Soru: Bir kimsenin, mesaj göndermek sûretiyle, gönderdigi kimsenin yeni yılının hayırlı ve bereketli olmasını temennî etmesi gibi,"Yeni hicrî yılınız hayırlı olsun" veya "Yeni hicrî yılınız bereketli olsun" gibi sözlerle yeni hicrî yılı tebrik etmenin (kutlamanın) hükmü nedir?
Cevap: Hamd, yalnızca Allah'adır.Degerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn'e -Allah ona rahmet etsin-: "Yeni hicrî yılı tebrik etmenin (kutlamanın) hükmü nedir ve yeni hicrî yılı tebrik eden (kutlayan) kimseye nasıl cevap verilir? Diye soruldugunda o söyle cevap vermistir: "Bu meselede dogru olan, eger birisi seni yeni hicrî yıl münâsebetiyle tebrik ederse, ona cevap verirsin, aksi takdirde hiç kimseyi ilk önce sen tebrik etmezsin. Örnegin birisi sana: - Bu yeni yıl münâsebetiyle seni kutlarım, dediginde sen de ona: - Allah da seni hayırla tebrik etsin, bu yılı, senin için hayırlı ve bereketli bir yıl kılsın, diye cevap verirsin.Fakat bu münâsebetle insanları ilk tebrik eden kimse sen olma! Çünkü bu ümmetin ilk müslümanlarından (selef-i sâlih'ten), onların yeni hicrî yılı kutladıklarına dâir hiçbir sey bilmiyorum. Aksine bilmelisin ki onlar, Muharrem ayını ancak Ömer b. Hattâb'ın -Allah ondan râzı olsun- hilâfeti zamanında yeni yılın ilk ayı olarak kullanmaya baslamıslardır."
Degerli âlim Abdulkerim el-Hudayr de yeni hicrî yılın girisi münâsebetiyle onu tebrik etmekle olarak söyle demistir: "Bir kimse, Ramazan ve Kurban bayramları gibi,ibâdet amacıyla degil de müslümana mutlak olarak duâ etmek amacıyla duâ ederse, özellikle de bu kutlamadan maksat; sevgi ve muhabbet beslemek, sevinç duymak ve müslümanın yüzüne gülümsemek olursa, bunda bir sakınca yoktur.
İmam Ahmed -Allah ona rahmet etsin- bu konuda söyle demistir: "Ben, tebrik eden ilk kimse olmam! Çünkü birisi beni tebrik ettigi zaman onu severim. Zirâ tebrik etmeye kutlamaya cevap vermek; vâciptir. Tebrik etmeye ilk olarak baslamak ise, emrolunan bir sünnet degildir.Aynı sekilde nehy olunan bir yasak da değildir.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adresinden alınmıştır.
En son e-mir tarafından Paz 27 Ara. 2009, 23:32 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
"Onlar, yalan şâhidlik etmezler, boş ve kötü söze rastladıkları vakit, şerefli olarak geçip giderler" (Furkan, 72).
Bu ayetle ilgili birkaç mesele vardır:
Zur Kelimesinin İzahı
Ayette bahsedilen "zûr" ile, yalancı şâhidlik manası kastedilmiş olması muhtemeldir. Buna göre mana, "Onlar, yalan yere şâhidlik etmezler" şeklindedir. Binâenaleyh bu ifadeden muzâf hazfedilmiş, muzâfun ileyh onun yerine getirilmiştir.
Yine bununla, yalan konuşulan yerlerde durmama manası da kastedilmiş olabilir. O zaman bu ayet tıpkı, "Onlar bir başka söze dalmcaya kadar, onlardan yüz çevir"(Enam, ) ayeti gibidir.
Yine bununla, uygun olmayan şeylerin geçtiği hiçbir yerde bulunmama manası da kastedilmiş olabilir. Böylece bunun içine, müşriklerin bayramları ile fasık-fâcirlerin toplantıları da girer. Çünkü şer ehline karışıp, onların işlerine müşahede eden, onların toplantı yerlerinde bulunan, bütün bu günahlarda onlara ortak olmuş olur. Çünkü orada bulunma ve seyretme o işe razı olmanın delilidir. Hatta bu, o işlerin yapılmasına ve gelişmesine bir sebeptir. Çünkü onları o işi yapmaya sevkeden şey, seyredenlerin onu hayranlıkla seyredip, arzu ile bakmasıdır.
İbn Abbas (r.a) şöyle demiştir: "Bununla Allah'a ve Resûlullah'a iftira edilen, onlar hakkında atılıp-tutulan yalan-yanlış konuşulan meclislerde bulunmama kastedilmiştir."
Muhammed b. Hanefiyye ise "Zûr, şarkı-türkü söylemektir" demiştir. Bil ki bütün bu izahlar, ayetin muhtevasına dâhildir. Fakat "zûr" kelimesinin, "yalan" manasına kullanılması daha yaygındır.