Erginlik çağına varmış olan iki erkeğin kucaklaşması ve birbirinin boynuna sarılması mes'elesi hususunda ise âlimler arasında ihtilâf vardır. Şöyle ki:
Muhammed İbn-i Sîrîn, Abdullah İbn-i Avn, Ebû Hanîfe ve Muhammed, kucaklaşmanın mekruh olduğunu söylemişlerdir. Bunların delili Tirmizî'nin rivayet edip Hasen olduğunu söylediği Enes bin Mâlik'in hadisidir. Enes diyor ki: Bir adam, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e :
—Biz müslümanlardan birisi mü'min kardeşine veya bir dostuna rastlayınca ona hürmeten eğilmeli midir? diye sordu. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) : —«Hayır! (eğilmemelidir.)» diye cevap verdi. Adam: —Onu kucaklayıp öpmeli midir? diye sorunca Resûlullah .
—«Hayır», diye cevap verdi. Bu defa soru sahibi:
—Musafaha (tokalaşma) etmeli mi? dedi. Resûlullah:
—«Evet», diyerek musafahayı uygun buldu.
Diğer tarafta Şa'bî, Ebû Miclez, Lâhık bin Humeyd, Amr îbn-i Meymûn, Esved İbn-i Hilâl ve Ebû Yûsuf, kucaklaşmada bir beis yoktur, demişlerdir. Bu görüş Ömer'den de nakledilmiştir. Onların delili şu hadîstir:
"Ca'fer bin Ebî Tâlib demiştir ki: Biz Habeşistan'dan döndüğümüzde Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) beni kucakladı."
Bu hadîsin de râvileri tamamen sıka'dır. Tahâvî, birçok sahâbî'nin bir biriyle kucaklaştıklarını rivayet ederek onların bu hareketleri kucaklaşmanın mübahlığı hakkında Peygamber'den rivayet edilen hadîslerin kucaklaşmasının yasaklanmasına dâir olan hadîslerden sonra olduğuna delâlet eder, diyor. İki erkeğin giyinmiş kuşanmış vaziyette iken kucaklaşması Hanefî mezhebine göre caizdir.
Sünen-i ibni Mace Edeb Bölümü 15- Tokalaşmak Babı
3702) «... Enes bin Mâlik (Radiyallâhü anh'den; Şöyle demiştir:
Biz Ya Resûlallahl Bâzımız bâzımız için (saygı mâhiyetinde) eğilebilir (yâni başım ve belini eğebilir) mi? dedik. O,
«Hayır, diye cevab verdi. Biz, "Bâzımız bâzımızla kucaklaşabilir mi? diye sorduk. O: Hayır ve lâkin tokalaşınız., buyurdu."
3703) "... Berâ bin Âzib (Radiyallâhü anh'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«Birbirine rastlayıp da tokalaşan hiçbir müslüman yoktur ki, birbirinden ayrılmadan önce ikisinin günahları bağışlanmasın.-"
İzahı
Enes (Radıyallâhü anh)'in hadisini Tirmizi de rivayet etmiştir. Berâ (Radıyallâhü anh) 'in hadisi ise Tirmizi Ebû Dâvûd ve Ahmed tarafından da rivayet olunmuştur.
Tirmizi' nin başka bir rivayetine göre Katâde şöyle demiştir:
"Ben Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh)a: Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in sahâbîleri arasında tokalaşmak var mı idi? diye sordum. Enes: Evet, diye cevab verdi." Tirmizi bu hadisi rivayet ettikten sonra hadisin hasen- sahih olduğunu söylemiştir.
Bu hadisler müslümanların birbirlerine rastladıkları zaman tokalaşmalarının meşru ve sünnet olduğuna delâlet eder. İkinci hadis, tokalaşan müslümanlann henüz birbirlerinin ellerini bırakmadan veya kendileri birbirlerinden ayrılmadan önce günahlarının bağışlandığına delâlet eder. Bilindiği gibi bu nevi hadislerden maksad küçük günahların bağışlanmasıdır.
Meşru ve sünnet olan tokalaşma, sağ ellerle yapılanıdır. Bu husustaki deliller Tuhfe'de ayrıntılı olarak beyân edilmiştir.
Tokalaşmanın tek elle yapıldığının delillerinden birisi îbni Abdilberr'in, et-Temhîd'de rivayet ettiği Ubeydullah bin Büsr'ün şu mealdeki hadîsidir: "Benim şu elimi görüyorsunuz. Ben onunla Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ile tokalaştım."
İbni Mace Kitabu'l-Edeb'te de şunlar kaydedilmiş: Yine birinci hadisten çıkan diğer bir hüküm de kucaklaşmanın yasaklığıdır. Fakat yolculuktan gelen kimse ile kucaklaşmak bu umûmî hükmün dışında tutulur. Çünkü yolculuktan gelen kimse ile kucaklaşmanın meşruluğu hakkında müteaddid hadîsler vardır: Tirmizî'nin "Kucaklaşmak ve öpmek" babında rivayet ettiği bir hadiste; "Âişe (Radıyallâhü anhâ) meâlen şöyle demiştir: Resûlullah (Sal-lallahü Aleyhi ve Sellem) benim evimde iken Zeyd bin Harise (Radıyallâhü anh), Medine'ye geldi. Zeyd, Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'i ziyaret etmek üzere gelip kapıyı çaldı. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (onun gelişine o kadar sevindi ki) ridâsını yerde sürükleyerek, belden yukarısı çıplak olduğu halde ona doğru gitti. Allah'a yemin ederim ki ben ne o günden önce ne de o günden sonra Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'i (kimseyi karşılarken) çıplak görmedim. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Zeyd'i kucaklayıp öptü."
Ebû D â v û d da "Kucaklaşmak" babını açarak bunun meşruluğuna dâir Ebû Zerr (Radıyallâhü anh)'den bir hadîs rivayet etmiştir.