Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...

İSLAMİ BİLGİ PAYLAŞIM SİTESİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Rahmet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
star
starPaz 28 Ekim 2012, 12:04
star
starÇarş. 14 Eyl. 2011, 21:58
star
starSalı 13 Eyl. 2011, 18:41
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:48
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:15
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:02
star
starPtsi 05 Eyl. 2011, 22:51
star
starPaz 04 Eyl. 2011, 13:51
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 16:06
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 15:45
Similar topics
  • » Delil İstemek Sünnettir, Mahşerde Bile
  • » KABİRDE YATANDAN YARDIM İSTENİR Mİ ?

  • Kabir Ehlinden Yardım İstemek

    Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
    Yazar Mesaj
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Kabir Ehlinden Yardım İstemek Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Kabir Ehlinden Yardım İstemek Kabir Ehlinden Yardım İstemek Icon_minitimePtsi 24 Ağus. 2009, 14:12

    “KABİR EHLİNDEN YARDIM İSTEYİNİZ”
    SÖZÜ, GERÇEKTEN SÂBİT BİR HADÎS MİDİR?


    اَعُوذُ بِااللهِ مِنَ اَلشَّيْطَانِ اَلرَّجِيمِ بِسمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحيِم
    اَلْحَمْدُ الِلّهِ رَبِّ الْعاَلَمِينَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلىَ سَيِّدِناَ مُحَمَّدٍ وَأَلِه اَجْمَعِينَ

    Bundan Sonra…
    Bu mes’ele de husûsan zamanımızdaki câhil ve edebsiz neslin Allah dostlarına saldırdıkları ve etlerini ısırıp yemeyi ma’rifet saydıkları, dolayısıyla da zehirlenip bir yana yığıldıkları ve kokuşan leşleriyle insanları rahatsız ettikleri bir mes’ele… Bu süâli cevâblamadan önce, yine mes’eleyle çok yakın alâkası bulunması sebebiyle bilhassa beş noktanın açıklık kazanması îcâb eder:
    --------------------------------------------
    Birinci Nokta
    Rü’yâ, Keşif ve İlhâm Yolu İle Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem’den Hadîs Alınabilir mi?

    --------------------------------------------
    Rü’yâ, Keşif ve ilhâm yolu ile Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem’den hadîs alınabilir, diyen birçok hadîs, fıkıh ve akâid âlimi vardır. Bu keşif ile elde edilen hadîsler, hadîs kitâblarındaki senedli hadîsler ise, onları te’yîd ve takviye etmiş olurlar; değilse, diğer Şer’î delîllerin sırları, îzâhları ve tefsîrleri mesâbesinde sayılırlar. Onlardan artık şeyler olmazlar. Bir nevi Kıyâs gibi olurlar. Yani hüküm isbât eden değil, var olan, fakat her yanıyla değilse de bir veya birkaç yanıyla gizli kalan hükmü ortaya çıkaran mâhiyyetde olurlar.

    Kabirlerdekinden yardım isteyin sözünün, kabir ziyâreti ve tevessül hadîslerinin, sırlarına, îzâhlarına ve tefsîrlerine dâir, Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem tarafından bazı yakîn dostlarına bildirilen bir hadîs olma ihtimâli de vardır. [Yani Rasulullah bu dinin bir kısmını saklamış. e-mir.]Meselâ, Bilal b. Haris’in,[1]Osman b. Huneyf’ın öğrettiği kişi’nin,[2] Taberânî, Ebû Bekr b. Mukri’, Ebû’ş-Şeyh’in[3]ile Utbî’ninhaber verdiği bedevî’nin[4]yaptıkları gibi yapın,denilmiş olabilir. Onlar da ölüden bir çeşit yardım istemişlerdi ve istedikleri yardımı görmüşlerdi. Bunda ard niyyetli olmayan akıllı ilim sâhibleri için inkârı gerektirecek hiç bir yan yoktur.

    [Burda dipnotlarla işaret edilen konular bazı bedevilerin "Rüyamda Rasullah'ı gördüm. Bana şunu şunu dedi." şeklindeki zırvaları ile çalışmak yerine Rasulullah'ın kabrine gidip "Ya rasululah! acız." diye dilenen bazı kişilere yemek gelmesi ile ilgili hikayelerdir. Tasavvufçular zaten Kur'an ve sünnet yerine hikayeleri delil aldıkları için böyle zavallılar ya. e-mir.]

