Konu: Vahyüşşeytan''a Örnekler Çarş. 20 Mayıs 2009, 13:45
Bazı forumlarda kendilerini türbeleri terk edip Kuran Ve Sünnete davet ettiğimiz bazı kişiler gittikleri batıl yolu delillendirmek amacı ile türblerden gelen bazı seslerden bahsetmekte ve bunun türbede yatan kişinin bir kerameti olduğunu savunmaktadırlar. Ben ise eğer olay doğru ise bunun olsa olsa bir istidrac ya da şeytanın bir ilkası olduğu inancındayım. Bu başlık altında da bu ve benzeri bazı olayları toplamaya çalışacağım. Tevfik Allahtandır.
Buhari- Meğazi-105-.......Âişe (R) şöyle demiştir: Uhud günü olduğu zaman müşrikler bozulunca Allah'ın la'neti üzerine olası İblîs, müslümânlara:
— Ey Allah'ın kulları, arka tarafınızda bulunanlarınızdan sakının! diye bağırdı.
Bu bağırma üzerine müslümân ordusunun öncüleri, arkalarında bulunanları müşriklerden sanarak geriye döndüler. Akabinde öncüler ve arkalarından gelenler birbirlerini öldürmeye giriştiler. Bu sırada Huzeyfe ibnu'l-Yemân bir de baktı ki, babası Yemân'ı müslümanlar müşriklerden sanarak öldürmekteler. Bu anda Huzeyfe:
— Ey Allah'ın kulları! Bu babamdır, bu babamdır; onu öldürmeyin! dedi.
Urve dedi ki: Âişe şöyle dedi: Allah'a yemîn ederim ki, müslümânlar ondan ayrılmadılar ve nihayet onu öldürdüler, Huzeyfe, müslümânların bir yanlışlıkla babasını öldürmelerine karşı yalnız:
Sizi Allah mağfiret etsin. O, acıyanların en acıyıcısıdır" (Yûsuf: 92) demekle yetindi.
Urve dedi ki: Vallahi Huzeyfe Azîz ve Ceiîl olan Allah'a kavuşuncaya kadar, babasını öldüren için yaptığı duâ ve istiğfardan olan hayrın bakiyyesi, yânî üzüntüsü Huzeyfe'de devam edip durmuştur.
Huzeyfe'nin babası Yemân, beraberindeki yaşlı arkadaşıyle birlikte Uhud harbinde müslümânların bozulduğu haberi üzerine Medine'den Uhud'a gelmişler ve harbe girişmişlerdi. Harbîn başında Uhud'da bulunamadıkları için o günkü parolayı bilemediklerinden dolayı müslümânlarca düşmandan sanılarak yanlışlıkla öldürülmüşlerdir. Oğlu Huzeyfe'nin "Durun, o babamdır" diye bağırıncaya kadar müslümânlar onu öldürmüşlerdir... (Huzeyfe ve babasının hâl tercemeleri, et-Hakaaık, s. 217-218 ile Tecrîd Ter., II, 383'de, 316 rakamlı hadîsin haşiyesinde özetlenmiştir.)
Yaş :
Konu: Geri: Vahyüşşeytan'a Örnekler Çarş. 20 Mayıs 2009, 17:31
İkinci Akabe Bey'atı Üzerine Koparılan Çığlık
İkinci Akabe Bey'atının yapılıp tamamlandığı sırada idi ki,[1] Akabe'nin üzerinden, şeytan:
"Ey konak yerlerinde konaklayan halk![2] Ey Ehâşib (Cebacib=Mina) halkı! [3] Ey Kureyş cemaatı! [4] Müzemmem (yerilmiş) olan ile yanında bulunan ve dinlerini değiştirmiş olanların sizinle savaşmak üzere toplanıp sözleşmiş olduklarından haberiniz yok mudur?!" diyerek, keskin ve uzun bir çığlık kopardı. [5]
İşitilen sesin, Kureyş müşriklerinden Münebbih b. Haccac'ın sesine benzediği rivayet edilir.[6]
Peygamberimiz (a.s.):
"Bu ses sizi korkutmasın! Bu ses, ancak Allah düşmanı İblis'in, şeytanın sesidir![7] Bu, İbn Uzeyb'dir! Dinle ey Allah düşmanı! Senin de hakkından geleceğim!" buyurduktan sonra, Medineli Müslümanlara, "Hemen konak yerlerinize dağılınız!" buyurdu.[8]
Abbas b. Ubâde:
"Seni hak din ve kitabla peygamber gönderen Allah'a yemin ederim ki; dilersen, Mina halkını da kılıçtan geçiririz!" dedi.
Peygamberimiz (a.s.), "Biz henüz bununla emrolunmadık! Sizler şimdi ağırlıklarınızın yanına dönünüz!" buyurdu.
Medineli Müslümanlar konak yerlerine, ağırlıklarının yanına dönüp, sabaha kadar uyudular.[9]
[1] İbn Sa'd, Tabakât, c. 1.S.223, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 166.
