil bilgisi kurallarının da dilin ilk oluşumundan asırlar sonra oluşturulması gibi.

    Bu nedenle, Kur`an’ın indiği zamanki Arapça dil bilgisi kuralları ile yakın zamanda oluşturulan dil bilgisi kuralları arasında fark mevcuttur. Bunları Kur`an`ın değişik yerlerinde görmekteyiz. Kur`an`ı anlamak isteyenlerin bu önemli konuyu göz önünde bulundurmaları gerekir. Aksi halde Kur`an`ı anlamakta zorluk çekilir ya da Kur`an eksik anlaşılabilir.

    Bunların önemli örneklerini aşağıda veriyoruz:

    a) “ma” ve “men” ismi mevsullerinin kullanımı.

    Bugünkü mevcut arapça dil bilgisi kurallarına göre “ما ma” sözcüğü cansız varlıklar ve akılsız hayvanlar için (şey anlamında) kullanılır; “من men” sözcüğü de Allah, melekler ve akıllı varlık olan insan için (kişi anlamında) kullanılır.

    Ne var ki Kur`an’ın indiği dönemde böyle bir ayırım söz konusu değildir. O zaman “ما ma” hem Allah için hem de insan için: “من men” de hem Allah için hem akıllı insan için hem de akılsız hayvanlar için kullanılıyordu. Şimdi bunlardan örnekler verelim.

    “ما Ma” ism-i mevsulu aşağıdaki ayetlerde Allah için kullanılmıştır.

    “Ve ما Ma haleka z zekere ve l ünsa” (Leyl; 3).

    “Vessemai ve ما ma benaha, ve l ardı ve ما ma tahaha ve nefsin ve ما ma sevvaha” (Şems; 5-7

    Şu ayetlerde de ma ism-i mevsulu insan için kullanılmıştır:

    “… ما ma tabe leküm….” (Nisa; 3) dil bilgisi kurallarına göre “من طاب لكم /men tabe leküm” olmalıydı.

    “… ما ma nekeha abaüküm…” (Nisa; 22). Dil bilgisi kurallarına göre “من نكح /men nekaha” olmalıydı.

    “… ما ma verae zaliküm….” (Nisa; 24). Dil bilgisi kurallarına göre “من وراء /men verae” olmalıydı.

    “من Men” ism-i mevsulu aşağıdaki ayette kural dışı olarak sürüngen ve dört ayaklı hayvanlar için kullanılmıştır.

    “….ve minhüm من يمشى men yemşi ala batnıhi…. Veminhüm من يمشى men yemşi ala erbaın” (Nur; 45) dil bilgisi kurallarına göre “ما يمشى /ma yemşi” olmalıydı.

    b) Eril zamir dişil zamir:

    Bugünkü mevcut arapça dil bilgisi kurallarına göre eril sözcük için eril zamir, dişil sözcük için de dişil zamir kullanılması gerekir. Kur`an`a baktığımızda ise durum böyle değildir. Yani dişil sözcük için eril zamirin kullanıldığını da görüyoruz.


    Örnekler:

    “فى بطونه fi butunihi” (Nahl; 66). Dil bilgisi kurallarına göre “بطونها butuniha” olmalıydı.

    “الوانه Elvanühü” (Fatır; 28 ). Dil bilgisi kurallarına göre “الوانها elvanüha” olmalıydı.

    “ظهوره zuhurihi” (Zuhruf; 13). Dil bilgisi kurallarına göre “ظهورها zuhıriha” olmalıydı.

    “فيه fihi” (Tahrim; 12). Dil bilgisi kurallarına göre “فيها fiha” olmalıydı. Halbuki Enbiya; 91`deki durum bugünkü Dil bilgisi kurallarına uygundur.

    “hüm فيها fiha” (Mümin; 11). Dil bilgisi kurallarına göre “فيه fihi” olmalıydı.

    “منه minhü” (Nahl; 67). Dil bilgisi kurallarına göre “ منها minha” olmalıydı.

    “ثمره semerihi” (Ya Sin; 35). Dil bilgisi kurallarına göre “ثمرها semeriha” olmalıydı.

    c) Sıfat tamlamaları:

    Bugünkü dil bilgisi kurallarına göre de sıfat tamlamalarında sıfat ile mevsuf arasında tarif-tenkir (belirlilik-belirsizlik), tezkir-te`nis (erillik-dişillik), ifrad-tesniye-cemi` (tekillik-ikillik-çoğulluk) ve i`rab konularında uyum olması gerekiyor. Halbuki Kur`an`da bu kurala uymayan kullanımlar mevcuttur.

    “Beldeten ميتا meyten” (Furkan suresi ayet 49; Zühruf suresi ayet 11; Kaf suresi ayet 11) Dilbilgisi kurallarına göre “beldeten ميتتا meyteten” olmalıydı.

    Ya Sin; 33`te ise aynı tamlama bu günkü kurallara uygundur.

    “gurunen beyne zalike كثيرا kesiren” Furkan suresi ayet 38 ) Dilbilgisi kurallarına göre “كثيرتا kesireten” olmalıydı.

    “Cibillen كثيرا kesiren” (Ya Sin; 62) dil bilgisi kurallarına göre “كثيرتا kesireten” olmalıydı.

    Ribbiyyune كثير kesir” (Al-i Imran; 146). Dil bilgisi kurallarına göre “كثيرة kesiretün” olmalıydı.

    “Nutfetün emşac” İnsan; 2). Burada çoğul sözcük tekil sözcüğe sıfat olmuştur. Dil bilgisi kurallarına göre ya “نطفة nutfe” çoğul olmalıydı yada “امشاج emşac” tekil olmalıydı.

    d) Özne yüklem uyumu

    Bugünkü dil bilgisi kurallarına göre Özne ile yüklem arasında tekillik-çoğulluk, erillik-dişillik konularında da uyum olması gerekmektedir. Ama Kur`an`da buna uymayan uygulamalar mevcuttur. Örnekler:

    “قال Qale nisvetin” (Yusuf; 30) dil bilgisi kurallarına göre cümlenin başında “قالت Qalet” olmalıydı.

    “قالت Qalet il yehudü” (Maide; 18 )dil bilgisi kurallarına göre “قال Qale” olmalıydı.

    “قالت Qalet rüsülühüm” (İbrahim; 10) dil bilgisi kurallarına göre “قال Qale” olmalıydı.

    “قالت Qalet il a`rabü” (Hucurat; 14) dil bilgisi kurallarına göre “قال Qale” olmalıydı.

    Bu örneklerin dışında Tensiye-cem’î, harfi nefy olan “ما ma” ve “ لاla ”nın kullanımı çoğulun tesniyesi, çoğulun çoğulu gibi daha bir çok konuda bugünkü dil bilgisi kurallarından farklı uygulamalar mevcuttur.
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    Klasik Ve Modern Arapça'da Ma Kelimesinin Kullanımı

    Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
    1 sayfadaki 1 sayfası

    Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
    Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun... :: DİNİ KONULAR :: Kur'an :: Tefsir -