Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...

İSLAMİ BİLGİ PAYLAŞIM SİTESİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Rahmet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
star
starPaz 28 Ekim 2012, 12:04
star
starÇarş. 14 Eyl. 2011, 21:58
star
starSalı 13 Eyl. 2011, 18:41
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:48
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:15
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:02
star
starPtsi 05 Eyl. 2011, 22:51
star
starPaz 04 Eyl. 2011, 13:51
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 16:06
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 15:45

Ebu Bekir ve Ömer'in (ra) Usame'nin (ra) Ordusundan Ayrılmaları

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
e-mir
Admin
Admin
e-mir
Yaş :
Kayıt tarihi : 02/02/09
Mesaj Sayısı : 1596
Nerden :
Ebu Bekir ve Ömer'in (ra) Usame'nin (ra) Ordusundan Ayrılmaları Vide
http://www.rahmet.yetkin-forum.com
MesajKonu: Ebu Bekir ve Ömer'in (ra) Usame'nin (ra) Ordusundan Ayrılmaları Ebu Bekir ve Ömer'in (ra) Usame'nin (ra) Ordusundan Ayrılmaları Icon_minitimeSalı 09 Şub. 2010, 21:47

Üsame B. Zeyd Ordusunun Göreve Gönderilmesi

Rasûlullah (s.a.v.)'ın, Zeyd b. Harise ile Cafer-i Tayyar ve Abdullah b. Revaha'nın öldürüldükleri Şam'ın Belka nahiyesinin sınırlarına gön­dermek için hazırladığı bu ordu, Cüruf e gidip ordugah kurdu. Araların­da Ömer b. Hattab da vardı. Anlatıldığına göre Ebu Bekir es-Sıddık da vardı. Ancak Rasûlullah, imamlık yapması için onu ordudan çıkardı.

Rasûlullah (s.a.v.)'ın hastalığı ağırlaşınca ordu Cürüfte kalmaya de­vam etti. Vefat edince musibet büyüdü. İş zorlaştı. Medine'de nifak zu­hur etti. Medine çevresindeki Arap kabilelerinden bazıları irtidad etti. Diğerleri, Ebu Bekir'e zekat vermeye yanaşmadılar. Mekke ve Me­dine dışında Cuma namazı kılınan bir şehir kalmadı. «Sahih-i Buharî»de de İbn Abbas'tan rivayet edilen bir hadiste anlatıldığı gibi in­sanların hakka dönmelerinden sonra ilk Cuma namazı Bahreyn'in Ce­vaz kasabasında kılınmıştı. Taifteki Sakif kabilesi, islâm üzere sebat etmiş, firar etmemiş, dinden de dönmemişti.

Kısaca demek istediğimiz şudur ki, bu işler meydana geldiği zaman insanlardan birçokları Üsame ordusunu sefere göndermemesi için Ebu Bekir'e tavsiyede bulundu. Bu orduya daha önemli işlerde ihtiyaç duyulacağını ifade ettiler. Çünkü Rasûlullah (s.a.v.), barış zamanında bu orduyu sefere gitmek için hazırlamıştı. Ömer, bu yolda ona fikir beyanında bulunduysa da Ebu Bekir bu teklifleri şiddetle reddetti ve mutlaka orduyu sefere göndereceğini beyan ederek şöyle dedi:

- Allah'a yemin ederim ki, Rasûlullah'ın bağladığı bir bayrağı ben çözmem. Kuşlar gelip tepemizi gagalasalar, Medine çevresindeki yırtıcı hayvanlar gelip bizi yaralasalar ve köpekler gelip mü'minlerîn annele­rinin ayaklarını sürüyüp götürseler de Üsame ordusunu sefere gönde­receğim. Bekçilerin de Medine çevresinde bulunmalarını emredeceğim.

Durum bu iken ordunun sefere gitmesi, elbetteki Müslümanların yararına idi. Bu ordunun uğradığı Arap kabileleri korktular. Ordu, çok güçlü kabilelere uğradı. Kırk gün -başka bir rivayete göre yetmiş gün-dolaştılar. Sonra salimen ve ganimet kazanmış olarak döndüler. Dön­dükten sonra Ebu Bekir bu defa orduyu, mürtedler ve zekat verme­yenlerle savaşmak için tekrar göreve gönderdi. Bununla ilgili açıklama, ilerideki kısımlarda verilecektir.

Seyf b. Ömer, Hişam'ın babası Urve'nin şöyle dediğini rivayet etmistir:

"Kendisine bey'at edildikten sonra Ebu Bekir, ihtilafa düştükle­ri konuda kendileriyle konuşmak için Ensâr'ı toplayıp onlara şöyle dedi:

- Üsame ordusu sefere gidecektir. Çünkü Araplar, genel olarak ve­ya özel olarak irtidad etmişlerdir. Her kabilede irtidad hadisesi vardır. Nifak ortaya çıkmıştır. Yahudilik ve Hıristiyanlık, nifakı doyasıya içle­rine sindirmişlerdir. Müslümanlar, peygamberlerini kaybettikleri, sa­yıları az ve düşmanları çok olduğu için soğuk bir gecede sağa sola dağı­lan koyun sürüsü haline gelmişlerdir.

Kendisini dinleyenler de Ebu Bekir'e şöyle karşılık verdiler:

- Gördüğün gibi Müslümanların büyük çoğunluğu ve Araplar, sen­den desteğini çekmek üzeredirler. Şu anda Müslüman cemaatı kendin­den koparman uygun olmaz.