[2] İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 2, s. 90, İbn Sa'd, c. 1, s. 223, Ahmed b.Hanbel, Müsned, c. 3, s. 462, Taberî, Târîh.c .2, s. 239, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 448, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 100, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 304, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 166, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 164, Heysem, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 44, Diyarbekrî, Hamis, c. 1, s. 319, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 179.
[3] İbn Sa'd, c. 1, s. 223, İbn Kayyım, c. 2, s. 57, Halebî, c. 2, s. 178.
[4] Ebu Nuaym, Delâil ü'n-nübüvve, c. 1, s. 309, Heysemi, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 47.
[5] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 90, İbn Sa'd, c. 1, s. 223, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 462, Taberî, c. 2, s. 239-240, Beyhakî, c. 2, s. 448, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 226, İbn Esîr, c. 2, s. 100, İbn Seyyid, c. 1, s. 166, Zehebî, s. 304, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 1 64, Heysemi, c. 6, s. 45, Diyarbekrî, c. 1, s. 319, Halebî, c. 2, s. 177.
[6] Halebî, İnsânu'l-uyûn, c . 2, s. 1 77.
[7] Ebu Nuaym, Delâil, c.1, s. 309, Halebî, c. 2, s. 178.
[8] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 90-91, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 462, Taberî, c. 2, s. 240, Beyhakî, c. 2, s. 449, İbn Esîr, c. 2, s. 1 00, İbn Kayyım , c. 2, s. 57, İbn Seyyid, c. 1, s. 1 66, Zehebî, s. 304, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 164, Heysem f, c. 6, s. 45.
[9] M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/280-281'den alınmıştır.
Yaş :
Konu: Geri: Vahyüşşeytan'a Örnekler Çarş. 27 Mayıs 2009, 20:02
Rudani 5.Cild-9874- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Rumlar A'mâk'aya da Dâbik'a inmedikçe Kıyamet kopmaz. O zaman yeryüzünün en seçkinlerinden olan Medine'den bir ordu çıkacak. Karşılıklı saf haline gelip savaş vaziyeti aldıklarında Rumlar şöyle diyecek:
'Bırakın bizi de bizden esir alanlarla savaşalım.' Müslümanlar şöyle cevap verecekler: 'Hayır biz kardeşlerimizle savaşmanıza izin vermeyiz.' Bunun üzerine (Rumların) üçte biri yenilgiye uğrayacak ve Allah asla onların tevbelerinİ kabul etmiyecek. (Müslümanların) üçte biri de öldürülecek ki, Allah katında onlar şehitlerin en üstünüdürler. Üçte biri de feth edecek. Asla fitneye düşmeyecekler. Onlar Kostantiniyye'yi feth edecekler. Onlar kılıçlarını zeytin ağaçlarına asıp ganimetleri taksim ederlerken şeytan bağıracak: 'Ne duruyorsunuz, Mesîhu' d-Deccâl çıktı, ailelerinizi bastı.' Ortada bir şey yokken hemen çıkacaklar. Şam'a geldiklerinde, gerçekten çıkmış olacak. Onlar saflarını teşkil edip savaşa hazırlanırlarken namaza kamet getirilecek, derken gökten Meryemoğlu İsa inip onlara imamlık edecek. Allah'ın düşmanı (Dec-cal) onu görünce, suda tuzun eridiği gibi eriyecek. Onu o haliyle bıraksa tamamiyle eriyecek, fakat daha tam erimeden onu kendi eliyle öldürüp mızrağındaki kanını halka gösterecek." Bu hadisi Müslim (fiten 34, s. 2221), Züheyr b. Harb an Muallâ b. Mansûr an Sül. b. Bilâl an Süheyl an ebîhî an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.
Bana Ebû Saîd el-Eşecc dahî rivayet etti. (Dedi ki:) Bize Vekî' rivayet etti. (Dedi ki:) Bize A'meş, Müseyyeb b. Râfi'den o da Âmir b. Abede'den naklen rivayet etti. Âmir şöyle demiş:
«Abdullah dedi ki:
Muhakkak şeytan insan kılığına girerek cemâate gelir de onlara yalandan hadîs söyler. Az sonra o cemâat dağılırlar.Onlardan bazısı:
— Bir adam dinledim; yüzünü tanıyorum ama adının ne olduğunu bilmiyorum; hadîs söylüyordu; der.»
Bana Muhammed b. Râfi' de rivayet etti. (Dedi ki:) Bize Abdurrazzâk rivayet etti. (Dedi ki:) Bize Ma'mer, İbni Tâvûs'dan o da babasından, o da Abdullah b. Amr b. Âs'dan naklen haber verdi, Abdullah şöyle demiş:
[b]«Gerçekden deryada mahbus bir takım şeytanlar vardır. Onları Süleyman ( A. S. ) bağlamıştır. Bunların çıkması ve insanlara Kur'an (diye bir şeyler) okuması yakındır.»
7 A’râf Suresi 20 - Derken şeytan, birbirine kapalı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara (Adem ve Havva'ya) vesvese verdi ve: Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedi kalanlardan olursunuz diye yasakladı, dedi.