Ashab Resulullah'ın Ruhaniyetinden Yardım İstedi Mi?
Yazar
Mesaj
Yaş :
Konu: Ashab Resulullah'ın Ruhaniyetinden Yardım İstedi Mi? Salı 19 Ocak 2010, 22:41
Üye olduğum forumlardan birinde bu konuyu açmış bulunuyorum fakat orada bir şekilde silinmesi ihtimaline karşılık burada da muhafaza etmenin iyi olacağını düşündüm.
Forum üyelerinden birisi son zamanlarda alakası olsun olmasın açtığım her konu altına ashabın Yemame Savaşı'nda "Yetiş ya Muhammed" diyerek Resulullah'ın ruhundan istimdat istediği iftirasını kopyalamaktadır
Alıntı :
... isimli üyeden alıntı mir kardeş YEMAME SAVAŞINDA SAHABE ÖLMÜŞ RESULULLAHTAN
Yetiş ya Muhammed diyen sahbe senin anlayışına göre yüce isa diyen hiristiyanlara itiraz edemez öylemi MİR
YETİŞ YA MUHAMMET DİYEN SAHABENİN BU
YAPTIĞINA
HİRİSTİYANLAR NE DER MİR
Sen ne diyosun MİR kardeş sahabenin bu yaptığına ?
Fakat bu kişi bu kopyalamayı yaparken orijinal metne sadık kalmamakta işine gelen yeri cımbızlamakta ve bununla da yetinmeyerek cımbızladığı kısıma eklemeler yapmaktadır
Buyrun 17/01/2010 tarihli bu mesajından önce 21/08/2009 tarihinde bu konu hakkında şunları yazmış:
Alıntı :
...isimli üyeden Alıntı Hafız İbn Kesîr’in naklettiğine göre Yemâme vak’asında Müslümanların şiârı “Ey Muhammed!” sözleriydi [9] peygamberimiz vefat etmişti
SAHABE ŞİRKMİ İŞLEDİ ŞİMDİ
9El-Bidâye ve’n-Nihâye, 6/324
iki metin arasındaki bariz farkı gördünüz değil mi? Önceki tarihli mesajında ashabın Yemame'de "Ya Muhammed" dediğini ve bunun parola olduğunu sonraki tarihli mesajında ise ashabın "yetiş ya Muhammed" diyerek Resulullah'tan yardım istediğini iddia etmiş
Ben kendisine tarih kitaplarının uydurma dolu olduğunu ashabın asla ölmüş olan birinden yardım istemiş olamayacağını ashabın "Ya Muhammed" kelimesini savaş şartlarının zorluğu yüzünden birbilerini tanımak ve yanlışlıkla birbirlerini öldürmemek için parola olarak kullanmış olabileceğini ifade edince de bunun benim şahsi yorumum olduğunu iddia etmiştir
neyse lafı fazla uzatmadan acaba işin aslı nedir? ona bakalım aşağıda alıntıladığım kısım linkini gene aşağıda vereceğim adreste geçmekte olup, hiçbir düzeltme yapmadan sadece önemli yerleri koyultarak vereceğim dileyen vereceğim linkten konunun tamamını okuyabilir
Alıntı :
Rical b Unfuv bir çarpışmada öldürülmüştü Onu Zeyd b Hattab öldürmüştü Sonra sahabeler, kendi aralarında birbirlerini savaşa teşvik etmeye başladılar Sabit b Kays b Şemmas: - Akran ve emsallerinizi ne kötü bir âdete alıştırdınız, dedi Her taraflarda, "Kurtar bizi ey Halid!" diye imdat sesleri gelmeye başladı Mu-hacirler'in ve Ensâr'm bir cemaati kurtarıldı Bera b Marur da sıtmaya yakalandı O, savaşı gördüğü zaman önce sıtma titremesine yakalanır, bineğinin sırtına çıkıp otunuyşalvannı ıslatır, sonra da aslan gibi kükremeye başlardı O gün Hanife oğullan, misli görülmemiş bir şekilde savaştılar Sahabeler de kendi aralarında tavsiyede bulunup şöyle diyorlardı: - Ey Bakara sûresinin ashabı! Bugün büyü bozuldu Sabit b Kays, bacaklarının yarısına varan derinlikte bir çukur kazmış, o çukura girmiş, Ensâr'm bayrağını eline almış, ketenine bürünüp hanut kokusu süründükten sonra savaşmaya devam etmiş, oradan ayrılmamış ve nihayet o çukurda vurulup şehid edilmişti Muhacirler, Ebu Hüzeyfe'nin azatlısı Salim'e: - Senin tarafına gelmemizden korkar mısın? diye sordukları zaman o: - O zaman ben ne kötü bir Kur'ân taşıyıcısı olurum, diye karşılık vermişti Zeyd b Hattab da Müslüman savaşçılara şöyle sesleniyordu: - Ey insanlar, dişinizi sıkın Düşmanınıza vurun ve ilerleyin! Allah'a yemin ederim ki, Rabbim düşmanları yenilgiye uğratmadıkça veya ben şehid edilip Allah'ın huzuruna varıp ta hüccetimi ileri sürmedikçe konuşmayacağım O da vurulup şehid edildi Allah ondan razı olsun Ebu Hüzeyfe dedi ki: - Ey Kur'ân ehli! Kur'ân'ı yaptığınız işlerle süsleyin! Böyle dedikten sonra düşmana saldırdı onları uzaklaştırdı, ama kendisi vurulup şehid edildi Allah ondan razı olsun Halid b Velid, Müseyleme ordusu üzerine saldırdı, çemberi