Soru: Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-'e: Yâ Muhammed! Dememiz câiz midir? Cevap: Hamd, yalnızca Allah'adır. Birincisi: Hayatta iken Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e: Yâ Muhammed! Diye hitap etmek câiz degildir. Nitekim Allah Teâlâ bu konuda söyle buyurmustur:
"(Ey mü'minler!) Rasûlü çagırmayı, kendi aranızda birbirinizi çagırmanız gibi saymayın (birbirinize hitap ederken yaptıgınız gibi O'nu çagırırken: Ey Muhammed demeyin. Fakat O'nu sereflendirin ve O'na: Ey Allah'ın peygamberi! Ey Allah'ın elçisi deyin!). Allah, içinizden bir digerini siper ederek sıvısıp gidenleri (Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in meclisinden O'nun izni olmadan gizlice dısarı çıkanları) mutlaka bilir. O'nun (Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in) emrine aykırı hareket edenler, baslarına bir belâ gelmesinden veya (âhirette) elîm bir azaba ugramaktan sakınsınlar." Nur Sûresi: 63
Dahhâk -Allah ona rahmet etsin-, İbn-i Abbas'tan -Allah ondan râzı olsun- rivâyet ederek söyle demistir: "Sahâbe Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e: Ey Muhammed! Ey Kâsım'ın babası! (Yâ Ebâ'l-Kâsım!) derlerdi. Bundan dolayı Allah Teâlâ, Peygamberi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e saygı göstermeleri için onları bu sözden yasakladı." İbn-i Abbas -Allah ondan râzı olsun- devamla söyle demistir: "Bunun üzerine sahâbe: Ey Allah'ın elçisi! Ey Allah'ın peygamberi! dediler." Tâbiînden Mücâhid ve Saîd b. Cubeyr de böyle demislerdir.
Müfessir Katâde -Allah ona rahmet etsin- söyle demistir: "Allah Teâlâ, Peygamberi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e hürmet duyulmasını, saygı gösterilmesini, O'nun onurlandırılmasını ve yüceltilmesini emretmistir." Müfessir Mukâtil b. Hayyân -Allah ona rahmet etsin- (Nur Sûresi: 63. âyetin tefsirinde) söyle demistir: "Yani seslendiginiz zaman O'na ismiyle: Ey Muhammed! diye çagırmayın. Aynı sekilde, Ey Abdullah'ın oglu Muhammed! demeyin. Fakat O'nu (peygamberlik vasfıyla) sereflendirin ve söyle deyin: Ey Allah'ın peygamberi! Ey Allah'ın elçisi!" İmam Mâlik -Allah ona rahmet etsin-, Zeyd b. Eslem'den -Allah ondan râzı olsun-rivâyet ederek söyle demistir: "Allah Teâlâ, sahâbeye, O'nu (peygamberlik vasfıyla) sereflendirmelerini emretmistir." Bu sebeple Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- sadece ismiyle çagırılmaz. Aksine: Ey Allah'ın elçisi! Ey Allah'ın peygamberi! Denilmesi gerekir.
İkincisi: Vefâtından sonra Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e çagırmak (yalvarmak), câiz degildir. Çünkü duâ (yalvarmak), bir ibâdettir. İbâdet de ancak Allah Teâlâ içindir. Nitekim Allah Teâlâ bu konuda söyle buyurmustur:
"Muhakkak ki mescidler, yalnızca Allah('a ibâdet etmek) içindir. Öyleyse (oralarda) Allah ile beraber baskasına ibâdet etmeyin."Cin Sûresi:18 Yine, Allah Teâlâ söyle buyurmustur:
"Onlar (putlar, kendisine yalvaranın) yalvarmasından habersiz oldukları halde, Allah’ı bırakıp da kıyâmet gününe kadar duâsına cevap veremeyecek olan seylere (putlara) yalvarandan daha sapık (ve câhil) kimse olabilir?"Ahkâf Sûresi: 5
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- de İbn-i Abbas'a -Allah ondan râzı olsunsöyle buyurmustu: "Evladım! Sana, önemli birkaç söz ögreteyim. Allah’ın hukukuna (emir ve yasaklarına riâyet etmek sûretiyle) önem ver ki, Allah da (seni dünyada musibet ve âfetlerden; âhirette de her türlü azaptan ve kötü sondan) korusun. - Sen rahat zamanlarında Allah’ın hakkını gözet, rızâsını ara ki, sıkıntıya düstügün ve yardımına muhtaç oldugunda O’nu, yöneldigin tarafta; hemen önünde ve yanında bulasın. Allah da seni dünya ve âhiret dertlerinden kurtarsın. - (Evladım) İhtiyacın olan bir seyi istediginde, sadece Allah’tan iste. Çünkü senin istedigini vermeye sadece O muktedirdir. - İbadetlerini yerine getirmede basarılı olmak; dünya ve âhirete yönelik ihtiyaçlarının tam olarak karsılanması için yardım isteyeceksen, sadece Allah’tan iste. Zira sana, ancak O yardım edebilir. - Bil ki bütün insanlar sana yardım etmek için bir araya gelseler, Allah’ın kaderinde senin için yazdıgından fazlasını sana kazandıramazlar; sadece sana takdir edilen kadar sana yardım edebilirler. Yine, bütün insanlar sana zarar vermek için bir araya gelseler, ancak Allah’ın takdirinde varsa onun kadar sana zarar verebilirler. Allah’ın takdirinde yoksa, O istemedikçe sana asla zarar veremezler. - Allah’ın ezelî ilminde, kader kitabında, senin hakkında takdir edilenler kesinlesmis ve Levh-i Mahfuz'da kaydedilmistir. Artık kalem kaldırılmıs, yazılar kurumus ve sayfalar toplanmıstır. Kaderde ve Allah’ın ilminde degisiklik olması söz konusu degildir."Tirmizî; hadis no: 2516. Elbânî de "Sahih-i Sünen-i Tirmizî"de; "hadis sahihtir", demistir.
