Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...

İSLAMİ BİLGİ PAYLAŞIM SİTESİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Rahmet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
star
starPaz 28 Ekim 2012, 12:04
star
starÇarş. 14 Eyl. 2011, 21:58
star
starSalı 13 Eyl. 2011, 18:41
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:48
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:15
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:02
star
starPtsi 05 Eyl. 2011, 22:51
star
starPaz 04 Eyl. 2011, 13:51
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 16:06
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 15:45
Similar topics
  • » İstihare namazı ???
  • » Peygamberin as cenaze namazi

  • KADININ NAMAZI ERKEĞİN NAMAZI İLE AYNIDIR

    Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
    Yazar Mesaj
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    KADININ NAMAZI ERKEĞİN NAMAZI İLE AYNIDIR Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: KADININ NAMAZI ERKEĞİN NAMAZI İLE AYNIDIR KADININ NAMAZI ERKEĞİN NAMAZI İLE AYNIDIR Icon_minitimeC.tesi 06 Ağus. 2011, 16:17

    Kadının namazı ile erkeğin namazı, harici hükümler bakımından farklıdır. Bu hükümlerden bazıları: cemaat, ezan, ikame, setru’l avret ve saf bunlardan bazılarıdır.

    Bu hükümler de iki namaz arasında bazı farklılıklar olduğu doğrudur. Fakat namazın şekli konusunda alimler arasında iki görüş bulunmaktadır:

    Birinci görüş: Bu görüş dört mezhep imamlarının görüşüdür, o da: “kadının namazının erkeğin namazından farklı olması müstehaptır. “ görüşü.

    Kur'an ve Sünnette kadınların tesettürüne özel bir önem atfettiği hepimizin malumudur. Namazda kadınların bazı hareketlerinin erkeklerden (kısmî olarak) farklılık göstermesinin temel sebebi de budur. Zira namaz dışında mütesettir (tesettürlü, örtülü) olması hassasiyetle istenen kadının, Rabbinin huzurunda bu noktaya daha fazla dikkat göstermesi tabiidir.

    Bu sebeple İbn Hibbân, kadının evinin en gizli mekânında kıldığı namazın diğerlerine göre daha sevaplı olduğunu ifade eden hadisi [Ebû Dâvûd, "Salât", 53; İbn Huzeyme, III, 94-6] naklettiği babın başlığını aynen şöyle koymuştur: "Kadının Namazı Ne Kadar Gizli/Örtülü Olursa, Ecrinin de O Kadar Büyük Olacağının Beyanı."

    Ve yine bu sebeple İbn Abbâs (r.a)'a kadının namazının nasıl olması gerektiği sorulduğunda, "Derli toplu ve gizli" cevabını vermiştir. [ İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, I, 302]

    Bilindiği gibi namazın rükünlerinde (namaz esnasında mutlaka yerine getirilmesi gereken hususlarda) kadın ile erkek arasında temelde herhangi bir farklılık yoktur. İftitah tekbiri, kıyam, kıraat, rükû.. vd. hususların farziyeti erkek için de kadın için de geçerlidir. Farklılık sadece kısmî olarak şeklî bazı noktalarda öne çıkmaktadır.

    İftitah tekbiri alırken ellerin nereye kadar kaldırılacağı, kıyamda ellerin bağlanış tarzı ve yeri, rükû ve secde ediş tarzı, teşehhütte oturuş biçimi… böyledir.

    Kadınların namaz kılarken erkeklerden farklı olarak hangi noktalara riayet edecekleri, Efendimiz (s.a.v) tarafından tafsilatlı olarak açıklanmış değildir. Bu hususta, Sahabe'den ve sonraki nesillerden gelen uygulama ve fetvalar bulunmaktadır. Belli başlılarını zikredecek olursak:

    İftitah tekbiri: Kadınların, namaza başlarken ellerini kulak hizasına kadar değil, sadece omuz veya göğüs hizasına kadar kaldıracağı konusunda Sahabe'den Vâil b. Hucr (r.a) kanalıyla nakledilmiş merfu (Efendimiz (s.a.v.)'e dayanan) bir rivayet mevcut ise de [et-Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr, XXII, 19-20] senedindeki Ümm Yahya bt. Abdilcebbâr isimli kadın hakkında el-Heysemî herhangi bir bilgi bulamadığını söylemiştir. [Heysemî, Mecma'u'z-Zevâid, II, 272; IX, 624] Dolayısıyla bu rivayet zayıftır. Ancak Sahabe'den Ummu'd-Derdâ (r.anha) ve Tabiun'dan da Atâ, ez-Zuhrî, Hammâd… gibi isimlerden bu rivayetin delaletini destekleyen uygulama ve fetvalar nakledilmiştir. [ Buhârî, Kurratu'l-Ayneyn, 22; İbn Ebî Şeybe, Musannef, I, 270; el-Aynî, Binâye, II, 197] Zayıf hadisin bu uygulama ve fetvalarla kuvvet bulacağını ve kadınların iftitah tekbirindeki uygulamasının naklî bir temeli bulunduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

    Kıyam: Kadınların, kıyamda dururken ellerini göğüslerinin üstünde bağlayacağı konusunda herhangi bir rivayet bulunmamaktadır. Kaynaklar kadınların erkeklerden farklı olarak ellerini göğüsleri üzerinde bağlayacağını belirtirken yalnızca bunun "tesettüre daha uygun" olacağını söylemekle yetinmektedirler.

    Rukû: Bu konuda da Efendimiz (s.a.v)'den nakledilmiş sahih bir rivayet mevcut değildir. Kadınların rükûda kollarını yana açmaksızın –erkeklere göre daha toplu bir şekilde– rukû edeceğini belirten ulema, bunu da "tesettüre uygunluk" ilkesine dayandırmıştır.

    Secde: Kadınların secdede nasıl hareket edeceği konusunda Efendimiz (s.a.v)'den nakledilmiş iki rivayet vardır. el-Beyhakî bunların her ikisinin de zayıf olduğunu söylemiştir.
    Bu rivayetlerden birinde Efendimiz (s.a.v)'in, kadın namaz kılarken (oturuşta) uyluklarını birbiri üzerine koyması ve secde ettiği zaman karnını uyluğu üzerine koymasını söylediği nakledilmiştir. el-Beyhakî bu rivayeti, senedindeki Ebû Mutî' el-Hakem b. Abdillah el-Belhî sebebiyle taz'if etmiş (zayıf olduğunu söylemiş)tir.

    Bu zat, İmam-ı Azam'ın Beş Eseri adıyla dilimize çevrilmiş olan risalelerden el-Fıkhu'l-Ebsat'ın ravisidir. Hadis tenkitçileri, onun hakkında oldukça ağır cerh ifadeleri kullanmıştır.ez-Zehebî onun hakkında şöyle der: "İbnu'l-Mubârek onu, dindarlığı ve ilmi mevkii sebebiyle ta'zim ve tebcil ederdi. (…) Re'y konusunda basiret sahibi, şanı büyük bir allame idi."

    Cerh-ta'dil alimlerinin Ebû Mutî' el-Belhî hakkındaki ağır sözlerinde (ki birçoğunun onun hakkında "Cehmî idi", "Murci idi" gibi ifadeler kullandığı dikkat çekiyor) itikadî meşrep farklılığının etkisini görmemek mümkün değil… Değil mi ki İmam Ebû Hanîfe ve Hanefî mezhebinin diğer büyük imamları dahi benzeri bir saikle taz'if edilmiştir?

    Sonuç olarak söz konusu rivayetin Ebû Mutî' el-Belhî hakkındaki yanlı cerh ifadeleri sebebiyle zayıf sayıldığını söylemek mümkün ise, hadisin bu konuda ihticaca elverişli olduğunu söylemek de mümkündür… el-Beyhakî'nin taz'if ettiği diğer rivayet ise, zayıfı olduğu konusunda Cerh-Ta'dil otoritelerinin ittifak ettiği Atâ b. Aclân isimli ravi kanalıyla gelmiştir. Bu ravinin durumu sebebiyle o rivayetin zikrinden sarf-ı nazar edeceğim…

    Kadının secde ediş tarzı hakkında ayrıca aşağıdaki nakilleri görüyoruz:
    Hz. Ali (r.a)'ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Kadın secde ettiği zaman yere kapansın ve uyluklarını toplasın (vücuduna bitiştirsin)."

