Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun...

İSLAMİ BİLGİ PAYLAŞIM SİTESİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Rahmet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
star
starPaz 28 Ekim 2012, 12:04
star
starÇarş. 14 Eyl. 2011, 21:58
star
starSalı 13 Eyl. 2011, 18:41
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:48
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:15
star
starSalı 06 Eyl. 2011, 19:02
star
starPtsi 05 Eyl. 2011, 22:51
star
starPaz 04 Eyl. 2011, 13:51
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 16:06
star
starCuma 02 Eyl. 2011, 15:45
Similar topics
  • » Fetret Ehli ve Akıbeti
  • » Ebu Hanife Tarikat Ehli Miydi?

  • İslamiyet Doğarken Ehli Kitab'ın Hali Pür Melali

    Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
    Yazar Mesaj
    betül mirza
    Moderator
    İslamiyet Doğarken Ehli Kitab'ın Hali Pür Melali Default4
    betül mirza
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 01/02/09
    Mesaj Sayısı : 21
    Nerden :
    İslamiyet Doğarken Ehli Kitab'ın Hali Pür Melali Vide
    MesajKonu: İslamiyet Doğarken Ehli Kitab''ın Hali Pür Melali İslamiyet Doğarken Ehli Kitab'ın Hali Pür Melali Icon_minitimeCuma 22 Mayıs 2009, 20:17

    Seyyid Kutub'un Beyyine Suresi tefsirinin ilk kısımlarından bir alıntı.

    ...............................................

    "Yedinci yüzyılın başlarında Yahudileri Hıristiyanlardan nefret ettiren, Hıristiyanların da onlara karşı kinlerini doğuran ve her iki grubun da adlarını lekeleyip kötüye çıkaran olaylar meydana geldi. Fokas (610 M.)'ın iktidar yıllarının son senesi, Yahudiler Antakya'da Hıristiyanlara karşı ileri gittiler. İmparator, Kumandanı "Abnosos"u görevini benzeri görülmemiş bir acımasızlıkla yerine getirdi. Şehirde kim varsa tümünü öldürdü. Kimini kılıçtan geçirdi. Kimini idam etti. Bazılarını suda boğdu, bazılarını ateşe atarak, bazılarını yakarak öldürdü. Kimilerini işkence altında öldürürken kimilerini de parçalasınlar diye yırtıcı hayvanların sirklerine attı. Bu mücadeleler Yahudilerle hristiyanlar arasında birbirini izledi durdu.

    Makrizi El Hitat adlı kitabında der ki:

    "Roma imparatoru Fokas zamanında, Acem hükümdarı Kisra, askerlerini Şam'a ve Mısır'a gönderir. Kisranın ordusu Kudüs, Filistin ve tüm Şam diyarında ne kadar kilise varsa yerle bir ederler. Bütün Hıristiyanları öldürürler. Onları yakalamak için Mısır'a giderler. Mısır'da büyük bir Hıristiyan topluluğunu öldürür sayılara sığmayacak kadarını esir alırlar. Kisranın ordusuna, hristiyanlarla savaşında onların kiliselerini yıkmada Yahudiler yardım ederler. Yahudiler Taberiye'de, El Celil dağında, Nasıra kasabasında Sur şehrinde ve Kudüs diyarında acemleri törenle karşılarlar. Acemler Hıristiyanlara her türlü kötülüğü yaparlar. Onları ezip geçerler. Kudüs'te iki kiliselerini yıkıp yerle bir ederler. Kaldıkları yerleri ateşe verirler. Hakaret olsun diye Haç direğini parçalayıp Alırlar. Kudüs patriği ile birçok arkadaşını esir Alırlar. Makrizi daha sonra Kudüs'ün fethini ele alır ve arkasından sözüne şöyle devam eder:

