Beyhaki, Ebû Rafi’den rivayet ediyor: Ömer, aralarında Abdullah b. Huzafe’nin de bulunduğu bir orduyu Bizanslıların üzerine gönderdi. Bizanslılar İbn Huzafe’yi esir aldılar.
Bizans kralı İbn Huzafe’ye: “Hıristiyan ol, seni krallığıma ortak edeyim” dedi. İbn Huzafe bunu kabul etmedi. Bunun üzerine kral çarmıha gerilmesini ve ok atılmasını emretti. İbn Huzafe bundan da korkmadı. Kral, çarmıhtan indirilmesini ve büyük bir kazan getirilmesini emretti. İçine su dolduruldu ve kaynatıldı.Ardından müslüman bir esirin içine atılmasını emretti. Öyle ki etleri ve kemikleri birbirinden ayrıldı. Sonra Hıristiyanlığı kabul etmediği takdirde İbn Huzafe’nin atılmasını emretti. İbn Huzafe Hıristiyanlığı kabul etmeyince alıp götürdüler. Bu sırada ağlamaya başladı. Bunun üzerine Kral, geri getirilmesini emretti ve neden ağladığını sordu. İbn Huzafe: Keşke yüz canım olsa da Allah yolunda bu şekilde kaynamış suya atılsam diye temenni ettim.” dedi. Bu, kralın hoşuna gitti ve: “Başımı öp, seni serbest bırakayım.” dedi.İbn Huzafe: “Bütün müslüman esirleri serbest bırakırsan öpreim." dedi. Kral: “Peki” deyince İbn Huzafe onu başından öptü. Bunun üzerine kral sözünde durdu ve bütün müslüman esirleri serbest bıraktı.
Serbest bırakılanlar İbn Huzafe ile birlikte Ömer’in yanına geldiler. Ömer yerinden kalktı ve İbn Huzafe’yi başından öptü.” Bir başka rivayette Ömer: “Her müslümanın Abdullah b. Huzafe’nin başını öpmesi bir görevdir. İşte ben onların ilkiyim” der ve onu başından öper. Sonra da orada bulunanlar İbn Huzafe’nin başını öperler.