Duâ; fayda saglamayı veya zararı gidermeyi talep etmektir.Duâ, sadece nidâ edâtından (yâ/ey) ibâret degildir.Fakat insanlar tarafından bilinen bu edâtın kullanılması duâ amacıyladır. Özellikle de belâ ve musibetlere maruz kalındıgında veya keder ve sıkıntılar meydana geldiginde insanlar söyle derler: Yâ Allah! Yani Ey Allahım! Bizi kurtar. Bize yardım et! Bizi muzaffer kıl! Bu, Allah Teâlâ'dan baskasına yalvarıp yakarmayan muvahhidlerin davranısıdır. Kabirlerde ve türbelerde yatanlara yalvarıp yakaranlara gelince, onlar, evliyalarına ve büyüklerine sıgınarak söyle derler: Yâ Bedevî! Yâ Rifâî! Yâ Geylânî! Onların maksatları sudur: Ey Bedevî! Bize yardım et! Bizi muzaffer kıl! Bizi kurtar! Onlardan kimileri de söyle derler: Yâ Rasûlallah! Yâ Muhammed! Bu itibarla onlar Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e yalvarmıs, O'ndan yardım istemis ve O'na sıgınmıs olmaktadırlar.
Bilindigi gibi bu davranıs; Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ve diger rasûllerin getirmis oldukları dîne ve indirilmis olan kitaplara karsı yapılan en büyük aykırı harekettir. Oysa rasûller, Allah Teâlâ'nın birligine dâvet etmek, O'nu ibâdette birlemek ve O'nun dısındakileri ibâdeti terk etmek için gönderilmis ve bu gâye için kitaplar indirilmistir. Allah Teâlâ'nın kulları için seçip râzı oldugu 8slâm dîninde, Allah Teâlâ'dan baskasına yalvarıp yakarmak, ne Allah tarafından gönderilen bir peygambere, ne de Allah'a yakın bir melege, hiç kimseye mesrû degildir.Aksine yalvarmak,yalnızca Allah Teâlâ'ya olmalıdır. Bunun içindir ki Allah Teâlâ söyle buyurmustur:
"Yoksa, kendisine yakardıgı zaman bunalmısa karsılık veren ve basındaki sıkıntıyı gideren; sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? (Allah'a ortak kostugunuz putlara mı ibâdet etmek daha hayırlı, yoksa kendisine yalvardıgı zaman sıkıntıya düsenin dâvetine icâbet eden Allah mı daha hayırlıdır?) Allah'ın yanında (size bu nimetleri bahseden) baska bir ilah mı var? Ne kadar az düsünüyor (ve az ibret alıyor)sunuz." Neml Sûresi: 62
Böylelikle anlasılıyor ki bir kimse, "Yâ Muhammed!" veya "Yâ Rasûlallah!" derse ve bu sözüyle yalvarmak ve talep kasdetmiyorsa, bunda bir sakınca yoktur. Örnegin; Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in resmini canlandırmak ve O'nu hatırlamak istemesi gibi... Aynı sekilde bir hadisini okuduktan sonra: -Allah Teâlâ sana salât eylesin ey Allah'ın elçisi veya ne kadar büyük ve güzel sözlerin var Ey Allah'ın elçisi! Demesi gibi...
Fakat "Yâ Muhammed!" sözünde, daha önce de zikredildigi gibi, edebe bir aykırılık vardır (Yani "Yâ Muhammed!" sözü, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e karsı bir edepsizliktir.)
