Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...

İSLAMİ BİLGİ PAYLAŞIM SİTESİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Rahmet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
star
starPaz 28 Ekim 2012, 12:04
star
starÇarş. 14 Eyl. 2011, 21:58
star
starSalı 13 Eyl. 2011, 18:41
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:48
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:15
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:02
star
starPtsi 05 Eyl. 2011, 22:51
star
starPaz 04 Eyl. 2011, 13:51
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 16:06
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 15:45
Similar topics
  • » Zayıflamak İçin
  • » DÜNYAYI DÜZELTMEK IÇIN

  • Uğur İçin Takı Takınmak, Ağaçlara Çaput Bağlamak

    Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
    Yazar Mesaj
    e-mir
    Admin
    Admin
    e-mir
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 02/02/09
    Mesaj Sayısı : 1596
    Nerden :
    Uğur İçin Takı Takınmak, Ağaçlara Çaput Bağlamak Vide
    http://www.rahmet.yetkin-forum.com
    MesajKonu: Uğur İçin Takı Takınmak, Ağaçlara Çaput Bağlamak Uğur İçin Takı Takınmak, Ağaçlara Çaput Bağlamak Icon_minitimePaz 14 Mart 2010, 01:00

    Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

    "De ki: Söyleyin bakalım, eğer Allah bana bir zarar vermek istese, sizin Allah'ı bırakıp da taptıklarınız O'nun bu zararını giderebilirler mi?" (Zümer: 39/38)

    İmran b. Husayn şöyle rivayet ediyor:

    "Rasulullah (s.a.v.) bileğine sarı halka takmış olan bir adam gördü. Ona:

    "Bu nedir?" diye sordu. Adam:

    "Uğurdur. Bana cesaret verir, kuvvetimi artırır." dedi. Rasulullah (s.a.v.) ona:

    "Hemen çıkart at. O senin ancak aczini artırır. Şayet o üzerindeyken ölseydin asla kurtuluşa eremezdin." buyurdu."
    (İbn Mace Tıbb: 39, Ahmed Müsned: 4/445, İbn Hibban Mevarid: 1410-1411)

    Ukbe b. Amir, Rasulullah (s.a.v.)'ın şöyle dua ettiğini naklediyor:

    "Kim uğur getirsin diye bir şey takınırsa, Allah ona hiç uğur getirmesin. Kim kendisini korusun diye bir şey takarsa Allah onu korumasın."

    Başka bir rivayette Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:

    "Kim uğur getirsin, işi rast gitsin diye bir şey takarsa şirk koşmuş olur." (Ahmed Müsned: 4/310, Hakim Müstedrek: 4/417, İbn Hibban Mevarid: 1413, Elbani Ahadisus-sahiha: 492.)

    Huzeyfe (r.a.), kendisini zararlı hayvanlardan koruması için koluna renkli kurdele bağlayan bir adam görünce, kurdeleyi kopardı ve şu ayeti kerimeyi okudu:

    "Onların çoğu şirk koşmadan Allah'a iman etmezler." (Yusuf: 12/106) (İbn Ebu Hatem)

    1 - Yukarıdaki ayet ve hadislerde maskot, madalyon, muska, kuru kafa, susam otu, kurdele, nazarlık, boncuk v.b. şeyleri takınmakla işlenen hatanın büyüklüğü bildiriliyor.

    2 - Kim halka, ip, nazar boncuğu vb. şeyler, takıp bunların doğrudan doğruya kendisine fayda verebileceğine veya kendisinden bir zararı uzaklaştırabileceğine inanırsa büyük şirk işlemiş ve dinden çıkmış olur. Fakat taktığı şeyler sebebiyle Allah'ın kendisine fayda vereceğine veya kendisinden bir zararı uzaklaştıracağına inanırsa, büyük günahlardan daha günah olan küçük şirk işlemiş olur. Böyle şeyler taktıkları halde ölen kimseler, ebediyyen kurtuluşa eremeyeceklerdir.

    3 - Bu konuda bilmemek mazeret değildir. Zira durumu bilmeyen sahabeye, Rasulullah (s.a.v.): "Şayet o üzerinde olduğu halde ölseydin ebediyyen kurtuluşa eremezdin." buyurmuştur. Eğer bilmemek mazeret olsaydı sahabenin bu konuda özür sahibi olması gerekirdi.