    İmam Ebû Hanîfe'nin hocasının hocası İbrahim en-Neha'î de (Tabiun'dandır) aynı tarzda hüküm vermiş, "Kadın secde ettiği zaman uyluklarını toplasın ve karnını uylukları üzerine koysun" demiştir.
    Kendisinden bu konuda yapılan bir diğer nakil de şöyledir: "Kadın secde ettiği zaman karnını uyluklarına yapıştırsın; kalçasını yukarı kaldırmasın ve erkeğin kollarını açıp yayıldığı gibi yayılmasın." Yine Tabiun'dan Mucâhid'in de, erkeğin, secde ederken karnını kadınların yaptığı gibi uylukları üzerine koymasını mekruh gördüğü nakledilmiştir.

    Bu konuda Tabiun'dan ve daha sonraki kuşakların imamlarından, bunlara benzer hayli kaviller nakledilmiş ise de bu kadarı maksadı ifadede yeterlidir.

    Beyhakî şöyle der: "Kadının namaz ahkâmında erkekten ayrıldığı yerler, kadının tesettüre riayeti ilkesine racidir. Kadın, her durumda kendisi için tesettüre en uygun şeyi yapmakla memur ve mükelleftir…"

    Kadın ile erkeğin namazının farklı olması gerekir diyenlerin delillerini zikrettikten sonra , Kadın ile erkeğin namazında fark yoktur diyenlerin bu delillere cevaplarını hemen altına yazacağız:

    1- Beyhaki’nin çıkarttığı, Haris’den, O’da Ali’den rivayet ettiğine göre:
    “Eğer kadın secde ederse, baldırlarını birleştirsin” [Beyhaki / 222/2]

    Karşı cevab : Bilindiği gibi Haris el-A’var‘ın hadisleri oldukça zayıftır. Zayıflığı hakkında bilgi almak isteyenler: [El-Kenz: rakam: 165 / 8 / 22400]


    2- Yine Beyhaki’nin çıkarttığı bir hadisde: “Ebu Sa’id el-Hudri’den: Nebi (s.a.v) buyurdu ki:
    “Erkeklerin saflarının en hayırlısı, en başta olanıdır. Kadınların saflarının en hayırlısı, son da olanıdır. Nebi (s.a.v) erkeklere secdedeyken kollarını ayırmayı, kadınlara ise birleştirmeyi emrederdi. Teşehhutte erkeklere sağ ayaklarını dikmeyi ve solu yaymalarını, kadınlara ise bağdaş emrederdi.” [Beyhaki / 222/2]

    Karşı cevab : Bu hadis zayıftır. Beyhaki bunun hakkında; zayıftır, bu hadise ihtiyaç duyulmaz demiştir. Zayıf olmasının sebeplerinden bir tanesi hadisde Ata bin Ac’lan’ın bulunmasıdır. Ata hadislerde zayıftır, O’nun dışında bu hadiste başka zayıf ravilerde vardır. Zaten bağdaş kurmayı Nebi (s.a.v) kadınlardan hiç kimseye söylememiştir.


    3- Beyhaki’nin çıkarttığı diğer bir hadiste: “Abdullah bin Ömer dedi ki: Rasulullah (s.a.v) buyuruyor ki:
    “Kadın namazda oturduğunda, bir baldırını diğer baldırının üzerine dayar, secde ettiğinde ise kendisini en iyi şekilde örtecek kadar karnı ile baldırını yapıştırır. Muhakkak ki ALLAH o kadına bakar ve derki: Ey melekler siz şahitsiniz ki ben O’nu bağışladım” [Beyhaki / 222/2]

    Karşı cevab : Beyhaki’nin de zikrettiği gibi hadis zayıftır, ona ihtiyaç duyulmaz. Hadiste Ebu Muti’i bulunmaktadır, bilindiği gibi o kezzap (çok yalancı) dır. Alimlerin geneli onun hadislerine tabi olmazlar ve bu hadiste mevzu (uydurma) bir hadistir.


    4- Beyhaki’nin çıkarttığı başka bir hadiste: “Yezd bin Ebi Habib den: Nebi (s.a.v) Namaz kılan iki kadının yanına yaklaştı ve onlara dedi ki:
    “Eğer secde ettiğiniz de etinizin bir kısmını yere birleştirin, muhakkak ki kadın burada, erkekle aynı değildir.” [Beyhaki / 223/2]

    Karşı cevab : Bu hadis kesik oluşu yüzünden zayıftır. Çünkü Salim bin Ğaylan vardır, ki onun hadisleri tıpkı Mizan ve Cevher’ul Naki de olduğu gibi terkedilmiştir.

