Konu: İhlas Ve İyi Niyet C.tesi 21 Şub. 2009, 20:45
İHLÂS VE NİYET [1]
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:"Kim,(yapmış olduğu ameline karşılık olarak) dünya hayatını ve süsünü isterse, yapmış oldukları amellerinin karşılığınıorada tam olarak veririz ve onlar orada hiçbir haksızlığa da uğratılmazlar (dünyevî mükâfatlarından hiçbir şey eksiltilmez). İşte onlar, âhirette ateşten başka bir şeyi olmayan kimselerdir. (Dünyada) yapmış oldukları amelleri (kendilerine hiçbir fayda vermeyip) boşa gitmiştir. Yaptıkları (ameller, Allah rızâsına uygun olmadığı için) zâten batıldı."[2]
Ömer b. Hattâb’dan -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’i şöyle derken işittim:
- Ameller, ancak niyetlere göre geçerlilik kazanır. Herkes ancak niyet ettiğinin karşılığını alır. Kimin hicreti, (niyet ve kasıt olarak) Allah ve Rasûlü için ise, onun hicreti (sevap ve ecir olarak) Allah ve Rasûlü içindir. Kimin de hicreti dünyadan bir menfaat elde etmek ya da bir kadınla evlenmek için ise, onun da hicreti, hicret ettiği (gâye) içindir."[3]
Ebu Hureyre’den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’i şöyle derken işittim:
- Şüphesiz kıyâmet günü hesaba çekilecek ilk insan, Allah yolunda şehit olan kimsedir. Allah’ın huzuruna getirilir. Allah Teâlâ ona bahşettiği nimetleri tek tek hatırlatır, o da bu nimetleri itiraf eder.
Allah Teâlâ ona:
-O nimetleri nerelerde kullandın? diye sorar.
Şehit:
- Şehit oluncaya kadar senin yolunda savaştım, diye cevap verir.
Allah Teâlâ ona:
- Yalan söyledin, insanlar sana cesur desinler diye savaştın, öyle de dediler,buyurur.Sonra Allah Teâlâ meleklerine emreder.Melekler onu yüzüstü sürükleye sürükleye cehenneme atarlar.
Ardından ilim öğrenen ve öğrendiğini insanlara öğreten, Kur’an okuyan kimse Allah’ın huzuruna getirilir. Allah Teâlâ ona bahşettiği nimetleri tek tek hatırlatır, o da bu nimetleri itiraf eder.
Allah Teâlâ ona:
- O nimetleri nerelerde kullandın? diye sorar.
O (âlim):
- İlim öğrendim ve o ilmi insanlara öğrettim, senin rızân için Kur’an okudum’ der.
Allah Teâlâ ona:
- Yalan söyledin, insanlar sana âlim desinler diye ilim öğrendin ve insanlar sana (ne güzel) Kur’an okuyor desinler, diye Kur’an okudun, öyle de dediler, buyurur. Sonra Allah Teâlâ meleklerine emreder. Melekler onu yüzüstü sürükleye sürükleye cehenneme atarlar.
Ardından Allah Teâlâ’nın kendisine nimetler bahşederek her türlü mal ve servet verdiği kimse Allah’ın huzuruna getirilir.Allah Teâlâ ona bahşettiği nimetleri tek tek hatırlatır, o da bu nimetleri itiraf eder.
Allah Teâlâ ona:
- O nimetleri nerelerde kullandın? diye sorar.
O kimse:
- Senin hoşuna gidip râzı olduğun hiçbir yol bırakmadım ve hepsine infakta bulundum (harcadım), der.
Allah Teâlâ ona:
- Yalan söyledin, insanlar sana cömert desinler diye infakta bulundun, öyle de dediler, buyurur. Sonra Allah Teâlâ meleklerine emreder. Melekler onu yüzüstü sürükleye sürükleye cehenneme atarlar."[4]
KONUNUN AÇIKLAMASI:
Niyet, her amelin temelini oluşturur. Dolayısıyla insanın işlediği amelin kabul veya red edilmesi, ancak onu işleyenin niyetine göredir. Bu sebeple her kim, bir ameli ihlaslı olarak Allah Teâlâ için işler ve onunla âhiret yurdunu elde etmek ister, ameli de Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in sünnetine uygun olursa, ameli ondan kabul olunur. Her kim de Allah Teâlâ’dan başkası adına o ameli işlemeye niyet eder veya amelini ihlaslı olarak yapmayıp o ameline, Allah Teâlâ ile birlikte bir başkasını ortak koşarsa, ameli reddolunur ve o amel (kıyâmet günü) sahibinin başına belâ olur.
KONUDAN ÇIKARILAN SONUÇLAR:
1. Amelin, Allah Teâlâ tarafından kabul olunmasının şartlarından birisi de ihlastır.İhlasın anlamı;kişinin amelinde sadece Allah Teâlâ’nın rızâsını gözetmesidir.
2. İhlasın önemi. Öyle ki ihlassız amel, (kıyâmet günü) sahibinin başına belâ olur.
3. Amelin, görünüşte iyi ve güzel görünmesi, onun kabul olunması için yeterli değildir.
4. Her amelde niyeti düzeltmek ve bunun için çaba harcamak gerekir. Râşid b. Hasan Âl-i Abdulkerim
[1]Bknz: "Minhâcul-Kâsidîn Muhtasarı"; sayfa:359 ve "Camiul-Ulûm vel-Hikem".
[2] Hûd Sûresi: 15-16
[3] Buhârî; hadis no:1/9 (1), Müslim; hadis no:1907, Ebû Dâvûd; hadis no:220, Tirmizî; hadis no:1647
[4] Müslim; hadis no:1905, Tirmizî; hadis no:2382
Yaş :
Konu: Geri: İhlas Ve İyi Niyet C.tesi 29 Ocak 2011, 19:11
Böylece İmam Ahmed’in "İslamın temeli üç hadistir:..." sözünün manası bilinmiş oldu: "Ameller niyyetlerledir..." hadisi, “Kim bizim bu işimizde dinimizde ondan olmayanı icad ederse o reddolunur." hadisi ve “Helal açıktır, haram açıktır..." hasidir. Çünkü dinin tamamı ya emir fiilleri, ya haramların terki ve şüphe anında durmaktan ibarettir, bunun tamamını Nu’man bin Beşir’in hadisi içermiştir.
Bu da iki şekilde tamamlanır: Birincisi: Amel zahirde sünnete uygun olmalıdır. Bu manayı, Ayşe (r.a)’ın hadisi içermiştir: "Kim bizim bu işimizde dinimizde ondan olmayanı icad ederse o reddolunur.”
İkincisi: Amel ile Allah’ın rızası kasdedilmelidir. Bunu da Ömer (r.a) hadisi içermiştir: "Ameller niyyetlerledir.”
Fudayl (O hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır) (1) bu ayet hakkında dedi ki: Hanginiz daha ihlaslı, daha isabetli bunu sınamak için. (2) Ve dedi ki:Eğer amel doğru olsa, ihlaslı olmasa kabul olmaz, ihlaslı olsa doğru olmasa yine kabul olmaz, ancak doğru ve ihlaslı olursa kabul olur. İhlaslı olan: Alah için olandır, Doğru olanda: Sünnet üzere olandır. Fudayl’in bu sözüne Allah tealanın şu sözü delildir: “Her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiç bir şeyi ortak koşmasın (3)
Paz 28 Ekim 2012, 12:04
Konu: İhlas Ve İyi Niyet 
C.tesi 21 Şub. 2009, 20:45