    Bu sırada Sur şehrinde bir kısım Yahudiler ayaklandılar. Diğer bir kısmı da çevre illere dağılarak Hıristiyanları öldürmek ve köklerini kazımak üzere sözleştiler. Yahudi ile Hıristiyanlar arasında savaş koptu. Bu savaşta yirmi bin civarında Yahudi bir araya geldi, Sur şehri dışında Hıristiyanların kiliselerini yerle bir ettiler. Fakat daha sonra Hıristiyanlar Yahudiler üzerine yıldırım gibi yürüdüler, sayıları Yahudilerden daha çok olduğu için onları çok feci şekilde bozguna uğrattılar. içlerinden birçokları öldürüldü. Bu sırada Herakliyus İstanbul'da doğu Bizans imparatoru idi. Herakliyus Acem Kralı Kisra'ya kurmuş olduğu bir savaş hilesi ile acemleri yendi ve oradan ayrıldı. Sonra Herakliyus Kostantiniyyeden (İstanbul'dan) ayrıldı. Şam'da ve Mısır'da otoriteyi yeniden sağlamak ve Acemlerin yıktıklarını yeniden yapmak istiyordu. Tabariyede ve başka yerlerde Yahudiler Heraklıyus'u karşıladılar. Kendisine değerli armağanlar vererek güven istediklerini ve bu konuda kendisine yemin etmesini arzuladıklarını bildirdiler. Heraklıyus da kendilerine güvence verdi ve sözünde duracağına yemin etti. Arkasından Heraklıyus Kudüs'e girdi. Bu kez, Hıristiyanlar kendisini ellerinde İncillerle, Haçlarla, buhurdanlıklarla ve yanan mumlarla parlak bir şekilde karşıladılar. Heraklıyus şehri ve Hıristiyanların kiliselerini harap olmuş bir durumda buldu. Ve bu durum kendisini çok üzdü. Ve çok gücüne gitti. Hıristiyanları acımasızca öldürdüklerini, kiliseleri yàkıp yıkarak yerle bir ettiklerini, Yahudilerin kendilerine Acemlerden de beter davrandıklarını, kendilerini son fertleri kalıncaya kadar nasıl öldürdüklerini birer birer anlattılar ve Heraklıyus'u Yahudilerden intikam almak için kışkırtmaya çalıştılar ve bunun güzel olacağını kendisi için şeref olacağını bildirdiler. Ancak ne var ki Herakliyus bu görüşe, onlara güvence verdiği ve kendilerine sözünde duracağına yemin ettiği gerekçesi ile karşı koydu. Bunun üzerine rahipleri, patrikleri ve keşişleri birlik olup Heraklıyus'un Yahudileri öldürmesinde bir sakınca olmayacağı yolunda fetva verdiler. Çünkü onlara göre Yahudiler, Heraklıyus'a hile yapmışlardı. Çünkü Heraklıyus Yahudilere, Hıristiyanların başından geçenleri, Yahudilerin Acemlerle birlik olup onlara yaptıklarını bilmeden güvence vermişti. Sonra Yahudiler öldürülür verilen güvence bozulursa bunun bedeli de vàrdı. Din adamları hep birden Heraklıyus'un yeminin bedeli olarak, bundan sonra kıyamete kadar her yıl onun adına belirli günlerde oruç tutacaklar ve Hıristiyanlara da tutturacaklardı.

    Bunun üzerine Heraklıyus din adamlarının sözlerine görüşlerine uyarak Yahudilere çok korkunç bir savaş açtı. Bu savaşta tüm Yahudileri öldürüp yok etti. Öylesine korkunç bir katliam yaptı ki tüm Mısır'da ve Şam'da Bizans ülkesinin sınırları içinde kaçıp kurtulabilen ve gizlenen hariç, bir tek Yahudi kalmadı...

    "Bu rivayetlerden, her iki topluluğun, Yahudi ve Hıristiyanların, düşmandan intikam alma fırsatı doğunca acımasızlığı ve sertliği nerelere vardırdıkları, insan kanına ne kadar susadıkları ve bu uğurda hiçbir sınır gözetmedikleri ortaya çıkmakta ve belli olmaktadır."