    5- Taberani’nin Vail bin Hucer’den çıkarttığı hadiste: “Nebi (s.a.v) buyurdu ki:
    “Ey Vail! Eğer namaz kılacak olursan, ellerini kulaklarının hizasına getir, kadınlar ise omuzlarının hizalarına getirirler.” [Silsiletu’d Daife: C11]

    Karşı cevab : Bu hadiste zayıftır, çünkü hadiste: Ummu Yahya bintu AbdulCebbar vardır. O kadın ise, Heysemi’nin [Mucmee: 103 / 2] de belirttiği meçhuledir.

    6- Halid el-Leclac dedi ki: “Kadınlar namazda oturduklarında bağdaş kurmakla emrolunmuşlardır. Kadına bir şey olmasından korkulduğu için erkekler gibi kalçalarının üzerlerine oturmamaktadırlar.” [İbni Ebi Şeybe: 270/1]

    Karşı cevab : Bu bir hadis değil, bilakis bir alimin sözüdür. O halde bizim için hüccet sayılmaz. Ki rivayetin içinde Muhammed bin İshak vardır. O da bu rivayeti bir anane olarak rivayet etmiştir, çünkü kadının bağdaş kuracağını kimse söylememiştir.

    7- Nafi den gelen rivayette: “Safiye (r.a) bağdaş kurarak namaz kılıyordu.”

    Karşı cevab : Bu rivayette de zayıflığı üzerinde muhaddisler tarafından ittifak edilmiş Muhammed bin Ac’lan bulunuyor, ayrıca kadının hasta olma ihtimali de bulunmakta.

    8- Aynı raviden gelen bir rivayette: “İbn Ömer (r.a)in hanımları bağdaş kurarak namaz kılarlardı, ibn Ömer (r.a) onlara bu şekilde emrederdi” (Musnef: 27,229 /1 ve el-Muğni: 606/1)’

    Karşı cevab : Musnef: 27,229 /1 ve el-Muğni: 606/1’de de belirtildiği gibi rivayetin isnadı zayıftır.

    Bu görüşü savunanların illetleri; “bu şekilde bir namaz kadını setrediyor. Hicab ve tesettür görevi yapıyor”, bundan ötürü kadının bu şekilde namaz kılmasına “müstehaptır” demişlerdir.


    İkinci görüş: Bu görüş ; Buhari, ibn Hazm ve Selefin bir çoğu da bu görüş üzerindedir. O da: “Kadın ile erkeğin namazlarında şeklen bir farklılık olmaması” şimdi onunla ilgili delilleri zikredeceğiz.

    1- Nebi (s.a.v) emretti: “Beni nasıl namaz kılıyor görüyorsanız, sizde öylece kılın!” [ (Buharî, Ezan, 18; Ahmed b. Hanbel, Musned, 5/53) - Üzerinde ittifak edilmiş hadis] erkekler ve kadınlar için genel bir şekilde emretmiştir. Bu hadis kadınları ve erkekleri kapsamaktadır, tabi eğer kadın ile erkeğin namazlarında ayrımlar yapan hadisler varsa bu müstesnadır. Lakin Nebi (s.a.v) den erkeğin namazı ile kadının namazını ayıran sahih rivayetler gelmemiştir.

    2- Muhakkak ki Nebi (s.a.v) ; ümmetini hareketlerde hayvanlara benzemekten nehyetmiştir.
    Hadisde geldiği gibi : ” Aslan’ın yayılışına, köpeklerin oturuşuna, kargaların gagalayışına, eşeklerin başlarını indirerek yürüyüşüne, develerin çöküşüne benzemekten ümmetini nehyetti.” [Camiu’t Tirmizi: 65/2 (Sahih) , Sunen en-Nesai: 207/2 (Sahih), Mişkatu’l Mesabih C1 (üzerinde ittifak edilmiş hadis), Sahihi İbn Huzeyme] ve bu nehy kadınlar ve erkekler için geneldir, bir erkeğin namazda hayvanlara benzemesi caiz değildir, aynı şekilde bir kadının namazda hayvanlara benzemesi caiz değildir. çünkü mü’min bir kadın vakarlıdır, o halde namazının şeklide hayvanların hareketlerinden farklı olmalıdır.