Degerli âlim Abdulaziz b. Baz'a -Allah ona rahmet etsin-: "Bir kimse, dünyanın herhangi bir yerinde: Yâ Muhammed! Yâ Rasûlallah! Diye seslenirse, bu söz sirk sayılır mı?" Diye sorulmus, bunun üzerine o söyle cevap vermistir:"Allah Teâlâ, kıymetli kitabı Kur'an-ı Kerim'de ve emîn elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in dilinde, ibâdetin Allah'ın hakkı oldugunu, onda hiç kimsenin hakkının olmadıgını ve duânın bir ibâdet oldugunu açıklamıstır. İnsanlardan birisi dünyanın herhangi bir yerinde: Ey Allah'ın elçisi (Yâ Rasûlallah) veya: Ey Allah'ın peygamberi (Yâ Nebiyallah) veyahut: Yâ Muhammed! Bana yardım et veya imdadıma yetis ya da ümmetine yardım et veya müslümanların hastalarına sifâ ver veya müslümanların dalâlette olanlarına hidâyet ver gibi sözlerle seslenirse, hiç süphe yok ki O'nu, Allah Teâlâ'ya ibâdette ortak etmis olur. Yine, peygamberler, melekler, evliyâ, cinler, putlar veya yaratılmıslardan birisiyle bu sekilde yaparsa, onu, Allah Teâlâ'ya ortak kosmus olur. Bunun içindir ki Allah Teâlâ söyle buyurmustur: "Ben, cinleri ve insanları ancak bana ibâdet etsinler diye yarattım. Ben, onlardan ne bana bir rızık vermelerini, ne de beni doyurmalarını istiyorum. Süphesiz ki (kullarına) rızık veren, güç ve kuvvet sahibi ancak Allah’tır."Zâriyât Sûresi: 56-58
Yine, Allah Teâlâ söyle buyurmustur: "Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan, Rabbinize ibâdet edin.Umulur ki muttakîlerden olursunuz.Yeryüzünü (kolay hayat sürmeniz için) dösek, gökyüzünü de saglam bir bina seklinde yaratan, bulutlardan yagmur yagdırıp (yerden renk renk) meyve ve (çesit çesit) bitkileri size rızık olarak veren O’dur. O halde, (Allah’ın yaratan, rızık veren ve yegâne ibâdet edilmeye lâyık oldugunu) bildiginiz halde O’na hiç kimseyi denk tutmayın."Bakara Sûresi: 21-22 Mecmû'u Fetâvâ 8bn-i Baz; c: 2, s: 453
Degerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn'e -Allah ona rahmet etsin-: "Bazı insanlar siddet (belâ ve musibet) anında: Yâ Muhammed! veya Yâ Ali! veya Yâ Geylânî! Demektedirler. Bunun hükmü nedir? diye sorulmus, bunun üzerine o söyle cevap vermistir: "Eger bununla onlara yalvarmayı ve onlardan yardım dilemeyi kasdetiyorsa, bu davranıs, insanı dînden çıkaran büyük sirktir.Böyle yapan kimsenin derhal Allah -azze ve celle-'ye tevbe etmesi ve yalnızca Allah Teâlâ'ya yalvarması gerekir. Nitekim Allah Teâlâ bu konuda söyle buyurmustur: "Yoksa, kendisine yakardıgı zaman bunalmısa karsılık veren ve basındaki sıkıntıyı gideren; sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? (Allah'a ortak kostugunuz putlara mı ibâdet etmek daha hayırlı, yoksa kendisine yalvardıgı zaman sıkıntıya düsenin dâvetine icâbet eden Allah mı daha hayırlıdır?) Allah'ın yanında (size bu nimetleri bahseden) baska bir ilah mı var? Ne kadar az düsünüyor (ve az ibret alıyor)sunuz." Neml Sûresi: 62 Böyle yapan kimse, müsrik olmasının yanında kendini bilmez akılsızın tâ kendisidir. Nitekim Allah Teâlâ bu kimseler hakkında söyle buyurmustur: "Kendini bilmez câhilden baska kim 8brahim'in dîninden (8slâm'dan) yüz çevirir. And olsun ki biz, dünyada onu (nebî ve rasûl olarak) seçtik. Muhakkak ki o, âhirette de salihlerdendir."Bakara Sûresi: 130
Yine, Allah Teâlâ söyle buyurmustur: "Onlar (putlar, kendisine yalvaranın) yalvarmasından habersiz oldukları halde, Allah’ı bırakıp da kıyâmet gününe kadar duâsına cevap veremeyecek olan seylere (putlara) yalvarandan daha sapık (ve câhil) kim olabilir?"Ahkâf Sûresi: 5 Fetâvâ 8bn-i Useymîn; c: 2, s: 133