    4 - Bu tür şeyler takmak dünyada bir fayda sağlamadığı gibi zarar bile getirebilir. Çünkü Rasulullah (s.a.v.):

    "O senin ancak aczini artırır" buyurmuştur.


    5 - Bu gibi şeyler (yani halka, nazar boncuğu, muska, tavşan ayağı v.b.) takmaya şiddetle karşı çıkılmıştır.

    6 - Bunları takanların şirk koşmuş olacakları açıkça belirtilmiştir.

    7 - Hastalık, nazar v.b. durumlardan korunmak için ip, kurdele gibi şeyler bağlamak yukarıda açıkladığımız gibi takanın durumuna göre büyük şirk ya da küçük şirk olur.

    8 - Huzeyfe (r.a.)'nin bu ayeti okuması; sahabenin büyük şirk hakkındaki ayetleri, küçük şirk hakkında da delil olarak getirdiklerini gösterir. İbn Abbas (r.a.)'ın Bakara suresinin 22. ayetinin tefsirinde "Allah'a denkler koşmayın." ayetini küçük şirk için de delil göstermesi gibi.

    9 - Göz değmesine karşı takılan nazarlıklar da takanın durumuna göre büyük şirk ya da küçük şirktir.

    10 - Rasulullah (s.a.v.) kendilerini koruması için bir şey takanlara:

    "Allah onu korumasın, Allah ona uğur getirmesin!" diye beddua etmiştir. Bu da bize bu gibi şeyleri takanlara beddua etmenin caiz olduğunu gösterir.

    11 - Ayet ve hadislerde, bunları takanların bunlara güvendikleri, tevekkül ettikleri açıkça bildirilmiştir. Allah (c.c.) onları taktıkları şeylerle başbaşa bırakır.

    MUSKA VE NAZARLIKLAR

    Ebu Beşir el-Ensari şöyle rivayet etti:

    "Rasulullah (s.a.v.) ile bir yolculuğunda beraberdim. Gördüğü her hayvanın boynunda bulunan nazarlık, boncuk ve bunun gibi ne bulursa koparması için bir elçi gönderdi." (Buhari Cihad: 139, Ebu Davud Cihad: 45, Ahmed Müsned: 5/216, Muvatta Sıfatunnebiyy: 39.)

    İbni Mesud (r.a.)'dan, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

    "Ruk'a, temaim ve tevle şirklerdendir." (Ebu Davud Tıbb: 17, İbn Mace Tıbb: 39, Ahmed: 1/381, Hakim Müstedrek: 4/217, Elbani Ahadisussahiha: 331)

    Ruk'a: Tılsımlı söz ve şekillerle hastalıkları tedavi etmeye çalışmaktır. Çoğu kere bu söz ve şekillerin manası anlaşılmaz. Üfürükçülük de ruk'adan sayılır. Göz değmesinden ve zararlardan korunmak gayesiyle, içinde şirk bulunmayan dualar okumak veya Kur 'an-ı Kerim okumak ise caizdir ve sünnettir.

    Temaim: Nazardan korunmak için takılan nazarlıklar ve benzeri boncuklardır.

    Göz değmesinden korunmak için Kur'an-ı Kerim ayetleri veya hadisi şeriflerin yazılıp muska şeklinde kişinin üzerinde bulundurulmasına bazı sahabeler izin vermiş; ancak çoğunluğu izin vermemiştir. İbni Mesud (r.a.) izin vermeyen sahabeler arasındadır.

    Tevle: Her çeşit muskadır. Karı kocanın arasını bulmak için yapılan muhabbet muskaları da bu şirkin kapsamına girer.

    Abdullah b. Akim (r.a.)'den, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

    "Kim kendisini zarardan koruması için bir şey takarsa, Allah (c.c.) o kimsenin korunmasını taktığı şeye bırakır." (Tirmizi Tıbb: 34, Nesai Tahrim: 19,Ahmed: 4/211, 310-311, Elbani Daifu'l-Cami: 5714.)

    Ruveyfi (r.a.)'den Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

    "Ey Ruveyfi! Belki hayat senin için uzun sürer. İnsanlara şunu haber ver: Kim sakalını büküp kıvırırsa, muska veya nazarlık takarsa, hayvan tersi veya kemikle istinca ederse Muhammed (s.a.v.) o kimseden uzaktır." (Ebu Davud Taharet: 20, Nesai Zinet: 12, Ahmed: 4/108-109, Elbani Sahihu'l-Cami: 7787.)