    3- Eğer kadının namazı ile erkeğin namazı farklı olsaydı, Nebi (s.a.v) ümmetine genel bir şekilde haber verirdi, tıpkı en ince meselelerde bizlere her şeyi detayıyla öğrettiği gibi. Çünkü namaz önemli bir ibadettir, günde 5 kere eda edilir, bu önemine rağmen namazların farklı bulunacağına dair sahih bir rivayet bulunmamaktadır. İşte bu kaide genel olup bir çok meselede bize yarar sağlamaktadır.

    4- Sahihi Buhari’de sabittir ki: [Sahihi Buhari: 242 / 2] : “Fakihe (Fıkıh Alimesi) olan Ummu Derda (r.a) namazında otururken erkeğin oturduğu gibi otururdu.” Aynı rivayeti İbni Ebi Şeybe çıkartmıştır. [İbni Ebi Şeybe: 270 /1 ] bilindiği gibi Ummu Derda büyük sahabiyelerdendir. Buhari’de kadın ve erkeğin namazlarında bir fark olmadığını işaret etmiştir, aynı şekilde Fethu’l Bari de olduğu gibi.

    5- İbrahim Nahi’i dedi ki: “Kadın namazda, erkeğin oturduğu gibi oturur.” [İbni Ebi Şeybe Sahih bir senetle çıkartmıştır: 270/1]

    6- Katada (r.h) dedi ki: “Kadın namazda kolayına geldiği gibi oturur”

    7- Ata (r.h) dedi ki: “Kadın dilediği gibi namaz kılar”

    İbn Hazm (r.h) diyor ki: Doğru olan rüku; rüku ettiğinde başını dikmemesi, ve belini meylettirmemesi, orta yolu tutmasıdır. Secde de ise belini köprü gibi kılması, ve kollarını da sonuna kadar açmasıdır. Kadın ve erkek tüm bunlarda aynıdır, aralarında bir farklılık bulunmaz.” [Muhalla: 37/3]

    İbn Hazm’ın sözünden anlaşılana göre, Setru’l Avret sebebi ile kadının erkekten farklı bir şekilde namaz kılması doğru değildir.

    “Beni nasıl namaz kılıyor görüyorsanız, sizde öylece kılın” hadisi geneldir. Bu görüş aynı şekilde İbrahim el-Nahi’i nin de görüşüdür.” [Sıfatu’s Salat: Sayfa: 145]

    “Kadının secdede iken toplanmalıdır, muhakkak ki kadın orada erkek ile aynı değildir” hadisi mursel hadistir.
    Hiçbir şekilde delil olarak kabul edilemez. Ayrıca Ebu Davud Mürsel Hadisler kitabında bu hadisi zikretmiştir. [El-Merasiyl: 87 / 117]

    www.islam-tr.net adresinden alınmıştır.
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    KADININ NAMAZI ERKEĞİN NAMAZI İLE AYNIDIR Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Geri: KADININ NAMAZI ERKEĞİN NAMAZI İLE AYNIDIR KADININ NAMAZI ERKEĞİN NAMAZI İLE AYNIDIR Icon_minitimeC.tesi 06 Ağus. 2011, 16:25

    Erkek ve Kadının Namaz Kılış Şeklinde Bir Farklılık Var mıdır?




    Soru : Erkek ve kadının namaz kılış şeklinde bir farklılık var mıdır? Açıklar mısınız?





    Cevap :

    بسم الله والحمد لله، والصلاة والسلام على رسول الله، وعلى آله وصحبه ومن والاه، أما بعد

    Muhterem kardeşim! Sorunuzun cevâbından önce şu kâideyi iyice kavramanız gerekir:

    Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem erkeğiyle kadınıyla bütün insanlara peygamber olarak gönderilmiştir. Erkeklere ya da kadınlara has olduğuna dâir hakkında delîl olmayan her konuda Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bütün buyruklarına hem kadın hem de erkek eşit derecede muhataptır ve bütün fiillerini de örnek almak durumundadır. Herhangi sahîh bir delîl olmaksızın peygamberimizin bir sözünün sadece kadınları ya da sadece erkekleri bağladığı iddiası dînimizi temelinden sarsacak bir bâtıldır.

