Ebu Bekir ve Ömer'in (ra) Usame'nin (ra) Ordusundan Ayrılmaları
Yazar
Mesaj
Yaş :
Konu: Ebu Bekir ve Ömer'in (ra) Usame'nin (ra) Ordusundan Ayrılmaları Salı 09 Şub. 2010, 21:47
Üsame B. Zeyd Ordusunun Göreve Gönderilmesi
Rasûlullah (s.a.v.)'ın, Zeyd b. Harise ile Cafer-i Tayyar ve Abdullah b. Revaha'nın öldürüldükleri Şam'ın Belka nahiyesinin sınırlarına göndermek için hazırladığı bu ordu, Cüruf e gidip ordugah kurdu. Aralarında Ömer b. Hattab da vardı. Anlatıldığına göre Ebu Bekir es-Sıddık da vardı. Ancak Rasûlullah, imamlık yapması için onu ordudan çıkardı.
Rasûlullah (s.a.v.)'ın hastalığı ağırlaşınca ordu Cürüfte kalmaya devam etti. Vefat edince musibet büyüdü. İş zorlaştı. Medine'de nifak zuhur etti. Medine çevresindeki Arap kabilelerinden bazıları irtidad etti. Diğerleri, Ebu Bekir'e zekat vermeye yanaşmadılar. Mekke ve Medine dışında Cuma namazı kılınan bir şehir kalmadı. «Sahih-i Buharî»de de İbn Abbas'tan rivayet edilen bir hadiste anlatıldığı gibi insanların hakka dönmelerinden sonra ilk Cuma namazı Bahreyn'in Cevaz kasabasında kılınmıştı. Taifteki Sakif kabilesi, islâm üzere sebat etmiş, firar etmemiş, dinden de dönmemişti.
Kısaca demek istediğimiz şudur ki, bu işler meydana geldiği zaman insanlardan birçokları Üsame ordusunu sefere göndermemesi için Ebu Bekir'e tavsiyede bulundu. Bu orduya daha önemli işlerde ihtiyaç duyulacağını ifade ettiler. Çünkü Rasûlullah (s.a.v.), barış zamanında bu orduyu sefere gitmek için hazırlamıştı. Ömer, bu yolda ona fikir beyanında bulunduysa da Ebu Bekir bu teklifleri şiddetle reddetti ve mutlaka orduyu sefere göndereceğini beyan ederek şöyle dedi:
- Allah'a yemin ederim ki, Rasûlullah'ın bağladığı bir bayrağı ben çözmem. Kuşlar gelip tepemizi gagalasalar, Medine çevresindeki yırtıcı hayvanlar gelip bizi yaralasalar ve köpekler gelip mü'minlerîn annelerinin ayaklarını sürüyüp götürseler de Üsame ordusunu sefere göndereceğim. Bekçilerin de Medine çevresinde bulunmalarını emredeceğim.
Durum bu iken ordunun sefere gitmesi, elbetteki Müslümanların yararına idi. Bu ordunun uğradığı Arap kabileleri korktular. Ordu, çok güçlü kabilelere uğradı. Kırk gün -başka bir rivayete göre yetmiş gün-dolaştılar. Sonra salimen ve ganimet kazanmış olarak döndüler. Döndükten sonra Ebu Bekir bu defa orduyu, mürtedler ve zekat vermeyenlerle savaşmak için tekrar göreve gönderdi. Bununla ilgili açıklama, ilerideki kısımlarda verilecektir.
Seyf b. Ömer, Hişam'ın babası Urve'nin şöyle dediğini rivayet etmistir:
"Kendisine bey'at edildikten sonra Ebu Bekir, ihtilafa düştükleri konuda kendileriyle konuşmak için Ensâr'ı toplayıp onlara şöyle dedi:
- Üsame ordusu sefere gidecektir. Çünkü Araplar, genel olarak veya özel olarak irtidad etmişlerdir. Her kabilede irtidad hadisesi vardır. Nifak ortaya çıkmıştır. Yahudilik ve Hıristiyanlık, nifakı doyasıya içlerine sindirmişlerdir. Müslümanlar, peygamberlerini kaybettikleri, sayıları az ve düşmanları çok olduğu için soğuk bir gecede sağa sola dağılan koyun sürüsü haline gelmişlerdir.
Kendisini dinleyenler de Ebu Bekir'e şöyle karşılık verdiler:
- Gördüğün gibi Müslümanların büyük çoğunluğu ve Araplar, senden desteğini çekmek üzeredirler. Şu anda Müslüman cemaatı kendinden koparman uygun olmaz.
- Ebu Bekir'in nefsi elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, yırtıcı hayvanlar gelip beni yaralayacak olsalar bile Rasûlullah (s.a.v.)'ın emrettiği gibi Üsame ordusunu -bu kasabalarda benden başka kimse kalmasa bile- sefere göndereceğim."