yardı Müseyleme, dağlara doğru gitti Müseyleme'yi gözetlemeye başladı ki, yanma yaklaşsın da onu öldürsün Sonra geri dönüp iki saf arasında mübareze çağrısında bulunup şöyle dedi: - Ben Velid'in oğlu Ud'um Ben, Amir ve Zeyd'in oğluyum Böyle dedikten sonra müslümanların parolasını söyledi O gün Müslümanların parolası "Ya Muhammed" idi Haîid, mübareze için karşısına çıkan herkesi öldürdü Yanma yaklaşan herşeyi de yeyip yok etti Müslümanların değirmeni döndü Sonra Halid, Müseyleme'ye yaklaştı Ona insaflı olup Hakka dönmesini teklif etti, ama Müseyleme'nin şeytanı Müseyleme'nin boynunu çevirdi Halid'in hiçbir teklifini kabul etmedi Müseyleme tekliflere kabul ile yaklaşmak istedikçe, şeytanı onu geri çeviriyordu Halid de ondan uzaklaştı Muhacirlerle Ensâr ve Arabileri birbirinden ayırdı Herkesi kendi bayrağının altında topladı ki, bayraklarının gölgesi altında savaşsınlar ve herkes de kendilerine nereden sal diril acağını bilsinler Sahabeler, o günkü zorlu savaş ortamında benzeri görülmemiş bir sabır ve metanet gösterdiler
işte gördüğünüz gibi olay bu şekilde cereyan etmiştir ... isimli üye hem ashabın söylemediği bir şeyi onlar söylemiş gibi göstererek onlara iftira atmış hem de bu iftirasına ibni Kesir'i de şahid olarak getirmeye çalışarak ona da iftira atmıştır
Benim yaptığım orijinal alıntıda ise orduların birbirine girdiği anda ashabın ölü olan Resulullah'tan değil diri olan Halid bin Velid'den "Kurtar bizi ey halid" diye ve "yanına gelebilir miyiz?" diye de Ebu Huzeyfe'nin azadlısı Salim'den (Allah onlardan razı olsun) yardım istedikleri açık açık yazmaktadır
Halid b Velid'in söylediği "Ya Muhammed" sözünün de savaşın en kızgın olduğu anlardan birinde düşman ordusunu takipten dönen Halid b Velid'in ya kendini müslümanlara tanıtmak ve dost ateşi ile ölmeyi engellemek için ya da karşı tarafı kızıştırarak mübarezeye davet etmek için söylediği apaçık bir şekilde ortadadır [Uhud Savaşında ashabtan bir iki kişi yine ashab tarafından yanlışlıkla öldürülmüştür Ama bu konumuz dışında olup isteyen olursa bunu da daha sonra bir konu olarak açabilirim İnşaallah]
Tüm bunlardan sonra ben hala ibni Kesir'in bir tarih kitabı olduğunu tarih kitaplarının uydurma dolu olduğunu edillei şer'iyye içinde tarih kitaplarına yer olmadığını dolayısı ile akidevi konularda onlardan delil getirilemeyeceğini tekrarlıyor ve diyorum ki ey ... bundan sonra her mesajın altına bu konunun linkini vererek senin nasıl korkusuz bir müfteri olduğunu tüm üyelere duyuracağım, ta ki sen ashaba iftira atarak bu bu güzel dinimizi bulandırmaya son verene kadar. Sen çatlasan da biz sadece Allah'a dua etmeye devam edeceğiz.
Elhamdulillahi Rabbi'l-Alemin
Yaş :
Konu: Geri: Ashab Resulullah'ın Ruhaniyetinden Yardım İstedi Mi? Perş. 28 Ocak 2010, 15:30
Konu: Geri: Ashab Resulullah'ın Ruhaniyetinden Yardım İstedi Mi? Paz 16 Ocak 2011, 14:33
başka bir forumda silinmesi ihtimaline karşı buraya taşıdığım sorulardır?
ey batılın mucahidi sana iki üç gündür sorduğum fakat cevap vermeye bir türlü yanaşmadığın Nuh (as)'ın kavminin ona yaptığı gibi kuru gürültü içinde kaybetmeye çalıştığın bir soruyu biraz değiştirerek tekrar soruyorum: hasta olduğunda felçli kör ve sağır bir doktora mı gidersin? yoksa işinin ehli ve gören duyan bir doktora mı? uhudda gözü çıkan sahabi tedavi için(!) Hamza (ra)'ın ölüsüne mi gitti? Resulullah'ın dirisine mi? Süleyman (as) belkısın tahtını kendisinden önce ölmüş enbiya ve evliyanın ruhundan mı istedi? yanıbaşında diri olan cinnden mi? ve cevabını bal gibi de bildiğin ama burdakilerden sakladığın bir soru daha: Belkısın tahtını kim getirdi? cinn mi Süleyman (as)'ın kendisi mi?
bak bu sorulara ya burda cevap verirsin ya da verdiğim linkte iftiranı ortaya çıkardığımda yapacağımı söylediğim gibi bu soruları insanları türbeperestliğe çağırdığın her mesajının altına kopyalarım hani o zaman seni bununla tehdid ettiğimde bir iki ay foruma konu açamamıştın hatırladın mı?
Ashab Resulullah'ın Ruhaniyetinden Yardım İstedi Mi?