- Ebu Bekir'in nefsi elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, yırtıcı hayvanlar gelip beni yaralayacak olsalar bile Rasûlullah (s.a.v.)'ın emrettiği gibi Üsame ordusunu -bu kasabalarda benden baş­ka kimse kalmasa bile- sefere göndereceğim."

Hişam b. Urve, Aişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:

"Rasûlullah (s.a.v.) vefat edince, Araplar toplu olarak irtidad ettiler ve münanklık onların içlerine sindi. Allah'a yemin ederim ki, benim ba­şıma gelen musibet büyük dağların üzerine inseydi, o dağları parçalar­dı. Muhammed (s.a.v.)'in ashabı, yağmurlu bir gecede yırtıcı hayvanla­rın bulunduğu bir arazideki dağınık bir topluluk haline gelmiştir. Al­lah'a yemin ederim ki, onlar hangi noktada ihtilafa düşerlerse babam mutlaka o ihtilaftaki yanlış sözleri giderir, o işi çözümleyip karara bağ­lar."

Ravi diyor ki: Ben daha sonra Ömer'den söz ettim. Aişe, onun için şöyle dedi:

"Her kim Ömer'i görürse, onun İslâm'a destek ve takviye için ya­ratılmış olduğunu anlar. Allah'a yemin ederim ki o, işe ciddiyetle koyu­lan bir kimse idi. İşleri yerli yerince yapardı."

Hafiz Ebu Bekr el-Beyhakî, Ebu Hüreyre'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:

"Kendisinden başka ilah bulunmayan Allah'a yemin ederim ki, eğer Ebu Bekir halife seçilmeseydi, Allah'a kulluk edilmezdi. Ebu Hüreyre, bu sözünü ikinci kez söyledi. Sonra üçüncü kez söyleyince ona:

- Bu kadarı yetmez mi ey Ebu Hüreyre? denildi, o da şöyle cevap verdi:

- Doğrusu Rasûlullah (s.a.v.), 700 kişilik bir ordunun başında Üsa­me b. Zeyd'i Şam'a yöneltti. Zi-Haşeb mevkiine vardıklarında Ra­sûlullah (s.a.v.) vefat etti. Medine çevresindeki Araplar dinden döndüler. Rasûlullah'm ashabı toplanıp Ebu Bekir'e giderek şöyle dediler:

- Ey Ebu Bekir, şu orduyu geri çek ve Rumların üzerine gönder. Çünkü Medine çevresindeki Araplar irtidad etmişlerdir.

Ashabın bu teklifi üzerine Ebu Bekir şöyle dedi:

- Kendisinden başka ilah bulunmayan Allah'a yemin ederim ki kö­pekler, Rasûlullah (s.a.v.)'ın zevcelerinin ayaklarını çekip sürseler bile ben, Rasûlullah (s.a.v.)'ın yola çıkardığı bir orduyu geri çekmem. Onun diktiği bir bayrağı indirmem.

Böyle dedikten sonra Ebu Bekir, Üsame ordusunu yola çıkardı. Bu ordu, irtidad etmek isteyen hangi kabileye uğradıysa, o kabile şöyle dedi:

- Eğer Müslümanların gücü olmasaydı, böylesine büyük bir ordu­yu sefere çıkaramazlardı. Şimdi biz-onları Rumlarla karşılaşıncaya ka­dar kendi hallerine bırakalım.


Üsame ordusu, Rumlarla çarpıştı. Rumları öldürüp hezimete uğ­rattı. Salimen Medine'ye döndü. Müslümanlar da İslâm üzere sebat et­tiler."

Seyf b. Ömer, Hasan Basri'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ebu Bekir, Üsame ordusunu yola çıkarmaya karar verince Ensâr'dan bazıları, Ömer'e dediler ki:

- Ebu Bekir'e söyle de Üsame'den başkasını üzerimize komutan yapsın.

Ömer, Ensâr'ın bu dileğini Ebu Bekir'e aktardı. Ebu Bekir de Ömer'in sakalını tutup şöyle dedi:

- Anan seni kaybetsin ey Hattab'ın oğlu! Rasûlullah'ın tayin ettiği bir komutandan başkasını mı komutan yapacağım?

Daha sonra bizzat Ebu Bekir ordunun beklemekte olduğu Cüruf mevkiine gitti. Resm-i geçit yaptırdıktan sonra Üsame ordusunu yola çıkardı. Kendisi de onlarla birlikte yaya olarak bir miktar yürüdü.
Üsame de binek üzerindeydi. Abdurrahman b. Avf ise, Ebu Bekir'in boş bineğini gütmekteydi. Üsame dedi ki:

- Ey Rasûîullah'ın halifesi, ya sen de bineğe bin ya da ben ineyim. Ebu Bekir:

- Allah'a yemin ederim ki ne sen yere inersin, ne de ben bineğe bi­nerim, dedi. Sonra Ebu Bekir, Üsame'den askerler arasında bulunan Ömer'i kendisine bırakmasını istedi. Üsame de Ömer'e izin verdi. Bu se­bepledir ki Ömer, daha sonraları Üsame ile karşılaştığı her yerde ona mutlaka:

- Selam sana ey komutan, diye hitab ederdi."


İbni Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihaye, 6.cild, 9. bölüm.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ebu Bekir ve Ömer'in (ra) Usame'nin (ra) Ordusundan Ayrılmaları

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun... :: DİNİ KONULAR :: Serbest Kürsü :: Şiilerden Sorular -