Bazı kişiler Allah'ın Rasulü Muhammed Mustafa (SAV)' in tüm hadislerini reddetmekte ve "O sadece Allah'tan aldıklarını bize iletmekle mükellef bir kul idi. O, getirdiği Kur'an'da geçenler haricinde başka emirler veremez." vs iddialarda bulunmaktadırlar. Yani bu kişiler Rasulullah'ın sadece gelip Kur'an'ı tilavet edip gittiğini iddia ederek onu adeta bir posta memuruna benzetmektedirler. Aynı hastalıklı anlayışın bir neticesi olarak müşrikler de Allah'ın resul olarak kendileri gibi bir kul göndermiş olmasını bir türlü anlayamamışlar ve sürekli kendilerine bir melek gönderilmesi gerektiği itirazında bulunmuşlardır.
17 İsra Suresi 94 - İnsanlara doğruluk rehberi geldiği zaman, inanmalarına engel olan, sadece: "Allah peygamber olarak bir insan mı gönderdi?" demiş olmalarıdır.
23 Mü’minûn Suresi 24 - Bunun üzerine, kavminin inkarcı ileri gelenleri şöyle dediler: "Bu, tıpkı sizin gibi bir beşer olmaktan başka bir şey değildir. Size üstün ve hakim olmak istiyor. Eğer Allah (peygamber göndermek) isteseydi, muhakkak ki melekler gönderirdi. Biz geçmişteki atalarımızdan böyle bir şey duymadık."
25 Furkân Suresi 7 - Onlar (bir de) şöyle dediler: Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor! Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarıcı olmalıydı!
25 Furkân Suresi 21 - Bizimle karşılaşmayı (bir gün huzurumuza geleceklerini) ummayanlar: Bize ya melekler indirilmeliydi ya da Rabbimizi görmeliydik, dediler. Andolsun ki onlar kendileri hakkında kibire kapılmışlar ve azgınlıkta pek ileri gitmişlerdir.
41 Fussilet 14 Peygamberler onlara: Önlerinden ve arkalarından gelerek Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, dedikleri zaman, "Rabbimiz dileseydi elbette melekler indirirdi. Onun için biz sizinle gönderilen şeyleri inkar ediyoruz" demişlerdi.
Evet ayetlerde de gördüğümüz gibi müşrikler Rasulullah'ı sadece bir postacı gibi gördükleri için "Allah'ın postacılığı işi kala kala bizim gibi bir insana mı kaldı? Allah postacı olarak bula bula bir insan mı buldu?" şeklinde akıl yürütmüş ve bunun sonucunda hidayetten mahrum kalmışlardı. Oysaki Allah'ın insanlara kendileri gibi insan resuller göndermesinin sebebi onlara örnek olması içindi. Şöyle ki bir melek, melek olmasından dolayı yemek, içmek, uyumak, yorulmak, cima etmek, hastalanmak vb. insani zaaflardan uzaktır.
11 Hûd Suresi 69 - Andolsun ki elçilerimiz (melekler) İbrahim'e müjde getirdiler ve: "Selam (sana)" dediler. O da: "(Size de) selam" dedi ve hemen kızartılmış bir buzağı getirdi. 70 - Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce, onları yadırgadı ve onlardan dolayı içine bir korku düştü. Dediler ki: Korkma! (biz melekleriz). Lut kavmine gönderildik.
Dolayısı ile bu vb. tüm konularda inen ayetleri insanlara uygulamalı olarak öğretmek şansı olmayacaktır. Sadece anlatım yöntemini kullanmak zorunda kalacaktır. Halbuki bilinen bir husustur ki insanlar duyduklarından daha çok, gördüklerini hatırda tutabilmektedirler. Hatta birşeyi hem görür hem de aynı anda duyarlarsa bu daha öğretici olmaktadır. Dolayısı ile Kur'an'daki helal yiyeceklerin nasıl yenileceğini anlatan bir melektense hem anlatan hem de gösteren bir insan daha faydalı olacaktır. Aşağıdaki iki ayet de bu hususu açıklamaktadır.
17 İsra Suresi 95 - Şunu söyle: Eğer yeryüzünde yerleşmiş gezip dolaşan melekler olsaydı, elbette onlara gökten, peygamber olarak bir melek gönderirdik.
Allah'ın bize insan rasuller göndermesinin bir sebebi de insanların farklı sebeplerden dolayı kendilerine gönderilen kitabı farklı şekillerde anlamalarını engellemektir. Zira her insanın maddi ve manevi alt yapısı farklı olduğu için aynı olay ya da olgulara farklı tepkiler verdikleri bilinen bir husustur. Bu durum sünneti inkar edenlerde daha fazla belirgindir. Çünkü onlar namazların vakit sayılarında bile anlaşamamaktadırlar.
16 Nahl Suresi 64 - Biz bu Kitab'ı sana sırf hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir topluma da hidayet ve rahmet olsun diye indirdik.
Şimdi tüm bu açıklamalardan sonra diyebiliriz ki Rasulullah'ın, getirdiği vahiyleri okumaktan başka bir görevi olmasa idi; Allah, Kur'an vahiylerini peyderpey Kabe duvarına "yedi askı şiirleri" gibi asabilir ya da Mekke'deki her evin kapısına bir suhuf bırakıp müşriklerin bunu okumasını sağlayabilirdi. Ya da onlara bir melek gönderir ve o da bu ayetleri okurdu. Üstelik Allah böyle yapsaydı o zaman müşriklerin, bir kısmını buraya almadığımız "İnsandan resul mü olurmuş?" şeklindeki onlarca itirazı daha yapılmadan engellenmiş olur, Allah'ın mümtaz kullarından olan Muhammed b. Abdullah (SAV) ve ashabı da bu kadar ezilmezdi. Üstelik Allah resul olarak bir insan göndermeseydi, hadis inkarcılarının dine sonradan sokulmuş şirk unsurları olduğunu iddia ettikleri hadisler hiç söylenmemiş, söylenenler de bir meleğin sözü olacağı için "Bir melekle biz bir değiliz. Biz onun söylediklerini yapmaya güç yetiremeyiz." haklı itirazı ile karşılaşır ve dinin safiyeti de bozulmamış olurdu.
NOT: İnsanlara melek değil de insan nebi gönderilmesinin bir başka sebebi de imtihanın gerçekleşmesi olup bu konumuz dışındadır.
6 En’âm Suresi 9 - Eğer peygamberi bir melek kılsaydık muhakkak ki onu insan suretine sokar onları yine düşmekte oldukları kuşkuya düşürürdük.
Bu konu ile ilgili olarak şöyle bir soru da sorabiliriz: Bazı peygamberlere neden kitap verilmemiştir? Öyle ya! Eğer peygamberlerin tek vazifesi getirdikleri kitapları halka okumak ise, halkın zaten bildiği ve fakat uymadığı bir kitaba uymaları için gönderilen bu yeni peygamber, bu görevinde başarılı olmak için selefinin kitabını halka aynen okumakla mı yetinmiştir?
Paz 28 Ekim 2012, 12:04
Konu: Müşrikler De Rasulleri Postacı Sanıyordu 
Paz 30 Ağus. 2009, 13:16