    --------------------------------------------
    İkinci Nokta
    Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem’i Ölümünden Sonra Uyanık İken Görebilir miyiz?
    --------------------------------------------

    [Burada görülürdü görülmezdi tartışması yapılmış ama şeyhlerinin gördüklerini iddia ettikleri Rasulullah'ı, ölümünden sonra ashabtan bir tek kişinin dahi görmediğini, bu yüzden bazı hatalar yaptıkları ya da hataların eşiğinden son anda istişare ile döndükleri hakkında şu linke bakınız: https://rahmet.yetkin-forum.com/akaid-f5/rasulullah-n-ruhaniyeti-le-stiare-tezvirat-hakknda-t70.htm?highlight=isti%c5%9fare]

    --------------------------------------------
    Üçüncü Nokta
    Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem’i Öldükten Sonra, Dünyada, Uyanıkken Görmek Mümkinse, Bu Nasıl olur?
    --------------------------------------------
    [Ak sakallı dede şeklinde olur herhalde. Bu konu hakkında da şu linke bakınız: https://rahmet.yetkin-forum.com/akaid-f5/vahyueytan-a-ornekler-t462.htm?highlight=vahy%c3%bc%c5%9f%c5%9feytan
    Şeytan ashaba bazen sıradan bir insan kılığında görünmüş ve onları kandırmıştır hatta ölümlerine sebeb olmuştur. Bu şeyhlere de sıradan bir Arab kılığında gelip "Ben Rasulullah'ım." demesi mümkündür. e-mir.]

    ............................... [Biraz atladım. e-mir.]

    Zikri geçen Şeyhimiz (şöyle)dedi:İbn-i İdris’in İbn-i Arabî’den rivâyeti ile, İbn-i Arabî’nin Resûlüllah sallallâhu aleyhi ve sel-lem’den (musâfahalaşarak) yaptığı rivâyetin ikisi de kerâmet yoluyladır. Çünki, İbn-i İdris İbn-i Arabî ile, İbn-i Arabî de Resûlüllah sallallâhu aleyhi ve sellemle buluşmamıştır.
    (Şeyhimiz Şöyle) dedi:Bereketlenmek için, bu yollarla, şunlardan, husûsiyetle Sıddîkıyyet makamından alınacak bu gibi rivâyetlerde bir zarar yoktur. Sıddîkıyyet Ehli katında bununla hadîs rivâyeti, Resûlüllah sallallâhu aleyhi ve sellem’in (aşağıdaki) şu sözü doğrultusunda câizdir;
    Resûlüllah sallallâhu aleyhi ve sellem’e sığırın ve kurdun konuştuğu haber verilince ve insanlar, sübhanellah! sığır ve kurt konuşuyor! deyince, -ki, haberleri Sahîh’tedir- O,
    Ben, Ebû Bekr ve Ömer (buna) îmân ettik buyurdu.[19]


    [Görüyor musunuz? Sığırın ve kurdun konuşması Hicri 7. yy.da yaşamış İbn Arabi'nin Rasulullah'tan hadis almasının delili imiş. Peki sığırın ve kurdun konuştuğunu Rasulullah'ın da buna şahidlik ettiğinin delili ne? O da herhalde başka bir meczubun rüyasıdır. 19 nolu dipnot şöyle: [19] Allâme Seyyid Abdu’l Hâdî Necâ el-Ebyârî, Neylü’l-Emânî: 39. Ne diyelim bozacının şahidi şıracı. e-mir.]

    --------------------------------------------
    Dördüncü Nokta
    Allah Celle Celâlühû Rüyâda Görülebilir mi?
    --------------------------------------------
    [Bu konuda 3-5 ne idüğü belirsiz delil vermiş ama Aişe validemizden gelen "Kim ki Rasulullah'ın Rabbini gördüğünü iddia ederse o en büyük yalanı söylemiş olur." (Müslim, Kitabü'l-İman, hadis no:287) şeklindeki hadisi bize yeter. e-mir.]

    --------------------------------------------
    Beşinci Nokta
    Hadîs Âlimlerinin, Bazı Hadîslerin Uydurma Olup Olmadığında İhtilâf Etmeleri Neyi Gösterir?
    --------------------------------------------
    [Burada da ehil olmayan doktorun hastasına verdiği zararın tazmin edileceğinden bahsedilmiş. İşi ehline bırakmak lazım denmiş. Ben de diyorum ki işi kerameti kendinden menkul şeyhlerinize ve onların vahyüşşeytan olan eserlerine değil de Kur'an ve sünnete ve ashabın onlardan anladıklarına bırakmaya var mısınız? Sünnet derken ilk 3 asırda yazılmış muteber hadis kitaplarında yer alan bilgileri kast ediyorum. Şeyhlerinizin rüyalarını değil. e-mir.]

    --------------------------------------------
    Asıl Süâl ve Netîce-i Kelâm
    “İşlerinizde Ne Yapacağınızı Şaşırdığınızda Kabir Ehlinden Yardım İsteyiniz,” Sözü Bir Hadîs midir?
    --------------------------------------------
    Cevâb: Sûfîlerin dilinde, Resûlüllah sallallâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki… diye başlayarak çokça söylenen bu sözün, hadîs mecmûalarında bulunamadığı bir hakîkattir. Allah celle celâlühû en iyisini bilir. Böylesi bir sözün Büyük Fakîh ve Usûlcü İbn-i Kemal’in Erba'în'inde isnâdsız olarak bulunması ve Allâme Muhaddis Aclûnî’nin Keşfu’l-Hafâ’sında, onu zikredilen kitâbdan nakletmesi hadîs ilimlerinden nasîbi olanları elbette tatmîn etmez. Lâkin İslâm’da yüksek mertebelere ulaşmış kimselere hüsn-i zann etmek ve onları bir kalemde yalanlamamak, elden geldiğince mes'elenin sahîh bir te’vîline gitmek de ilmin ve İslâm ahlâkının îcâblarından olduğundan olmalı ki, Aclûnî zamâne kendini bilmezleri gibi bu söz için birden uydurmadır diye kestirip atmamış, hüsn-i zannın îcâbını yerine getirmiştir.

    [Fark ettiniz mi? Merdi Kıpti şecaat arz edeyim derken sirkatin söylüyor. Smile Adam hiçbir hadis mecmuasında bulunmayan ve hadis ilimlerinden nasibi olan hiç kimseyi tatmin etmeyeceğini kendisinin itiraf ettiği bir sözün Rasulullaha'a ait olduğunu iddia edecek, biz de onu İslam'da yüksek mertebelere ulaşmış sayacağız. Böyle yapmazsak zamane kendini bilmezi olacağız. Zamane kendini bilmezi olmak Rasulullah'a yalan isnad edip de cehennemlik olmaktan daha iyidir, değil mi? e-mir.]


    En son e-mir tarafından Ptsi 24 Ağus. 2009, 15:43 tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Kabir Ehlinden Yardım İstemek Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Geri: Kabir Ehlinden Yardım İstemek Kabir Ehlinden Yardım İstemek Icon_minitimePtsi 24 Ağus. 2009, 14:30

    --------------------------------------------
    Birinci Cihet
    Rivâyet bi’l-Ma’nâ
    --------------------------------------------
    Şurası da bir hakîkattir ki, hadîs ilimlerinde ma'nâ ile rivâyet -belli şartlarla- Cumhûra göre câiz ve herkese göre vâki'dir. Evet, şu sözün belli lafızlarının kimi hadîs âlimlerince bilinen Hadîs Usûlü ilmi ölçülerine göre sâbit olmadığı söylenmiştir. Lâkin büyük muhaddis ve fakîh Abdü’l-Hayy el-Leknevî rahimehullah bu sözün ma'nâsının, aslında, geçmiş sâlihlerin fetvâsına mürâcaat etmek,demek olduğunu söylemiştir. Bu arada, ma'nâsının birçok bakımdan doğru olduğunu da ifâde ettikten sonra, bu doğru dediği tevcîhlerin bir kaçını zikretmiştir.[42] Büyük Muhaddis, koca fakîh, asrının İmâmı Leknevî’nin, bu sözü, zamane hâricîleri gibi şirk saymayıp sahîh ma'nâlara hamletmesi, yorması ilim, akıl ve idrâk sâhibleri için ibret alınacak bir husûstur. Kendini bilmez câhillere ise her yol asfalt...