    Said b. Cubeyr (r.a.) diyor ki:

    "Kim bir insanın üzerindeki, muskayı (nazarlık ve benzerlerini) koparıp atarsa köle azad etmiş kadar sevap kazanır." (Veki)

    Ebu İmran, İbrahim b. Yezid en-Neha'i şöyle diyor:

    "Sahabe, Kur'an ayetlerinden olsun veya olmasın, muska, nazarlık gibi şeylerin hiç birinden hoşlanmayıp bunları mekruh görürlerdi." (Veki)

    1 - Rasulullah (s.a.v.)'in şirk olduğunu haber verdiği ruk'a, temaim ve tevlenin ne manaya geldiğini bilmek gerekir.

    2 - Bunların her üçü de şirktir.

    3 - Göz değmesinden ya da bir takım zararlı şeylerden korunmak için, ayet ve hadislerden oluşan duaların okunması caizdir.

    4 - Kur'an'ı iyice sarıp üzerinde bulundurmanın bunlara dahil olup olmadığı hususu ihtilaflıdır. Alimlerin bu konuda kesin bir hükümleri yoktur.

    5 - Hayvanlara, evlere, tarlaya, arabaya v.b. yerlere nazarlık takmak şirktir.

    6 - Rasulullah (s.a.v.), bu tür şeyler takanların, kendisinden uzak olduklarını bildirmiştir.

    7 - Bir kimsenin üzerinde bulunan; muska, nazarlık ve bunun gibi şeyleri kopartıp atmak büyük sevaptır.

    Sahabenin, Kur'an ayetleriyle ruk'a yaptıklarına dair rivayetler vardır. İbrahim Nehai'nin sözü ile bu rivayetler arasında bir çelişki söz konusu değildir. Çünkü bu mesele sahabeler arasında ihtilaflı olan bir meseledir ve İbrahim Nehai'nin delil aldığı, Abdullah b. Mesud ve onun gibi düşünen sahabelerdir.

    AĞAÇ,TAŞ VB. ŞEYLERİ KUTSAL SAYMAK

    Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

    "Şimdi haber verin Lat ve Uzza'dan ve üçüncüleri olan Menat'tan (herhangi bir güçleri var mı?)" (Necm: 53/19-20)

    Ebu Vakıd el-Leysi diyor ki:

    "Rasulullah (s.a.v.) ile birlikte Huneyn seferine çıktık. Biz küfür ve şirk aleminden henüz yeni ayrılmıştık. Müşriklerin "Zat-u Envat" dedikleri ve kutsal saydıkları bir ağaçları vardı. Silahlarını o ağacın altında kuşanırlar, ona ibadet ederlerdi. Böyle ulu bir ağacın altından geçiyorduk. Rasulullah (s.a.v.)'a:

    "Ey Allah'ın Rasulü! Bize de onların Zat-u Envatı gibi bir ağaç tayin et." dedik. Rasulullah (s.a.v.):

    "Allah-u ekber! Yine aynı yol. Yemin ederim ki, İsrailoğullarının Musa'ya: "Ey Musa bunların ilahları gibi bize de bir ilah yap" dedikleri gibi diyorsunuz. Şüphe yok ki siz, sizden önceki kavimlerin yolundan yürüyeceksiniz." cevabını verdi."
    (Ahmed: 5/218, Tirmizi Fiten: 18.)

    1 - Necm süresindeki ayet, bu hadis ile açıklığa kavuşmaktadır.

    2 - Yeni müslüman olan bu kimseler, Rasulullah (s.a.v.)'dan anlamsız bir istekte bulunmuşlardır.

    3 - Rasulullah (s.a.v.) onların bu isteklerinin yanlış olduğunu söyleyince, sahabeler hemen bundan vazgeçmişlerdir.

    4 - Sahabeler, Rasulullah (s.a.v.)'dan böyle bir şeyi, Allah'ın hoşuna gider düşüncesi ile, O'na yaklaşmak ve rızasını kazanmak gayesiyle istemişlerdi.

    5 - Yeni müslüman olan insanların, bazı akidevi incelikleri kavrayamamış olmaları ve bu nedenle uygulamada hata yapmaları mümkündür. Nitekim hadisteki kimseler de, sahabe olmalarına rağmen, böyle bir hataya düşmüşlerdir.

    6 - Sahabeler, büyük günahlardan daha günah olan bu şirk ameli işlemekten vazgeçmeleri sebebiyle Allah katında büyük sevap elde etmişlerdir.

