Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...

İSLAMİ BİLGİ PAYLAŞIM SİTESİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Rahmet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
star
starPaz 28 Ekim 2012, 12:04
star
starÇarş. 14 Eyl. 2011, 21:58
star
starSalı 13 Eyl. 2011, 18:41
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:48
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:15
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:02
star
starPtsi 05 Eyl. 2011, 22:51
star
starPaz 04 Eyl. 2011, 13:51
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 16:06
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 15:45
Similar topics

Tekvir 8-9, Çağdaş Mev'ude'ler, Aile Planlaması vs.

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
e-mir
Admin
Admin
e-mir
Yaş :
Kayıt tarihi : 02/02/09
Mesaj Sayısı : 1596
Nerden :
Tekvir 8-9, Çağdaş Mev'ude'ler, Aile Planlaması vs. Vide
http://www.rahmet.yetkin-forum.com
MesajKonu: Tekvir 8-9, Çağdaş Mev'ude'ler, Aile Planlaması vs. Tekvir 8-9, Çağdaş Mev'ude'ler, Aile Planlaması vs. Icon_minitimeÇarş. 12 Mayıs 2010, 20:37

8-9. “Kız çocuğun hangi suçtan ötürü öldürüldüğü kendisine sorulduğu zaman;”



Diri diri toprağa gömülen kız çocuklarına hangi suçtan öldürüldükleri sorulduğu zaman. Küçükler sıralanmış, diri diri topraklara gömülerek öldürülmüş yavrular sıralanmış ve Mevlâ soruyor onlara: “Yavrularım! Ne suçunuz vardı da öldürüldünüz? Sizi öldürenler, sizi gömenler ne için gömdüler?”



Dikkat ediyor musunuz? Babalar var orada, çocuklar var ve Allah çocukları muhatap kabul buyurup onlara soruyor. Babaları muhatap bile kabul etmiyor da çocuklara soruyor. Gerçekten bu onların Allah’ı ne kadar çok gazaplandırdığının delilidir.



Çocuk öldürme, çocuk gömme deyince önce bu âyetlerin geldiği dönem müşriklerinin yaptığını hatırlıyoruz. Müşrikler kız çocuklarını sevmezlerdi. Savaşamazlar, kazanamazlar diye, soframıza bir ka-şık daha uzanacak diye ekonomik kaygılarından ötürü veya başka bir erkeğe gidecek diye ar duygusundan veya babanın malının bir kısmını alıp yabancı bir erkeğin evine götürecek diye veya onlar Allah’ın kızlarıdır binaenaleyh onları sahibinin yanına gönderelim diye kız çocuklarını kumlara gömüyorlardı.



Doğumu yaklaşan kadını çölde önceden kazıp hazırladıkları bir çukurun kenarına kadar götürüp orada doğurmasını sağlarlardı. Eğer erkek dünyaya gelmişse güle oynaya eve dönerler, yok eğer kız çocuğu dünyaya gelmişse oracıkta açılan çukura atıverirlerdi. Bazen de deve, koyun güttürelim diye ekonomik bir sebeple üç yaşına beş yaşına kadar onları öldürmezler, bu çağa gelinceye kadar onlardan istifade ederler, sonra akraba ziyareti bahanesiyle yavruları önceden çölde hazırladıkları çukurlara götürürler ve bir kaza süsüyle içine atarlar, yavruların çığlıkları arasında üzerlerini kumla doldururlardı. Gerçekten tüyler ürpertici çok vahşi bir şey değil mi?



Ama vallahi de billahi de şu anda bizim yaptıklarımız onlarınkinden çok daha kötü, çok daha vahşidir. Çünkü o çocuklar âkıl-bâliğ olmadan gömüldükleri için mâsumdurlar ve cennete gitmiştirler. Ya bizim çocuklarımız? Yirmi yaşına gelmiş, otuz yaşına gelmiş ama dinle tanıştırmadığımız, Kitap ve sünnetle tanıştırmadığımız, materyalist eğitim çukurlarına, televizyon ekranlarına, stadyum çukurlarına, kumarhane yuvalarına, eğlence yuvalarına, zevk çukurlarına gömdüğümüz, istikbalini düşünerek paraya yatırım yaptığımız çocuklarımız cehenneme gidecek.

[Ben derim ki küçük yaşta ölen çocukların cennete gideceği konusu ihtilaflıdır. Onların cehennemlik olabileceği ile ilgili delile dayalı fetvalar vardır. e-mir.]


