Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...

İSLAMİ BİLGİ PAYLAŞIM SİTESİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Rahmet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
star
starPaz 28 Ekim 2012, 12:04
star
starÇarş. 14 Eyl. 2011, 21:58
star
starSalı 13 Eyl. 2011, 18:41
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:48
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:15
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:02
star
starPtsi 05 Eyl. 2011, 22:51
star
starPaz 04 Eyl. 2011, 13:51
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 16:06
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 15:45
Similar topics
  • » Müseylime'ye Tabi Olanların Mantığı

  • Tabi Olma Ve Mukallid Olma Arasındaki Fark

    Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
    Yazar Mesaj
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Tabi Olma Ve Mukallid Olma Arasındaki Fark Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Tabi Olma Ve Mukallid Olma Arasındaki Fark Tabi Olma Ve Mukallid Olma Arasındaki Fark Icon_minitimePerş. 30 Eyl. 2010, 12:37


    İbni Abdi'l-Ber 'Camiu Beyani'l-İlmi ve Fazlihi isimli kitabında taklidin fesadı, onu yasaklama ve taklitle tabi olma arasındaki fark diye açtığı bapta şöyle diyor: Allah-u Teala Kitabının bir çok yerinde taklidi zemmederek şöyle buyurmuştur:

    اِتَّخَذُوا اَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَانَهُمْ اَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَالْمَسٖيحَ ابْنَ مَرْيَمَ وَمَا اُمِرُوا اِلَّا لِيَعْبُدُوا اِلٰـهًا وَاحِدًا لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ سُبْحَانَهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ (Tevbe 31)

    'Hahamlarını ve rahiplerini Allah'tan gayri Rabler edindi­ler. Rivayet olunduğuna göre, Huzeyfe ve diğerleri bu ayeti tefsir ederlerken şöyle demişlerdir: 'Onlar, Allah'ı bırakarak haham ve ruhbanlara tapmıyorlardı, fakat onlar kendilerine tabi olanlara bir şeyi helal ve haram ediyorlar, onlara tabi olanlarda haham ve rahiplerini bu helal ve haramlarda taklit ediyorlardı. Adiy b. Hatim diyor ki: Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) e boynumda haç olduğu halde geldi­ğimde bana: 'Ya Adiy!... Bu putu boynundan at' dedi yanına yaklaştı­ğımda Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Tevbe Suresini okuyordu. 'Hahamlarını ve rahiplerini Allah'tan gayrı Rab'ler edindiler ayetine kadar okumaya devam etti. Ben: Ya Rasulullah, biz onları Rabler edinmedik, dedim. Rasulullah (saiiaiiahu aleyhi ve seiiem): 'Bilakis, onlar size haram olan bir şeyi helal ediyor, siz de onu helal sayıyordunuz öyle değil mi?' dedi. Evet öyle yapıyorduk dedim. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): 'İşte o (ameliniz) onları Rab edinmek­tir ' buyurdu. Tirmizi(3095)

    Allah-u tealanın: 'Hahamlarını ve rahiplerini Allah'tan gayrı Rabler edindiler. ayetinin tefsirinde Ebu'l-Behteri şöyle demiştir: 'Haham ve rahipleri onlara Allah'ı bırakarak kendilerine tapmalarını emretselerdi onlar, haham ve rahiplere itaat etmezlerdi. Fakat haham ve rahipler, Allah'ın helallerini haram, haramlarını da helal ettiler. Onlar da bu hususlara itaat ettiler. Haham ve rahiplerin bu hareketi rububiyetti.

    İmam Veki şöyle dedi: 'Bize Sufyan ve A'meş birlikte Hubeyb b. Sabit'ten o da Ebu'l-Behteri'den rivayet ettiler. Huzeyfe (r) ye Allah'ın 'Hahamlarını ve rahiplerini Allah'tan gayrı Rabler edindiler...' ayeti hakkında onlar haham ve rahiplere tapıyorlar mıydı? Diye sorulduğunda Huzeyfe (ra: 'Hayır, haham ve rahipleri onlara helalleri haram, haramları da helal ediyorlardı. Onlar da bunlara uyarak onları helal ve haram sayıyorlardı, diye karşılık vermiştir.