Hişam b. Urve, Aişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Rasûlullah (s.a.v.) vefat edince, Araplar toplu olarak irtidad ettiler ve münanklık onların içlerine sindi. Allah'a yemin ederim ki, benim başıma gelen musibet büyük dağların üzerine inseydi, o dağları parçalardı. Muhammed (s.a.v.)'in ashabı, yağmurlu bir gecede yırtıcı hayvanların bulunduğu bir arazideki dağınık bir topluluk haline gelmiştir. Allah'a yemin ederim ki, onlar hangi noktada ihtilafa düşerlerse babam mutlaka o ihtilaftaki yanlış sözleri giderir, o işi çözümleyip karara bağlar."
Ravi diyor ki: Ben daha sonra Ömer'den söz ettim. Aişe, onun için şöyle dedi:
"Her kim Ömer'i görürse, onun İslâm'a destek ve takviye için yaratılmış olduğunu anlar. Allah'a yemin ederim ki o, işe ciddiyetle koyulan bir kimse idi. İşleri yerli yerince yapardı."
Hafiz Ebu Bekr el-Beyhakî, Ebu Hüreyre'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Kendisinden başka ilah bulunmayan Allah'a yemin ederim ki, eğer Ebu Bekir halife seçilmeseydi, Allah'a kulluk edilmezdi. Ebu Hüreyre, bu sözünü ikinci kez söyledi. Sonra üçüncü kez söyleyince ona:
- Bu kadarı yetmez mi ey Ebu Hüreyre? denildi, o da şöyle cevap verdi:
- Doğrusu Rasûlullah (s.a.v.), 700 kişilik bir ordunun başında Üsame b. Zeyd'i Şam'a yöneltti. Zi-Haşeb mevkiine vardıklarında Rasûlullah (s.a.v.) vefat etti. Medine çevresindeki Araplar dinden döndüler. Rasûlullah'm ashabı toplanıp Ebu Bekir'e giderek şöyle dediler:
- Ey Ebu Bekir, şu orduyu geri çek ve Rumların üzerine gönder. Çünkü Medine çevresindeki Araplar irtidad etmişlerdir.
Ashabın bu teklifi üzerine Ebu Bekir şöyle dedi:
- Kendisinden başka ilah bulunmayan Allah'a yemin ederim ki köpekler, Rasûlullah (s.a.v.)'ın zevcelerinin ayaklarını çekip sürseler bile ben, Rasûlullah (s.a.v.)'ın yola çıkardığı bir orduyu geri çekmem. Onun diktiği bir bayrağı indirmem.
Böyle dedikten sonra Ebu Bekir, Üsame ordusunu yola çıkardı. Bu ordu, irtidad etmek isteyen hangi kabileye uğradıysa, o kabile şöyle dedi:
- Eğer Müslümanların gücü olmasaydı, böylesine büyük bir orduyu sefere çıkaramazlardı. Şimdi biz-onları Rumlarla karşılaşıncaya kadar kendi hallerine bırakalım.
Üsame ordusu, Rumlarla çarpıştı. Rumları öldürüp hezimete uğrattı. Salimen Medine'ye döndü. Müslümanlar da İslâm üzere sebat ettiler."
Seyf b. Ömer, Hasan Basri'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ebu Bekir, Üsame ordusunu yola çıkarmaya karar verince Ensâr'dan bazıları, Ömer'e dediler ki:
- Ebu Bekir'e söyle de Üsame'den başkasını üzerimize komutan yapsın.
Ömer, Ensâr'ın bu dileğini Ebu Bekir'e aktardı. Ebu Bekir de Ömer'in sakalını tutup şöyle dedi:
- Anan seni kaybetsin ey Hattab'ın oğlu! Rasûlullah'ın tayin ettiği bir komutandan başkasını mı komutan yapacağım?
Daha sonra bizzat Ebu Bekir ordunun beklemekte olduğu Cüruf mevkiine gitti. Resm-i geçit yaptırdıktan sonra Üsame ordusunu yola çıkardı. Kendisi de onlarla birlikte yaya olarak bir miktar yürüdü. Üsame de binek üzerindeydi. Abdurrahman b. Avf ise, Ebu Bekir'in boş bineğini gütmekteydi. Üsame dedi ki:
- Ey Rasûîullah'ın halifesi, ya sen de bineğe bin ya da ben ineyim. Ebu Bekir:
- Allah'a yemin ederim ki ne sen yere inersin, ne de ben bineğe binerim, dedi. Sonra Ebu Bekir, Üsame'den askerler arasında bulunan Ömer'i kendisine bırakmasını istedi. Üsame de Ömer'e izin verdi. Bu sebepledir ki Ömer, daha sonraları Üsame ile karşılaştığı her yerde ona mutlaka: