Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...

İSLAMİ BİLGİ PAYLAŞIM SİTESİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Rahmet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
star
starPaz 28 Ekim 2012, 12:04
star
starÇarş. 14 Eyl. 2011, 21:58
star
starSalı 13 Eyl. 2011, 18:41
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:48
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:15
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:02
star
starPtsi 05 Eyl. 2011, 22:51
star
starPaz 04 Eyl. 2011, 13:51
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 16:06
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 15:45
Similar topics
  • » Sofilerin Bazı Sapıklıkları
  • » Şeytan'ın Kıssası ve Bazı Dersler

  • Resullulah'ın Hayatından Bazı Başarı Prensipleri

    Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
    Yazar Mesaj
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Resullulah'ın Hayatından Bazı Başarı Prensipleri Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Resullulah'ın Hayatından Bazı Başarı Prensipleri Resullulah'ın Hayatından Bazı Başarı Prensipleri Icon_minitimeCuma 06 Şub. 2009, 17:05

    Çok iyi bilinen bir gerçektir ki, insanlığın İftihar tablosu Muhammed ((S.A.V)) insanlık tarihinin gördüğü en başarılı insandı. Fakat O, sadece Thomas Carlyle' nin adlandırdığı gibi bir "kahraman" değildi. Aynı zamanda Kur-an'ın ifadesiyle "Bütün insanlar için en güzel örnekti.". İnsanları ahirete ve kulluğa hazırlayan bir misyonun sahibi olduğu gibi dünya hayatının da amacına uygun olarak en iyi şekilde yaşanmasını da salık veriyordu. Bize, bu dünya hayatında en üstün başarıya ulaşma yolunu da O ((S.A.V).) göstermişti.

    Rasulullah ((S.A.V))'in hayatına baktığımızda, bizzat kendisi tarafından takip edilen birtakım önemli prensipler görüyoruz. Gerçekten de Peygamberimiz kelimenin tam anlamı ile müspet düşünceye sahip bir insandı. Tüm faaliyetleri sonuç almaya yönelikti. Başarıyı ve verimliliği engelleyici bütün adımlardan özellikle kaçınmıştı. O'nun o engin fetanetini, iş yapma ve sonuç alma kabiliyetini böyle bir makalenin dar çerçevesi içinde ele almak elbette imkânsızdır. Bizim burada yapmak istediğimiz, O'nun hayat-ı seniyyelerinde ilk bakışta gözümüze çarpan bazı prensiplere kısaca temas edip meselenin hak ettiği tavzihi ehline bırakmaktır.

    Rasulullah ((S.A.V))' in hayatına baktığınızda takip ettiği prensiplerden bazılarını şu şekilde sınıflandırabiliriz:

    Mümkün olandan başlamak:
    Bu prensip Aişe (r.a)'dan nakledilen şu hadiste gayet İyi açıklanmıştır: "Rasulullah iki işten birini seçmek durumunda kaldığında kolay olanını tercih ederdi." (Buhari) Kolay olanı tercih etmek mümkün ve muhtemel olandan başlamak anlamına gelir. Muhtemel olandan başlayanın da amacına ulaşması daha kolaydır.

    Dezavantajda Avantaj Görmek:
    Bilindiği üzere Mekke döneminde insanın tahammül sınırlarını zorlayan birçok problem ve zorluk vardı. O günlerde bir ayet nazil oldu: "Muhakkak her zorlukta bir kolaylık vardır. Evet her zorlukta bir kolaylık vardır" (İnşirah, 94/5-6).

    Bu, şayet ortada problemler varsa, aynı zamanda birçok fırsatın da olduğu anlamına gelir. Başarıya giden yol ise önüne çıkan problemlere aldırmamaktan ve fırsatında azami ölçüde faydalanmaktan geçer.

    Faaliyet Sahasını Değiştirmek:
    Bu prensibin kaynağı Hicret hadisesidir. Hicret sadece Mekke'den Medine'ye göç değildi. Tarihin daha sonra da kaydettiği gibi İslami çalışmalar için daha uygun bir zemin bulmak için yapılmıştı.

    Düşmanını Dost Haline Getirmek:
    İslam Peygamberi ((S.A.V)) inanmayanların bitmek bilmeyen düşmanlıklarına maruz kaldı. Bu devrede Kur'an O'na kötülüğe iyilikle mukabele etmesini söylüyordu. Sonrası, yine Kuran'da ifadesini buldu: "Bir de bakarsın seninle arasında düşmanlık bulunan kimse en yakın, en sıcak dostun oluverir" (41:34). Bu, kötülüğe İyilikle mukabelenin düşmanlar üzerinde onları fethedici bir etkisi olduğunu gösterir.Peygamber ((S.A.V))in bütün hayat-ı seniyyeleri bu prensibin misalleriyle doludur.