    ........................................
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    betül mirza
    Moderator
    İslamiyet Doğarken Ehli Kitab'ın Hali Pür Melali Default4
    betül mirza
    Yaş :
    Kayıt tarihi : 01/02/09
    Mesaj Sayısı : 21
    Nerden :
    İslamiyet Doğarken Ehli Kitab'ın Hali Pür Melali Vide
    MesajKonu: Geri: İslamiyet Doğarken Ehli Kitab'ın Hali Pür Melali İslamiyet Doğarken Ehli Kitab'ın Hali Pür Melali Icon_minitimeCuma 22 Mayıs 2009, 20:20

    "İmparator Heraklıyus (610-641) 638 yılında İran'ı yendikten sonra devlette kavga halinde olan ve birbiri ile boğuşan hristiyan mezhepleri bir araya getirmeye ve birleştirmeye çalıştı. Buna bir uzlaşı şekli bulmak istedi. Uzlaşı biçimi şöyle idi: Bundan böyle insanlar Hz. İsa'nın kimliği hakkında konuşmayacaklar, sıfatının bir mi yoksa iki mi olduğunu tartışmayacaklar, aksine, yüce Allah'ın bir tek iradesi olduğuna ve bir tek kazaya sahip bulunduğuna inanacaklardı. 631 yılının başlarında bu konuda bir uzlaşma meydana gelmiş ve Monoşili mezhebi devletin ve ona tabi olan Hıristiyan kiliselerinin resmi mezhebi olmuştu. Heraklıyus her türlü yola başvurarak, bu yeni mezhebin yerleşmesi için ona düşman olan diğer karşıt mezheplerle mücadele etmeye karar verdi. Ancak Kıptiler ona karşı koyarak, kendilerini bu bid'at ve tahriflerden korumaktan ve eski inançları uğruna ölmekten çekinmediler.

    İmparator bir kez daha mezhepleri birleştirmek ve anlaşmazlıkları ortadan kaldırmak isteyerek, halkın, Allah'ın bir tek iradesinin olduğunu kabul edeceklerine inandı. Diğer probleme iradenin bizzat etki edip etmeyeceği konusuna gelince, bu konuda konuşmayı erteledi ve insanların bu konuda tartışmalarını yasakladı. Ve bu hususta bir de resmi bildiri yazdı ve bu bildiriyi doğu bölgesinin her yerine yaydı. Bu resmi bildiri Mısır'daki fırtınayı dindirememiş ve sonunda Mısır, Kayser'in elinde on yıl süre ile tüyler ürpertici işkence ve zulümlere sakine olmuştu. Bazılarına işkence yapıyor ve sonra da suda boğuyorlardı. Bazen meş'ale tutuşturuyorlar, ateşini mahkumun vücuduna dağlıyorlardı, her iki yandan yağları eriyip yere akıncaya kadar ateşi onun vücudundan ayırmıyorlardı. Hapisteki kişiyi kum dolu torbaya koyuyorlar ve denize atıyorlardı. Ve buna benzer daha nice iğrenç ve çirkin hareketler"

    [Bu reziller bir de İslamiyetin kılıç zoru ile yayıldığını iddia ederler. Asıl birbirlerini ve paganistleri nasıl katlettiklerini biraz mürekkeb yalamış herkes bilmektedir. İzlediğim bir filmde hristiyanlığın İngiltere'de nasıl yayıldığıyla ilgili sahneler vardı. Oranın paganistleri duvarlara zincirlenmiş bir şekilde aç ve susuz bırakılarak öldürülüyorlardı. Tüm Amerikan yerlilerinin nasıl hristiyanlaştırıldıkları ise hemen herkesin malumudur. e-mir.]
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    İslamiyet Doğarken Ehli Kitab'ın Hali Pür Melali

    Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
    1 sayfadaki 1 sayfası

    Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
    Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Hidayete Tabi Olan Kullarının Üzerine Olsun... :: EVLADU İYAL :: Tarih :: İslam Tarihi -