    [Biran için bu yanlış tevili kabul edelim. O takdirde neden bu uydurma hadisi geçmişlerin fetvalarına bakmaya değil de sıkıştığınız zaman ölmüş gitmiş şeyhlerinizi yardıma çağırmaya delil olarak kullanıyorsunuz? Sizde hiç utanma yok mu? Tevile yanlış dedim zira biz müslümanlar geçmiş salihlerin fetvalarına değil, Kur'an, sünnet ve ashabın önde gelenlerinin sözlerine bakmakla mükellefiz.Edeb Ya Hu! Hem adama koca alim diyeceksin hem de adamın teviline uymak ve bu uydurmayı geçmişlerin fetvasına bakmak diye anlamakyerine sıkışınca ölülerden yardım istemek şeklinde anlayacak ve uygulayacaksın. e-mir.]

    --------------------------------------------
    İkinci Cihet
    İş’ârî Olan Ma’nâ
    --------------------------------------------
    Bu noktada dahi deriz ki, Sûfiyye'nin kullana geldikleri bu söz, muhtemelen, Dârimî ve Nesâî'nin yukarıdaki rivâyetlerinin işârî mâ'nâsıdır.[47] İşârî ma'nâlara Ehl-i Sünnet’in tefsîrlerinde[48] sıkça rastlanır.
    Asrımızın yaşayan Müfessirlerinden Muhammed Ali es-Sâbûnî, Et-Tibyân isimli, tefsîr Usûlüne dâir yazdığı eserinde bu bahse genişçe yer verir. O, sözü edilen eserinde, Zerkeşî’nin el-Burhân'ından, Taftazânî'nin Şerh-i Akâid’inden ve Süyûtî’nin el-İtkân’ından nakiller yaparak zâhir ma'nâya zıt olmayan işârî ma'nâların makbûl olduğunu isbât eder. [49]
    --------------------------------------------
    Üçüncü Cihet
    Keşif veyâ Sâlih Rü’yâ[50]
    --------------------------------------------
    Şâyet bu söz, hadîs mecmualarında isnâd ile gelen rivâyetlerde lafzan veya ma'nen veya işâreten yoksa, deriz ki, muhtemeldir ve mümkindir ki, velîlerin keşfi ve ilhâmı ile sâbittir. Süyûtî’nin ve risâlesinde ismi geçen bir nice âlim yanında Hâfız Muhaddis Zebîdî, Müfessir Âlûsî, Allâme Ebyârî ve nice âlimler tarafından bu kabûl görmektedir. Bu takdîrde elbette muhâlifi bağlamaz. Münkire şifâ yerine maraz olur; ancak Onlara i’timâdı olanlar için bir kıymet ifâde eder. Fakat şunu da burada söyleyelim ki, sadece keşif ve ilhâm kaynaklı hadîs(olduğu söylenen söz)ler, Şer’î bir hüküm isbâtında değil, bazı fazîletler, teberrükler, veya sırlar yâhud irşâd noktalarında gelirler. Sadedinde olduğumuz bu sözü de Sûfiyye-i Aliyye Şer’î bir hüküm isbâtında değil de, bir takım fazîlet ve sırlar isbâtı veya kolaylığa sebeb olması maksadıyla telaffuz etmektedirler. Öyleyse ortada hiçbir yanıyla mahzûr yoktur.

    Hüseyin AVNİ

    [Ne demek istediklerini anladınız değil mi? diyorlar ki; "Her ne kadar bu sözün Kur'an'da ve Sünnet'te yeri olmadığını biliyorsak da Kur'an ve Sünnet bizi bağlamaz. Bizi meczublarımızın pardon şeyhlerimizin hayalleri gene pardon keşf ve ilhamları bağlar." e-mir.]

    Yazının tamamı için bakınız: http://www.darusselam.com/index.php/hadis/141-kabir-ehlinden-yardm-steyiniz-.html#_ftnref21
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    Kabir Ehlinden Yardım İstemek

    Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
    1 sayfadaki 1 sayfası

    Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
    Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun... :: DİNİ KONULAR :: Tasavvuf -