Konu: Hadis Rivayet Ederken Dikkat Edelim Salı 03 Şub. 2009, 14:19
Arkadaşlar bu alıntılarım hadis alimi Müslim (R.A.)’in Sahih-i Müslim adlı kitabının mukaddimesinden (giriş bölümünden).Dikkat ederseniz tamamen sahabe, tabiin ve tebei tabiinin (Allah onlardan razı olsun) sözlerinden oluşmakta ve hadis konusunda ne kadar hassas oldukları anlaşılmaktadır.
İbnî Abbas dedi ki: Filhakika biz Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in üzerinden yalan uydurulmazken ondan hadîs rivayet ederdik. Fakat insanlar hırçın deveye de uysal deveye de binmeğe başlayınca (yani insanlar iyi kötü demeyecek her mesleğe girmeye başlayınca) biz de ondan hadîs rivayet etmekten vaz geçtik.»
İbni Abbas (R. A.) dedi ki: — Bir zamanlar biz bir kimseyi: «Resulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu...» derken işittik mi gözlerimiz hemen ona yönelir; ve kulaklarımızı ona verirdik. Vakta ki insanlar her boyayı boyamağa başladılar: artık biz de tanıdığımız şeylerden başkasını onlardan almaz olduk. [Dikkat ediniz ashab ashabın ya da tabiinin bir kısmından hadis almaz olmaya başlamış]
tabiin veya tebei tabiinden Muhammed şöyle demiş: «Şüphesiz ki bu ilim (hadis ilmi) dindir. Öyle ise dinînizi kimlerden aldığınıza dikkat edin!...» [Mustafa islamoğlu da “ey Müslümanlar dininizi aldığınız yeri donunuzu aldığınız yer kadar araştırıyor musunuz?” diye soruyordu.]
«Abdullah b. el-Mübarek'i İsnâd dîndendir. Eğer isnâd olmasa idi muhakkak her isteyen istediğini söylerdi; derken işittim,»
Yine tabiin veya tebei tabiinden İbni Ebi'z-Zinâd'dan , o da babasından naklen rivayet etti. Babası şöyle demiş: Medine'de hepsi güvenilir yüz kişiye yetiştim ki, onlardan hadîs kabul edilmez; haklarında: «Hadîs ehli değildir.» denilirdi.[yani bir insanın güvenilir bir Müslüman olması ayrı bir şey kendisinden hadis nakledilecek kadar işin ehli olması apayrı bir şey]
Yahya b. Saîd el-Kattân'dan o da babasından naklen rivâyet etti. Babası şöyle demiş: — «Salih kimselerin, hadiste olduğu kadar hiç bir şeyde yanıldıklarını görmedik.» ibni Ebi Attâb dedi ki: — «Bunun üzerine bizzat ben Muhammed b. Yahya b. Saîd el-Kattan'la görüştüm; ve kendisine bunu sordum. Babasından naklen şunları söyledi: «Hayır ehlini, hadiste olduğu kadar hiç bir şeyde yanılmış görmezsin.» demiş. [Prof. Dr. İsmail L. Çakan, Anahatlarıyla Hadis, Ensar Neşriyat, shf. 203'te bu ifadeyi şöyle vermiş: Salih kişileri hiçbir şeyde hadiste olduğu kadar yalancı görmedik. e-mir.]
Bize Hammâd b. Zeyd rivayet etti. Dedi ki: Eyyub: Benim bir komşum var, dedi. Sonra onun faziletlerinden bahsetti. Ama benim yanımda iki hurma danesine şâhidlik etse ben onun şehâdetini câîz görmem.» dedi.[bakın gene çok faziletli kişiler ama kendilerinden hadis rivayet edilmiyor.]
Evet arkadaşlar umarım neden hadis rivayet edilirken hep muteber hadis alimlerinin yazmış oldukları kitaplardan ve senedli şekilde rivayet edilmesi gerektiğinde ısrarcı olduğumu anlamışsınızdır.
En son e-mir tarafından Perş. 27 Ağus. 2009, 15:57 tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi
Yaş :
Konu: Geri: Hadis Rivayet Ederken Dikkat Edelim Perş. 23 Nis. 2009, 17:43
Rudani 335-Ebû Katâde radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Ümmetimin helaki şu üçünde olacaktır: Kaderiyye (kaderi inkarcılık), asabiyye (soy sopla övünme, ırkçılık) ve iyice tedkik ve tesbit etmeden rivayet." [Taberânî, el-Mu'cemu'l-Evsat'ta zayıf bir isnâdla.]