Sorayım şimdi. Bunlardan hangisi daha korkunç? Hangisi daha vahşi? Allah için bir düşünelim. Nereye gömüyoruz çocuklarımızı? Bakara’ya mı gömüyoruz? Âl-i İmrân’ın sinesine mi? Nisâ’nın kucağına mı, yoksa televizyonun sinesine, toplumun cifesine mi? Rasulul-lah’ın kucağına mı? Nereye gömüyoruz onları?


Yoksa aynı endişelerle çocuklarınızı ruhsuz mu bırakıyoruz? Aman mühendis olsun da gerisi fark etmez! Aman bilgisayarı öğrensin de gerisi önemli değil! Aman diplomayı alsında gerisi önemli değil! diyerek ekonomik kaygılarla bizler de çocuklarımızı öldürmeyelim, gömmeyelim onları. Çocuklarımızı Allah’ın istemediği tarzda mı büyütüyoruz? Allah’ın istemediği biçimde mi eğitiyoruz? Onlara ne yediriyoruz? Neyle besliyoruz onları? Fikir, inanç dünyalarını neyle besliyoruz? Kimlere teslim ediyoruz kalplerini, kafalarını? Kimlere teslim ediyoruz eğitsinler diye?



Duymaya başlıyorlar, ne duyuruyoruz onlara? Öğrenmeye başlıyorlar, ne öğretiyoruz? Allah için bir düşünün. Değilse yarın kesinlikle Rabbinizin bu sorgulamasıyla karşı karşıya geleceğinizi unutmayın. Üstelik bu sorgulamada sizlere sorulmayacak, sizler adam yerine bile konulmayacaksınız da öldürdüğünüz çocuklara sorulacak: “Yavrularım! Ne suçunuz vardı da babalarınız sizleri dinsiz bırakarak öldürdüler? Ne suçunuz vardı da babalarınız, analarınız sizi Kur’an ve sünnetle tanıştırmadılar? Ne suçunuz vardı da babalarınız size cenneti, cehennemi tanıtmadılar?”



Ey Müslümanlar! Bu konuda, her konuda sadece Rabbinizi dinleyin! Sadece Rabbinizin sözlerine kulak verin! Sadece Rabbinizin vahyine yönelin! Sakın ha sakın şeytan vahiylerine kulak vermeyin! E-ğer gerek cin şeytanlarını, gerekse şeytanlarla işbirliği yapan iki ayaklı şeytanları dinler, onların vahiylerine teslim olursanız, onlar sizin mallarınızı da, hayatlarınızı da, çocuklarınızı da telef eder, mahvederler. Bakın En’âm sûresi bunu şöyle anlatır:



“Böylece, putlara hizmet edenler, puta tapanların çoğunu helâke sürüklemek, dinlerini karma karışık etmek için çocuklarını öldürmelerini onlara iyi göstermişlerdir.”

(En’âm 137)



İşte böylece müşriklere onların Allah berisinde söz sahibi kabul ettikleri ve hayatlarında hâkimiyet hakkı verdikleri tanrıları, ilâhları, ilâheleri, çocuklarını öldürmelerini de güzel gösterdiler. İlâhları onlara öz evlâtlarını öldürmelerini süslü ve mantıklı gösterdiler, onlar da öz evlâtlarını öldürmeye başladılar. Şeytanlar, tâğutlar, egemen güçler bu zavallı kullarının dinlerini ve hayatlarını bozmak için çocuklarını öldürmelerini öğütlediler de bu zavallılar da bu tanrılarının telkinleriyle çocuklarını öldürmeye koyuldular.



Zavallı insanlar Rabblerinin âyetlerini terk ettiler, Rabblerinin hayat programını reddettiler de kendilerini helâk etmek isteyen şeytanî güçlere teslim oldular. Onlar da istedikleri gibi kulandılar onları. Mallarını aldılar yetmedi, evlâtlarına da göz diktiler. Allah berisinde topluma egemen olan bu tanrı taslakları kullarının dünyada sıfırı tüketmeleri için, dünyada acı bir hayat yaşamaları için, kendi kendilerini yiyip bitirip mahvetmeleri, öbür tarafta da cehenneme yuvarlanmaları için onlara kendi öz evlâtlarını bile öldürmelerini tavsiye ediyorlar.



