Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...

İSLAMİ BİLGİ PAYLAŞIM SİTESİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Rahmet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
star
starPaz 28 Ekim 2012, 12:04
star
starÇarş. 14 Eyl. 2011, 21:58
star
starSalı 13 Eyl. 2011, 18:41
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:48
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:15
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:02
star
starPtsi 05 Eyl. 2011, 22:51
star
starPaz 04 Eyl. 2011, 13:51
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 16:06
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 15:45
Similar topics
  • » Şefaat Hakkında
  • » Tekfir Hakkında

  • ZİKİRLER HAKKINDA TEMEL KURALLAR

    Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
    Yazar Mesaj
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    ZİKİRLER HAKKINDA TEMEL KURALLAR Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: ZİKİRLER HAKKINDA TEMEL KURALLAR ZİKİRLER HAKKINDA TEMEL KURALLAR Icon_minitimeCuma 05 Ağus. 2011, 19:06

    KAVÂİD Fİ’L-EZKÂR


    (ZİKİRLER HAKKINDA TEMEL KURALLAR)

    Zekeriyyâ b. Ğulâm Kâdir el-Pâkistânî

    Birinci Kâide:
    Bir zaman ve bir mekân ile mukayyed olan zikirler tevkîf üzere mebnîdirler. Bundan dolayı lafızların vârid olmayan başka bir lafız ile –ma’nâsı sahîh bile olsa- tebdîli câiz değildir. Vârid olmuş lafızlara ziyâde veya eksiltme câiz değildir.

    İkinci Kâide:
    Zikirlerden herhangi birinde raf‘u’l-yedeyn (elleri kaldırmak) meşrû’ değildir. Çünkü ibâdetlerde aslolan delîl olmadıkça engellemedir.

    Üçüncü Kâide:
    Zikrullah bütün durumlarda meşrû’dur. İki durum bu umumdan istisnâ edilir. Bu iki durumda zikrullah meşrû’ değildir.
    Abdest Bozma Hâli.
    Cimâ’ Hâli.

    Dördüncü Kâide:
    Allah azze ve celle’nin zikri için tahâret şart değildir. O hâlde Allah’ın zikri tahâretsiz olarak câizdir. Bunun cevâzında küçük hades ile büyük hades arasında herhangi bir fark yoktur. Çünkü aslolan meşrû‘iyyettir ve büyük hades ile muhdes olanı zikrullahtan men edecek herhangi bir delîl yoktur.

    Beşinci Kâide:
    Zikirde asl olan cehrî/sesli olmamasıdır. Bundan, delîlin zikirde sesin yükseltilmesine delâlet ettiği yerler müstesnâdır. Bu yerlerden bazıları şunlardır:
    Ezân ve İkâme.
    Beş vakit farz namazların arkasından.
    Bayramlarda tekbîr.
    Hac ve Umrede telbiye
    Vitirden sonra söylenmesi vârid olan zikir.
    Hapşurma esnâsında hamd ve hapşurana teşmîtte bulunmak.
    Bir topluluğun yanında iftar edilince.
    Evlenene dua.
    Selâm verme ve alma.
    Yolculukta iken seher vaktine girince.
    Yolcunun yükseğe çıkınca tekbîr, aşağı inince tesbîh getirmesi.

    Altıncı Kâide:
    Bir yerde birden fazla zikrin söylenmesi vârid ise aslolan çok sayıdaki bu zikirlerin bu yerde birleştirilmemesidir. Bazen bu zikirlerden bazen biri bazen de diğeri söylenir. Çünkü ibâdetlerde aslolan engellemedir. Yine aslolan birleştirememektir. Ancak bu yerde zikirlerin birleştirilmesine delâlet eden bir karîne bulunması müstesnâdır.


    Vârid olan zikirlerin birleştirilerek söyleneceği bazı yerler şunlardır:
    Namaz sonrası zikirler.
    Sabah ve akşam zikirleri.
    Uyku zikirleri.

    Yedinci Kâide:
    Vârid olan zikirlerin birleştirileceği yerlerde –mesela sabah ve akşam zikirlerinde- muayyen bir tertip şart değildir. Çünkü bunlar, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den tertipli olarak vârid olmamıştır.


    Sekizinci Kâide:
    Birden çok sîğa ile gelen bir zikir hakkında sünnet olan bazen bir sîğayı bazen de diğer sîğayı söylemektir.


    Dokuzuncu Kâide:
    Zikirlere kıyâs dâhil olamaz. Çünkü zikirler ibâdettendir ve aslolan ibâdetlerde kıyâs olmadığıdır.


    Onuncu Kâide:
    Bir zaman veya bir mekâna bağlı olan zikirlerde onunla amel etmenin cevâzı için isnâdının sahîh olması şart koşulur.


    On Birinci Kâide:
    Senedi sahîh olmadıkça tecrübe edilmiş bir zikirle amel meşrû’ değildir. Çünkü zikir dîndendir. Dîn de tecrübe ile değil, ancak sahîh bir sened ile sâbit olur.



    On İkinci Kâide:
    Şerîatta bir vakit ile sınırlanmış olan zikirlerde, kişi bu zikirlerin vaktini veya yerini geçirdiği zaman kaza edilmesi meşrû’ değildir. Ulemânın fıkıh usûlünde takrîr ettikleri gibi kaza, Şâri’ tarafından yeni bir hitâba muhtaçtır.


    On Üçüncü Kâide:
    Zikir için muayyen bir aded vârid olmuşsa, vârid olan adede ziyâde meşrû’ değildir. Çünkü bu aded ile tahdîdi/sınırlanması bir abes değil bizzat maksûddur ve bir hikmetten dolayıdır.


    On Dördüncü Kâide:
    Bir zaman veya mekân ile mukayyed olarak sahâbeden vârid olan ezkâr (zikirler) ile amel edilir. Onlardan sonra gelenlerden –mesela tabi‘ûndan ve tebe-i tabi‘ûndan- vârid olanlarla ise amel edilmez.


    On Beşinci Kâide:
    Zikir üç mertebedir:

    Kalp ve dille zikir. Bu zikrin en fazîletlisidir.
    Yalnız kalp ile zikir. Bu da ikinci derecededir.
    Yalnız dil ile zikir. Bu da üçüncü derecedir.

    Bu dereceleri İbnu’l-Kayyım el-Vâbilu’s-Sayyib’de zikretmiştir.


    On Altıncı Kâide:
    Bütün durumlarda Allah azze ve celle’nin zikrini çoğaltmak vâcibtir.


    Ve sallallâhu ve selleme alâ nebiyyinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn.

    www.ilim-der.com adresinden alınmıştır.
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    ZİKİRLER HAKKINDA TEMEL KURALLAR

    Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
    1 sayfadaki 1 sayfası

    Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
    Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun... :: DİNİ KONULAR :: Fıkıh :: Salih Ameller -