    Eksiyi Artıya Çevirmek:
    Bedir Savaşı'nda yetmiş müşrik esir alınmıştı. Bunlar eğitimli kişilerdi. Rasulullah ((S.A.V)), bu kişilerin her birinin on Müslüman çocuğa okuma yazma öğretme şartı ile serbest kalacağını ilan etti. Bu, tüm öğrencileri Müslüman ama tüm öğretmenleri düşman tarafından gelmiş, İslam'ın ilk okuluydu. Burada bir İngiliz Şarkiyatçısının Peygamberimiz ((S.A.V)) hakkındaki tespitini kaydetmekte fayda var: "O başarısızlıktan başarı elde etmek için güçlüklerle azimle yüzleşti"

    Barışın Gücü Şiddetin Gücünden Daha Fazladır:
    Mekke fethedildiğinde, tüm müşrikler Rasulullah ((S.A.V))'in önüne getirildi. Bunlar yıllar yılı kendisine ve ashabına kan kusturan ve her türlü cezaya müstahak olan Mekke'li müşriklerdi. Fakat Rasulullah ((S.A.V)) büyük bir firaset örneği sergileyerek onlara dokunmadı. "Gidiniz, serbestsiniz" dedi. Bu davranışın neticesi ise O'nun nübüvvetini bir kere daha tasdik eder mahiyetteydi. O müşriklerin hepsi kısa zamanda İslam'ı kabul etti.

    Çok Yönlü Bakış:
    Mute Gazvesi'nde, Müminlerin kumandanı Halid b. Velid düşman kuvvetleri ile aradaki muazzam dengesizliği görerek birliklerini savaş alanından çekti. Medine'ye ulaştıklarında bazı Müslümanlar Halid b. Velid'i ve askerlerini "Ya Farrar (Ey Kaçaklar!)" hitabı ile karşıladılar. Bunun üzerine Rasulullah ((S.A.V)): "Hayır Onlar Karrârdırlar (öne geçenler)" dedi. Bazı Müslümanlar hadiseye sadece mağlup olmak ya da galip gelmek açısından bakıyorlardı. Rasulullah ((S.A.V)) bu sözü ile bir üçüncü seçenek daha olduğunu ifade ettiler. Bu da savaştan kaçınarak kuvvetlenmek için vakit kazanmaktı. Bugün tarih bize üç senelik bir hazırlıktan sonra Müslümanların Bizans sınırlarına kadar nasıl geldiklerini ve nasıl büyük zaferler kazandıklarını anlatıyor.

    Mücadeleyi Kendine Uygun Sahada Kabul Etmek:
    Bu prensip ise Hudeybiye Anlaşması'ndan çıkarılmıştır. Hudeybiye günü müşrikler Müslümanları savaşa sürüklemek kararlılığındaydılar; çünkü oldukça avantajlı bir pozisyonda idiler. Fakat Rasulullah ((S.A.V)) onlarla, şartlarını tek taraflı kabul ederek, bir anlaşma yapmak yoluna gitti. Bu on yıl süreli bir barış anlaşmasıydı. Bu dönem sonunda iki grup arasındaki karşılaşma savaş sahasında olacaktı. Fakat hali hazırdaki anlaşmazlık, fikrî sahadaki bir anlaşmazlık olarak ifade edilmişti. Nitekim İslam fikri üstünlüğünün bir sonucu olara iki sene içerisinde zaferini ilan etti.

    Tedricilik:
    Bu prensibi Buhari'deki bir hadis gayet iyi açıklamaktadır.Aişe (r.a.)'nın dediğine göre Kur'an'ın ilk ayetleri daha çok cennet ve cehennem ile ilgili idi. Aradan uzun bir zaman geçip de insanların kalpleri yumuşayınca zinadan içkiye birçok yasak emirleri gelmeye başladı. Bu, İslam'ın sosyal değişimde tedriciliği esas aldığını göstermektedir.

    Tartışmalı Konularda Uzlaşmacı Olmak:
    Bu prensip "Bir konuda münakaşa eden iki kişiden, münakaşayı uzatan haklı dahi olsa haksızdır." Ve "Küs olan iki kişiden en hayırlısı barışmak için ilk adımı atandır." hadis-i şeriflerinde ifade edilmiştir.

    Peygamberimiz ((S.A.V))'in mübarek hayatları daha birçok başarı prensibiyle doludur. Burada yapmak istediğimiz, bu prensiplerin bir kaçına dikkatleri O’nun hayatını bir defa da bu nazarla okumaya bir teşvikte bulunmaktır.


    Süleyman SARGIN - Misafir Kalem
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    Resullulah'ın Hayatından Bazı Başarı Prensipleri

    Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
    1 sayfadaki 1 sayfası

    Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
    Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun... :: DİNİ KONULAR :: Rasulullah Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi Vessellem) -