    7 - Rasulullah (s.a.v.), yaptıkları şeyin şirk olduğunu bilmemelerine rağmen, sahabeleri mazur görmemiş, üstelik:

    "Allahu Ekber! Yine aynı yol. Şüphe yok ki siz, sizden önceki kavimlerin yolundan yürüyeceksiniz" ifadesiyle onları ağır bir şekilde yermiştir.

    [Ama tekfir etmemiş, tecdidi iman ve tecdidi nikah taleb etmemiştir. e-mir.]

    8 - Rasulullah (s.a.v.) onların bu isteklerini, İsrailoğullarının Musa (a.s.)'dan "bize de bir ilah yap" istekleriyle aynı görmüştür.

    9 - Sahabelerin iyice düşünmeden istedikleri bu şey "La ilahe illallah"ın kapsadığı manaya tamamen zıttır.

    10 - Rasulullah (s.a.v.), yarar gördüğü durumların dışında yemin etmezdi. Burada sahabelere verdiği cevapta yemin etmiştir.

    11 - Sahabelerin teklifine karşılık Rasulullah (s.a.v.)'ın İsrailoğulları örneğini vermesi, bize bu teklifin aslında büyük şirk olduğunu gösterir. Bu sahabeler yeni müslüman olduklarından bazı akidevi incelikleri kavrayamamış olmaları sebebiyle, Rasulullah (s.a.v.)'a böyle bir teklif getirmişlerdir. Bu teklif bir emir değil, danışma mahiyetindedir. Çünkü ast hiç bir zaman üste emir veremez. Buna göre sahabelerin 'yap' derken kastettikleri 'uygunsa yapalım' demektir. Bu durumda sahabeler "şirk" e girmemişlerdir.

    12 - "Biz küfür ve şirk aleminden yeni ayrılmıştık." sözü, hadisteki sahabelerin bu hususları bilmediklerini; fakat daha önce müslüman olanların buna vakıf olduklarını gösterir.

    13 - İslam'a uygun olmayan durumlar karşısında hayrete düşüldüğünde 'Allahu Ekber!' diye tekbir getirmek Rasulullah (s.a.v.)'in sünnetindendir.

    14 - Allah ile kul arasında birtakım vasıtalar tayin etmek yasaklanmıştır.

    15 - Müslümanların cahiliye ehlinin düşünce, söz ve hareketlerine uymaları yasaklanmıştır.

    16 - Rasulullah (s.a.v.), buradaki istek sahiplerine öfkelenmiştir. Öğreticinin bazı durumlarda öfkelenmesi doğaldır.

    17 - Rasulullah (s.a.v.)'ın "yine aynı yol" sözü, insanların küfür ve şirk hususunda hep aynı yolu takip ettiklerini ifade etmektedir.

    18 - Rasulullah (s.a.v.)'ın aynı olayın Musa (a.s.) zamanında da vuku bulduğunu haber vermesi, ona rasul olması sebebiyle verilen bilgilerdendir.

    19 - Allah-u Teala'nın, Kur'an'da yahudi ve hristiyanları kötülediği bütün sıfatlar, bizim için de kötülenme unsuru olduğundan, bunlardan sakınmamız gerekir.

    20 - İbadetin temeli, o ibadetin yapılmasına dair olan emirdir. İbadetler bir emir üzere yapılırlar. Emrolunmayan bir şeyle ibadet olmaz. Nitekim sahabeler Rasulullah'tan kendileri için Zat-u Envat gibi bir ağaç tayin etmesini isterlerken, bunu Allah'ı hoşnut etmek ve O'na ibadet etmek kastıyla istemişlerdi. Fakat Allah'ın emretmediği, bilakis yasakladığı bir şey istedikleri için bu niyetleri onları tehlikeye soktu.

    21 - Yahudi ve hristiyanların yolu kötülenmiştir.

    22 - "Küfür ve şirk aleminden yeni ayrılmıştık" sözü; yeni müslüman olan kimselerin içlerinde, alışageldikleri batıla ait kalıntıların bulunabileceğini gösterir.

    http://selef01.blogcu.com/ adresinden düzenlenerek alınmıştır.
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    Uğur İçin Takı Takınmak, Ağaçlara Çaput Bağlamak

    Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
    1 sayfadaki 1 sayfası

    Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
    Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun... :: DİNİ KONULAR :: Bid'at ve Hurafeler -