Ne kadar acı değil mi? İnsanlar Allah’ı bırakacaklar, Allah’ın sistemini bırakacaklar, sonra Allah berisinde birilerini tanrı kabul edecekler, onların kanunlarını uygulamaya çalışacaklar, onlar da onların mallarını, mülklerini ellerinden alacak, çoluk çocuklarına göz dikecek ve diyecekler ki: “Ey benim gönüllü kullarım! Ey gerçek Rablerini terk ettikleri için benim kucağıma düşmek zorunda kalan akıllı kullarım! Ben sizleri düşünürüm! Siz beni dinleyin, gerisine karışmayın! Sizin fazla mala, mülke ihtiyacınız yoktur! Sizin fazla çocuğa da ihtiyacınız yoktur! Sakın ha fazla çocuk sahibi olarak, bana vermeniz gerekenleri, bana yedirmeniz gerekenleri onlara yedirmeye kalkışmayasınız! Sizler akıllı insanlarsınız! Akıllı oluşunuz Rabbinizi terk etmenizden bellidir. Böyle akıllı, kültürlü, aydın insanlar olarak sizler her şeyden önce beni düşünmek, bizleri düşünmek zorundasınız. Onun için de çok fazla çocuk yapmamalısınız. Bazen ana rahminde onları henüz dünyaya getirmeden öldürmelisiniz. Bazen ana rahmine düştüğü andan itibaren öldürmelisiniz. Bazen de dünyaya geldikten sonra defterlerini dürmelisiniz onların. Hem sizler merak etmeyin ben bunların tümünü sizin için düşünüveriyorum. Öldürme usullerinin tümünü sizin ayağınıza kadar getiririm ben, siz hiç merak etmeyin. Bu benim işimdir. Aksi takdirde sizler çok çocuk sahibi olduğunuz zaman benim hayatım daralacak” diyerek tanrılar emir veriyorlar kullarına ve zavallı kullar da onların telkinlerine boyun bükerek çocuklarını öldürüyorlar. Halbuki hepsi yalan. Hepsi yutturmaca.



Eğer bu sahte tanrılar, bu egemen güçler, toplumun kanını emmeye çalışan bu bir avuç tâğutî ve şeytanî güçler bu ülkenin ekonomisini bozmasalar, Vallahi de Billahi de bu ülke şu andaki nüfusunun üç misli nüfusu bile besleyecek imkânlara sahiptir. Yalan söy-lüyor hainler. Yalan söylüyor insanlık katilleri. Çünkü rızkı ayarlayanlar, rızkı taksim edenler, rızkı yaratanlar onlar değil Allah’tır. Allah ya-rattıklarını asla ihmal etmez. Yeryüzünde ne kadar insan varsa ona göre rızık yaratan Allah’tır. Yeryüzünde Allahlığa soyunan bu doymazlar yalan söylüyorlar.


Çocuklarını öldüren bu müşrikleri buna iten bir başka temel felsefe de bencillik duygusudur. Hayatını yaşama, hayatını bir başkasıyla paylaşmama mantığıdır. Batıdaki kâfirler buna inandıkları için orada ayrıca devlet baskısına gerek kalmamıştır. Ama halkı Müslüman olan ülkelerde bu iş devlet baskısıyla gerçekleştirilmektedir.



Peki dertleri ne bu adamların? Birinci dertlerini söyledim, kendi karınlarını şişirmek ve insanları daha çok sömürmek istiyorlar. İkinci dertlerine gelince o da aman İsmailoğulları çoğalıp da bize kafa tutacak duruma gelmesinler. Köleler palazlanıp da bize isyan edecek konuma gelmesinler diye efendilerimiz tedbirler düşünüyorlar. Kölelere efendileri bunları empoze ediyorlar.


Demek ki insanlar vahyi tanımazlar, Allah’tan başkalarını da dinlerler, Allah’tan başkalarına da kul, köle olurlarsa, işlerini onlara havale ederlerse, onlar da onların işlerini, dinlerini karma karışık hale getirirler ve bu tip İslâm dışı anlayışları onlara güzel göstermeye devam ederler.



Madem ki yarın tüm babalara sorulacak, öyleyse Allah aşkına çocuklarımızı öldürmeyelim. Kendi çocuklarımızın imdadına gittiğimiz gibi kurtulması gereken şu sokaktakiler var ya, onları da kurtarmaya çalışalım. Evimizin üstündekilere, altındakilere gidelim. Gittik mi diyorsunuz? Anlattık mı diyorsunuz? Çalıştık mı çabaladık mı diyorsunuz? Vallahi Allah’ı aldatamazsınız. İşte amel defterleri. Her şey yazılı orada. Ne yaptıysanız, ne yapmadıysanız yazılı orada.

Ali Küçük, Tekvir Suresi tefsirinde.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Tekvir 8-9, Çağdaş Mev'ude'ler, Aile Planlaması vs.

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun... :: DİNİ KONULAR :: Kur'an :: Tefsir -