    Allah-u teala: 'İşte böyle senden önce de herhangi beldeye uyarıcı gönderdiysek mutlaka o beldenin varlıklıları: 'Biz babalarımızı bir din üzere bulduk, biz de izlerine uyarız' dediler. Ben size babalarınızı üzerinde, bulduğunuz dinden daha iyisini getirmiş olsam da yine babalarınızın yolunu mu tutacaksınız?. Zuhruf: 23-24 buyurmuştur.

    Görüldüğü gibi babalarına uymaları onları hidayeti kabul etmekten engelledi ve şöyle bir mazereti ileri sürdüler.

    ..Dediler ki: Doğrusu biz sizinle gönderileni -kabul etmiyor- inkar ediyoruz. Zuhruf: 23-24 işte bunlar ve benzerleri için Allah-u teala şöyle buyurmuştur: 'İşte kendilerine tabi olunanlar, tabi olanlardan uzak durdular, azabı gördüler ve aralarındaki bağlar kesildi, şöyle dediler: Ah keşke bir daha dünyaya gitmemiz mümkün olsaydı da şimdi onların bizden uzak durduğu gibi biz de onlardan uzak dursaydık. Böylece Allah onlara işledikleri bütün fiilleri hasretler (pişmanlık ve üzüntüler kaynağı) olarak gösterecektir ve onlar ateşten çıkacak da değillerdir. Bakara: 166-167

    Müminler onlara benzemesin diye Allah-u Teala ehli küfrü kınayıp şöyle buyuruyor:

    Babasına ve kavmine demişti ki; Şu karşısında.durup taptı­ğınız heykeller nedir? Babalarımızı onlara tapar bulduk da onun için biz de onlara tapıyoruz dediler. Enbiya: 52-53 Ve dediler ki: Rabb'imiz, biz efendilerimize ve büyüklerimize uyduk da bizi yoldan saptırdı­lar. Ahzab: 67

    Kur'an'da bunun benzeri baba ve efendilerinin taklidini yeren ayet­ler çoktur. Taklidi iptal hususunda alimler bu ayetleri delil getirdiler. Bu ayetlerin müşrikler için gelmiş olması alimlerin taklidi iptal etmek için delil getirmelerine mani olmamıştır. Çünkü teşbih (benzerlik) birinin küfrü diğerinin imanı cihetinden meydana gelmemiştir. Aksine teşbih iki taklitçi arasında taklit edilen kişiyi, hüccetsiz taklit etmeleri cihetinden meydana gelmiştir. Bu mesele şuna benzer; Şayet bir adam, bir kişiyi taklit etse ve o taklit sebebiyle küfre girse, başka bir adam da birini taklit etse ve o sebeple günaha girse ve bir başkası da dünyevi bir meselesinde birini taklit etse, ve bu taklit sebebiyle hata etse, bu taklitçilerin her biri delilsiz olarak onları taklit ettiğinden dolayı kınanır ve ayıplanır. Çünkü onların hepsi de taklittir, ve kişiler değişse de taklitlerin hepsi birbirine benzemektedir. Allah-u Teala: 'Allah bir kavmi doğru yola ilettikten sonra, sakınmaları gereken şeyleri kendilerine açık­lamadıkça onları saptıracak değildir. Tevbe: 115 buyurmuştur.

    İbni Abdi'l-Ber, devamla şöyle diyor: 'Zikrettiğimiz bütün deliller­le taklit batıl olunca, teslim olunması gereken usullere teslim olmak vaciptir. Onlar da Kitap, sünnet ve manası Kitap ve sünnette bulunan icmaî delillerdir. Rasulullah (aleyhi ve sellem) de şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: Size sımsıkı sarıldığınız müddetçe asla sapıtmayacağınız iki şey bırakıyorum. Onlar; Allah 'in Kitabı ve Rasulünün sünnetidir. İbni Abdi'l-Ber (1/109-123-Camiu Beyani'l-İlmi) Malik (2/889) Ahmed (3/26) Ebu Davud (1905) İbni Mace (3074)

    www.ehlieser.blogcu.com adresinden alınmıştır.

    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    Tabi Olma Ve Mukallid Olma Arasındaki Fark

    Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
    1 sayfadaki 1 sayfası

    Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
    Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun... :: DİNİ KONULAR :: Fıkıh :: Taklid -