Kişiye Her Duyduğunu (Hadis Olarak) Aktarması Yalan Olarak Yeter!”
Yazar
Mesaj
Yaş :
Konu: Kişiye Her Duyduğunu (Hadis Olarak) Aktarması Yalan Olarak Yeter!” Perş. 27 Ağus. 2009, 15:46
كفى بالمرء كذبا أن يحدث بكل ما سمع “
Kişiye her duyduğunu (hadis olarak) aktarması yalan olarak yeter!”
Müslim mukaddime 5, Ebu Hureyre’den r.a.
İZAH
Hadisin manası her ne kadar açık ve net olsa da, asıl mana gözden ve dikkatten kaçtığında asıl mesaj da kayboluyor. Sıradan insanların bile her söylediğini aktarmak yalana dahil ise, şu iki meselede ne dersiniz? A) İnternet tam olarak bir dezenformasyon (bilgi çöplüğü) kaynağı olduğu taraflarca müsellem. Özellikle -başta Yahudiler olmak üzere- tüm İslam düşmanlarının desteği ile planlı bir biçimde İslam hakkında yanlış bilgilendirme almış başını gidiyor. Buna bir çok gafil ve cahil Müslümanlar da katılabiliyor zaman zaman. Hatta bir kısmı gayet de samimi… Bu muharref (hatalı, tahrif edilmiş) dini bilgiler içinde özellikle imanla alakalı olanlar oldukça tehlikeli boyutta. Bazı mütevatir hadislerin inkarı (başta İsa’nın a.s. nüzûlü, kabir azabı, ayın yarılması vs), Rusya’da maden işçileri tarafından kabir azabına dair kaydedilmiş sesler, fotoğrafı çekilmiş cinler, kabir azabı görmüş bir cesedin nakli sırasındaki resmi, Kur’ana hakaret ettiği için maymuna dönmüş kız, kutsal ve tehditvari mektuplar vs vs. B) İlkinden de önemli olan ise, Peygambere a.s. atfedilen her sözü hadis diye aktarmaktır ki, Müslim’in bu hadisi rivayetinin asıl amacı da budur. Özellikle kendi görüş, heva veya meşrebini destekleyen her hadis kılıflı sözü muhkem nass veya mütevatir hadis gibi hiç araştırmadan hadis diye aktarmak, bununla da yetinmeyip dikte etmek ne derece tehlikeli olduğu herkesin malumu… Hem fâiline hem de mef’ûlüne… En azından bu sözün Peygambere a.s. ait olmama ihtimaline karşın akıbetini ve vebalini düşünmeli değil mi?
Bu hadis, selef-i salihinin bir çoğu tarafından mana olarak da mevkûf rivayetlerle aktarılmıştır. Mesela Ömer r.a. ve Abdullah b. Mes’ud’dan r.a. şu şekilde aktarılmıştır: “Kişiye her duyduğunu (hadis olarak) aktarması yalan olarak yeter!”
İmam Mâlik şöyle der: “Şunu bil ki; her duyduğunu hadis olarak aktaran kişi sağlam (güvenilir) olamaz. Her duyduğunu hadis olarak aktarmaya devam ettiği halde de (hadis) imam(ı) olamaz!”
Abdurrahman b. Mehdi de şöyle der: “Kişi duyduklarından bir kısmında dilini tutmadıkça kendisine uyulan bir imam olamaz!”
Yalan, bir haberin hakikatının hilafını aktarmaktır. Kasıtlı olursa büyük günahlara dahil olur. Din konusunda kasıtsız bile olsa, ihmalden ve ciddiyetsizlikten kaynaklanan vebali asla düşürmez. Tekraren, ısrarla ve inatla bir davaya veya huya dönüştürülmesi ise, sapıklığa ve fitneye yol açar, maazallah! Vallahu alem!
Kişiye Her Duyduğunu (Hadis Olarak) Aktarması Yalan Olarak Yeter!”