Konu: Geri: Hadis Rivayet Ederken Dikkat Edelim Perş. 27 Ağus. 2009, 15:43
كفى بالمرء كذبا أن يحدث بكل ما سمع “
Kişiye her duyduğunu (hadis olarak) aktarması yalan olarak yeter!”
Müslim mukaddime 5, Hz. Ebu Hureyre’den r.a.
İZAH
Hadisin manası her ne kadar açık ve net olsa da, asıl mana gözden ve dikkatten kaçtığında asıl mesaj da kayboluyor. Sıradan insanların bile her söylediğini aktarmak yalana dahil ise, şu iki meselede ne dersiniz? A) İnternet tam olarak bir dezenformasyon (bilgi çöplüğü) kaynağı olduğu taraflarca müsellem. Özellikle -başta Yahudiler olmak üzere- tüm İslam düşmanlarının desteği ile planlı bir biçimde İslam hakkında yanlış bilgilendirme almış başını gidiyor. Buna bir çok gafil ve cahil Müslümanlar da katılabiliyor zaman zaman. Hatta bir kısmı gayet de samimi… Bu muharref (hatalı, tahrif edilmiş) dini bilgiler içinde özellikle imanla alakalı olanlar oldukça tehlikeli boyutta. Bazı mütevatir hadislerin inkarı (başta İsa’nın a.s. nüzûlü, kabir azabı, ayın yarılması vs), Rusya’da maden işçileri tarafından kabir azabına dair kaydedilmiş sesler, fotoğrafı çekilmiş cinler, kabir azabı görmüş bir cesedin nakli sırasındaki resmi, Kur’ana hakaret ettiği için maymuna dönmüş kız, kutsal ve tehditvari mektuplar vs vs. B) İlkinden de önemli olan ise, Peygambere a.s. atfedilen her sözü hadis diye aktarmaktır ki, Müslim’in bu hadisi rivayetinin asıl amacı da budur. Özellikle kendi görüş, heva veya meşrebini destekleyen her hadis kılıflı sözü muhkem nass veya mütevatir hadis gibi hiç araştırmadan hadis diye aktarmak, bununla da yetinmeyip dikte etmek ne derece tehlikeli olduğu herkesin malumu… Hem fâiline hem de mef’ûlüne… En azından bu sözün Peygambere a.s. ait olmama ihtimaline karşın akıbetini ve vebalini düşünmeli değil mi?
Bu hadis, selef-i salihinin bir çoğu tarafından mana olarak da mevkûf rivayetlerle aktarılmıştır. Mesela Hz. Ömer r.a. ve Abdullah b. Mes’ud’dan r.a. şu şekilde aktarılmıştır: “Kişiye her duyduğunu (hadis olarak) aktarması yalan olarak yeter!”
İmam Mâlik şöyle der: “Şunu bil ki; her duyduğunu hadis olarak aktaran kişi sağlam (güvenilir) olamaz. Her duyduğunu hadis olarak aktarmaya devam ettiği halde de (hadis) imam(ı) olamaz!”
Abdurrahman b. Mehdi de şöyle der: “Kişi duyduklarından bir kısmında dilini tutmadıkça kendisine uyulan bir imam olamaz!”
Yalan, bir haberin hakikatının hilafını aktarmaktır. Kasıtlı olursa büyük günahlara dahil olur. Din konusunda kasıtsız bile olsa, ihmalden ve ciddiyetsizlikten kaynaklanan vebali asla düşürmez. Tekraren, ısrarla ve inatla bir davaya veya huya dönüştürülmesi ise, sapıklığa ve fitneye yol açar, maazallah! Vallahu alem!
Yaş :
Konu: Geri: Hadis Rivayet Ederken Dikkat Edelim Cuma 29 Ocak 2010, 01:32
İmam Malik dedi ki: Mescid-i Nebevi'de 70 şeyh gördüm. Hepsi de salah ve takva sahibi, kendilerine devlet hazinesi teslim edilse, amanete riayet edecek kimselerdi. Ancak onlardan biri "Bana babam babsından, o da Resulullah'tan nakletti ki..." dediğinde hiçbirinden birşey almazdık. Ama ibni Şihab ez-Zühri bize geldiğinde kapısına hücum ederdik.
Zahid el-Kevseri dediki: Hadis Tenkidi salih (yani mutasavvıf) adamın işi değildir.
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu, Kur'an ve Bağlam, Şule Yayınları, shf.287