Sünen-i ibni Mace-Kitabu'l-Edeb 15- Tokalaşmak Babı
Sabah ve İkindi Namazından Sonra Cemâatin Tokalaşması Hükmü
Bilindiği gibi bâzı yerlerde bu âdet ötedenberi devam edegelmiştir. Avnü'l-Mâbûd yazan bu hususla ilgili aşağıdaki bilgiyi vermiştir;
Nevevi , el Ezkâr adlı kitabında : Her karşılaşmada tokalaşmak müstehabtır. Ama sabah ve ikindi namazından sonra halkın âdet hâline getirdikleri tokalaşmanın Şer-i Şerif te bir mesnedi yoktur. Bununla beraber bunda bir dîni sakınca yoktur. Çünkü aslında tokalaşmak bir sünnettir. Halkın bâzı hallerde buna devam etmeleri ve bir çok durumlarda bunu ihmal etmeleri yapılan tokalaşmayı Şer-i Şerif in dışına çıkarmaz. (Yâni anılan iki vakitteki tokalaşma âdeti sünnet olan tokalaşma sınırı dışında düşünülmez) . Ayrıca İmâm Ebû Muhammed bin Abdisselâm bid'ati; Vâcib, Haram, Mekruh, Müstehab ve Mübâh olmak üzere beş kısma ayırmış ve demiş ki: Sabah ve ikindi namazlarından sonra yapılan tokalaşmak işi mubah bid'at örneklerindendir, diye bilgi vermiştir.
Aliyyü'l-Kari ise el-Mişkât şerhinde Nevevi' nin sözünü reddederek: İmâmın, yâni Nevevi' nin sözündeki bir nevi çelişki vardır. Çünkü sünnet olan bir şeyi bâzı vakitlerde ifa etmek bid'at sayılmaz. Şu da var: Halkın anılan iki vakitteki uygulaması, meşru ve müstehab olan tokalaşma şeklinde değildir. Çünkü meşru tokalaşma zamanı kişilerin birbirlerine rastladıkları ilk andır. Halbuki bazen bir gurup, tokalaşmadan bir araya gelir, görüşüp sohbet ederler, uzun süre beraber kalıp ilmî ve dinî konuşmalar yaparlar. Sonra namaz kılınca tokalaşırlar. Bu durumdaki tokalaşmanın neresi sünnet olan tokalaşmadan sayılır? Bunun içindir ki bâzı âlimlerimiz, yâni Hanefi âlimler; anılan âdetin yerilen bid'at nevinden ve mekruh olanından olduğunu söylemişlerdir, demiştir.
Avnü'l-Mâbûd yazarı yukardaki nakilleri yaptıktan sonra: Ben derim ki; Aliyyü'l-Kari' nin dediği şey, hak ve doğru olandır. Nevevi'nin görüşü hatalıdır. Bâzı muhakkik âlimler bid'atlerin beş kısma ayrıldığına dâir İbn-i Abdisselâm'ın görüşüne karşı çıkmışlardır, dedikten sonra; bayram namazlarından sonra yapılan tokalaşma ve kucaklaşmanın da Şer-i Şerife aykırı ve yerilen bid'atlerden olduğunu savunmuştur.
Camide musafaha yapmak: Namazlardan sonra, namazın bir tetimmesi (tamamlayıcısı) olarak, herkesin herkesle musafaha etmesi bidattır Musfaha aslında sevgi doğurucu bir sünnet olmakla beraber, namazlardan sonra, namazın bir parçası ve bütünleyicisi gibi icra edilmesi, ibadete bir katma anlamı taşıdığından bidat olmuş olur (Çağdaş Meselelere Fetvalar-Faruk Beşer) Beş vakit namazdan, Cuma namazından ve Bayram namazlarından sonra (cami ve mescitlerin içerisinde) musafaha yapanlar görülüyor Bu zamanlarda musafaha yapmak bidat ve kerahattır Müslim şerhinde İmam Nevevi merhum ise şöyle zikrediyor: İkindi ve sabah namazından sonra musafaha yapmak aslı olmayan şeylerdendir (İslama Sokulan Bidat ve Hurafeler-Mustafa Uysal) ... Namazdan sonraki musafahalaşma: Bazı namazlardan sonra cemaatin toplu halde tokalaşmaları sünnet değil bidattir Nevevi ve İbni Abdisselam gibi bazı alimler “bidat olmakla beraber, mubahtır yapılabilir” demişlerdir Ancak Aliyyül Kari haklı olarak bu ifadeyi reddetmiş ve “sünnet olan musafaha karşılaşan iki müslümanın, ilk karşılaştıklarında yaptıkları tokalaşma olduğuna göre buna uymayan bir şekilde ve namazdan sonra toplu musafaha çirkin bir bidattir” demiş, Ebu Davud şarihi Şemsülhak’da ona katılmıştır Hz Peygamber ve sahabe devrinde, böyle bir uygulama mevcut değildir (Şemsülhak-Avnul Mabud, Münavi-Feyzül Kadir, Ayni-Umdetül Kari) (Helaller ve Haramlar-Hayrettin Karaman) Namazların arkasından namazın bir gereği gibi görülerek yapılması ve terkedildiğinde kınanmayı gerektiren bir adet halini alması bidattir ve terkedilmesi gerekir Yoksa musafaha namazın arkasından da yapılır önünden de yapılır (Nevevi-Feteva) (Fetvalarla Çağdaş Hayat-Faruk Beşer)