    Eğer bunları anladıysanız, namazla ilgili herhangi bir fiilin kadınlara veya erkeklere has olduğunu söyleyenin sahîh bir delîl getirmesi gerektiğini kavrarsınız. Örnek olarak erkeklerin hilâfına kadınların namazda iken başlarını örtmeleri vâciptir. Çünkü buna dâir sahîh bir delîl vardır. Bu sahîh delîl ile erkekten farklı olarak kadına başını örtmesi farz kılınmıştır. Söz konusu olan sahîh delîl şudur: “Allah adet gören (yani buluğ çağına ermiş) bir kadının namazını başörtülü olmadan kabûl etmez.” [Ahmed, Ebû Dâvûd, Tirmizî ve İbn Mâce Âişe’den rivâyet etmişlerdir.] Demek ki namazda başı örtmenin vucûbiyyeti bu delîlin de gösterdiği gibi kadına hastır. İşte bunun gibi kadın ile erkeğin namazının farklı olduğu söylenilen her konuda sahîh bir delîl getirilmesi gerekir. Çünkü namaz hakkında Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Namazı, benim nasıl kıldığımı gördüyseniz öyle kılın.” [Buhârî, Mâlik b. el-Huveyris’den rivâyet etmiştir.] Bu hadîse, kadın ve erkek bütün Müslümanlar muhataptır. Bu böyleyken, özellikle memleketimizde bazı kimseler, ellerinde hiçbir sahîh delîl olmaksızın erkekler namazı şöyle kılarlar, kadınlar ise şöyle kılarlar demektedirler. Hatta –çok azı müstesnâ- böyle söyleyenler, bu konudaki zayıf veya mevdû’/uydurma, herhangi bir delîle de vâkıf değillerdir. Yani, kendi delîllerinden de –ki bu delîllerin hiçbiri sahîh değildir- haberleri yoktur. Tutundukları şey sadece “Bu kadar insan yanlış mı yapıyor?”, “Biz büyüklerimizi böyle gördük.”, “Sen filan âlimden daha mı iyi biliyorsun?” türünde hiçbir değeri olmayan çürük sözlerdir.

    Kadın ile erkeğin namaz kılma şekillerindeki farklılığa delâlet eden rivâyetleri tek tek ele alıp inceleyen bazı ilmî kitaplar vardır. Bu kitaplarda konu ayrıntısı ile anlatılmakta ve bu konuda hiçbir sahîh delîlin olmadığı sonucuna varılmaktadır.

    Sözün özü,

    Namaz kılma şeklinde kadın ile erkek arasında herhangi bir fark yoktur. Bu konuda kadınların arasındaki en şiddetli muhalefet, rukûya tam eğilmemek ve secdede elleri yere yaymaktır. Bu ikisi mutlaka men edilmesi gereken münkerlerdir. Kadın rukûsunu tıpkı erkek gibi sırtı dümdüz olacak şekilde eğilerek ve dizlerini kavrayarak yapmalıdır. Secdede ise kollarını bedeninden uzaklaştırmalı, yerden kaldırmalı, ellerini de omuzları hizasında tutmalıdır. Bu iki husus kadınların muhalefetleri içinde en önemlileridir.

    En doğrusunu Allah bilir.
    Kardeşiniz
    Hüseyin Cinisli

    www.tevhidvesunnet.com adresinden alınmıştır.
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    KADININ NAMAZI ERKEĞİN NAMAZI İLE AYNIDIR Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Geri: KADININ NAMAZI ERKEĞİN NAMAZI İLE AYNIDIR KADININ NAMAZI ERKEĞİN NAMAZI İLE AYNIDIR Icon_minitimeÇarş. 24 Ağus. 2011, 23:24

    Rükûda Ta'dil-i Erkânın Vacip Olması

    "Hz. Peygamber (s.a.v.) rükûda tam mutmain olurdu."

    Nitekim önceki konunun başında geçtiği üzere namazını düzgün kılmayan kişiye bu şekilde yapmasını emretmiştir.

    Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur :

    "Rükû ve secdeleri tam yapın. Nefsimi elinde tutana yemin ederim ki, rükû ve secde ettiğinizde ben sizi arkamdan görüyorum."1

    "Hz. Peygamber (s.a.v.), bir adamın, rükûsunu tam yapmadığını, secdesini de tavuğun yem yemesi gibi yaptığını gördü. Bunun üzerine şöyle dedi :

    "Şayet bu adam bu hâli üzere ölse, Muhammed’in dininden başka bir din üzere ölmüş olur. [Namazını karganın leş gagalaması gibi kılmaktadır.] Rükûsunu tam yapmayan ve secdesini leş gagalar gibi yapan kimsenin örneği; bir veya iki hurma yediği hâlde açlığını gidermede bu hurmaların faydası olmamış aç insan gibidir."2

    Ebû Hüreyre (r.a.) şöyle demiştir : "Dostum (s.a.v.), horoz yem gagalar gibi namazımı hızlı hızlı kılmamı, tilkinin bakınması gibi namazda sağa sola bakınmamı ve maymun oturuşu gibi oturmamı bana yasakladı."3

    Hz. Peygamber (s.a.v.) bir defasında şöyle buyurdu :

    "Hırsızların en fenası, namazından çalandır." Orada bulunanlar : "Ey Allah'ın Rasûlü ‎! İnsan, namazından nasıl çalar ?" dediler.

    "Rükû ve secdelerini tam yapmayarak." buyurdu.4

    "Hz. Peygamber (s.a.v.) namaz kılıyordu. Göz ucuyla, rükû ve secdelerde belini düz tutmayan bir adamı gördü. Namazını bitirince şöyle buyurdu : "Ey müslümanlar ! Rükû ve secdelerde belini düz tutmayan kişinin namazı yoktur."5

    Hz. Peygamber (s.a.v.) başka bir hadiste de şöyle buyurmuştur :

    "Rükû ve secdelerde sırtını düz tutmadığı müddetçe kişinin namazı geçerli olmaz."6



    1 Buhârî, Müslim. Ben diyorum ki: Hadiste geçen görme, gerçek anlamda bir görmedir ki, bu durum, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) mucizelerindendir. Ancak bu görme sadece namaza özgü olup, genele şamil olduğu konusunda hiçbir delil yoktur.
    [Buhârî, Sıfatü's-salat 7 (11), c.2, s.756; Müslim, Salat 110 (425), c.3, s.1363. Mütercim]

    2 Ebû Ya’lâ, “el-Müsned” (340,349/1); Âcurrî, “el-Erbaîn”; Beyhakî; Taberânî (1/192/1); Ziya, “el-Müntekâ mine’l-ehâdîsi’s-sıhâh ve’l-hisân” (276/1) ve İbn Asâkir (2/226/2, 414/1, 8/14/1, 76/2) hasen senedle rivâyet etmiştir. İbn Huzeyme hadisin sahih olduğunu söylemiştir (1/82/1). İbn Batta’nın “el-İbâne” adlı kitabında (5/43/1) hadisin ziyadesinin yer almadığı birinci bölümün mürsel bir şahidi vardır.

    3 Tayâlisî, Ahmed ve İbn Ebû Şeybe. Hafız Abdülhak el-İşbîlî’nin (1348) “el-Ahkâm” adlı kitabına eklediğim açıklamalarda da belirttiğim üzere bu hadis, hasendir.

    4 İbn Ebû Şeybe (1/89/2), Taberânî ve Hâkim. Hâkim hadisin sahih olduğunu söylemiş; Zehebî de bu görüşünde ona katılmıştır.

    5 İbn Ebû Şeybe (1/89/1), İbn Mâce ve Ahmed sahih senedle rivâyet etmiştir. Bkz. “es-Sahîha” (2536).
    [İbn Mâce, İkametü's-salât 16 (871), c. 3, s. 111. Mütercim]

    6 Ebû Avâne, Ebû Davud ve Sehmî (61) rivâyet etmiştir. Dârekutnî hadisin sahih olduğunu söylemiştir.
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    KADININ NAMAZI ERKEĞİN NAMAZI İLE AYNIDIR

    Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
    1 sayfadaki 1 sayfası

    Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
    Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun... :: DİNİ KONULAR :: Fıkıh :: Salih Ameller -